Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2022/1651 E. 2022/1403 K. 17.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/1651 Esas
KARAR NO: 2022/1403
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 07/04/2022
NUMARASI: 2022/176 Esas, 2022/406 Karar
DAVA: İFLAS (Doğrudan Alacaklı Tarafından Talep Edilen İflas (İİK 177))
KARAR TARİHİ: 17/11/2022
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacılar vekili dava dilekçesi ile; müvekkilleri lehine hükmedilen işçilik alacaklarının tahsili için davalı şirket aleyhine Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nde ilama dayalı icra takipleri başlatıldığını, gönderilen icra emirlerine rağmen davalı şirketin ödeme yapmadığını belirterek borçlu … Anonim Şirketi’nin İİK md. 177/4 uyarınca iflasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı vekili 11/11/2020 tarihli dilekçesi ile, davayı sadece davacılardan … adına takip edeceklerini beyan etmiştir.
CEVAP Davalı vekili cevabında; Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/98 E. sayılı dosyasında verilen 12.04.2019 tarihli ara karar ile müvekkili şirkete yönetim kayyım heyeti atandığını, kayyım heyetine şirket borçlarını ödeyebilmesi için hastane ruhsatı ile diğer taşınır ve taşınmaz varlıklarının satışı konusunda yetki verildiğini, bu çalışma kapsamında davacı …’ın ve diğer davacıların işçilik alacaklılarının ödenmesi için, kendilerine kayyım heyetince teklifte bulunulduğunu, iyi niyetli olarak hastane ruhsatının satışı ile elde edilecek gelirden bütün işçilik alacaklılarına ödeme yapılması planlandığını, ancak görüşmeler devam ettiği sırada huzurdaki davanın açıldığını, bu nedenle davacı tarafın iyi niyetli olmadığını ve müvekkilinin iflasını talep etmekte hukuki yararının kalmadığını, müvekkilinin ilamlı alacağın ödenmesi için davacıya teklifte bulunduğundan, İİK madde 177/4’teki koşulların oluşmadığını, bu nedenle davanın esastan da reddi gerektiğini ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN 22/04/2021 TARİHLİ KARARI Mahkemece; davacı … yönünden sunulan sulh protokolü kapsamında davanın konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına, diğer davacılar yönünden HMK’nın 320/4 maddesi uyarınca davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş, davacılar vekili hükmü istinaf etmiştir.
DAİREMİZİN 03/02/2022 TARİHLİ KARARI Dairemizin 03/02/2022 tarih ve 2021/1592 Esas, 2022/132 Karar sayılı kararı ile; “Somut olayda sunulun protokol nedeniyle davacı … yönünden davanın konusuz kaldığı gerekçesiyle esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmişse de, taraflar arasında düzenlenen 12/02/2021 protokolde icra takibine konu edilen işçilik alacaklarının % 50’si için taraflar arasında anlaşma sağlandığı ve protokol ve ek protokolün alacağın bu kısmına yönelik olduğunun ifade edildiği görülmektedir. O halde mahkemece davacı …’ın alacağının tamamını tahsil edilip edilmediği üzerinde durularak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, davanın konusuz kaldığı gerekçesiyle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi doğru olmamıştır.” denilerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN 07/04/2022 TARİHLİ KARARI Mahkemece; iflas avansının yatırıldığı ve iflas ilanlarının yapıldığı, davalı yetkililerine tebligat çıkartılarak beyanlarının alındığı, 12/02/2021 tarihli protokolde icra takibine konu edilen işçilik alacaklarının % 50’si için taraflar arasında anlaşma sağlanmasına rağmen protokol kapsamında ilama dayalı borcun ödenmediği gerekçesiyle İİK’nın 177/1.4 bendi uyarınca davalının iflasına karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ İlk derece mahkemesinin 07/04/2022 tarihli kararı yasal süresinde davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir. Davalı vekili istinaf nedenleri olarak; davalı şirketin organsız kalması nedeniyle yönetim kayyım heyeti atandığını, kayyım heyetine borçların ödenmesi için hastane ruhsatının ve taşınmazların satışı hususunda yetki verildiğini, ruhsat satışından davacı vekiline 1.300.000,00 TL ödeme yapıldığını, ayrıca 200.000,00 TL çek ciro edildiği, bu şekilde davacı …’ın alacağının kalmadığını, davacılar ile yapılan protokole göre davacıların iflas davasında ek mühlet istemesi, bu isteğin kabul edilmemesi halinde davadan feragat edilmesi gerektiğini, ancak mahkemenin mühlet isteğini reddetmesine rağmen davacı tarafın protokole aykırı olarak davadan feragat etmediğini belirterek kararın kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE Dava, İİK’nın 177/1-4 maddesi uyarınca doğrudan iflas istemine ilişkindir. Davacılar; işçilik alacaklarının tahsili için davalı şirket aleyhine ilamlı takip başlattıkları, ancak icra emrinin tebliğine rağmen ilama dayalı alacaklarının ödenmediğini belirterek davalının İİK’nın 177/1-4 maddesi uyarınca iflasını talep etmiş, davacılar vekili 11/11/2020 tarihli dilekçe ile davaya sadece davacı … adına takip edeceklerini beyan etmiştir.Mahkemece davalının iflasına karar verilmiş, davalı vekili hükmü istinaf etmiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun beşinci kısmında,” Hüküm ve Davaya Son Veren Taraf İşlemleri “ düzenlenmiştir. Düzenlemenin 297. maddesi “Hükmün kapsamı” dır. 297/2. fıkrada “Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir” ifadelerine yer verilmiştir. Somut davada, davacı …’ın iflas talebi yönünden karar verilmişse de, diğer davacıların iflas talebi yönünden karar verilmemesi doğru olmamıştır. Açıklanan nedenlerle, davacı … dışındaki davacıların iflas talebi hakkında bir karar verilerek, karar gerekçesinde bu durumun tartışılması gerekirken, yasanın emredici hükmüne aykırı olarak diğer davacıların iflas talebi hakkında karar verilmemiş olması yerinde olmadığından ve HMK.nın 355. Maddesi gereğince bu durum kamu düzenini ilgilendirdiğinden davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının HMK.nın 355, 297. maddeleri gereğince kaldırılmasına, karar verilmesine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun esasa ilişkin sebepler incelenmeksizin KABULÜNE, 2-Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2022/176 Esas, 2022/406 Karar ve 07/04/2022 tarihli kararının HMK’nın 353/1a.4 ile 355. ve 297. Maddeleri gereğince KALDIRILMASINA, 3-Dosyanın, Dairemiz kararına uygun şekilde yargılama yapılmak ve yeniden bir karar verilmek üzere mahal Mahkemesine İADESİNE, 4-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 80,70 TL istinaf karar harcı davalı tarafından peşin olarak yatırıldığından yeniden harç alınmasına YER OLMADIĞINA, 5-Davalı tarafın yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, 6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a-4 bendi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.17/11/2022