Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2022/1786 E. 2022/1533 K. 08.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/1786 Esas
KARAR NO: 2022/1533
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi
ARA KARAR TARİHİ: 06/10/2022
NUMARASI: 2022/634 Esas
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Kooperatif Aidat Borcundan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 08/12//2022
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili kooperatifin genel kurulda aldığı karar uyarınca inşaat yapım işini götürü bedel olarak ihale ettiğini, bütün sürecin Kamu İhale mevzuatına göre yürütüldüğünü, ihalede çeşitli usulsüzlükler olduğundan bu konuda Bakırköy CBS’ye suç duyurusunda bulunulmuş olmakla beraber ihale neticesinde 04/08/2020 tarihinde … Limited Şirketi ile anahtar teslim götürü bedel sözleşmesi imzalandığını, davalı ortağın ayrıca … Limited Şirketi’nin imzaya yetkili şirket müdürü olduğunu, davalının ortak sıfatını haiz olması dolayısıyla genel kurullara katıldığını, şirket yetkilisi olarak genel kurulda ortaklara inşaatla ilgili bilgilendirmelerde bulunduğunu, davalının ortaklıktan doğan borçlarını ödemediğini, bu durumun diğer kooperatif ortaklarını etkilediğini, kooperatife ödeme yapmadıklarını, davalının yetkilisi olduğu şirketin yaptığı imalatların yapılan tespitte deprem yönetmeliğine aykırı olduğunun tespit edildiğini, bu durumun işleri dahada zora soktuğunu, üyelerin ödeme yapma konusundaki iradelerini etkilediğini, davalı ortağın ortaklıktan kaynaklanan borçlarını ödemediğini, bunun üzerine Bakırköy … İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyası üzerinden icra takibi başlatıldığını, davalının haksız olarak icra takibine itiraz ettiğini belirterek öncelikle İİK m.257 vd. uyarınca davalının taşınır, taşınmaz, banka alacakları, vb. her türlü hak ve alacağının ihtiyaten haczine, davalı borçlunun itirazının iptaline ve alacağın faiziyle ödenmesine, takibin devamına, icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; yetkili mahkemenin Bakırköy Ticaret Mahkemesi olduğunu, sözleşmenin davacının iddia ettiği gibi götürü bedel usulu bir sözleşme olmadığını, davacının Hakediş borçlarını ödemediğini, bu arada, davacı Kooperatifin de maliki olduğu parselini de ilgilendiren şekilde, Belediyenin imar uygulamasının iptal edilmesine ilişkin İdare Mahkemesinde açılan iptal davasında, müvekkilin de üyeliği bulunan kooperatifin inşaatı hakkında yürütmenin durdurulmasına karar verildiğini, İdare Mahkemesi tarafından verilen yürütmeyi durdurma kararı üzerine, Belediye tarafından düzenlenen Yapı tatil Tutanağı ile inşaatın 22.02.2022 tarihinde tatil edildiğini, müvekkilinin aidat ödemediği konusundaki iddianın yersiz olduğunu, her ne kadar başka üyelerin de aidat ödemediğini iddia edilse de, diğer üyeler hakkında icra takibi başlatıldığı konusunda somut bir bilgi verilmediğini, davacı kooperatifin vadesi gelen borçların gününde ödemediğini, yetkililerin görevlerini kötüye kullandıklarını, müvekkilinin aylık olarak kooperatif ödemelerini … Bankasından kredi kullanarak ödemekteyken 12 Şubat 2022 Tarihli genel kurul toplantısında alınan karar ile kooperatif tarafından Müvekkilinden 90.000 TL ve 30.000 TL ara ödeme istendiğini, banka hesaplarında ciddi tutarda kaynağı bulunan davacının günü geçen borçlarını dahi ödemezken inşaata devam edilememesi gerçeği karşısında husumet içerisinde bulunduğu müvekkili gibi sadece birkaç üye hakkında takip başlatılması olayının eşitlik ilkesine aykırı olduğunu belirterek davanın reddi ile kötüniyet tazminatının davacıdan tahsilini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEME ARA KARARI Mahkemece 06/10/2022 tarihli ara kararı ile: soyut iddia dışında, yaklaşık ispat şartının yerine getirilmediği, ihtiyati haciz koşullarının oluşmadığı gerekçesi ile davacı vekilinin ihtiyati haciz talebinin REDDİNE karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Ara karar, davacı vekili tarafından yasal süresi içerisinde istinaf edilmiştir. Davacı vekili istinaf nedenleri olarak; yargılamanın esasında kooperatifin muhasebe kayıtlarının dikkate alınacağını, yaklaşık ispat şartının gerçekleştiğini, kaldı ki, davalının kooperatifin müteahhit konumunda bulunduğunu, davalının kooperatif ortağı olduğu konusunda uyuşmazlık bulunmadığını, mahkemeye sunulan muhasebe kayıtlarına uygun şekilde hesaplanmış borç durum belgesinin dikkate alınmadığını, davalı yükleniciye bugüne kadar 130 milyon TL’den fazla ödeme yapıldığını, KDV iadesi ile bu rakamın 150 milyon TL’nin üzerinde olduğunu, davalının ortaklıktan kaynaklı yükümlülüğünü yerine getirmemesinin diğer ortakları da etkilediğini, alacağın likit olduğunu belirterek ilk derece mahkeme ara kararının kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME: Talep, İİK 258/2 fıkrası gereğince ihtiyati haciz talebinin reddi kararının kaldırılması istemine ilişkindir. Uyuşmazlık; ihtiyati haciz şartlarının oluşup oluşmadığı, ilk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun bulunup bulunmadığı noktasında toplanmıştır. Dosya kapsamından; davacı tarafından davalı aleyhine Bakırköy … İcra Dairesinin … E. sayılı takip dosyasında, dayanak kooperatif genel kurulunun aidat kararı gereğince 183.408,73 TL asıl, 14.225,88 TL faiz olmak üzere toplam 197.634,61 TL üzerinden takip başlattığı, davalının takibe itiraz ederek durdurduğu anlaşılmıştır. İcra ve İflas hukukundaki İhtiyati haciz müessesi, medeni usul hukukundaki İhtiyati tedbir ve idare hukukundaki yürütmenin durdurulması müesseseleri gibi hukuki koruma önlemidir. Geçici hukuki koruma önlemleri toplumsal barışın sağlanması açısından da önem taşımaktadır. Geçici hukuki himaye tedbirlerinin düzenleme nedeni, bireylere etkin hukuki himaye sağlanmasıdır. Bu da Hukuk devleti ilkesinin bir gereğidir (AY m.2).Geçici hukuki koruma önlemleri, henüz hüküm verilmeden bireylerin acil hukuki korunma ihtiyaçlarının karşılanmasıdır. 2004 Sayılı İİK’nın 257 ve devamında ihtiyati haciz düzenlenmiştir. İhtiyati haciz şartları 257. Maddede, 258. Maddede ise ihtiyati haciz kararına yer verilmiştir. 258. Maddenin ilk fıkrasında alacaklının alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek deliller göstermeye mecbur olduğu ifade edilmiştir. Bir alacak için İhtiyati haciz isteyen kişinin o alacağın alacaklı sıfatına sahip olması gerekir. Yani ancak alacağın alacaklısı İhtiyati haciz isteyebilir. Bu durum hakimin maddi hukuku araştırması gerektiği sonucunu beraberinde getirmektedir. Hakim, ibraz edilen delilerden İhtiyati haciz isteyen kişinin alacaklı sıfatına sahip olduğuna kanaat getirirse İhtiyati hacze İlişkin şart gerçekleşmiş demektir (İİK m.258/1). Alacaklı, alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek deliller göstermeye mecburdur. İbraz edilen ispat vasıtası, iddia edilen hakkın varlığını ispatlamaya elverişli olmalıdır. Diğer yandan, alacaklının, alacağının varlığını ve muaccel olduğunu tam ve kesin şekilde ispat etmesi aranmamaktadır. Öte yandan, İhtiyati haciz kararı verilebilmesi için alacağın yargılamayı gerektirmemesi şeklinde bir koşulda kanunda öngörülmemiştir. Diğer hukuki himaye tedbirlerinde olduğu gibi İhtiyati hacizde de amaç, davaya ilişkin bir yargılamadan farklı olarak maddi hukuka dayanan hak bakımından nihai bir karar verip uyuşmazlığı sona erdirmek değildir. Bireylere etkin hukuki himaye sağlamaktır. Talep edilen alacağın ise vadesinin gelmiş olması gerekir ( İİK m.257/1). Alacağın muaccel olduğu an, ya tarafların anlaşması veya bir ihbar yada kanun hükmü veya hukuki ilişkinin mahiyeti ile belirlenir. Muacceliyet ile temerrüdü karıştırmamak gerekir. Muaccel bir borcun borçlusu alacaklının ihtarıyla mütemerrüt olur. Diğer yandan alacağın rehinle temin edilmemiş olması gerekir. Vadesi gelmemiş alacaklarda İhtiyati haciz kararı verilmesinin şartları İİK 257/2. fıkrada sınırlı şekilde sayılmıştır. Somut uyuşmazlıkta açıklanan yasal düzenlemeler ve genel ilkeler çerçevesinde değerlendirildiğinde, davacı tarafın genel kurul kararı ve borç durum belgesine dayalı olarak ihtiyati haciz talebinde bulunduğu, yaklaşık ispat şartının yerine getirilmediği, mahkemece tesis edilen kararda usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla davacının istinaf başvurusunun reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;1-Dosya kapsamı ve delil durumuna göre İlk Derece Mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun olduğundan HMK’ nın 353/1.b.1 Maddesi gereğince davacı tarafın istinaf başvurusunun esastan REDDİNE,2-İstinaf harçları peşin yatırıldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına, 3-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b/1 bendi ile aynı kanunun 362/1-f maddeleri gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.08/12/2022