Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2022/172 E. 2022/393 K. 31.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/172 Esas
KARAR NO: 2022/393
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 21/10/2021
NUMARASI: 2020/728 Esas, 2021/615 Karar
DAVANIN KONUSU: İflas (Adi Takipten Doğan İtirazın Kaldırılması Ve İflas (İİK 156))
KARAR TARİHİ: 31/03/2022
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalıdan alacaklı olduğunu, ihtara rağmen borcun ödenmediğini, davalı aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası üzerinden 18/09/2020 tarihinde iflas yolu ile icra takibi başlatıldığını, davalının haksız yere takibe itiraz ederek takibi durdurduğunu belirterek icra takibine yapılan itirazın kaldırılmasına, davalının haksız itirazı nedeni ile %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, davalıya dosya borcunun tamamını ödemesi için depo emri verilmesine, depo emrine rağmen borç ödenmediği takdirde davalı şirketin İİK 156/III hükmü uyarınca iflasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı vekilinin vekaletnamesinde iflas talebinde bulunabileceğine dair özel yetkinin bulunmadığını, 14/01/2021 tarihli tensip zaptının 13 nolu ara kararı ile verilen bir haftalık kesin süre içerisinde iflas talebinde bulunabilme yetkisini içerir vekaletname belgesinin de sunulmadığını, bu kapsamda davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, davacı tarafça süresinden sonra vekaletname sunulmasına muvafakatlerinin olmadığını, davaya konu 07/04/2020 tarih ve 2.575.366,69-₺ bedelli faturaya karşı davacı tarafça yasal 8 günlük süresi çerisinde itirazda bulunulmadığını, müvekkili tarafından davacı aleyhine Gebze Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2020/513 esas sayılı dosyası ile haksız rekabet eylemlerinin tespiti talepli dava açıldığını, Gebze Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2020/17754 soruşturma sayılı evrak ile haksız rekabet suçunun işlendiği yönünde suç duyurusunda bulunulduğunu, Gebze Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2020/694 esas sayılı dosyası kapsamında haksız rekabetten kaynaklı maddi ve manevi tazminat davası açıldığını ve yine Gebze Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2020/806 esas sayılı dosyası kapsamında tek satıcılık iş ilişkisinin haksız feshi kapsamında yoksun kalınan karların ve manevi zararın tazmini talepli dava açıldığını, davaların halen derdest bulunduğunu, davacının iş bu davayı açma sebebinin misilleme yapmak ve müvekkili şirkete zarar vermek olduğunu belirterek davanın reddine ve davacı tarafın %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece; TBK’nun 504 maddesi uyarınca vekilin iflas talebinde bulunabilmesi için vekaletnamesinde bu konuda özel yetki bulunması gerektiği, dava dilekçesi ekindeki vekaletnamede “iflas” yetkisinin yer almadığı, usul ve yasaya uygun vekaletnamenin ibrazı için davacı vekiline tensip zaptının tebliğinden itibaren bir haftalık kesin süre verildiği, tensip zaptının davacı vekiline 14/02/2021 tarihinde e-tebligat yolu ile tebliğ edildiği, bir haftalık kesin sürenin 21/02/2021 tarihinde sona erdiği, vekaletnamenin 01/03/2021 tarihli dilekçe ekinde sunulduğu, davalı vekilinin kesin süre içerisinde sunulmayan vekaletnameye muvafakat etmediği, anılan hususun dava şartı olup açıklandığı üzere süresi içerisinde yerine getirilmediğinden HMK 115/2 maddesi uyarınca dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar vermek gerektiği gerekçesi ile davanın reddine, karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Karar, davacı vekili tarafından yasal süresi içerisinde istinaf edilmiştir. Davacı vekili istinaf nedenleri olarak; mahkemenin TBK 504. Maddesini hatalı yorumladığını, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 74. Maddesi gereğince müvekkilinin vekaletnamesinde böyle bir yetkinin bulunmasının gerekmediğini, tensip ara kararı gereğince iflas yetkisini içeren vekaletnameninde mahkemeye 2 haftalık süre içerisinde ibraz edildiğini, tensip zaptında verilen bir haftalık kesin sürenin gerek Covid-19 pandemisi gerekse şirketin temsil yetkisinden kaynaklı yaşanabilecek aksaklıklar ile takibin ve davanın niteliği görmezden gelinerek mahkemece usul ekonomisine aykırı şekilde sınırlı kullanarak karşı taraf lehine usulü müktesep hak yaratılmak istendiğini belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME: Dava; İcra İflas Kanunun 156/3.fıkrası gereğince iflas yoluyla başlatılan takibe itiraz üzerine itirazın kaldırılması ve borçlunun iflası istemine ilişkindir. Uyuşmazlık; davacının eldeki davayı açmak için iflas özel yetkisini içeren vekaletname ibrazı gerekip gerekmediği, kesin sürenin usulüne uygun olup olmadığı, usulden ret kararının usul ve yasaya uygun olup olmadığı noktasında toplanmıştır. TBK’nun Vekâletin kapsamı başlıklı 504. Maddesi; “Vekâletin kapsamı, sözleşmede açıkça gösterilmemişse, görülecek işin niteliğine göre belirlenir. Vekâlet, özellikle vekilin üstlendiği işin görülmesi için gerekli hukuki işlemlerin yapılması yetkisini de kapsar. Vekil, özel olarak yetkili kılınmadıkça dava açamaz, sulh olamaz, hakeme başvuramaz, iflas, iflasın ertelenmesi ve konkordato talep edemez, kambiyo taahhüdünde bulunamaz, bağışlama yapamaz, kefil olamaz, taşınmazı devredemez ve bir hak ile sınırlandıramaz.” HMK’nun “Davaya vekâlette özel yetki verilmesini gerektiren hâller” başlıklı 74. Maddesi; “(1) Açıkça yetki verilmemiş ise vekil; sulh olamaz, hâkimi reddedemez, davanın tamamını ıslah edemez, yemin teklif edemez, yemini kabul, iade veya reddedemez, başkasını tevkil edemez, haczi kaldıramaz, müvekkilinin iflasını isteyemez, tahkim ve hakem sözleşmesi yapamaz, konkordato veya sermaye şirketleri ve kooperatiflerin uzlaşma yoluyla yeniden yapılandırılması teklifinde bulunamaz ve bunlara muvafakat veremez, alternatif uyuşmazlık çözüm yollarına başvuramaz, davadan veya kanun yollarından feragat edemez, karşı tarafı ibra ve davasını kabul edemez, yargılamanın iadesi yoluna gidemez, hâkimlerin fiilleri sebebiyle Devlet aleyhine tazminat davası açamaz, hangileri hakkında yetki verildiği açıklanmadıkça kişiye sıkı sıkıya bağlı haklarla ilgili davaları açamaz ve takip edemez.” hükmünü düzenlemiştir. Madde metninden de açıkça anlaşılacağı üzere kanun koyucu açık bir şekilde özel yetki gerektiren halleri vekilin temsil ettiği müvekkili ile ilgili hususları düzenlediği açıktır. Bu sebeple mahkemece, davacı alacaklının iflas yoluyla başlatılan takibe itiraz üzerine itirazın kaldırılması ve borçlunun iflası istemli davada iflas özel yetkisini içeren vekaletnameyi ibraz konusunda kesin süre verilmesi usul ve yasaya aykırı olmuştur. Bu sebeple istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Davacı tarafın istinaf başvurusunun esasa ilişkin sebepler incelenmeksizin KABULÜNE, 2-İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2020/728 Esas, 2021/615 Karar, 21/10/2021 tarihli kararının HMK 353/1a-6 maddesi gereğince KALDIRILMASINA, 3-Dosyanın, Dairemiz kararına uygun şekilde yargılama yapılamak ve yeniden bir karar verilmek üzere mahal Mahkemesine İADESİNE, 4-İstinaf yargılaması aşamasında duruşma açılmadığından istinaf vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, 5-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununu gereğince alınması gereken 80,70 TL istinaf maktu karar harcı davacı tarafça peşin yatırıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, 6-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin İlk Derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1a-6 bendi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.31/03/2022