Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2022/158 E. 2022/259 K. 03.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/158 Esas
KARAR NO: 2022/259
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 29/06/2021
NUMARASI: 2020/211 Esas, 2021/840 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 03/03/2022
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 30/09/2015 tarihli sözleşme gereğince müvekkilinin davalıya hotel bünyesinde konaklamalı toplantı organizasyon hizmeti verdiğini, 29.420,06 TL fatura bedelinden 4.420,60 TL’sini ödeyip bakiye kısmını ihtara rağmen ödemediğini, İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası üzerinden takip başlattıklarını, davalının takibe haksız olarak itiraz ettiğini belirterek itirazın iptali ile takibin devamına, icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket müşterilerinin hiçbir servisten memnun kalmadığını, hizmetin ayıplı olduğunu, kusurlu hizmeti 13/11/2015 tarihli fax ile öğrenen müvekkili şirketin davacıya Beşiktaş … Noterliği’nin 17/11/2015 tarih, … yevmiye no’lu ihtarnamesini gönderdiğini, davacıdan indirim talep edildiğini, davacının edimini ayıplı ifa etmesi nedeniyle müvekkilinin ticari itibarının zedelendiğini, müşteri kaybetme tehlikesi ile karşı karşıya kaldığını belirterek davacı-karşı davalının haksız davasının reddine, davalı-karşı davacı müvekkilinin davacı-davalıya borçlu olmadığının tespitine ve davacı-karşı davalı aleyhine kötiiniyet tazminatına hükmedilmesine ve davalı-karşı davacı müvekkilinin itibar kaybına sebep oldukları için 5.000,00 TL manevi tazminatın davacı-davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İlk derece mahkemesi 04/04/2017 tarih, 2016/73 E, 2017/329 K. Sayılı kararı ile davacının davasının kabulüne, İAA … İcra Müd. … E. sayılı doyasında davalı şirket tarafından yapılan itirazın iptaline, takibin devamına, Asıl alacak üzerinden olan %20 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Karşı davada davacının davasının reddine karar verilmiştir. Karar davalı-karşı davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir. Dairemiz 02/06/2020 tarih, 2017/2785 E. 2020/950 K. Sayılı kararı ile “… karşı dava yönünden Hukuk Muhakemeleri Kanununda öngörüldüğü şekilde usulüne uygun bir ön inceleme duruşması gerçekleştirilmediği gibi mahkeme gerekçesininde yasa ve anayasanın emredici hükümlerine uygun olmadığı ..” gerekçesi ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmiştir. Mahkemece dairemiz kararı doğrultusunda usulü eksikler giderilmiş, yapılan yargılama sonunda da; davalı-karşı davacı tarafından ileri sürülen ayıpların açık ayıp olduğu, derhal davacı- karşı davalıya bildirim yapılması gerektiği, dinlenen tanık beyanına göre davalı-karşı davacı şirket yetkilisinin hizmetin verildiği tarihte otelde olduğu, bu durumda ayıpların davalı-davacı şirketçe 16/10/2015-18/10/2015 tarihlerinde öğrenildiği ancak bu tarihten 1 ay sonra davacıya ihtar çekildiğini, ayıp ihbarının süresinde olmadığı, karşı davacı şirket tüzel kişiliğine yönelik ticari itibarını zedeler nitelikte bir saldırı ya da manevi tazminatı gerektirir bir husus bulunmadığı, davalının karşı davasında borçlu olmadığının tespitini talep etmişse de, itirazın iptali davası açıldıktan sonra menfi tespit davası açılmasında hukuki yararı bulunmadığı, davalı-karşı davacının temerrüdü sebebi ile 25.000,00-TL asıl alacağa takip tarihine kadar 79,11-TL faiz işlediği, alacağın likit bulunduğu gerekçesi ile A-Asıl Davanın KISMEN KABULÜNE, 1-İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı icra takibine davalı tarafça yapılan itirazın kısmen iptali ile takibin 25.000,00-TL asıl alacak, 79,11-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 25.079,11-TL üzerinden asıl alacağa takip tarihinden tahsil tarihine kadar 3095 Sayılı Kanun m. 2/2 uyarınca yıllık %10,50 ve değişen oranlarda işleyecek avans faizi yürütülmek sureti ile devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine, 2-Kabul edilen 25.000,00-TL asıl alacak üzerinden hesaplanacak %20 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, B-Karşı dava yönünden: 1-Davalı/Karşı davacının manevi tazminat talebinin esastan, menfi tespit davasının hukuki yarar yokluğundan usulden reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Karar yasal süresi içerisinde davalı-karşı davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir. Davalı-karşı davacı vekili istinaf dilekçesinde; mahkeme kabulünün yerinde olmadığını, şikayetlerin (ayıpların) bir kısmının organizasyon devam ederken şifahi olarak davacı-karşı davalı tarafa iletildiğini, ancak organizasyon 3 gün sürdüğü için mecburen otelde kalınmaya devam edildiğini, hizmeti alan müşterinin daha sonra diğer ayıplarla ilgili de şikayette bulunması nedeni ile müvekkili şirketin diğer ayıplardan haberdar olduğunu, hemen ihtarla karşı tarafa durumun bildirildiğini, ayıpların açık ayıp olmadığını, ayıp sebebi ile bedeldi indirim yapılması gerektiğini, davacının indirim hususunu görüşmek bir yana derhal icra takibi başlattığını, gelinen noktada müvekkili şirketin de dava konusu bedeli ödemediğini, kaldı ki müvekkili şirketin de kendi müşterilerine karşı sorumlu olduğu için söz konusu organizasyona istinaden tam ödeme alamadığını belirterek ilk derece mahkeme kararının kaldırılmasına, asıl davanın reddine karşı davanın kabulüne karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME: Dava, asıl dosyada davacının İİK’nun 67. maddesi gereğince fatura alacağının tahsili amacıyla davalı aleyhinde giriştiği takibe karşı davalı itirazının iptali istemine, karşı davada ise ayıplı ifa nedeniyle borçlu olmadığının tespiti ve manevi tazminat istemine ilişkindir. İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı takip dosyası incelendiğinde; davacının dayanak fatura gereğince davalı aleyhinde 25.000,00 TL asıl, 165,41 TL faiz olmak üzere toplam 25.165,41 TL üzerinden takip başlattığı davalı-karşı davacının takibe itiraz ederek durdurduğu, davanın yasal bir yıllık süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır. Davacı-karşı davalının davalı-karşı davacıya hotel bünyesinde konaklamalı toplantı organizasyon hizmeti verdiği, 29.420,06 TL’lik hizmet bedelinden davalı-karşı davacının 4.420,60 TL’lik kısmını ödediği, bakiyesini ayıplı ifa nedeni ile ödemediği konularında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Uyuşmazlık, hizmetin ayıplı olup olmadığı, bedelde indirim gerekip gerekmediği noktasında toplanmıştır. Mahkemece tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde inceleme yapılmasına karar verilmiş, uyuşmazlık konularında bilirkişi raporu alınmıştır. Bilirkişi raporunda; davacı-karşı davalı tarafından ibraz edilen ticari defterlerin lehine delil vasfı bulunmadığı, takibin dayanağı 29.420,06 TL bedelli faturanın davacı-karşı davalının ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, davalı-karşı davacının kısmi ödemesinin gözüktüğü, kayıtlara göre davacı-karşı davalının, davalı-karşı davacıdan 25.000,00 TL alacaklı gözüktüğü, davalı-karşı davacı tarafından ibraz edilen ticari defterlerin lehine delil vasfının bulunduğu, faturanın davalı-karşı davacının kayıtlarında yer almadığı, davacı-davalıya yapılan kısmi ödemenin gözüktüğü belirtilmiştir. 6102 Sayılı TTK’nın 23/1-c maddesi tacirler arasındaki hizmetin ayıplı olması halinde yapılması gereken işlemleri düzenlemektedir. Anılan maddeye göre hizmet alan tacir, malın ayıplı olduğu açıkça belli değilse, malı teslim aldıktan sonra malı incelemek veya incelettirmek, malın ayıplı olması halinde 8 gün içinde bu durumu hizmet verene iletmek durumundadır. Somut olayda, tarafların tacir olduğu anlaşıldığına ve davalı-karşı davacıda verilen hizmetin ayıplı olduğunu iddia ettiğine göre bu ayıbın süresinde ihbar edilip edilmediği dava konusu olayın sonuçlandırılması açısından önem arzetmektedir. Ayıp ihbarının her türlü delille ispatı mümkündür. 13/04/2021 tarihli duruşmada dinlenen davalı-karşı davacı tanığı … yeminli beyanında: “2015 yılından beri davalı şirkette çalıştığını, otele gideli yaklaşık 6 yıl olduğunu, şirketin hizmet sattığı firmaların yanında gittiğini, yani bilgi dağıtım şirketi ile birlikte kendisinin de otelde olduğunu, çorbadan çıkan kurtun kendi çorbasından çıktığını, hijyen kurallarının kötü olduğunu, davadışı bilgi dağıtım şirketinin toplantı salonuna tanıtım amaçlı ürünlerini koyduğunu, müşterilerin de ürünlere baktığını, o gün aşırı yağmur yağdığı için toplantı salonunun ıslandığını, hizmetin genel anlamda kötü olduğunu, hizmet satılan firmaların yanında mutlaka davalı şirketten bir çalışanın da organizasyon müdürü olarak görevlendirildiğini hatta dava konusu hizmetin verildiği otelde yanında şirket yetkilisi …’in de bulunduğunu, kendisinin de bizzat şahit olduğunu, organizasyonun toplam 3 gün sürdüğünü, otelde kalmaya devam ettiklerini, çünkü bütün müşterileri Türkiye’den davet ettiklerini, bildiği kadarıyla bu olaydan sonra bilgi dağıtım şirketiyle ticari ilişki devam etmediğini” ifade etmiştir. Sözleşme gereğince davacı-karşı davalının, davalı-karşı davacıya 16-18 Ekim tarihleri arasında otelcilik hizmetleri verdiği, toplantıda davalı-karşı davacı şirket yetkilisininde bulunduğu, toplantıdan sonra davacı-karşı davalının bakiye bedelin ödenmesi için 11/11/2015 tarihinde Kartal … Noterliği’nin … yevmiye numaralı ihtarnamesini keşide ettiği, davalı-karşı davacının 17/11/2015 tarihli Beşiktaş … Noterliği’nin … numaralı ihtarnamesi ile cevap vererek kusurlu hizmet iddiasında bulunduğu, davalı-karşı davaCInın ayıpla ilgili somut bir delil gösteremediği gibi ayıp ihbarının makul sürede içerisinde de yapılmadığı, mahkemece tesis edilen kararda usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla istinaf başvurusunun reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Dosya kapsamı ve delil durumuna göre İlk Derece Mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun olduğundan HMK’ nın 353/1.b.1 maddesi gereğince davalı-karşı davacı tarafın istinaf başvurusunun esastan REDDİNE, 2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununu gereğince alınması gereken 80,70 TL istinaf maktu karar harcının peşin alınan 368,98 TL harçtan mahsubu ile fazla alınan 288,28 TL harcın karar kesinleştiğinde istem halinde davalı-karşı davacıya iadesine, 3-Davalı-karşı davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin kendi üzerine bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, asıl ve karşı davada malvarlığına ilişkin tesis edilen kararların 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 362/1-a bendi gereğince kesin, olmak üzere oybirliği ile karar verildi.03/03/2022