Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2022/1571 E. 2022/1322 K. 03.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/1571 Esas
KARAR NO: 2022/1322
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi
ARA KARAR TARİHİ: 04/08/2022
NUMARASI: 2022/602 Esas
DAVA:İTİRAZIN İPTALİ (Ticari Niteliktekinde Haksız Fiilden Kaynaklanan (2918 S.K.Hariç))
KARAR TARİHİ: 03/11/2022
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkili tarafından sigortalı işyerinde meydana gelen yangın sonucu hasar oluştuğunu, tespit olunan 187.777,29 TL hasar bedelinin sigortalıya ödendiğini, halefiyet kuralı gereği sigortalının yerine geçtiğini, söz konusu yangının … marka kesintisiz güç kaynağından başladığını, davalının hasar bedelinden sorumlu olduğundan bahisle davanın kabulü ile ihtiyati tedbir-ihtiyati haciz taleplerinin kabulü ile davalı şirketin Uyap ve Takbis’den sorgusunun yapılarak tespit edilen taşınmazlarına, polnet sorgusu yapılarak tespit edilen araçlarına, banka hesaplarına, 3. şahıslar nezdindeki alacaklarına işbu davanın kararının kesinleşmesine kadar, her türlü tasarrufu önler mahiyette teminatsız olarak ihtiyati haciz ve ihtiyati tedbir uygulanmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesi ile; zarardan kendilerinin sorumlu olmadığını, aksinin kabulü halinde de sigortalının müterafik kusurunun bulunduğunu ve davacı tarafça lütuf ödemesi yapıldığından bahisle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ ARA KARARI : İlk derece mahkemesi, 04/08/2022 tarihli ara karar ile ihtiyati tedbir ve ihtiyati haczin reddine karar verdiği, ara kararda davanın itirazın iptali davası olduğu, tedbir istenen taşınmaz, araç ve diğer hakların davanın konusu olmadığı, dava konusu olmayan araç, taşınmaz ve diğer haklar üzerine tedbir konulamayacağı, HMK 389.maddesindeki ihtiyati tedbir şartlarının oluşmadığı, davaya konu icra takibinin davacının yangın sonucu oluşan hasar bedelinin davalıdan rücuen tazminat talebine ilişkin olduğu, itfaiye olay raporunda yangının UPS odasındaki klima kablolarının iç elektrik tesisatındaki herhangi bir nedenle meydana gelen arıza sonucu meydana geldiğinin belirtildiği, yangının meydana gelmesinden davalının sorumlu olup olmadığının yargılama sonucunda anlaşılabileceği, delil tespiti yapılmaksızın davacının tek taraflı olarak yangın uzmanına hazırlattığı rapora bu aşamada itibar edilemeyeceği, yargılamanın başındaki dosyadaki mevcut belgelerin alacağın varlığı ve miktarını belirleme bakımından yetersiz olduğu, takibe itiraz edildiği, dolayısıyla alacağın varlığı, miktarı ve muaccel olup olmadığının yargılama sonucu ortaya çıkacağı, İİK.257 ve İİK.260/2 maddelerindeki ihtiyati haciz şartlarının oluşmadığından bahisle davacı vekilinin ihtiyati haciz ve ihtiyati tedbir taleplerinin reddine karar verildiği görülmüştür.
İSTİNAF SEBEPLERİ: İlk derece mahkemesinin ara kararı yasal süre içerisinde davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde; sundukları delillerden yangının … marka kesintisiz güç kaynağından başladığı tespit edildiğinden ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz şartlarının oluştuğunu belirterek ilk derece mahkemesi ara kararının kaldırılması, ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz kararı verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME: Talepler, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 391 (3) maddesi gereğince ihtiyati tedbir talebinin reddi kararının kaldırılması ve İcra ve İflas Kanunu’nun 258 (3) maddesi gereğince ihtiyati haciz talebinin reddi kararının kaldırılması ile ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz kararı verilmesi istemlerine ilişkindir. Davacı taraf sigortalısına ödediği hasar bedelini rücuen davalıdan tahsilini talep etmektedir. 6100 Sayılı HMK’nın 389 ve devamında ihtiyati tedbir düzenlenmiştir. Buna göre, 389/1 maddesinin “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.” hükmünü düzenlediği, davalı tarafın ihtiyati tedbir talep ettiği taşınmazlar, araçlar, banka hesapları ve 3. şahıslar nezdindeki alacaklar uyuşmazlık konusu olmadığından davacı tarafın ihtiyati tedbir talebinin reddine ilişkin mahkeme ara kararında bir isabetsizlik yoktur. İcra ve İflas hukukundaki ihtiyati haciz müessesi, medeni usul hukukundaki ihtiyati tedbir ve idare hukukundaki yürütmenin durdurulması müesseseleri gibi hukuki koruma önlemidir. Geçici hukuki koruma önlemleri toplumsal barışın sağlanması açısından da önem taşımaktadır. Geçici hukuki himaye tedbirlerinin düzenleme nedeni, bireylere etkin hukuki himaye sağlanmasıdır. Bu da Hukuk devleti ilkesinin bir gereğidir (AY m.2). Geçici hukuki koruma önlemleri, henüz hüküm verilmeden bireylerin acil hukuki korunma ihtiyaçlarının karşılanmasıdır. 2004 Sayılı İİK’nın 257 ve devamında ihtiyati haciz düzenlenmiştir. İhtiyati haciz şartları 257. Maddede, 258. Maddede ise ihtiyati haciz kararına yer verilmiştir. 258. Maddenin ilk fıkrasında alacaklının alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek deliller göstermeye mecbur olduğu ifade edilmiştir. Bir alacak için ihtiyati haciz isteyen kişinin o alacağın alacaklı sıfatına sahip olması gerekir. Yani ancak alacağın alacaklısı ihtiyati haciz isteyebilir. Bu durum hâkimin maddi hukuku araştırması gerektiği sonucunu beraberinde getirmektedir. Hâkim, ibraz edilen delilerden ihtiyati haciz isteyen kişinin alacaklı sıfatına sahip olduğuna kanaat getirirse ihtiyati hacze ilişkin şart gerçekleşmiş demektir (İİK m.258/1). Alacaklı, alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek deliller göstermeye mecburdur. İbraz edilen ispat vasıtası, iddia edilen hakkın varlığını ispatlamaya elverişli olmalıdır. Diğer yandan, alacaklının, alacağının varlığını ve muaccel olduğunu tam ve kesin şekilde ispat etmesi aranmamaktadır. Öte yandan, ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için alacağın yargılamayı gerektirmemesi şeklinde bir koşulda kanunda öngörülmemiştir. Diğer hukuki himaye tedbirlerinde olduğu gibi ihtiyati hacizde de amaç, davaya ilişkin bir yargılamadan farklı olarak maddi hukuka dayanan hak bakımından nihai bir karar verip uyuşmazlığı sona erdirmek değildir. Bireylere etkin hukuki himaye sağlamaktır. Talep edilen alacağın ise vadesinin gelmiş olması gerekir ( İİK m.257/1). Alacağın muaccel olduğu an, ya tarafların anlaşması veya bir ihbar yada kanun hükmü veya hukuki ilişkinin mahiyeti ile belirlenir. Muacceliyet ile temerrüdü karıştırmamak gerekir. Muaccel bir borcun borçlusu alacaklının ihtarıyla mütemerrüt olur. Diğer yandan alacağın rehinle temin edilmemiş olması gerekir. Vadesi gelmemiş alacaklarda ihtiyati haciz kararı verilmesinin şartları İİK 257/2. fıkrada sınırlı şekilde sayılmıştır. İhtiyati hacizde teminat ise, İİK 259. maddede düzenlenmiştir. Maddede, ihtiyati haciz isteyen alacaklının hacizde haksız çıktığı takdirde borçlunun ve üçüncü şahsın bu yüzden uğrayacağı zarardan dolayı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunun 96’ncı (HMK 87.m) maddesinde yazılı teminat vermeye mecbur olduğu belirtilmiştir. Bu konuda hâkimin takdir yetkisi bulunmadığından ve ihtiyati haczin dayanağı ilam veya ilam niteliğinde bir belge olmadıkça teminat alınmadan ihtiyati haciz kararı verilemez. Somut uyuşmazlıkta açıklanan yasal düzenlemeler ve genel ilkeler çerçevesinde ihtiyati haciz talebi değerlendirildiğinde, mevcut delil durumunda yaklaşık ispat sağlanmadığından davacı tarafın ihtiyati haciz talebinin reddine ilişkin mahkeme ara kararında bir isabetsizlik yoktur. Açıklanan nedenlerle, davacı tarafın ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz taleplerinin reddine ilişkin ara karara karşı istinaf başvurusunun reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;1-Dosya kapsamı ve delil durumuna göre İlk Derece Mahkemesi ara kararı usul ve yasaya uygun olduğundan HMK’nın 353/1.b.1 maddesi gereğince tarafların istinaf başvurusunun esastan REDDİNE,2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununu gereğince alınması gereken harç peşin yatırıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,3-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 362/1-f bendi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.03/11/2022