Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2022/1663 E. 2022/1420 K. 17.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/1663 Esas
KARAR NO: 2022/1420
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ARA KARAR TARİHİ: 20/05/2022
DAVANIN KONUSU: Sözleşmenin Uyarlanması
KARAR TARİHİ: 17/11/2022
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı idare arasında hizmet alımına dair sözleşme imzalandığını, sözleşme bedelinin 29.235.722,44 TL olarak kararlaştırıldığını, sözleşmenin 11. Maddesi ile müvekkiline teminat yükümlülüğü getirildiğini, sözleşme gereğince müvekkili tarafından … Bankası T.A.O’ya ait 07.12.2021 tarih, … nolu 1.754.144,00 TL’lik kesin teminat mektubunu idareye teslim edildiğini, ekonomideki hızlı değişim sebebi ile sözleşmenin başlaması ve tamamlanmasının mümkün olmadığını, sözleşmenin 25. maddesi ve devamı hükümlerine göre “kesin teminat ve varsa ek teminatlar gelir kaydedilir ve sözleşme feshedilerek genel hükümlere göre tasfiye edilir.” düzenlemesinin yer aldığını, müvekkili firma ile davalı arasında akdedilen … sözleşme numaralı “Yemek Temini ve Servisi Hizmeti Alımı” sözleşmesi’nin ekonomik şartlar göz önünde bulundurularak, zorunlu olarak sözleşme bedelinin uyarlanması ile dava sonuna kadar … Bankası T.A.O’ya ait 07.12.2021 tarih, … nolu 1.754.144,00 TL’lik kesin teminat mektubu gereğince sözleşmenin askıya alınması yönünde tedbir kararı verilmesini, mahkeme aksi kanaatte ise … Bankası T.A.O’ya ait 07.12.2021 tarih, … nolu 1.754.144,00 TL’lik kesin teminat mektubu’nun nakde çevrilmesinin önlenmesi hususunda ihtiyati tedbir kararı verilmesini, karar nihayetinde müvekkili firma ile davalı arasında akdedilen … sözleşme numaralı “Yemek Temini ve Servisi Hizmeti Alımı” sözleşmesi’nin hükümsüz kaldığının tespiti ile … Bankası T.A.O’ya ait 07.12.2021 tarih, … nolu 1.754.144,00 TL’lik kesin teminat mektubunun müvekkiline teslimini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının ihaleyle aldığı “Yemek Temini Ve Servisi Hizmeti” işine 01.01.2022 tarihi itibariyle başladığını, 04.03.2022 itibarıyla da işi bıraktığını,. Davanın konusuz kaldığını, 1.754.144,00.-TL bedelli Kesin Teminat Mektubunun …’a verilmesinin, 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu ve 4735 sayılı Kamu İhaleleri Sözleşme Kanunu kapsamında yasal bir zorunluluk olduğunu, davacı tarafın … tarafından yapılan bu ihaleye kendi özgür iradesiyle katıldığını, KİK 34/SON fıkrası gereğince teminat mektubu hakkında tedbir kararı verilemeyeceğini, davacının basiretli tacir gibi davranma yükümlülüğünün bulunduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece 20/05/2022 tarihli ara kararla talep yargılamayı gerektirdiğinden davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin REDDİNE karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ Ara karar yasal süresinde davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir. Davacı vekili istinaf nedenleri olarak; fiyat artışlarının dosyaya yansıtıldığını, fiyat artış yüzdelerinin bazı ürünler için %200’ün bile üzerinde olduğunu, bu denli bir artışın öngörülebilir olmadığını, davalı idareye teslim edilen “ banka teminat mektubunun” paraya çevrilmesi / irad kaydedilmesinin ileride telafisi imkansız zararlar doğuracağı gibi müvekkili firmanın iflas etmesine sebebiyet vereceğini, Adalet ve Kalkınma Partisi TBMM Grup Başkanlığı tarafından meclise 4.01.2022 tarihinde sunulan kanun teklifinin 07.01.2022 tarihinde Plan ve Bütçe Komisyonu tarafından görüşüldüğünü, her ne kadar henüz yasalaşmamış olsa da meclis görüşmelerinin devam ettiğini, görüşme tutanağından da görüleceği üzere ” Ülkemizde ve Dünyada ham madde ve tedarik zincirinde yaşanan aksaklık ile GİRDİ FİYATLARINDAKİ BEKLENMEYEN ARTIŞ nedeniyle…. ” gerekçeleri ile bir takım önlemler alınmasının değerlendirildiğini, ifanın imkansız olduğunu belirterek ilk derece mahkeme ara kararının kaldırılarak ihtiyati tedbir talebinin KABULÜNE karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME: Dava, sözleşmenin yeni şartlara uyarlanması aksi halde sözleşmenin hükümsüzlüğünün tespiti ile teminat mektuplarının iadesi istemine ilişkindir. Geçici hukuki korumaların bir türü olan ihtiyati tedbirin şartları 6100 sayılı HMK’nun 389. maddesinde düzenlenmiş olup, anılan düzenleme “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.” hükmünü haizdir. Anılan hükümde de açıkça belirtildiği üzere, ihtiyati tedbir kararı, bir hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında uygulanacak geçici bir hukuki korumadır. Başka bir ifade ile ihtiyati tedbir verilebilmesinin en önemli şartı bir ihtiyati tedbir sebebinin mevcut olmasıdır. Kanunda bu husus genel olarak düzenlenmiş, hâkime oldukça geniş bir takdir alanı bırakılmıştır.(m. 389/1). Kanun, burada “mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından” söz etmektedir. Bu hüküm dikkate alındığında, mevcut durumun değişmesi hâlinde, hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşması, hakkın elde edilmesinin tamamen imkânsız hâle gelmesi, gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğması tehlikesi varsa, ihtiyati tedbir sebebi var kabul edilecektir. Hâkim kararında somut sebep gösteremiyor, bunu en azından açıklayacak veya asgari ölçüde ikna edecek delil değerlendirmesi yapamıyor, yaklaşık ispat ölçüsünü yakalayamıyorsa tedbire karar vermemelidir. Ancak bu da hiçbir zaman tam bir ispat seviyesinde ispat şartına dönüşmemelidir. (Pekcanıtez,Hakan/Atalay,Oğuz/Özekes Muhammet; Hukuk Muhakemeleri Kanunu Hükümlerine Göre Medeni Usul Hukuku, 11. Bası, Ankara 2011-Sh.715-717) (Yüksek Yargıtay 11.Hukuk Dairesi’nin 24/04/2012 gün ve 2011/15388 Esas,2012/6651 Karar sayılı ilamında belirtildiği gibi) Yasal düzenlemede, tedbir talebinin yargılamayı gerektirmesi halinde tedbir talebinin reddedileceğini dair bir düzenleme mevcut değildir. Aksi halin kabulünde, İhtiyati tedbirin geçici hukuki koruma özelliğinden söz etmek mümkün olmayacaktır. HMK 390/3. fıkrada, yukarıda ifade edildiği üzere, yaklaşık ispat şartı aranmaktadır. Somut olayda yaklaşık ispat koşullarının sağlanamadığı, her ne kadar mahkeme gerekçesi yasaya uygun olmasa da, tesis edilen ara kararın sonuç itibari ile doğru olduğu anlaşılmakla davacı tarafın istinaf başvurusunun reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;1-Dosya kapsamı ve delil durumuna göre İlk Derece Mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun olduğundan HMK’nın 353/1.b.1 maddesi gereğince davacı tarafın istinaf başvurusunun esastan REDDİNE,2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununu gereğince alınması gereken 80,70 TL istinaf maktu karar harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,3-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin kendi üzerine bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 362/1-f bendi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.17/11/2022