Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2022/1693 E. 2022/1298 K. 03.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/1693 Esas
KARAR NO: 2022/1298
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 06/04/2022
NUMARASI: 2016/425 Esas, 2022/258 Karar
DAVA: İTİRAZIN İPTALİ (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
BİRLEŞEN İSTANBUL ANADOLU 4 ATM’NİN 2018/362 ESAS, 2018/356 KARAR SAYILI DOSYASI
DAVA: İTİRAZIN İPTALİ (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
KARAR TARİHİ: 03/11/2022
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı … Ltd. Şti.’nin (kiraya veren) işletmesini yapmış olduğu … AVM’deki müvekkili sigorta şirketine kar kaybı sigorta poliçesi ile sigortalı … San. ve Tic. A.Ş.’ye ait mağazada davalı … … Ltd. Şti.’de kaynak sırasında çıkan yangın nedeniyle 08.09.2012 tarihinde demirbaş ve dekorasyonlarında hasar meydana geldiğini, müvekkilinin eksper marifetiyle hasar tespiti yaptırdığını ve sigortalısına 52.222,22 TL hasar tazminatı ödediğini, yapılan bu ödeme ile halefiyete dayalı alacağını tahsil amacıyla İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile takip yaptığını, borçlunun takibe itiraz ederek takibin durduğunu belirterek icra takibine karşı yapılan itirazın iptali ile takibin devamına, %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı … Tic. Ltd. Şti. vekili cevap dilekçesinde; müvekkilinin, davacının sigortalısının kiralayanı olmadığı gibi yangın çıkan AVM’nin işleteni de olmadığını, müvekkilinin söz konusu AVM’de YKM mağazasının kiracısı olduğunu, diğer tüm mağazalar gibi yangından ciddi zarar gördüğünü, müvekkiline husumet yöneltmesinin hukuka aykırı olduğundan bahisle davanın husumetten reddine karar verilmesi gerektiğini, itirazın iptali davasının yasal süresi içerisinde açılmadığını, davanın haksız, yersiz ve hukuka aykırı olduğunu belirterek açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Diğer davalı … Tic. Ltd. Şti. davaya cevap vermemiştir. Birleşen İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/362 Esas 2018/356 Karar sayılı dosyası; Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı … … AŞ.’nin (kiraya veren) işletmesini yapmış olduğu … AVM’deki müvekkili sigorta şirketine kar kaybı sigorta poliçesi ile sigortalı … San. ve Tic. A.Ş.’ye ait mağazada … … Ltd. Şti.’de kaynak sırasında çıkan yangın nedeniyle 08.09.2012 tarihinde demirbaş ve dekorasyonlarında hasar meydana geldiğini, müvekkilinin eksper marifetiyle hasar tespiti yaptırdığını ve sigortalısına 52.222,22 TL hasar tazminatı ödediğini, yapılan bu ödeme ile halefiyete dayalı alacağını tahsil amacıyla İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile takip yaptığını, borçlunun takibe itiraz ederek takibin durduğunu belirterek tahsilde tekerrür olmamak koşuluyla İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra takibine karşı yapılan itirazın iptali ile takibin devamına, %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına, dosyanın İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/425 Esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı … AŞ vekili cevap dilekçesinde; meydana gelen yangında müvekkili şirketin hiçbir kusuru bulunmadığı gibi, Alışveriş Merkezi Yönetimi olarak da alınabilecek her türlü tedbirin alındığını, meydana gelen yangında asıl sorumlunun tadilatı yaptıran kiracı şirket ile tadilat sırasında kaynak yapan … olduğunu, haklarında ceza ve hukuk davalarının açıldığını, Çorlu 6. Asliye Ceza Mahkemesinin 2014/159 Esas sayılı dosyasından ceza kararı verildiğini, başkaca alınması gerekli önlemler var ise bunun tadilat çalışmasını yapan kiracıya ait olduğunu, davacının halefi olduğu kira sözleşmesine göre kiracıların, kiralayana ve mal sahibine rücu imkânı ve hakkı olmadığını, kira sözleşmesine göre kiracının, kiralayana rücu edilmeyecek şekilde kiralanan yeri ve tüm emtiasını sigorta yaptırmakla yükümlü kılındığını, davacının, sigortalısının hasar ve kayıpları kapsamında ödediği bedeli müvekkili şirketten talep etmeye hakkı olmadığını, dolayısıyla açılan davanın, davacının halefi olduğu kira sözleşmesinin hükümlerine aykırı olması itibariyle de yerinde olmamakla reddi gerektiğini, ekspertiz raporlarındaki hasar ve giderim bedellerinin yerinde olup olmadığının tespitinin talep edildiğini, bilirkişi raporunu haklı ve somut dayanağı bulunmadığından kabul etmediklerini belirterek Mahkemenin görevli olmadığından bahisle görevsizliğine, ayrıca davanın esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEME KARARI: İlk derece mahkemesince; kiraya verenin birleşen dava davalısı … … AŞ olması sebebiyle asıl dava davalısı … … Ltd. Şti.’ne karşı açılan davanın pasif husumet yokluğundan usulden reddine karar verilmiş olup davalılar … Tic. Ltd. Şti. ile … AŞ’nin yangın nedeniyle kusurlu olduğu, birleşen dava davalısı … Tic. A.Ş.’in AVM nin işleteni/kiraya vereni/sahibi olması nedeniyle kusurlu olduğu, davacı sigorta şirketinin ödediği hasar tazminatını bu davalılara rücu edebileceği, meydana gelen yangın sonrası ödenen 52.222,22 TL hasarın poliçe kapsamına göre yerinde olduğundan bahisle asıl dava davalısı … San. ve Tic. Ltd. Şti. ile birleşen dava davalısı birleşen dava davalısı … … AŞ yönünden açılan davaların kısmen kabulü le itirazın kısmen iptaline ve koşulları oluşmadığından icra inkar tazminatının reddine dair karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Karar yasal süresinde davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde, her iki dava yönünden de usule ve esas hükümlerine aykırı karar tesis edildiğini, müvekkiline yüklenen tazminatın hiçbir açıklaması ve sorumluluğunun nereden kaynaklandığına dair ne raporda ne de mahkemenin kararında tek bir açıklama yer almadığını, oysa mahkeme kararlarının gerekçeli olmak zorunda olduğunu, yangında müvekkili şirketin mülkiyet ve işletmesinde olan AVM’nin Binaların Yangına Karşı Korunması Hakkında Yönetmelik hükümlerine uygun olarak inşa edildiğini ve her türlü yangın önleme ve koruma güvenlik önlemlerinin eksiksiz olduğunu, AVM binasının bakımından kaynaklı hiçbir eksikliğin de söz konusu olmadığını, Mahkemenin, somut olarak tespit edilmiş, binadaki bir eksikliğe ve bozukluğa dayanmaksızın müvekkilini sorumlu tutmasının kanuna, hukuka, hakkaniyete aykırı olduğunu, tazminat yükü müvekkiline yüklenirken, ortaya çıkan zararla müvekkili şirket arasında kurulmuş hiçbir illiyet bağının olmadığını, tecrübeli bir tacire kiralanmış bir alanda yapılan tadilatın tüm sorumluluğunun bu yeri kiralayan ve kullanan kiracıya ait olduğunu, bu nedenle de kiracının ihmal veya kusuru ile meydana gelen zarardan da kiracının sorumlu olduğunu, asıl dava husumet nedeniyle reddedilmesine rağmen harcın davayı yanlış kişiye yönelten davacı üzerinde bırakılması gerekirken haksız yere müvekkiline yükletilmesinin hukuka aykırı olduğunu belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE: Asıl ve birleşen dava, davacı tarafından, dava dışı sigortalısına poliçe kapsamında ödenen sigorta tazminatının zarardan sorumlu olduğu iddia olunan davalılardan rücuen tahsili için yapılan takibe itirazın iptali istemine ilişkindir. 5’li bilirkişi heyeti tarafından sunulan 18/02/2020 teslim tarihli raporda; yangın sonucu meydana gelen hasarın poliçe kapsamında olduğu, davacı sigorta şirketinin ödediği hasar tazminatını davalılara rücu edebileceği, dava konusu meydana gelen yangın sonrası ödenen 52.222,22 TL hasarın poliçe kapsamında ve yerinde olduğu, takdiri mahkemeye ait olmak üzere mali yönden hesaplanan faaliyet karının 16.719.66 TL olduğu belirtilmiştir. 5’li bilirkişi heyeti tarafından sunulan 14/01/2021 tarihli raporda; davacı sigorta şirketinin TTK madde 1472 doğrultusunda ödediği hasar tazminatını davalı … Tic. Ltd. Şti’ne rücu edebileceği, davalı … San. ve Tic. Ltd. Şti.’ne rücu edemeyeceği belirtilmiştir. 5’li bilirkişi heyeti tarafından sunulan 13/07/2021 tarihli raporda; davacı Sigorta şirketinin TTK madde 1472 doğrultusunda ödediği hasar tazminatını davalı … San. ve Tic. Ltd. Şti’ne rücu edebileceği, dava dosyası kapsamında … San. ve Tic. Ltd. Şti.’nin meydana gelen rizikoda bağının tespit edilemediği, bu nedenle davalı … San. ve Tic. Ltd. Şti.’ne ödenen tazminatın rücu edilemeyeceği, birleştirilen dosya yönünden AVM’nin işleteni/kiraya vereni/sahibi olan davalı … Tic. A.Ş’nin, AVM’nin işleteni/kiraya vereni/sahibi olması sebebiyle kusurlu olduğu, husumet yönünden takdirin mahkemeye ait olduğu belirtilmiştir. 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 191. maddesi gereğince, borçlunun iflas açıldıktan sonra masaya ait mallar üzerinde her türlü tasarrufu alacaklılara karşı hükümsüzdür. Müflisin masa malları üzerindeki tasarruf yetkisi iflâs ile kısıtlandığından, aynı Kanun’un 226. maddesi uyarınca da masanın kanuni mümessilinin iflas idaresi olduğu hükmü kabul edilmiştir. Belirtilen hükümler gereğince; iflasın açılmasıyla taraf sıfatı ve dava takip yetkisi artık müflise değil, iflas idaresine ait olup, adi tasfiyede İİK’nın 226-229. maddeleri gereği iflas masasını temsil yetkisi iflas idare memurlarına, şayet basit tasfiye (İİK’nın m. 218) usulü benimsenmişse, bu temsil yetkisi İflas Dairesine aittirk ehliyetini kaybetmediği gibi, dava ehliyetini de kaybettiği söylenemese de, müflisin masa malları üzerindeki tasarruf yetkisi kısıtlandığından, masa ile ilgili davalar hakkındaki taraf sıfatı ve dava takip yetkisi artık müflise değil, iflâs idaresine ait olacaktır. İflâs idaresinin bu dava takip yetkisini kullanıp kullanmayacağını tespit edebilmek için, ilk önce iflâs organlarının oluşması ve her dava hakkında esaslı bilgi sahibi olunması gerekir. Bu ise, zaman isteyen bir husustur. İşte bu nedenle, İİK’nın 194. maddesi gereğince müflisin davacı ve davalı bulunduğu hukuk davalarının, iflâsın açılması ile belli bir süre için durması öngörülmüştür. İİK’nın 194. maddesine göre; “Acele haller müstesna olmak üzere iflasın açılması ile kural olarak müflisin davacı ve davalı olduğu hukuk davaları durur ancak alacaklıların ikinci toplantısından on gün sonra devam olunabilir. “İflâsın açılması ile duracak olan davalar, iflâstan önce açılmış olup da halen derdest bulunan ve iflâs masasına giren mal, alacak ve haklara ilişkin hukuk davalarıdır. Bunlar, müflisin açmış olduğu davalar ile müflise karşı açılmış olan davalardır. Davaların durduğu bu süre içinde, iflâs idaresi, duran davalar hakkında araştırma yapar ve bu davaların geleceği hakkında karar verir. Burada, müflisin davacı veya davalı olmasına göre, usul işlemleri farklılık arz eder. Müflisin davacı olduğu davalarda; iflâs idaresi bir davanın başarı şansı olduğu kanısına varırsa, masanın bu davayı takip etmesine karar verir; bu karar ikinci alacaklılar toplantısının uygun bulması ile kesinleşir ve ikinci alacaklılar toplantısından sonraki on günlük süre geçince, bundan böyle davaya, davacı olarak iflâs idaresi tarafından devam edilir. İflâs idaresi ve ikinci alacaklılar toplantısı, davanın başarı şansı olmadığı kanısına varırlarsa, masanın davayı takip etmemesine karar verirler. Bu halde o davayı takip yetkisi, isteyen alacaklıya devredilir. (İİK md. 245). Hiçbir alacaklı davayı takip etmek istemezse, o zaman, müflisin dava takip yetkisi yeniden doğar ve müflis iflâsın kapanmasını beklemeden, davayı kendi adına devam ettirebilir. Müflisin davalı olduğu davalarda ise; iflâs idaresi, alacakları tahkik ederken, ( İİK md. 230 vd) müflise karşı dava açan alacaklının alacağının mevcut olup olmadığı hakkında bir karar vermez; sadece, bu alacağı davalı çekişmeli alacak olarak sıra cetveline geçirir. Bu alacağın, dolayısıyla davanın kabul edilip edilmeyeceği hakkındaki kararı, ikinci alacaklılar toplantısında karar verilir. İkinci alacaklılar toplanması davaya devam edilmesine karar verirse, iflâs idaresi, ikinci alacaklılar toplantısından on gün sonra davayı takip eder veya tayin edeceği bir avukat vasıtasıyla davayı takip ettirir. Bir hukuk davasının kayıt-kabul davasına dönüşmesi için davalının iflas etmesi, iflas idaresinin de dava konusu alacağı iflas masasına kabul etmemesi gerekir. Davalı tarafı dava sırasında iflas eden aleyhine iflastan önce açılan ve İİK’nın 194. madde hükmünde sayılan istisnalardan olmayan bir davaya bakan mahkemenin asıl dava konusu alacağın, ikinci alacaklılar toplanmasında, iflas masasına kaydedilip, alacağın masaca kesin olarak kabul edilip edilmediğinin araştırması ve şayet kesin suretle kayıt ve kabul edilmiş ise, konusu kalmayan davada hüküm tesisine yer olmadığına karar vermesi; masaya kayıt edilmesi istenip de alacak kısmen veya tamamen reddedilmiş ise ve kayıt-kabul davası ayrıca açılmamışsa, davaya alacağın iflas masasına kayıt ve kabulü davası olarak devam edilerek, varılacak sonuç dairesinde bir karar vermesi gerekir. (Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 2020/2099 E 2020/2922 K) Yukarıdaki yasal hükümler ve açıklamalar ışığında somut olaya gelindiğinde, dava açılırken … Tur. San. ve Tic. Ltd. Şti. asıl davanın, davalısı olarak gösterilmiş olup Mahkemenin gerekçeli karar başlığında adı geçen şirketin (İflas Nedeniyle) Tasfiye Halinde … San. ve Tic. Ltd. Şti. olarak gösterildiği anlaşılmış olup Mahkemece yapılan yargılama neticesinde 06/04/2022 tarihinde asıl ve birleşen dava hakkında karar verilmiş ise de iflas ile ilgili herhangi bir araştırma yapılmış değildir. Buna göre adı geçen şirketin ne zaman iflas ettiği, iflas tasfiyesinin ne şekilde ve kim tarafından yürütüldüğü hususları araştırılarak iflasın yargılama devam ederken gerçekleşmesi halinde İİK’nın 194. maddesi uyarınca işlem yapılıp yapılmayacağı ve davaya iflas masasına kayıt kabul olarak devam edilip edilmeyeceği hususları üzerinde durularak ve iflasın açılmasıyla taraf sıfatı ve dava takip yetkisi artık müflise değil, iflas idaresine ait olacağından taraf teşkilinin de buna göre değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken Mahkemece eksik inceleme ile karar verilmesi doğru olmamıştır. Bu nedenle, açıklanan yasal düzenlemeler ve ilkelere uygun düşmeyecek şekilde yeterli araştırma yapılmadan karar verilmiş olması nedeniyle öncelikle davalı … San. ve Tic. Ltd. Şti.’nin iflasına ilişkin gerekli araştırmanın yapılıp eksik hususlar giderilerek sonucuna göre karar verilmesinin akabinde ancak işin esası incelenebileceğinden davalı vekilinin istinaf başvurusunun esasa ilişkin hususlar incelenmeksizin kabulü ile somut gerçekliklere aykırı şekilde yeterli araştırma yapılmadan karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğundan ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;1-Davalı tarafın istinaf başvurusunun esasa ilişkin sebepler incelenmeksizin KABULÜNE,2-İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/425 Esas, 2022/258 Karar ve 06/04/2022tarihli kararının HMK’nun 353/1a.6 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,3-Dosyanın, Dairemiz kararına uygun şekilde yargılama yapılmak ve yeniden bir karar verilmek üzere mahal Mahkemesine İADESİNE,4-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 80,70 TL maktu istinaf karar harcının davalı tarafından peşin olarak yatırılan 896,53 TL’den mahsubu ile bakiye 815,83 TL harcın hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde davalı tarafa İADESİNE, 5-Davalı tarafın yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a-6 bendi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.03/11/2022