Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2022/182 E. 2022/398 K. 31.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/182 Esas
KARAR NO: 2022/398
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 02/12/2021
NUMARASI: 2019/704 Esas, 2021/1139 Karar
DAVA: KONKORDATO (Adi Konkordatodan Kaynaklanan (İİK 285 İla 308/h))
KARAR TARİHİ: 31/03/2022
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Konkordato talep edenler vekili talep dilekçesi ile; müvekkili şirketin inşaat taahhüt işi konusunda faaliyet gösterdiğini, borçlu şirketin sermayesinin 60.000.000,00 TL olup tamamının ödendiğini, şirket ortaklarından %48,75 pay sahibi … ile %0,25 pay sahibi …’nun şirket borçlarına kefaletlerinin bulunduğunu, ülke ekonomisinde yaşanan dalgalanmalar, küresel likidite sıkıntısı, maliyetlerin ve faizlerin artması, kur artışları ve piyasadaki talep düşüklüğü nedeniyle müvekkillerinin ödeme güçlüğü yaşadıklarını, konkordato teklifleri ile borçluların borçların tamamını tasdik kararının kesinleşmesinden itibaren 4 yılda üçer aylık eşit taksitler halinde ödeyeceğini belirterek müvekkilleri lehine geçici mühlet ve sonrasında bir yıllık kesin mühlet verilmesini, akabinde konkordatonun tasdikini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece, İİK’nın 305. maddesinde belirtilen konkordato tasdiki şartlarının gerçekleştiği gerekçesiyle borçluların konkordato taleplerinin kabulü ile konkordato projesinin tasdikine, borçlular … AŞ ile …’nun konkordatoya tabi borçlarının % 100’ünün faizsiz bir şekilde konkordatonun tasdikinden sonraki ilk yıl ödemesiz, ikinci yıl %25 her üç aylık zamanlar itibarıyla eşit, üçüncü yıl %25 her üç aylık zamanlar itibarıyla eşit, dördüncü yıl %25 her üç aylık zamanlar itibarıyla eşit, beşinci yıl %25 her üç aylık zamanlar itibarıyla eşit tutarlı ve borçlular tarafından sunulan ödeme takvimi uyarınca ÖDENMESİNE, raporun ekinde sunulan ödeme takviminin kararın eki sayılmasına, konkordatonun tasdik kararı ile bağlayıcı hale gelmesine, kayyım atanmasına, çekişmeli alacaklara pay ayrılmasına yer olmadığına karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ Karar SGK ile konkordatoya itiraz eden alacaklılar … Bankası, … Bankası ve … bankası tarafından yasal süresinde istinaf edilmiştir. Alacaklı … Bankası vekili istinaf dilekçesinde; geçici mühlet verildiği tarih itibarıyla borçlu şirketten toplam 1.909.645,49 TL alacakları bulunduğunu, ancak borçlu şirketin alacağın bir kısmını kabul etmediğini ve mahkemece 369.040,49 TL alacak üzerinden müvekkili bankanın nisaba dahil edilmesine karar verildiğini, alacaklara ilişkin itirazların eksik inceleme ile karara bağlanması nedeniyle davacının borca batıklığının tespitinin mümkün olmadığını ve tasdik şartlarının gerçekleşmediğini, projenin başarıya ulaşmasının mümkün olmadığını belirterek davacı şirket hakkındaki tasdik kararının kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir. Alacaklı … Bankası vekili istinaf dilekçesinde; borçlu şirketin müvekkili bankadan kullandığı kredilere davacı gerçek kişilerin kefaletinin bulunduğunu, geçici mühlet tarihi itibarıyla nakdi ve gayri nakdi kredilerden doğan alacak miktarı 47.599.704,00 TL olmasına rağmen bilirkişi incelemesi ile konkordato nisabında alacaklarının 30.326.681,02 TL olarak dikkate alındığını, müvekkilinin alacağının nisapta hatalı ve eksik gösterildiğini, sadece nisabın sağlanmasının tasdik kararı verilmesini sağlamayacağını, mahkemenin komiser raporu ile de bağlı olmadığını, davacının konkordato projesinin inandırıcılıktan uzak olup başarıya ulaşmayacağını ve borçların ödenemeyeceğini, borçluların bankaya başvurarak yapılandırma talep etmeden konkordato talep etmelerinin kötü niyetli ve alacaklıları zarara uğratmak amacı ile olduğunu, iki yıldır mühletten yararlanan borçluların hiçbir ilerleme kaydetmediğini, projenin tasdiki için yasal şartların oluşmadığını belirterek kararın kaldırılmasını ve borçluların tasdik talebinin reddini talep ve istinaf etmiştir. Alacaklı … Bankası vekili istinaf dilekçesinde; borçlu şirketin asaleten ve kefaleten kullandığı krediler nedeniyle geçici mühlet tarihi itibarıyla müvekkili bankaya toplam borcunun 21.363.495,47 TL olduğunu, borçlu …’nun ise kullandığı bireysel kredi ve borçlu şirkete kefaleti nedeniyle müvekkili bankaya toplam borcunun 21.972.072,64 TL olduğunu, ancak borçluların alacağın bir kısmına itiraz ettiğini ve mahkemece nisapta alacaklarını borçlu şirket yönünden 18.303.603,40 TL, borçlu şahıs yönünden 18.912.180,57 TL olarak dikkate aldığını, eksik alacak üzerinden projenin tasdik edildiğini, projede öngörülen vadenin çok uzun olduğunu, İİK’nın 286. maddesi uyarınca konkordato talebinde alacaklıları, alacak miktarlarını ve alacaklıların imtiyaz durumunu gösteren listenin sunulması gerektiğini, İİK’nın 287. maddesi uyarınca geçici mühletin ancak 286. madde de sayılan belgelerin eksiksiz sunulması halinde verilebileceğini, konkordato talebinde müvekkilinin alacağının eksik bildirilmesi nedeniyle talebin reddi gerektiğini, itiraza uğrayan alacaklar yönünden depo kararı verilmemiş olması nedeniyle de kararın kaldırılması gerektiğini belirterek tasdik talebinin reddini talep ve istinaf etmiştir. Alacaklı SGK vekili istinaf dilekçesinde; amme alacağı olan kurum alacaklarının tam olarak ödenmesi gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını ve tasdik talebinin reddini talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE Alacaklı SGK’nın istinaf talebi yönünden yapılan incelemede; Talep, konkordatonun tasdikine ilişkindir. Alacaklı SGK vekili tasdik kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurmuşsa da, SGK Başkanlığının prim alacakları 5501 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 88/16. maddesine göre, İcra ve İflas Kanununa göre değil 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanuna göre takip ve tahsil edilmektedir. Bu Kanuna tâbi alacaklar konkordato hükmünün dışında kaldığından (İİK m.308/c) SGK alacaklarının konkordatodan etkilenmediği sonucuna varılmaktadır. Konkordatodan etkilenmeyen alacakların itirazlarının dikkate alınması gerekmediği gibi bunların alacaklılarının toplantıya çağrılmasına da gerek bulunmamaktadır. Diğer bir ifade ile SGK Başkanlığının konkordatonun tasdikine ilişkin olarak istinaf yoluna başvurmakta hukuki yararı bulunmamaktadır. Hukuki yarar dava şartı olduğu gibi istinaf yasa yoluna başvurulması için de aranan bir şarttır. Bu nedenle alacaklı SGK vekilinin istinaf başvurusunun hukuki yarar yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerekir. Diğer alacaklıların istinaf talebi yönünde yapılan incelemede; Talep, konkordatonun tasdikine ilişkindir. 2004 sayılı İİK‘nun 285. maddesinde, yetkili ve görevli mahkeme düzenlenmiş, yasada, iflasa tabi olan borçlu için İİK ‘nun 154. maddesine atıf yapılarak ilgili maddenin birinci veya üçüncü fıkrasında yazılı yerlerdeki asliye ticaret mahkemesinin, iflasa tabi olmayan borçlu için ise yerleşim yerindeki asliye ticaret mahkemesinin yetkili ve görevli olduğu vurgulanmıştır. Somut yargılamada, davanın, dava tarihi itibariyle yetkili ve görevli asliye ticaret mahkemesinde açıldığı, yargılamanın yetkili mahkemece gerçekleştirildiği sabittir. Diğer yandan, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 74. maddesinde belirtilen şekilde, vekaletnamede konkordatoya ait özel yetkinin mevcut olduğuda anlaşılmıştır. Dosya kapsamından, mahkemece İİK’nın 286. maddesinde sayılan belgelerin eksiksiz olarak sunulduğu belirtilerek borçlular lehine 24/09/2019 tarihinden geçerli olmak üzere 3 aylık geçici mühlet kararı verildiği ve geçici komiser atandığı, 20/12/2019 tarihli duruşmada geçici mühletin 24/12/2019 tarihinden itibaren 2 ay daha uzatılmasına karar verildiği, 13/02/2020 tarihli duruşmada borçlu şirket lehine 13/02/2020 tarihinden itibaren bir yıllık kesin mühlet verildiği, sonrasında mahkemece 7226 Sayılı Yasa’nın geçici 1. maddesinde öngörülen durma sürelerinin de ilavesi ile 10/05/2021 tarihinden itibaren kesin mühletin 6 ay daha uzatılmasına karar verildiği, İİK’nın 297, 299, 300, 301 ve 302. maddeleri kapsamında borçlu şirketin mevcudunun kıymeti takdir edilip, alacakların bildirilmesi ve tahkiki tamamlandıktan sonra alacaklılar toplantısının yapıldığı, iltihak süresinin bitiminden sonra komiserin İİK’nın 302/son fıkrası kapsamında konkordato projesinin kabul edilip edilmediğine ve tasdikinin uygun olup olmadığına dair gerekçeli raporunu mahkemeye sunduğu, tasdik yargılaması için duruşma günü belirlendiği ve duruşma gününün İİK’nın 304. maddesi uyarınca ilan edildiği, mahkemece kesin mühlet içinde karar verilemeyeceği gerekçesiyle İİK’nın 304/2 maddesi uyarınca karar verilinceye kadar mühlet hükümlerinin devamına karar verildiği ve karar duruşmasının 02/12/2021 tarihinde yapıldığı görülmektedir.Mahkemece, tasdik şartlarının bulunduğu gerekçesiyle borçlu şirket ve şahısların konkordato projesinin tasdikine karar verilmiş, itiraz eden alacaklılardan … Bankası, … Bankası ve … Bankası karara karşı istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Uyuşmazlık, konkordato tasdik şartlarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmıştır. Konkordato Komiseri Heyeti 06/10/2021 tarihli raporunda; Borçlu … Aş yönünden: Borçlu şirketin 31/07/2021 tarihi itibariyle kaydi özkaynaklarının (+) 79.097.072,01 TL rayiç özkaynaklarının (+) 126.191.114,90 TL olup borca batık durumda olmadığı, borçlu şirketin nihai projesinde yer alan kaynakları ile borçlarını konkordatonun tasdikinden sonraki 1 yıl ödemesiz toplam 5 yıllık süreçte %100’ünü faizsiz ödemeyi teklif ettiğini, borçlu şirketin iflası halinde adi alacaklıların tahsil edebileceği oranın %85 olduğu, borçlu şirketin nihai projesinde ise 1 yıl ödemesiz 4 yıllık vadede borçlarının %100’ünü ödemeyi telif ettiği, bu durumda teklif edilen tutarın borçlunun iflası halinde alacaklıların elde edebileceği miktardan fazla olduğu, borçlu şirketin mevcut kaynaklarının ve nihai projede öngördüğü faaliyetin devamı sonucu yaratacağı kaynakların konkordato teklifi ile orantılı olduğu, borçlu şirketin konkordato teklifinin “kaydedilmiş olan alacaklıların dörtte birini ve alacakların üçte ikisini” aşacak şekilde kabul edildiği, konkordatonun tasdik edilebilmesi için Harçlar Kanununa ekli 1 sayılı tarifeye göre hesaplanan 105.585.903,88 TL ‘nin binde 2,27’si olan 239.680,00 TL tutarındaki harcın yatırılmasının zorunlu olduğu, teminat şartının sağlanması ve hesaplanan tasdik harcının yatırılması durumunda borçlu şirketin konkordatoya tabi borçlarını konkordatonun tasdikinden sonraki 1 yılı ödemesiz toplam 5 yıllık süreçte %100’ünü faizsiz ödemeyi teklif etmektedir şeklindeki teklifinin kabul edilerek konkordatonun tasdikine karar verilebileceği; Borçlu … Yönünden; konkordato teklifinin kaydedilmiş olan alacaklıların dörtte birini ve alacakların üçte ikisini aşacak şekilde kabul edildiği, konkordatonun tasdik edilebilmesi için Harçlar Kanununa ekli 1 sayılı tarifeye göre hesaplanan 639.907.830,22 TL’nin binde 2,27 si olan 1.445.780,74 TL tutarındaki harcın yatırılması gerektiği, teminat şartının sağlanması ve hesaplanan tasdik harcının yatırılması durumunda borçlunun konkordatoya tabi borçlarını konkordatonun tasdikinden sonraki 1 yılı ödemesiz toplam 5 yıllık süreçte %100’ünü faizsiz ödemeyi teklif etmektedir şeklindeki teklifinin kabul edilerek konkordatonun tasdikine karar verilebileceği; Borçlu … Yönünden; konkordato teklifinin kaydedilmiş olan alacaklıların ve alacakların yarısını veya kaydedilmiş olan alacaklıların dörtte birini ve alacaklarının üçte ikisini aşacak şekilde kabul edildiği, konkordatonun tasdik edilebilmesi için Harçlar Kanununa ekli 1 sayılı tarifeye göre hesaplanan 28.896.860,36 TL’nin binde 2,27’si olan 165.595,80 TL tutarındaki harcın yatırılması gerektiği, teminat şartının sağlanması ve hesaplanan tasdik harcının yatırılması durumunda borçlunun konkordatoya tabi borçlarını konkordatonun tasdikinden sonraki 1 yılı ödemesiz toplam 5 yıllık süreçte %100’ünü faizsiz ödemeyi teklif etmektedir şeklindeki teklifinin kabul edilerek konkordatonun tasdikine karar verilebileceği yönünde görüş bildirmişlerdir. Tasdik şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği hususunda ayrıca alınan 02/11/2021 tarihli bilirkişi raporunda; borçlu şirketin teklif ettiği tutarın iflasa nazaran alacaklıların lehine olduğu ve borçlunun kaynakları ile orantılı olduğu, projenin kaydedilmiş olan alacaklıların dörtte biri ve alacakların üçte iki çoğunluğu ile kabul edildiği, 1.676.926,53 TL tutarındaki personel alacakları ile 12.795.963,87 TL tutarında komiser izni ile akdedilmiş borçların yeterli teminata bağlanması gerektiği, ayrıca 239.680,00 TL tasdik harcının ödenmesi gerektiği; borçlu gerçek kişilerin teklif ettiği tutarların borçluların kaynakları ile orantılı olduğu, borçlular iflasa tabi olmadıklarından İİK’nın 305/1.a bendinin değerlendirilmediği, borçluların teminata bağlanması gereken borçlarının bulunmadığı belirtilmiştir. İstinaf yoluna başvuran itiraz eden alacaklılar, alacaklarının nisapta eksik ve hatalı gösterildiğini, alacaklarının mevcut hesaplamanın çok üzerinde olduğunu, projenin inandırıcılıktan uzak olduğunu ve tasdik şartlarının gerçekleşmediğini ileri sürerek tasdik kararına karşı istinaf yoluna başvurmuştur. Borçlu şirket yönünden yapılan istinaf incelemesinde; 1-Tasdik edilen revize projede; borçlu şirketin ortaklarından olduğu … Ltd. Şti’nin … AŞ’tan kredi kullandığı, … Ltd. Şti’nin diğer ortakları ile birlikte borçlu şirketin de kredi sözleşmesini müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığı, ayrıca kredi alacağının teminatı olarak … Ltd. Şti’nin hisselerinde banka lehine rehin tesis edildiği, kredi borçlarının gününde asıl borçlu tarafından ödendiği, bu nedenlerle borçlu şirketin anılan krediye kefaletten borcu doğmayacağına değinilerek sözkonusu borca ödeme tablosunda yer verilmemiştir. Komiser heyetinin nihai raporunda da, yukarıda bahsedilen borçlu şirketin kefaletten kaynaklı 537.539.111,01 TL borcu yönünden, … Ltd. Şti’nin hissesi üzerinde rehin tesis edildiği ve rehnin kıymetinin borcu tamamen karşılayacağı, bu nedenle söz konusu borçtan borçlu şirketin sorumlu olmayacağı belirtilmiş, sözkonusu kefaletten kaynaklı borç proje kapsamında ödenecek borç olarak değerlendirilmemiştir. Aynı şekilde borçlu şirketin kefaleten sorumlu olduğu …’ın 5.760.376,58 TL alacağı ile … Bankası’nın 3.718.600,98 TL alacakları yönünden de 3 şahıslar tarafından tesis edilen rehin değeri düşülerek borçlu şirketin sorumlu olduğu borç miktarı belirlenmiş ve bu kısım proje kapsamında ödenecek borç olarak belirlenmiştir. Bununla birlikte konkordato nisabında anılan alacak tutarlarının tümünün dikkate alındığı, alacaklı …’ın borçlu şirketin kefaleten sorumlu olduğu 537.539.111,01 TL alacağının da dahil olduğu miktarı içerir alacak tutarı yönünden kabul oyu verdiği görülmektedir. Böylelikle toplam 733.992.804,38 TL alacak tutarından 632.791.769,98 TL alacak tutarının projeyi kabul ettiği (kaydedilmiş alacakların 2/3’sinin konkordatoyu kabul ettiği) değerlendirilerek İİK’nın 305/1.c bendindeki tasdik şartının da sağlandığı kabul edilmiştir. Ancak sözkonusu alacağın konkordato nisabında dikkate alınarak oylamaya dahil edilmesine rağmen borçlu şirketin projesinde ve borç tasfiye planında yer verilmemesi çelişkili olup doğru değildir. Bu durumda, oylamada, yasanın aradığı nisabın sağlanmadığı görülmektedir. Kefil, konkordato projesinde kefalet borcunu hangi oranda veya vadede ödeyeceğini, ödemelerin yapılması için mevcut mallarını satıp satmayacağını, kefalet borcu ödemesini yapabilmek için gerekli mali kaynağı nasıl sağlayacağını açıkça belirtmelidir (Yeni Konkordato Hukuku, editör Selçuk öztek, 2. Baskı, sh. 148). İİK’nın 305. maddesinde düzenlenen konkordatonun tasdiki için gereken şartlardan biri de, konkordatoda teklif edilen tutarın borçlunun kaynakları ile orantılı olmasıdır. Teklif edilen tutarın borçlunun malvarlığı ile orantılı olup olmadığının tespiti için, borçlunun aktif ve pasifinin belirlenmesi gerektiği açıktır. Somut talepte borçlu şirketin kefaletten kaynaklı borcunun üçüncü şahıs rehniyle güvence altında olduğu gerekçesiyle projede yer verilmemesi doğru olmayıp, borçlu şirket bu borçların tasfiyesi yönünden gerekli mali kaynağı nasıl sağlayacağını açıklamalıdır. Kaldı ki anılan borçlar nisaba da dahil edilmiştir. Borçlu şirketin 3. şahıs rehni ile teminat altına alınan kefaleten sorumlu olduğu borçların yer verilmediği projede teklif edilen tutar, borçlunun tüm borçlarını içermediğinden, teklif edilen tutarın borçlunun malvarlığı ile orantılı olduğundan söz edilemez. 2-Diğer taraftan revize projede konkordatoya tabi borç 141.140.312,01 TL olarak gösterilmiştir. Borcun ödenmesi için öngörülen yaklaşık 138.000.000,00 TL civarındaki kaynağın ise borçlu şirketin alacaklardan yapacağı tahsilat olduğu anlaşılmaktadır. İİK’nın 305/1.b bendi uyarınca borçlunun teklif ettiği tutarın borçlunun kaynakları ile orantılı olması gerekir. Bu kapsamda mahkeme borçlunun beklenen haklarının dikkate alınıp alınmayacağını ve alınacaksa ne oranda dikkate alınacağını takdir eder. Somut olayda, borçlu şirket konkordato kaynaklarının büyük bir kısmını alacaklarının tahsiline bağlanmıştır. Ancak ticari hayatın riskleri ve bahsedilen alacakların tahsil kabiliyeti hususunda dosyaya yansıyan herhangi bir veri de bulunmadığı gözetildiğinde, konkordatonun başarı olasılığı bulunmamaktadır. Bu durumda yukarıda açıklanan nedenler ile tasdik şartlarının bulunmadığı anlaşıldığından mahkemece borçlu şirketin tasdik talebinin reddine karar verilmesi gerekirken, tasdik talebinin kabul edilmesi doğru görülmemiştir. Borçlu gerçek kişiler yönünden yapılan istinaf incelemesinde; Borçlu gerçek kişilerin sunduğu konkordato projesine göre, anılan kişilerin konkordato teklifi, ortağı oldukları şirket borçlarına kefil olmasından kaynaklanmaktadır. Tüzel kişi ve kefillerinin konkordato taleplerini aynı dilekçede birleştirilmesi mümkün olmakla birlikte, konkordatonun tasdiki için gerekli koşulların her bir borçlunun şahsında gerçekleşmesi gerekir. Yukarıda da belirtildiği gibi kefil mahkemeye sunacağı konkordato ön projesinde kefalet borcunu hangi oranda veya vadede ödeyeceğini, ödemelerin yapılması için mevcut mallarını satıp satmayacağını, kefalet borcu ödemesini yapabilmek için gerekli mali kaynağı nasıl sağlayacağını açıkça belirtmelidir. Ne var ki somut olayda borçlu gerçek kişilerin projesinin incelenmesinde, borçlu şirketlerden bağımsız bir konkordato projesinin bulunmadığı, projenin kendine özgü hiçbir konkordato tedbiri ve hedefi içermediği, tamamen borçlu şirketlerin ön projesi üzerine temellendirildiği, gerçek kişilerin konkordato kaynağı bulunmadığı, borcu şahsen ödemelerinin mümkün olmadığı, alacaklılara sunulan bir proje bulunmadığı görülmektedir. Sırf alacaklıların icra takibine maruz kalmamak için konkordato talep edilmesi de müessesenin amacına uygun düşmeyecektir. Buna göre ilk derece mahkemesince borçlu gerçek kişilerin de tasdik talebinin reddine karar verilmesi gerekirken, tasdik talebinin kabul edilmesi doğru olmamıştır. Açıklanan nedenlerle SGK’nın istinaf başvurusunun hukuki yarar yokluğu nedeniyle reddine, konkordatoya itiraz eden alacaklıların istinaf başvurusunun kabulü ile yeniden yargılama yapılmasına gerek olmadığından, HMK’nın 353/1.b.2 bendi gereğince kararın kaldırılarak yeniden esas hakkında borçluların tasdik taleplerinin reddine karar verilmesine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Alacaklı Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı’nın istinaf başvurusunun hukuki yarar yokluğu nedeniyle REDDİNE, 2-Alacaklı … Bankası alacaklı, … Bankası ve alacaklı … Bankası vekillerinin istinaf başvurusunun ayrı ayrı KABULÜ ile Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2019/704 Esas, 2021/1139 Karar 02/12/2021 tarihli kararının HMK 353/1b-2 maddesi gereğince KALDIRILMASINA, yeniden HÜKÜM TESİSİNE, 2.a.1-Konkordato talep edenler … AŞ ile … ve …’nun konkordatonun tasdiki taleplerinin AYRI AYRI REDDİNE, 2.a.2-Kesin mühlet, kesin mühletin sonuçları ve komiser heyetinin görevlerinin yasa gereği kendiliğinden SONA ERDİĞİNE, verilen tedbirlerin kaldırılmasına, 2.a.3-Kararın İİK’nın 308. maddesi yollaması ile İİK. 288. maddesindeki usulle ilanına ve ilgili kurumlara müzekkere ile bildirilmesine, 2.a.4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince alınması gereken 80,70 TL maktu karar harcından peşin alınan 44,40 TL harcın mahsubu ile noksan kalan 36,30 TL harcın talep edenlerden tahsili ile hazineye gelir kaydına, İstinaf Başvurusu Yönünden; 3-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 80,70 TL harçtan alacaklı … Bankası tarafından peşin olarak karşılanan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 21,40 TL harcın talep edenlerden alınarak HAZİNEYE İRAT KAYDINA, Alacaklı … Bankası tarafından yatırılan 162,10 TL istinaf başvuru harcı, 59,30 istinaf karar harcı ve 96,00 TL istinaf yargılama giderinin talep edenlerden alınarak alacaklıya verilmesine, 4-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 80,70 TL harçtan alacaklı … Bankası tarafından peşin olarak karşılanan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 21,40 TL harcın talep edenlerden alınarak HAZİNEYE İRAT KAYDINA, Alacaklı … Bankası tarafından yatırılan 162,10 TL istinaf başvuru harcı, 59,30 istinaf karar harcı ve 84,00 TL istinaf yargılama giderinin talep edenlerden alınarak alacaklıya verilmesine, 5-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 80,70 TL harçtan alacaklı … Bankası tarafından peşin olarak karşılanan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 21,40 TL harcın talep edenlerden alınarak HAZİNEYE İRAT KAYDINA, Alacaklı … Bankası tarafından yatırılan 162,10 TL istinaf başvuru harcı, 59,30 istinaf karar harcı ve 84,00 TL istinaf yargılama giderinin talep edenlerden alınarak alacaklıya verilmesine, 6-Sosyal Güvenlik Kurumu harçtan muaf olduğundan harç alınmasına YER OLMADIĞINA, 7-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti hakkında karar verilmesine yer olmadığına. 8-Gerekli işlemlerin bir an önce yerine getirilmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunun 308/a maddesi gereğince kararın tebliğ tarihinden itibaren on gün içinde Yargıtay nezdinde Temyiz Kanun Yolu Açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.31/03/2022