Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2022/1657 E. 2022/1510 K. 07.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/1657 Esas
KARAR NO: 2022/1510
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 25/10/2021
NUMARASI: 2021/632 Esas, 2021/942 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari İş Tellallığı Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 07/12//2022
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında davacının 35.000.000,00 USD tutarında kredi arayışı konusunda davalıların danışmanlık ve aracılık hizmeti sunacakları 29/07/2017 tarihli Finansal Danışmanlık Ve Aracılık Sözleşmesi imzalandığı, sözleşme gereği 30.000,00 USD ödendiği ancak davalılar tarafından hiçbir yükümlülüğün yerine getirilmediğini, bunun üzerine davalılar aleyhine İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası üzerinden icra takibi başlatıldığını, davalılarca takibe itiraz edildiğinden bahisle itirazın iptali ile takibin devamına ve %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı … cevap dilekçesinde özetle; asliye ticaret mahkemelerinin görevli olduğunu, ödemenin davalı …’e fizibilite raporu hazırlama hizmeti karşılığı yapılan ödeme olduğunu, adının sonradan sözleşmeye eklendiğini, uyuşmazlığın simsarlık ya da vekalet ilişkisine göre değil eser sözleşmesine ilişkin hükümlere göre çözülmesi gerektiği, sözleşmenin bir nevi ön protokol olduğunu, ödemeyi diğer davalının aldığını ve kendisinin taraf sıfatı bulunmadığından bahisle reddini talep etmiştir. Davalı … davaya cevap vermemiştir.
İLK DERECE (İstanbul Anadolu 17. Asliye Hukuk Mahkemesi) MAHKEME KARARI: Mahkemece, davacı şirketin Finansal Danışmanlık Sözleşmesi kapsamında verilen hizmete karşılık paranın gönderildiği, davacının şirket olup, ticari işletmesi ile ilgili hususlardan doğan bir uyuşmazlık olduğu, Finansal Danışmanlık Sözleşmesinin davacının ticari işletmesi ile ilgili bulunduğu, yapılan bu sözleşme içeriğine göre şirkete verilen hizmeti, ücreti ve finansal kredi sağlayan danışmanlık sözleşmesini değerlendirecek görevli mahkemenin TTK’nın 4 ve 5 maddeleri gereğince Asliye Ticaret Mahkemesi olduğu, ayrıca görevin kamu düzeninden olup, yargılamanın her aşamasında re’sen değerlendirilmesi gerektiği nedenleri ile HMK’nın 114/1-c ve HMK 115/2 maddeleri gereğince, Asliye Ticaret Mahkemelerinin görevli bulunduğuna ilişkin davanın usulden reddine karar verilmiştir. Asliye hukuk mahkemesince Asliye ticaret mahkemesine verilen görevsizlik kararı sonrasında dosya Asliye ticaret mahkemesine gönderilmiştir.
İLK DERECE (İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi) MAHKEME KARARI: Mahkemece, davacı kurumun tacir olmaması, eldeki davanın mutlak ya da nispi ticari dava olmaması sebebiyle mahkemenin davaya bakmakla görevli olmadığı ve uyuşmazlığın çözüm yerinin Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğu anlaşıldığından mahkemenin görevsizliği nedeniyle davanın dava şartı yokluğu yönünden usulden reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Karar yasal süre içerisinde davalı … tarafından istinaf edilmiştir. Davalı … istinaf nedenleri olarak; davanın tamamen bir tacir ve ticari iş ile ilgili olduğunu, bu nedenle ticari dava ve uyuşmazlığın Asliye Ticaret Mahkemesinde görülmesi gerektiğinden ilk derece mahkeme kararının kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME: Dava, davacı şirkete kredi sağlanmasına yönelik Finansal Danışmanlık ve Aracılık Sözleşmesinden kaynaklanan ödenen bedelin iadesi için yapılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir. İlk derece mahkemelerince karşılıklı olarak görevsizlik kararı verilmiştir. TTK’nın 4. maddesinin ilk fıkrası; “(1) Her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın; a) Bu Kanunda, b) Türk Medenî Kanununun, rehin karşılığında ödünç verme işi ile uğraşanlar hakkındaki 962 ilâ 969 uncu maddelerinde, c) 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun malvarlığının veya işletmenin devralınması ile işletmelerin birleşmesi ve şekil değiştirmesi hakkındaki 202 ve 203, rekabet yasağına ilişkin 444 ve 447, yayın sözleşmesine dair 487 ilâ 501, kredi mektubu ve kredi emrini düzenleyen 515 ilâ 519, komisyon sözleşmesine ilişkin 532 ilâ 545, ticari temsilciler, ticari vekiller ve diğer tacir yardımcıları için öngörülmüş bulunan 547 ilâ 554, havale hakkındaki 555 ilâ 560, saklama sözleşmelerini düzenleyen 561 ilâ 580 inci maddelerinde, d) Fikrî mülkiyet hukukuna dair mevzuatta, e) Borsa, sergi, panayır ve pazarlar ile antrepo ve ticarete özgü diğer yerlere ilişkin özel hükümlerde, f) Bankalara, diğer kredi kuruluşlarına, finansal kurumlara ve ödünç para verme işlerine ilişkin düzenlemelerde, öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılır. Ancak, herhangi bir ticari işletmeyi ilgilendirmeyen havale, vedia ve fikir ve sanat eserlerine ilişkin haklardan doğan davalar bundan istisnadır.” düzenlemesini içerir. Görüleceği üzere hangi davaların ticari dava olarak sınıflandırılacağı bahsi geçen maddede düzenlenmiştir. Buna göre ticari davalar; mutlak ticari davalar, nispi ticari davalar ve bir tarafın ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç gruba ayrılır. Mutlak ticari davalar; TTK m.4/1’de bentler halinde sayılıp tarafların tacir olmasına yahut işin bir ticari işletmeyle ilgili olup olmadığına bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Nisbi ticari davalar ise; her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan davalardır. Bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Burada dikkat edilmesi ve özellikle üzerinde durulması gekeren husus; uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olmasının veya TTK m.19/2’de “Taraflardan yalnız biri için ticari iş niteliğinde olan sözleşmeler, Kanunda aksine hüküm bulunmadıkça, diğeri için de ticari iş sayılır.” şeklinde düzenlenen ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılmasının davayı ticari dava haline getirmeyeceğidir. Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olmasının davayı ticari dava haline getirmeyeceği unutulmamalıdır. Üçüncü grup ticari davalar ise, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması kanunda yeterli görülmüştür. (Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 23/05/2022 tarih ve 2022/3593 Esas – 2022/4898 Karar sayılı ilamı) Somut olayda; davacı şirketin ticari işletmesi için kredi bulunmasına yönelik sözleşme düzenlendiğinden ve davalılar tarafından sözleşmedeki yükümlülüklerinin yerine getirilmediğinden bahisle davacı şirketçe ödenen paranın iadesi istenildiğinden dava, TTK m.4 uyarınca havale, vedia ve fikir ve sanat eserlerine ilişkin haklardan doğan bir dava olması sebebiyle ticari dava niteliğindedir. Hal böyle olunca mahkemece; davanın ticari dava olduğu gözetilerek işin esasına girilip sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile davanın, ticari dava olmadığından bahisle dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilmesi, usul ve kanuna aykırı olup ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Davalı Meltem Demirok’un istinaf başvurusunun esasa ilişkin sebepler incelenmeksizin KABULÜNE, 2-İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/632 Esas, 2021/942 Karar ve 25/10/2021 tarihli kararının KALDIRILMASINA, 3-Dosyanın, Dairemiz kararına uygun şekilde yargılama yapılmak ve yeniden bir karar verilmek üzere mahal Mahkemesine İADESİNE, 4-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununu gereğince alınması gereken 80,70 TL istinaf maktu karar harcından peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile eksik kalan 21,40 TL harcın davacıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA, 5-Davalı tarafın yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate ALINMASINA, 6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1.a.3 bendi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.07/12/2022