Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2022/1710 E. 2022/1424 K. 21.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/1710 Esas
KARAR NO: 2022/1424
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: TEKİRDAĞ ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 28/06/2022
NUMARASI: 2021/189 Esas, 2022/779 Karar
DAVA: İTİRAZIN İPTALİ (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 21/11/2022
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili ile dava dışı sigortalı arasında Kobi Paket Sigorta Poliçesi tanzim edildiğini, davalı firmaya ait yatay tip buzdolabının kablosunda oluşan kısa devre sonucu çıkan yangında sigortalının iş yerinde zarar meydana geldiğini, yangın sonucu oluşan hasar bedelinin müvekkili tarafından 466.820,00 TL olarak ödendiğini, müvekkilinin yaptığı ödeme ile sigortalısının halefi durumuna geldiğini, hasardan davalının sorumlu olduğunu, ödenen hasar bedeli ve faizi olmak üzere toplam 515.951,21 TL’nin davalıdan tahsili için davalı aleyhine icra takibi başlatıldığını, davalının takibe itiraz ettiğini ve takibin durduğunu, arabuluculuk başvurusu yapıldığını, anlaşma sağlanamadığını, davalının itirazının haksız olduğunu iddia ederek icra takibine karşı yapılan itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde; yangına sebep olan buzdolabının … Anonim Şirketine ait olduğunu, bu sebeple davanın bu şirkete ihbarı gerektiğini, sigortalıya ödenen hasar bedelinin tespitinin yargılamayı gerektirdiğini, dava dışı sigortalının yangının meydana gelmesinde kusurunun bulunup bulunmadığının araştırılması gerektiğini, tespit ve bilirkişi raporlarının delil niteliğini taşımadığını, temerrütün şartlarının oluşmadığını, davacı sigortacının kötü niyetli olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İhbar olunan vekili; meydana gelen hasardan müvekkili şirketin herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığını, yangına sebebiyet veren buzdolabının müvekkili şirkete ait olduğunu gösterir herhangi bir fatura yada bilgi bulunmadığını iddia ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEME KARARI Çorlu 3. Asliye Hukuk Mahkemesi (Asliye Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla) 2021/222 Esas, 2021/217 Karar sayılı kararı ile; yargılama sırasında Tekirdağ Asliye Ticaret Mahkemesi’nin faaliyete geçirildiği gerekçesiyle dosyanın Tekirdağ Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesine karar verilmiştir. Gönderme kararı ile dosyanın gönderildiği Tekirdağ Asliye Ticaret Mahkemesince; Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 25/03/2022 tarih, 2022/509 Esas ve 2022/2410 Karar sayılı ilamında bölge adliye mahkemeleri hukuk daireleri arasındaki aynı nitelikteki uyuşmazlık yönünden uyuşmazlığın giderilmesi yönünde karar verildiği, anılan karar uyarınca davanın açıldığı tarih itibariyle görevli olan asliye hukuk mahkemelerinin asliye ticaret mahkemesi sıfatıyla bakmış oldukları derdest dava dosyalarını yeni kurulan ve yetki çevresi belirlenen ticaret mahkemelerine devir ya da görevsizlik kararı veremeyeceği, asliye hukuk mahkemelerinin (asliye ticaret mahkemesi sıfatıyla) görevli olduğu gerekçesiyle HMK’nın 114 ve 115 maddeleri gereğince görevsizlik nedeniyle davanın usulden reddine, kararın kesinleşmesi ve talep halinde dosyanın Çorlu 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ Karar, davalı vekili tarafından yasal süresi içerisinde istinaf edilmiştir. Davalı vekili istinaf nedenleri olarak; Tekirdağ Asliye Ticaret Mahkemesince verilen görevsizlik kararının hukuka aykırı olduğunu, mahkemece davanın esasına girildiğini, talimat yoluyla keşif yapıldığını, bu aşamada verilen usulden ret kararının isabetli olmadığını iddia ederek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE Dava; sigorta poliçesi kapsamında ödenen hasar bedelinin rücuen tahsili amacıyla başlatılan icra takibine karşı itirazın iptali istemine ilişkindir. Çorlu 3. Asliye Hukuk Mahkemesi, yargılama sırasında Tekirdağ Asliye Ticaret Mahkemesi’nin faaliyete geçirildiği gerekçesiyle dosyanın Tekirdağ Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesine karar vermiş, Tekirdağ Asliye Ticaret Mahkemesi ise davanın açıldığı tarihte görevli olan Tekirdağ Asliye Hukuk Mahkemesi’nin dosyayı yeni kurulan Asliye Ticaret Mahkemesi’ne devredemeyeceği gerekçesiyle görevsizlik nedeniyle dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar vermiş, karara karşı davalı taraf istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Dava Çorlu 3. Asliye Hukuk Mahkemesinde 13/08/2021 tarihinde açılmış, Hakimler ve Savcılar Kurulu’nun 07.07.2021 tarih ve 608 sayılı kararı ile Tekirdağ Asliye Ticaret Mahkemesi’nin yargı çevresi Tekirdağ ili mülki sınırları olarak belirlenmiştir. Mezkûr karar 08.07.2021 tarihli ve 31535 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanmış olup, yargı çevresine ilişkin bu kararın 01.09.2021 tarihinden itibaren uygulanmasına karar verilmiştir. Yargıtay 5. HD’nin bölge adliye mahkemeleri arasındaki uyuşmazlığın giderilmesine ilişkin 2022/1073 Esas, 2022/2686 Karar sayılı kararında; “Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın “Kanuni hakim güvencesi” başlığını taşıyan 37’nci maddesi; “Hiç kimse kanunen tabi olduğu mahkemeden başka bir merci önüne çıkarılamaz.” hükmünü öngörmektedir. Bilimsel çevrelerde ve uygulamada, kanuni hakim güvencesi, uyuşmazlığı yargılayacak ve çözecek olan mahkemenin o uyuşmazlığın doğmasından önce kanunen belli olması olarak kabul edilmektedir. 1982 tarihli Anayasa’yı kabul eden Danışma Meclisi’nin Anayasa Komisyonu’nun gerekçesinde “…bu suretle davanın olaydan sonra çıkarılacak bir kanunla yaratılan bir mahkeme önüne getirilmesi yasaklanmakta, yani kişiye yahut olaya göre kişiyi yahut olayı göz önünde tutarak mahkeme kurma imkanı ortadan kaldırılmaktadır. Bu ise tarafsız yargı merciinin ilk gereğidir.” denilmektedir.Dikkat edilecek olursa Anayasa’daki bu düzenleme hukuk ya da ceza davaları yönünden herhangi bir ayrım gözetmemiş ve uyuşmazlığın doğduğu tarihte bu uyuşmazlığı çözecek olan mahkemenin belli olması durumunda yargılama yapacak veya yargılamaya devam edecek mahkemeyi gösteren yasal bir düzenleme yapılmadığı takdirde davanın, mutlaka bu mahkeme tarafından çözüme kavuşturulması öngörülmüştür. Bu açıklamalardan da anlaşılacağı üzere; uyuşmazlık konusunu teşkil eden her hukuki olay, meydana geldiği tarihteki yasal düzenlemelere tabidir ve olayın meydana geldiği zamanda mevcut olan mahkemeler tarafından çözümlenmelidir. O halde yeni bir mahkeme kurulurken o mahkemenin kuruluş yasasında zaman bakımından faaliyete geçme gününden önceki uyuşmazlıklara bakacak mahkemelerle ilgili özel bir düzenleme bulunmadığı taktirde her uyuşmazlık, meydana geldiği tarihte bu işe bakacak olan mahkemece çözümlenecektir. Başka bir anlatımla her dava açıldığı koşullara göre görülüp sonuçlandırılacaktır. Nitekim aynı hususlar Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 04.04.2019 tarihli ve 2017/11-10 E., 2019/401 K. sayılı kararında da vurgulanmıştır.” ifadelerine yer verilmiştir. Hakimler ve Savcılar Kurulu’nun 07.07.2021 tarih ve 608 sayılı kararı ile yeni kurulan (Alanya, Aydın, Balıkesir, Diyarbakır, Manisa, Muğla, Sakarya ve Tekirdağ) asliye ticaret mahkemeleri ile mevcut bulunan (Adana, Ankara, Ankara Batı, Antalya, Bakırköy, Bursa, Denizli, Erzurum, Eskişehir, Gaziantep, Gebze, İskenderun, İstanbul, İstanbul Anadolu, İzmir, Karşıyaka, Kayseri, Kocaeli, Konya, Mersin, Samsun, Şanlıurfa ve Trabzon) asliye ticaret mahkemelerinin yargı çevreleri belirlenmiştir. Ancak halihazırda açılmış davaların yeni kurulan mahkemeye devredileceğine ilişkin bir düzenleme mevcut değildir. O halde, yeni bir mahkemenin faaliyete geçirildiği tarihten önce derdest bulunan davaların, istek üzerine veya doğrudan doğruya görevsizlik ya da gönderme kararı ile yeni kurulan mahkemeye gönderilmesine olanak bulunmamaktadır. Yine Yargıtay 11. HD’nin 2022/1574 Esas, 2022/2411 Karar sayılı uyuşmazlığın giderilmesi kararında, yeni uzman mahkemenin kurulmasıyla birlikte işin, başka bir deyişle derdest dava dosyalarının devrine veya görevsizlik kararıyla gönderileceğine ilişkin özel hüküm bulunmaması halinde, dava tarihi itibariyle görevli mahkemelerin elindeki dosyaları göndermeksizin esastan karara bağlaması T.C. Anayasası’nın 37. maddesinde düzenlenen kanuni hakim ilkesinin doğal bir sonucu olduğu ifade edilmiştir.Açıklanan nedenler ile davanın açılış tarihi nazara alındığında Tekirdağ 2. Asliye Hukuk Mahkemesince davaya devam edilerek davanın esası hakkında inceleme yapılarak karar verilmesi gerekirken gönderme kararı vermesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle; ilk derece mahkemesi kararında hukuka aykırılık görülmediğinden davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere, 1-Tekirdağ Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/189 Esas, 2022/779 Karar ve 28/06/2022 tarihli kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan, 6100 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunun 353/1b-1 bendi gereğince davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan REDDİNE, 2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL harç davalı tarafından peşin olarak yatırıldığından yeniden harç alınmasına YER OLMADIĞINA, 3-Davalı tarafından yapılmış olan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından istinaf vekalet ücreti taktirine yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 353/1b-1 bendi ile aynı yasanın 362/1.c maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.21/11/2022