Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2022/1754 E. 2022/1396 K. 17.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/1754 Esas
KARAR NO: 2022/1396
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi
ARA KARAR TARİHİ: 16/09/2022
NUMARASI: 2021/1088 Esas
DAVA: TAPU İPTALİ VE TESCİL (Satın Almaya Dayalı)
KARAR TARİHİ: 17/11/2022
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Bakırköy … Noterliğince düzenlenen 06.05.1992 tarih ve … yevmiye sayılı Kur’a Zaptı ile İstanbul, Avcılar, … pafta, … parselde kayıtlı … Blok …Normal Kat D:… adresindeki bağımsız bölümün davalı kooperatif ortağı olan müvekkiline tahsis edildiğini, bu güne kadar tapunun verilmediğini, davalı kooperatifin, ortaklara tahsis edilmiş konutları kentsel dönüşüm sürecine sokarak, ortakların bu süreçte oy hakkını ve kazanılmış haklarını ortadan kaldırmaya çalıştığını belirterek öncelikle dava konusu taşınmaz üzerine teminatsız ihtiyati tedbir veyahut TMK m.1010 gereğince davalıdır şerhi konulmasına, İstanbul İli, Avcılar İlçesi, … pafta, … parselde kayıtlı, … Blok D:… (yeni kayıt: … parsel … Blok D:…) adresindeki bağımsız bölümün tapu kaydının tüm takyidatlardan ari şekilde müvekkil adına tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava değerinin düşük gösterildiğini, davacının mali yükümlülüğünü yerine getirmediğini, kentsel dönüşüm çerçevesinde yapılan işlemlerin mevzuata uygun olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN 16/09/2022 TARİHLİ ARA KARARI İLE; “1-Her ne kadar mahkememizin 14/04/2022 tarihli duruşmasının 2 no’lu ara kararda “Davacı vekilinin dava konusu üzerinde davalıdır şerhi konulması talebinin İstanbul İli, Avcılar İlçesi, … Pafta, … parselde kayıtlı, … Blok D:…(yeni kayıt: … parsel … Blok D:…) bağımsız bölümün davalı adına kayıtlı olması halinde dava değeri üzerinden şimdilik ( taşınmaz üzerine bilirkişi marifeti ile belirlenecek değer üzerinden daha sonra yeniden hesaplama yapmak kaydı ile) %100 teminat (50.000,00-TL) yatırıldığı takdirde İstanbul İli, Avcılar İlçesi, … Pafta, … parselde kayıtlı, … Blok D:… (yeni kayıt: … parsel … Blok D:…) bağımsız bölümü üzerinde davalıdır şerhi konulmasına,..” dair ara karar oluşturulduğu, ancak HMK md. 393/1 uyarınca süresi içerisinde davacı tarafça teminat yatırılmadığı anlaşıldığından ihtiyati tedbirin kendiliğinden kalktığının tespitine, 2-Davacı vekilinin teminatsız davalıdır şerhi konulması talebinin reddine,” dair karar verildiği görülmüştür.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Ara karar davacı vekili tarafından yasal süresi içerisinde istinaf edilmiştir.Davacı vekili istinaf dilekçesinde; Mahkemece verilen 16/09/2022 tarihli “davalıdır” şerhi konulması talebinin reddine dair kararın Türk Medeni Kanununun 1010. maddesine aykırı olduğunu, tasarruf yetkisini kısıtlamayan “davalıdır” şerhinin teminatsız olarak verilmesi gerektiğini belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME: Dava, kooperatif üyeliğinden kaynaklanan tapu iptal ve tescil talebine ilişkindir. Uyuşmazlık, dava konusu taşınmaz üzerine teminatsız olarak “davalıdır” şerhi konulması talebinin reddine ilişkin Mahkeme kararının yerinde olup olmadığı ile teminatsız olarak “davalıdır” şerhi konulmasının usul ve yasaya uygun olup olmadığı noktasında toplanmıştır. Geçici hukuki korumaların bir türü olan ihtiyati tedbirin şartları 6100 sayılı HMK’nun 389 uncu maddesinde düzenlenmiş olup, anılan düzenleme “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.” hükmünü haizdir. Anılan hükümde de açıkça belirtildiği üzere, ihtiyati tedbir kararı, bir hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında uygulanacak geçici bir hukuki korumadır.İhtiyati tedbir verilebilmesinin en önemli şartlarında biri, ihtiyati tedbir sebebinin mevcut olmasıdır. Kanunda bu husus genel olarak düzenlenmiş, hâkime oldukça geniş bir takdir alanı bırakılmıştır.(m. 389/1). Kanun, burada “mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından” söz etmektedir. Bu hüküm dikkate alındığında, mevcut durumun değişmesi hâlinde, hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşması, hakkın elde edilmesinin tamamen imkânsız hâle gelmesi, gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğması tehlikesi varsa, ihtiyati tedbir sebebi var kabul edilecektir. Hâkim kararında somut sebep gösteremiyor, bunu en azından açıklayacak veya asgari ölçüde ikna edecek delil değerlendirmesi yapamıyor, yaklaşık ispat ölçüsünü yakalayamıyorsa tedbire karar vermemelidir. Ancak bu da hiçbir zaman tam bir ispat seviyesinde ispat şartına dönüşmemelidir. (Pekcanıtez, Hakan/Atalay, Oğuz/Özekes Muhammet; Hukuk Muhakemeleri Kanunu Hükümlerine Göre Medeni Usul Hukuku, 11. Bası, Ankara 2011-Sh.715-717) (Yüksek Yargıtay 11.Hukuk Dairesi’nin 24/04/2012 gün ve 2011/15388 esas,2012/6651 karar sayılı ilamında belirtildiği gibi) Diğer taraftan HMK 392.maddesinde, ihtiyati tedbirde teminat gösterilmesi düzenlenmiştir. Maddede, ihtiyati tedbir talep edenin haksız çıktığı takdirde karşı tarafın ve üçüncü kişilerin bu yüzden uğrayacakları muhtemel zararlara kaşı teminat göstermek zorunda olduğu, talebin resmî belgeye, başkaca kesin bir kabule kesin bir delile dayanıyor yahut durum ve koşullar gerektiriyorsa, mahkemenin gerekçesini açıkça belirtmek şartıyla teminat alınmamasına da karar verebileceği belirtilmiştir. Aynı yasanın 394/2. fıkrasında ise, ihtiyati tedbirin şartlarına, mahkemenin yetkisine ve teminata ilişkin olarak karara itiraz edilebileceği belirtilmiştir. Somut olayda, Mahkemenin, teminat karşılığı dava konusu taşınmaz üzerine “davalıdır” şerhi konulmasına yönelik 18/04/2022 tarihli ara kararının davacı tarafından, teminatsız olarak “davalıdır” şerhi konulması gerektiğinden bahisle istinaf edilmesi üzerine, Dairemizin 2022/960 Esas 2022/880 Karar sayılı kararı ile; iddia, savunma ve dosya kapsamına göre sınırlı sonuçları da olsa tedbir mahiyetinde bulunan dava konusu taşınmaz üzerine teminat karşılığı “davalıdır” şerhi yönünde tesis edilen ara kararda usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından istinaf başvurusunun reddine karar verildiği, davacının bu seferde dava konusu taşınmaz üzerine teminatsız olarak “davalıdır” şerhi konulması talebinin reddine ilişkin Mahkemenin 16/09/2022 tarihli ara kararını istinafa konu ettiği, söz konusu kararda teminat karşlığı “davalıdır” şerhi konulmasına yönelik 14/04/2022 tarihli karar gereği yerine getirilmediğinden ihtiyati tedbirin kendiliğinden kalktığının tespitine ve davacı vekilinin teminatsız “davalıdır” şerhi konulması talebinin reddine dair karar verildiği, davacı vekili tarafından ise teminatsız olarak “davalıdır” şerhi konulması talebinin reddine dair kararın kaldırılmasının talep edildiği görülmüştür. Dosya kapsamına göre Mahkemece tesis edilen kararda usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı nazara alınarak davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/1088 Esas sayılı derdest dava dosyasında verilen 16/09/2022 tarihli ara kararında hukuka aykırılık bulunmadığından davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1b-1 bendi gereğince esastan REDDİNE, 2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 80,70 TL harç davacı tarafından peşin olarak yatırıldığından yeniden harç alınmasına YER OLMADIĞINA, 3-İstinaf incelemesi aşamasında duruşma yapılmadığından vekalet ücreti taktiren yer olmadığına,4-Davacı vekili tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1b-1 bendi ile aynı kanunun 362/1.f Maddesi gereğince kesin olmak üzere hakim …’ın karşı oyu ile oyçokluğuyla karar verildi.17/11/2022
MUHALEFET ŞERHİ Tapu kaydına düşülen veya kooperatif siciline işlenmiş olan davalıdır şerhinin taşınmazın satışına veya kooperatif hissesinin devrine engel olacak mahiyeti bulunmamaktadır. Bu sebeple anılan şerh HMK’nın 389. ve devam maddelerinde düzenlenen tedbir vasfında değildir. 6100 sayılı HMK’nun 341/1.fıkrasında; İlk Derece Mahkemesince verilen ve istinaf kanun yoluna başvurulabilecek olan kararlar; nihai kararlar ile ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz taleplerinin reddi kararları, karşı tarafın yüzüne karşı verilen ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz kararları, karşı tarafın yokluğunda verilen ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz kararlarına karşı yapılan itiraz üzerine verilen kararlar olarak belirtilmiştir. Davalıdır şerhi kararının ise, HMK’nın 389. ve müteakip maddeleri kapsamında düzenlenen ihtiyati tedbir kararı niteliğinde bulunmadığından davacı vekilinin istinaf başvurusunun usulden reddine karar verilmesi görüşündeyim.