Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2022/1425 E. 2022/1462 K. 24.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/1425 Esas
KARAR NO: 2022/1462
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 21/04/2022
NUMARASI: 2018/1462 Esas, 2022/347 Karar
DAVA: SIRA CETVELİNE İTİRAZ (İflas Tasfiyesinde Düzenlenen Sıra Cetveline Yönelik Kayıt Kabul Ve Terkin Talebi (İİK 235))DAVACILAR
KARAR TARİHİ: 24/11/2022
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde; Müvekkilleri …, … ve …’in müflis şirket bünyesinde çalışan işçiler olduğunu, bildirimsiz ve tazminatsız olarak işten çıkartılmaları sebebiyle müflis şirketten işçilik alacaklarının mevcut olduğunu, müvekkillerinin alacağı nedeniyle iflas idaresine alacak kayıt talebinde bulunulduğunu, davacı müvekkili yönünden yapılan alacak kayıt talebinin iflas idaresi tarafından reddedildiğini, işçilik alacaklarına ilişkin Antalya 4. İş Mahkemesinin 2017/282 Esas sayılı davasının derdest olduğunu, verilecek kararın bilahare sunulacağını, taleplerinin kıdem ve ihbar tazminatına ilişkin alacakların iflas masasına kaydedilmesine ilişkin olduğunu, sıra cetveli incelendiğinde müvekkilinin önünde ticaret şirketleri, adi şirketler ve işçilik alacağı olmayan alacakların yer alması sebebiyle müvekkilinin sıra cetvelindeki yerinin İİK’nun 206. maddesine aykırı olduğunu belirterek açılan davanın kabulü ile müvekkilinin alacağının iflas masasına kaydedilmesine ve gerçek sırasının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı müflis şirket iflas idare memuru cevap dilekçesinde; Usulüne uygun olamayan dava dilekçesinin reddini talep ettiklerini, her üç davacının alacak iddialarının farklı olduğunu, dava dilekçesinin neticei talebinde hangi davacı için hangi miktar yönünden dava açıldığının belirtilmediğini, her üç davacı yönünden alacak kayıt talebinin reddine karar verilmesinin nedeninin, kayıt talep dilekçelerinin afaki olması, incelemeye esas bilgi ve belge sunulmaması, afaki talebin yargılamayı gerektirdiğine kanaat edilmesine dayandığını belirterek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEME KARARI:İlk derece mahkemesince; davacının, kayıt kabule dönen Antalya 4. İş Mahkemesinin 2017/282 Esas sayılı itirazın iptali davasında lehine 17.285,59 TL işçilik alacağına karar verildikten sonra iflas masasına 17.016,14 TL alacak yönünden kayıt talebinde bulunduğu, kayıt kabule dönen Antalya 4. İş Mahkemesinin 2017/282 Esas sayılı dava dosyasında kıdem ve ihbar tazminatına ilişkin verilen kararın kesinleştiği, buna göre ortada tarafları ve konusu aynı olan kesin hüküm mevcut olduğu gibi, kayıt kabule dönen itirazın iptali davasında davacının işbu davaya konu işçilik alacakları karara bağlandığından davacının dava açmakta hukuki yararı olmadığından bahisle kesin hüküm ve hukuki yarar dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine dair karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ:Karar yasal süresinde davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.Davacı vekili istinaf dilekçesinde; taraflarınca ikame edilen davanın kayıt kabul davası olduğunu, bu davaların, alacağın iflas masasına kaydı istemine ilişkin olduğunu, belirli bir miktarın tahsiline yönelik olmadığını, bu nedenle Antalya 4. İş Mahkemesinin 2017/282 Esas sayılı dosyasında verilen hükmün kesin hüküm olarak kabul edilmek suretiyle davanın usulden reddinin hatalı olduğunu, ilk derece mahkemesince alacağın iflas masasına kaydına karar verilmekle yetinilmesi gerekirken aksi yönde davanın reddine karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, müvekkilinin alacağının haksız yere reddedildiği için işbu davanın ikame edildiğini, işbu dava ile işçilik alacağından kaynaklı itirazın iptali davasının birbiri için kesin hüküm teşkil etmediğini, zira kayıt kabul davasının iflas masası ile müvekkili arasında cereyan ederken itirazın iptali davasının … San ve Tic. AŞ. ile müvekkili arasında cereyan ettiğini, hukuki yararları mevcut olup ilk derece mahkemesinin aksi yöndeki gerekçesinin yerinde olmadığını, iflas masasının, İş Mahkemesi kararına rağmen taleplerini reddettiği için eldeki davanın ikame edildiğini, davalı iflas masası vekiline vekalet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğunu, dava açıldığı tarihteki haklılık durumuna göre yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmeli iken aksi yönde hüküm kurulmasının hukuka aykırı olduğunu, kaldı ki davanın karşı tarafı iflas masası olup davalıyı temsil edenin de tasfiye memuru olduğunu belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir. Davalı vekili istinafa cevap dilekçesinde; davacının, dava konusu alacak iddialarının Antalya 4. İş Mahkemesi tarafından karara bağlanmış olduğundan dava konusu hakkında kesin hüküm mevcut olduğunu, bu ilamı iflas masasına sunarak kayıt talebinde bulunmak yerine davacının huzurdaki davayı ikame etmesinin hukuka aykırı olduğunu, müflisin hukuki iş ve işlemlerinin masa vekili sıfatıyla taraflarınca yürütüldüğünü, huzurdaki dava dosyasına bu sıfatla vekalet sunulmuş olması sebebiyle karar gereği vekalet ücretine hükmedilmesinin hukuka uygun olduğunu belirterek istinaf talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE:Dava, İİK’nun 235. maddesi gereğince açılmış olan sıra cetveline itiraz (kayıt kabul) davasıdır. İİK 235. maddede, sıra cetveline itiraz edenlerin, cetvelin ilanından itibaren 15 gün içinde iflasa karar verilen yerdeki ticaret mahkemesine dava açmaya mecbur oldukları, 223’üncü maddenin üçüncü fıkrası hükmünün mahfuz olduğu belirtilmiştir. Maddede düzenlendiği üzere, sıra cetveline itiraz davası açma süresi 15 gündür. Süre, sıra cetvelinin ilanından itibaren başlar. İİK 166. maddedeki gazetelerde yapılan ilanlardan en son ilan tarihinden itibaren işlemeye başlar. İflas masasına alacak yazdırırken, tebligatı kabulü elverişli adres gösterilerek, Adalet Bakanlığınca çıkarılan tarifede gösterilen yazı ve tebliğ giderlerini avans olarak vermek suretiyle, İflas idaresince alınacak kararların kendisine tebliğ edilmesini istemiş olan alacaklılara, alacaklarının kabul veya ret edildiği ayrıca tebliğ edilir (İİK 223. Md). Bu alacaklılar için sıra cetveline itiraz davası açma süresi, sıra cetvelinin ilanından itibaren değil, bu tebligatın yapıldığı tarihten itibaren işlemeye başlar. İstanbul Anadolu … İcra ve İflas Müdürlüğünün … iflas sayılı dosyası üzerinden verilen 05/11/2019 tarihli yazı cevabında, müflis … Tic. AŞ. hakkında İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/1177 Esas sayılı dosyasında 20/12/2017 tarihinden geçerli olmak üzere iflas kararı verildiği, tasfiyenin adi tasfiye olarak yürütülmesine karar verildiği, Av. …, Av. … ve …’in iflas idare memuru olarak atandığı, davacının iflas masasına … kayıt numarası ile 17.016,14 TL alacak kayıt başvurusunda bulunduğu, alacak kayıt talebinin tümden reddine karar verilerek davacı vekiline 29/11/2018 tarihinde tebliğ edildiği, sıra cetvelinin 24/11/2018 tarihinde … gazetesinde, 29/11/2018 tarihinde ise ticaret sicil gazetesinde ilan edildiği, davacı tarafından kararın tebliği giderinin yatırılmadığı bildirilmiş olmakla davacı tarafından 03/12/2018 tarihinde yasal 15 günlük hak düşürücü süre içerisinde davanın açıldığı anlaşılmıştır. Antalya … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasında 25/04/2017 tarihinde davacı tarafından müflis şirkete karşı 12.860,13 TL asıl alacak, 169,12 TL faiz olmak üzere toplam 13.029,25 TL üzerinden yürütülen takibe karşı itiraz edilmesi üzerine itirazın iptali amacıyla Antalya 4. İş Mahkemesinde 18/08/2017 tarihinde dava açıldığı, Mahkemenin 13/12/2018 tarih ve 2017/282 Esas 2018/678 Karar sayılı ilamı ile itirazın iptali ve takip miktarını aşan miktarlar bakımından tahsil hükmü kurulduğu, buna göre toplamda 13.326,35 TL kıdem tazminatı ve 3.959,24 TL ihbar tazminatı ile faizleri yönünden davanın kabulüne karar verildiği, kararın 31/01/2019 tarihinde kesinleştiği, Antalya … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında takibin başlatıldığı tarihte ve Antalya 4. İş Mahkemesinin 2017/282 Esas sayılı dosyası ile açılan dava tarihinde davalı şirketin henüz iflas etmediği, iflas halinin Antalya 4. İş Mahkemesindeki yargılama devam ederken gerçekleştiği, davacı vekilinin 03/01/2018 tarihli dilekçesi ile müflis şirketin tasfiye işlemlerini yürüten İstanbul Anadolu … İcra ve İflas Müdürlüğünün … iflas sayılı dosyasında alacak kayıt başvurusunda bulunduğu, İflas Müdürlüğünün cevabına göre alacak kayıt talebinin tümden reddine karar verilerek davacı vekiline 29/11/2018 tarihinde tebliğ edildiği, sıra cetvelinin 24/11/2018 tarihinde … gazetesinde, 29/11/2018 tarihinde ise ticaret sicil gazetesinde ilan edildiği, davacı tarafından 03/12/2018 tarihinde kayıt kabul istemine ilişkin işbu davanın açıldığı anlaşılmıştır. Dava şartları, bir davanın esası hakkında incelemeye geçilebilmesi için için gerekli olan şartlar olup, mahkemece, dava şartlarının mevcut olup olmadığı, davanın her aşamasında resen nazara alınmalıdır. HMK’nın 114/1-ı bendi uyarınca aynı davanın, daha önceden açılmış ve halen görülmekte olmaması dava şartları arasında sayılmıştır. Aynı konuda, aynı taraflar arasında, aynı dava sebebine dayanarak daha önce bir dava açılmış ve bu dava görülmekte (derdest) ise aynı konunun yeni bir dava konusu yapılması mümkün değildir. Burada önem arz eden husus daha önce açılmış bir davanın bulunması ve bu davaların aynı olmasıdır. Aynı dava, tarafları, dava sebebi ve talep sonuçları aynı olan davalardır (Yargıtay 11.HD 2019/5348 E, 2020/2524 K). Dava sebebi ise dava konusunun temelini oluşturan hayat olayları, yani maddi vakıalardır (Yargıtay HGK 2017/(22)9-1293 E, 2020/588 K). HMK’nın 114/1-ı hükmündeki derdestlik dava şartından bahsedebilmek için tarafları, talep sonucu ve dayanılan maddi vakıaların aynı olduğu ve halen görülmekte olan iki davanın bulunması zorunludur. Bu şartlardan birinin sağlanmaması halinde dava şartı yokluğundan bahsedilemez. Somut olayda, 18/08/2017 tarihinde açılan Antalya 4. İş Mahkemesinin 2017/282 Esas sayılı dosyası derdest iken ve henüz karar verilmemişken 03/12/2018 tarihinde eldeki dava açılmış olup 13/12/2018 tarihinde ise Antalya 4. İş Mahkemesinin 2017/282 Esas sayılı dosyasında karar verildiği, kararın 31/01/2019 tarihinde kesinleştiği dikkate alındığında Antalya 4. İş Mahkemesinin 2017/282 Esas sayılı dosyasında verilen kararın, iş bu eldeki dava dosyasının açılış tarihinden önce kesinleşmediği, kararın, işbu davanın açılması tarihinden sonra verildiği, buna göre işbu dava açıldığı tarihte ilk açılan Antalya 4. İş Mahkemesinin 2017/282 Esas sayılı dosyasının halen görülmekte olduğu sonucuna varılmıştır. Müflis şirketin iflasından önce açılan Antalya 4. İş Mahkemesinin 2017/282 Esas sayılı davasının iflas ile birlikte kayıt kabul davasına dönüştüğü, her iki davada da işçilik alacaklarının dava konusu edildiği, buna göre her iki davanın tarafları, dava sebebi ve talep sonuçlarının aynı olduğu anlaşılmıştır. Her davanın, açıldığı tarihteki maddi olgulara ve şartlara göre değerlendirileceğinden bahisle HMK’nın 114/1-ı bendi uyarınca açılan davanın derdestlik dava şartından dolayı usulden reddine karar verilmesi gerekirken kesin hüküm ve hukuki yarar dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmesi doğru olmamıştır. Yargılama devam ederken … Tic. AŞ. adına iflas idare memuru Av. … tarafından Av. …’in vekil tayin edildiği ve buna ilişkin Kartal … Noterliğinin 24/01/2019 tarih ve … yevmiye numaralı vekaletnamesinin sunulduğu, işbu davanın açıldığı tarihte Antalya 4. İş Mahkemesinin 2017/282 Esas sayılı dosyası derdest olduğundan davacının, davanın açıldığı tarih itibariyle haklılık durumunun söz konusu olmadığı anlaşılmakla Mahkemece iflas idaresi vekili lehine vekalet ücreti takdir edilmesi usul ve yasaya uygundur. Açıklanan nedenlerle ilk derece Mahkemesince HMK’nın 114/1-ı bendi uyarınca açılan davanın derdestlik dava şartından dolayı usulden reddine karar verilmesi gerekirken kesin hüküm ve hukuki yarar dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmesi sebebiyle davacı vekilinin yapmış olduğu istinaf başvurusunun açıklandığı üzere kabulü ile, yeniden yargılama yapılmasına gerek olmadığından HMK’nın 353/1.b.2 bendi gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, yeniden esas hakkında HMK’nın 114/1-ı bendi uyarınca açılan davanın derdestlik dava şartından dolayı usulden reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Davacı vekilinin yapmış olduğu istinaf başvurusunun yukarıda belirtilen nedenler ile KABULÜ ile, İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/1462 Esas, 2022/347 Karar ve 21/04/2022 tarihli kararının HMK 353/1b-2 maddesi gereğince KALDIRILMASINA, yeniden esas hakkında HÜKÜM TESİSİNE, 2-a)Davanın HMK’nın 114/1-ı bendi uyarınca derdestlik dava şartı yokluğundan USULDEN REDDİNE, b)Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 80,70 TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 44,80 TL harcın davacıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA, c)Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AÜTT gereğince davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı tarafa VERİLMESİNE, d)Davacının yapmış olduğu yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, e)Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konu hakkında karar verilmesine YER OLMADIĞINA, İstinaf Başvurusu Yönünden; 3-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 80,70 TL istinaf harcı davacı tarafından peşin olarak yatırıldığından yeniden harç alınmasına YER OLMADIĞINA, 4-Hükmün kaldırılma nedenleri de dikkate alındığında davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 5-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti hakkında karar verilmesine yer olmadığına, 6-6100 sayılı HMK’nın 333.maddesi gereğince taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının hüküm kesinleştiğinde ve kararın tebliğ gideri karşılandıktan sonra artan kısmın yatıran tarafa İADESİNE, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1-b/2 bendi ile aynı yasanın 362/1-a bendi gereğince kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.24/11/2022