Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2022/1667 E. 2022/1297 K. 03.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/1667 Esas
KARAR NO: 2022/1297
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 03/03/2022
NUMARASI: 2021/53 Esas, 2022/218 Karar
DAVA: İTİRAZIN İPTALİ (Ticari Niteliktekinde Haksız Fiilden Kaynaklanan (2918 S.K.Hariç))
KARAR TARİHİ: 03/11/2022
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili tarafından işyeri sigorta poliçesi ile teminat altına alınan … San. ve Tic. A.Ş. isimli işyerinde meydana gelen hırsızlık olayından dolayı ödenen tazminatın işyerinin güvenlik hizmetini üstlenen davalı şirketten rücuen tahsili için işbu davanın açıldığını, 12.10.2017 tarihinde saat 07:00 civarında sigortalı işyerindeki malların kimliği belirsiz kişiler tarafından çalındığını, davalının meydana gelen zararın tamamından sorumlu olduğunu, müvekkilinin, sigortalısına 16.05.2018 tarihinde 53.959,42 TL hasar tazminatı ödemek zorunda kaldığını, ihtarname ile talep edilmesine rağmen ödeme yapılmaması üzerine icra takibi başlatıldığını, davalının itirazı ile takibin durduğunu belirterek itirazın iptali ile takibin devamına karar verilerek icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde; ekspertiz raporunun kesinlikle kabul edilebilir olmadığını, ekspertiz raporuna dayanak kamera kayıtlarının mahkemece incelenmesi gerektiğini, et fabrikasına giriş yapan araca zamanında müdahale yapılmasına rağmen olaya karışan faillerin silahlı olduklarını, güvenlik görevlilerinin silahlarının olmadığını ve bu olayın silah kullanmak suretiyle dahil olan failleri işten erken ayrılan personelin önleyebileceği bir pozisyon bulunmadığını, fabrikaya giren araçların kayıtlarının yapılmadığı ve denetlenmediği iddiasının ise diğer tüm iddialar gibi mesnetsiz bir iddia olduğunu, faillerin organize ve silahlı bir şekilde olay yerine geldiklerini belirterek haksız davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEME KARARI:İlk derece mahkemesince; davalının % 100 kusurlu sayılması gerektiği yönünde görüş bildiren bilirkişi raporu ile dosya kapsamında yer alan diğer deliller değerlendirilerek doğan zarardan davalının sorumlu olduğu, eksper raporunun delil niteliğinde olduğu, olaya ilişkin eksper raporunun kapsamlı ve gerekçeli olduğundan bahisle tespit edilen zararın piyasa şartlarına göre kadri maruf bulunduğu, ayrıca zarar yönünden çalınan malın et ürünleri olmasına göre fiyatlandırmanın zorluğu karşısında usul ekonomisi ilkesi ve tarafların dürüst davranma yükümlülükleri de gözetilerek ayrı bir tespit ve bilirkişi incelemesi yapılmasına gerek görülmediği belirtilerek davanın kabulüne dair karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Karar yasal süresinde davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde; mahkemece eksik inceleme yapıldığını, bu nedenle dosya kapsamında yeniden bilirkişi incelemesi yapılması gerektiğini, ayrıca tazminat hususlarında ayrıntılı rapor alınması gerekirken maddi tazminata dair bir rapor alınmadığını, dosyanın yeniden incelenerek ve eksik kalan hususlarda yeniden bilirkişi raporu alnarak karar verilmesi gerektiğini belirterek ilk derece Mahkemesinin kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davacı vekili istinafa cevap dilekçesinde istinaf başvurusunun reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE: Dava, davacı tarafından, dava dışı sigortalısına poliçe kapsamında ödenen sigorta tazminatının zarardan sorumlu olduğu iddia olunan davalıdan rücuen tahsili için yapılan takibe itirazın iptali istemine ilişkindir. Dosya kapsamından, davacı sigorta şirketi ile dava dışı … San. ve Tic A.Ş. Arasında 22/08/2017-22/08/2018 tarihleri arasında geçerli, kapsamlı işyeri sigorta poliçesi tanzim edilerek sigortalıya ait işyerinde meydana gelecek risklerin teminat altına alındığı, sigortalıya ait adreste gerçekleşen hırsızlık olayı üzerine alınan ekspertiz raporu ile tespit edilen 53.959,42 TL’nin 16/05/2018 tarihinde davacı sigorta şirketi tarafından dava dışı sigortalısına ödendiği, işbu davanın yapılan ödeme sebebiyle rücu hakkına dayalı olarak açıldığı, davacı şirketin, dava dışı sigortalısına yaptığı ödeme ve işlemiş faizin rücuen tahsili için davalı aleyhine takip başlattığı, davalının takibe yasal süresinde itiraz etmesi üzerine takibe itirazın iptali ve takibin devamı için eldeki davanın açıldığı anlaşılmaktadır. Bilirkişi tarafından sunulan 31/08/2021 tarihli raporda; olayın oluş biçimi, hırsızlık olayının gerçekleştiği tarih ve saat itibarı ile davalı şirketin özel güvenlikçilerinden bir tanesinin görev yerinin terk etmesi, diğer güvenlik görevlisinin görevini tam olarak yapmaması, üstlerine zamanında bilgi vermemesi, işyeri girişinde yeterli güvenlik önlemini almamaları nedeniyle hırsızlık olayının gerçekleştiği, hırsızlık olayının önlenebilirlik faktörünün olmasına rağmen güvenlik zatiyetinden ötürü gerçekleşmesinde, davalı … Tic. Ltd. Şti.’nin %100 asli kusurlu olduğu bildirilmiştir. Davalının, eksik inceleme yapıldığından bahisle yeniden bilirkişi incelemesi yapılması ve ayrıca maddi tazminat hususlarında ayrıntılı rapor alınması gerektiğine yönelik istinaf yoluna başvurduğu anlaşılmıştır. Öncelikle davalının taleplerinin açıklığa kavuşturulması gerekmiş olup buna göre davalının yeniden rapor alınması talebinin, dosya kapsamında alınan tarafların kusur durumunun tespitine yönelik rapora ilişkin olduğu anlaşılmıştır. Çünkü dosyada bundan başka rapor alınmamıştır. “…Bir tarafın bilirkişi raporuna itiraz etmemesi ile, diğer (bilirkişi raporuna itiraz eden) taraf lehine usulî kazanılmış hak doğar. Yani, bir taraf bilirkişi raporuna itiraz etmez, diğerinin itirazı (veya mahkemenin kendiliğinden gerekli görmesi) üzerine yeni bir bilirkişi incelemesi yaptırılır (veya aynı bilirkişiden ek rapor alınır) ve ikinci bilirkişi raporu (veya ek rapor) birinci rapora itiraz edenin daha da aleyhine olursa, ilk rapora itiraz etmeyen taraf bakımından ilk bilirkişi raporu kesinleştiğinden ve bununla diğer (itiraz eden) taraf lehine usulî kazanılmış hak doğduğundan, mahkemenin ilk bilirkişi raporuna göre karar vermesi gerekir (Kuru, B., Hukuk Muhakemeleri Usulü, İstanbul 2001, Cilt:3, s. 2753)…” (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2018/10(21)-94 Esas 2021/111 Karar sayılı ilamı) Somut olayda tarafların kusur durumunun tespitine ilişkin alınan 31/08/2021 tarihli rapor davalı vekiline tebliğ edilmesine karşın HMK’nun 281/1 maddesi uyarınca rapora karşı herhangi bir beyanda bulunulmadığı görülmüştür. Değinilen YHGK ilamından da anlaşılacağı üzere artık bu rapor davalı taraf için kesinleşmiştir. Dolayısıyla yeniden rapor alınması durumunda kusur durumunun değişmesi halinde dahi bu rapor hükme esas alınamayacaktır. Öyleyse davalı tarafın yeniden bilirkişi raporu alınmasına yönelik istinaf talebinde hukuki yararı yoktur. Davalı tarafın diğer bir istinaf sebebi olan maddi tazminat hususunda ayrıntılı rapor alınması talebinin ise, işyerinden çalınan mallara yönelik olduğu anlaşılmıştır. Somut olayda Mahkemece maddi tazminata ilişkin dosya kapsamında bulunan Yön Sigorta Ekspertiz Hizmetleri tarafından düzenlenen eksper raporu gerekçeleri ile açıklanarak yeterli kabul edilmiş olup bu rapora itibar edilerek karar verilmiştir. HMK’nun 266. maddesi “(1)Mahkeme, çözümü hukuk dışında, özel veya teknik bilgiyi gerektiren hâllerde, taraflardan birinin talebi üzerine yahut kendiliğinden, bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verir.(Değişik cümle: 3/11/2016-6754/49 md.) Ancak genel bilgi veya tecrübeyle ya da hâkimlik mesleğinin gerektirdiği hukukî bilgiyle çözümlenmesi mümkün olan konularda bilirkişiye başvurulamaz…” ; HMK’nun 281. maddesi ise “…(2) Mahkeme, bilirkişi raporundaki eksiklik yahut belirsizliğin tamamlanması veya açıklığa kavuşturulmasını sağlamak için, bilirkişiden, yeni sorular düzenlemek suretiyle ek rapor alabileceği gibi, tayin edeceği duruşmada, sözlü olarak açıklamalarda bulunmasını da kendiliğinden isteyebilir. (3) Mahkeme, gerçeğin ortaya çıkması için gerekli görürse, yeni görevlendireceği bilirkişi aracılığıyla, tekrar inceleme de yaptırabilir.” şeklinde düzenlenmiştir. Görüleceği üzere bilirkişi raporu alıp almamak konusunda takdir Mahkemeye aittir. Bilirkişi raporu almamak konusunda kullanılacak takdirin dosya kapsamı ve mevcut delil durumuna uygun olması halinde bilirkişi raporu alınmadan karar verilmesi bir eksiklik olarak görülemez. Sigorta eksperlerinin hukuki statüsü ve sigorta eksperleri tarafından tanzim edilen raporların hukuki niteliği 5684 sayılı Sigortacılık Kanununda düzenlenmiştir. Kanunun 2/1-n maddesinde sigorta eksperlerinin tarafsız ve bağımsız olduğu, aynı kanununun 22/13 fıkrasında sigorta eksperlerinin tarafsız olmak zorunda olduğu, yine aynı kanunun 22/17 fıkrasında eksperler tarafından düzenlenen raporların delil niteliğinde olduğu yönündeki düzenlemeler dikkate alındığında sigorta eksperleri tarafından düzenlenen raporların yargılama aşamasında itibar edilecek türden bir belge olduğuna şüphe yoktur. Somut olayda Yön Sigorta Ekspertiz Hizmetleri tarafından düzenlenen eksper raporuna göre meydana gelen hırsızlık olayı neticesinde oluşan zararın kapsamı ve miktarının üretim listeleri, alış-satış fatura verileri temin edilmek suretiyle ayrıntılı ve gerekçeli olarak ortaya konulduğu anlaşılmıştır. Mahkemece eksper raporu yeterli kabul edilerek bu hususta yeniden bilirkişi raporu alınmadan karar tesis edilmesinde usul ve yasaya aykırı bir husus olmadığından davalı tarafın bu yöne ilişkin istinaf sebebi de yerinde değildir. Açıklanan sebeplerle ilk derece mahkemesince tesis edilen kararda usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla davalı vekilinin istinaf başvurusunun reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;1-İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/53 Esas, 2022/218 Karar ve 03/03/2022 tarihli kararı usul ve yasaya uygun olduğundan HMK’ nın 353/1.b.1 maddesi gereğince davalı tarafın istinaf başvurusunun esastan REDDİNE,2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununu gereğince alınması gereken 80,70 TL istinaf maktu karar harcının davalı tarafından peşin olarak yatırılan 967,70 TL harçtan mahsubu ile fazla alınan 887,00 TL harcın istem halinde karar kesinleştiğinde davalı tarafa iadesine, 3-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin kendi üzerine bırakılmasına,4-İstinaf yargılaması aşamasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti taktirine yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 362/1-a bendi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.03/11/2022