Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2022/1334 E. 2022/1564 K. 15.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/1334 Esas
KARAR NO: 2022/1564
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 03/03/2022
NUMARASI: 2018/1083 Esas, 2022/157 Karar
DAVA: TAZMİNAT
KARAR TARİHİ: 15/12//2022
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili şirkete Tüm İşyeri Sigorta Poliçesi ile sigortalı bulunan …’a ait … Mah. … Sokak No:… Kağıthane/İstanbul adresindeki sigortalı taşınmazın üst katında bulunan davalı …’un maliki olduğu … ve …’in kiracı olarak kullandığı taşınmazda 09/12/2022 tarihinde çıkan yangın neticesinde maddi hasar meydana geldiğini, yangın raporunda, triko makineleri için kullanılan elektirik tesisat kablolarında herhangi bir nedenden dolayı kısa devre veya elektriksel arıza sonucu meydana geldiği, eriyen izolelerin zeminde bulunan tekstil ürünleri üzerine damlaması ile yangın olayının geliştiğinin tespit edildiğini, yangın olayından sonra meydana gelen zarardan dolayı hasar ihbarına müteakip ekspertiz raporuna istinaden 11.355,25 TL hasar bedelinin 05/02/2013 tarihinde sigortalı hak sahibine ödenerek sigortalının haklarına halef olduğunu belirterek 11.355,25 TL rücuen tazminat alacağının 05/02/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte rücu en tazminine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalılar … ve … vekili cevap dilekçesinde; müvekkili …’ın kiracılık dolayısıyla taraf sıfatı bulunmadığından davanın husumetten reddi gerektiğini, kiracı olan diğer müvekkili …’nun kiracı olması sebebi ile itfaiyenin verdiği zarardan dolayı sorumlu olmadığını, müvekkilinin yangının çıkmasında bir kusuru olmadığını, hasarın çıkan yangından değil yangına müdahale eden itfaiye tarafından su sıkılarak meydana geldiğini, davacının sigorta yaptığı yerin ruhsatsız ve kaçak olduğunu, iskanı bulunmadığını, hukuka uygun ruhsatlı bir işletme olsaydı alt kata su akmayacağını, davacının hasar bedelini ödediği …’ın, müvekkilinin olduğu 96 numaranın altında kiracı olmadığını, bu kişiden 98 numaralı yeri devralan …’ın müvekkilinin alt yan tarafındaki boşluğu da hukuksuz olarak diğer yerle birleştirdiğini, bu kısmın sigortalı olmadığını, … isimli kişinin 98 ile 96 numarayı hukuka aykırı olarak birleştirmesi sebebiyle suyun yan tarafa kaçtığını, bu durumda değil müvekkilinin sigorta şirketinin dahi buradan sorumlu olmasının mümkün olmadığını, …’dan bu yeri devir alan kişilerin zarar görmeyen aletlerini dahi zarar görmüş gibi göstererek tazminat aldıklarını, polis raporunda ses aletlerinin zarar gördüğünden bahsedilmediğini, ödenen zararın vaki olanın çok üzerinde olduğunu, yeniden bilirkişi tespiti yapıldığında gerçek anlamda bu kadar zarar olmadığının anlaşılacağını belirterek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
İSTANBUL 24. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNİN 2013/632 ESAS 2017/126 KARAR SAYILI KARARI İLE; Kaçak ve ruhsatsız şekilde ve kiracı sıfatı ile iş yerini işleten davalı …’nun gerekli özen yükümlülüğünü göstermeyerek yangına ve dolayısıyla dava dışı itfaiyenin müdahalesine sebebiyet verdiği, kusuru ile çıkan yangının söndürülmesi çalışmalarında dava dışı sigortalının iş yeri ve eşyalarının zarar gördüğü, zarar ile kusurlu eylem arasında illiyet bağı bulunduğu, bilirkişi tarafından tespit edilen gerçek zarar miktarının davalı …’dan talep edilmesinin yerinde olduğu, kiracı malik veya işleten sıfatı bulunmayan …’e husumet yöneltilemeyeceği, davalı …’a yöneltilen davanın geri alındığı ve mirasçılarına dava yöneltilmediği gerekçeleri ile davalı … yönünden karar verilmesine yer olmadığına, davalı …’e yöneltilen davanın aktif husumet yokluğundan reddine, davalı …’a yöneltilen davanın kısmen kabulü ile, 8.828,94 TL’nin 05/02/2013 ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, fazla istemin reddine dair karar verilmiştir.
DAİREMİZİN 2017/1540 ESAS 2018/422 KARAR SAYILI KARARI İLE; Görevli ve yetkili mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğundan bahisle kararın kaldırılarak dosyanın, görevli ve yetkili mahkemeye gönderilmesinin temini için mahkemesine iadesine karar verilmiştir.
İSTANBUL 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN 2018/1083 ESAS 2022/157 KARAR SAYILI KARARI İLE; Davalı … hakkındaki davanın işlemden kaldırılması talebi üzerine adı geçen yönünden dosyanın işlemden kaldırıldığı tarihten itibaren 3 aylık yasal sürede davanın yenilenmemesi sebebiyle davalı … hakkındaki davasının açılmamış sayılmasına; davalı …’in ise davaya konu yangının çıktığı adreste kiracı veya malik sıfatının bulunmaması sebebiyle adı geçen hakkındaki davasının sıfat yokluğu (pasif husumet) nedeniyle reddine; davalı …’ın kusuru ile çıkan yangının söndürülmesi çalışmalarında dava dışı sigortalının işyeri ve eşyalarının zarar gördüğü, zarar ile kusurlu eylem arasında illiyet bağı bulunduğu gerekçesiyle davalı … hakkındaki davanın kısmen kabul kısmen reddi ile, 8.828,94 TL’nin 05/02/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalı …’tan alınarak davacıya verilmesine dair karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Karar yasal süresinde davalı … vekili tarafından istinaf edilmiştir. Davalı … vekili istinaf dilekçesinde; İstanbul 24. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/632 Esas 2017/126 Karar sayılı ilamının davacı tarafça İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasıyla icra takibine konu edilmesi üzerine müvekkili tarafından haricen ödeme yapılması ile dosyanın infaz edilerek borcun sükut ettiğini, ancak bu hususun Yerel Mahkemece dikkate alınmadığını, ödeme itirazının yargılamanın her aşamasında ileri sürülebilmesi sebebiyle Yerel Mahkemece ödeme itirazlarının dikkate alınmamasının hukuka aykırı olması nedeniyle kararın bozulması gerektiğini, dava konusu alacağın davacı tarafça tahsil edilerek icra dosyasının 25.07.2017 tarihinde kapatılması sebebiyle müvekkili tarafından ödenen miktarın davacıdan ayrıca talep edilmesinin usul ekonomisine aykırı olacağını, davacının hukuki yararının bulunmaması nedeniyle davayı reddetmesi gerektiğini, aksi kanaatte olsa dahi bu defa takas-mahsup müessesini çalıştırıp 2017 yılında ödenen miktarları mahsup etmesi gerektiğini, esasa ilişkin olarak ise, müvekkilinin durumu ile zarar arasında illiyet bağı olmadığını, müvekkilinin yangının çıkmasında da itfaiyenin müdahalesinde de herhangi bir kusuru bulunmadığını, müvekkilinin işyerine ilişkin olarak sadece vergi kaydının kendisine ait olduğunu, ancak işyerini eşinin çalıştırdığını belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir. Davacı vekili istinafa cevap dilekçesinde, istinaf talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE:Dava, sigorta poliçesi uyarınca dava dışı sigortalıya ödenen bedelin faizi ile birlikte rücuen tahsili istemine ilişkindir. Görevsiz İstanbul 24. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/632 Esas sayılı dosyasına sunulan 17/06/2016 tarihli bilirkişi heyeti raporunda; dava dışı sigortalı …’a ait işyerinde bulunan kıymetlerin davacı … şirketi tarafından raporda belirtildiği şekilde dahili su ve diğer muhataralara karşı Yangın Sigortası poliçesi ile sigortalı olduğu sırada 09.12.2012 tarihinde ıslanarak zarar gördüğü, ekspertiz raporu içeriği dikkate alınarak bilirkişi kurulunca yeniden yapılan değerlendirmede zarar tespitinin riziko tarihi itibariyle hasara konu sigortalı kıymetler yönünden Poliçe Genel ve Özel Şartları kapsamında raporda ayrıntıları ile yer verildiği üzere 8.828.94 TL olarak tespit edildiği ve bu tutarın makul olarak kabul edilebileceği, davacı … şirketince, dava dışı sigortalıya ödenen ve ekspertiz raporu ile saptanan hasara konu (demirbaşlar ile sabit dekarasyon boya ve badana) toplam 8.828.94 TL tazminatı T.T.K.’nun 1472. maddesi uyarınca davalı kiracı …’dan ödeme tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte talep edilebileceği kanaatini bildirmişlerdir. Görevli İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesince alınan 16/12/2020 tarihli bilirkişi heyeti raporunda; davacı tarafından, sigortalısı …’a ait işyerinin, 09.12.2012 tarihinde yangın söndürme çalışmaları sırasında ıslanmasından mütevellit zararı nedeniyle poliçe şartları gereği 11.355,25 TL tazminat ödendiği, İstanbul 24. Asliye Hukuk Hâkimliğince atanan bilirkişilerin yaptıkları keşif sırasında, sigortalı …’a ait işyerinde ıslanma sonucu oluşan demirbaşlar ile sabit dekorasyon boya ve badana zararı için 8.828,94 TL belirlenen tazminatın bilirkişi heyetlerince de makul bulunduğu, kurulun inşaat mühendisi üyesinin görüşüne göre, iki binanın bitişik duvarlarının kaldırılmasının hasarın büyümesine neden olduğu, bundan dolayı hesaplanan tazminat miktarından indirim yapılıp yapılamayacağı, yapılacaksa miktarının Mahkemenin takdirinde olduğu, davalıların, yangının trikotaj makineleri için çekilen elektrik hatlarından değil de binanın elektrik hatlarından başladığı şeklindeki itirazları ile ilgili olarak; önceki bilirkişi raporu, yangın raporu ve ekspertiz raparlarındaki değerlendirmelerle bilirkişi heyetlerinin de aynı görüşte olduğu, davalıların yangının çıktığı trikotaj atölyesini birlikte kullandıkları sonucuna varıldığı kanaatini bildirmişlerdir. Dosya kapsamında yer alan Yeni Tüm İşyeri Sigorta Poliçesine göre, sigorta ettiren ve sigortalının … olduğu, riziko adresinin … Mah. … Sok. No…. Kağıthane/İstanbul olduğu, sigortanın 19/10/2012 – 19/10/2013 tarihleri arasında geçerli olduğu, 09/12/2012 tarihinde … Mah. … Sok. No: … Kağıthane/İstanbul adresindeki binanın 1. katında bulunan trikotaj atölyesinde yangın çıkması üzerine itfaiyenin yangını söndürmek için sıktığı sulardan bitişik binanın zemin katında bulunan sigortalıya ait işyerinde hasar meydana geldiği, yangının çıktığı yerin, davalı … tarafından kiracı olarak kullanıldığı, bu yerin malikinin davalı … olduğu, yaptırılan ekspertiz raporunda demirbaş hasarı olarak 4.005,25 TL, badana ve sabit dekorasyon hasarı olarak da 7.350,00 TL olmak üzere tespit edilen toplam hasar miktarı olan 11.355,25 TL’nin davacı tarafından sigortalının vekil tayin ettiği …’a 05.02.2013 tarihinde EFT yoluyla ödendiği anlaşılmıştır.İBB İtfaiye Daire Başkanlığı Avrupa Yakası İtfaiye Müdürlüğü Şişli Bölge Grup Amirliği tarafından tanzim edilen 12/12/2012 tarihli yangın raporunda, söz konusu adreste bulunan bodrum üzeri 5 katlı binanın 1. kat tekstil atölyesinde yangının çıktığı, yangın sebebiyle atölye dahilinin tamamen yanmak, giriş katta bulunan … (dava dışı sigortalıya ait taşınmaz) dahilinin de kısmen ıslanmak ve bina merdiven boşluğunun kısmen islenmek suretiyle zarar gördüğü, yangının çıkış sebebinin, atölye kapı girişine göre sağ bölümde triko makineleri için kullanılan elektrik tesisat kablolarında herhangi bir nedenden dolayı meydana gelen kısa devre veya elektriksel arıza sonucu çıkan şerarenin kablo izolelerini tutuşturması ile yanma olayının meydana geldiği, eriyen izolelerin zeminde bulunan tekstil ürünleri üzerine damlaması ile yangın olayının geliştiği kanaatine varıldığı belirtilmiştir.Dosya kapsamında yer alan 29/01/2013 tarihli yangın ekspertiz raporunda, yapılan ekspertiz çalışması, karakol ve itfaiye tutanaklarına göre sigortalı işyerine bitişik bir üst katta kiracı … ve …’e ait (…) işyerinde triko makinelerine ait elektrik tesisatı kablolarında herhangi bir nedenden dolayı meydana gelen kısa devre ve/veya elektriksel arıza sonucu çıkan şerarelerin kablo izolelerini tutuşturması ile başlayıp, genişleyen yangını söndürmek için itfaiyenin sıktığı suların sigortalı rizikonun sağ tarafı bitişik binanın altına rastladığından döşemeden akan suların sigortalı işyerinde hasara sebep olduğunu, demirbaş hasarı olarak 4.005,25 TL, badana ve sabit dekorasyon hasarı olarak da 7.350,00 TL olmak üzere toplam 11.355,25 TL hasar tespit edildiğini, yangının çıktığı işyerinin kusurlu bulunduğu, oluşan hasarın makul kabul edildiği ve poliçe genel şartları kapsamında kaldığı belirtilmiştir. İstanbul 24. Asliye Hukuk Mahkemesinin 28/03/2017 tarih ve 2013/632 Esas 2017/126 Karar sayılı kararı ile, davalı … yönünden açılan davanın kısmen kabulü ile, 8.828,94 TL’nin 05/02/2013 ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya ödenmesine dair karar verilmesi üzerine davacı vekilinin ilamı İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasında ilamlı icra takibine koyduğu, toplamda 16.414,77 TL (asıl alacak, harç, yargılama gideri, vekalet ücreti ve bunların işlemiş faizleri) üzerinden borçlu …’a yönelik takip başlattığı, alacaklı vekilinin 25/07/2017 tarihli UYAP sistemi üzerinden sunduğu dilekçesi ile, dosya borcunun haricen tahsil edildiğini belirterek tahsil harcı alınarak dosyanın infazına karar verilmesini talep ettiği, bu talep üzerine İcra Müdürlüğünce aynı tarihte 372,62 TL tahsil harcının kesildiği anlaşılmış olup davalı … vekilinin iddia ettiği üzere, davacı tarafından 29/05/2017 tarihinde başlatılan icra takibinde alacaklı vekilinin dosya kapsamına sunduğu dilekçesi ile borcun haricen tahsil edildiğini bildirdiği, icra müdürlüğünce de tahsil harcının kesildiği ve davalı vekilinin de istinaf dilekçesinde, icra dosyası kapsamında yapılan ödeme sebebiyle borcun sona erdiğine yönelik beyanı dikkate alındığında dava konusu alacağın ödenmesi sebebiyle davanın konusuz kaldığının kabulü gerekir. Davalı vekilinin yargılama aşamasında sunduğu 24/11/2021 tarihli dilekçesinde de borcun ödenmesi sebebiyle davanın konusuz kaldığını belirttiği görülmüştür. Her ne kadar dava konusuz kalmış olsa da 6100 sayılı HMK’nun 331. maddesi gereğince, davanın konusuz kalması sebebiyle davanın esası hakkında bir karar verilmesine gerek bulunmayan hallerde, hâkim, davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderlerini takdir ve hükmeder. Davanın konusuz kaldığını tespit eden mahkemenin, dava konusuz kaldığından esas hakkında hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar vermesi ve bununla birlikte davanın konusuz kalması halinde mahkemenin yargılamaya devam ederek, dava açıldığı zaman hangi tarafın haksız olduğunu tespit edip, o tarafı yargılama giderlerine, bu arada vekalet ücretine de mahkum etmesi gerekir. Görevsiz İstanbul 24. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/632 Esas 2017/126 Karar sayılı dosyasında 28/03/2017 tarihinde karar verildiği, bu ilamın İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasında 29/05/2017 tarihinde ilamlı icra takibine konu edildiği, ilamda belirtilen asıl alacak, harç, yargılama gideri, vekalet ücreti ve bunların işlemiş faizleri ile birlikte toplamda 16.414,77 TL üzerinden borçlu …’a yönelik takip başlatıldığı, alacaklı vekilinin 25/07/2017 tarihli UYAP sistemi üzerinden sunduğu dilekçesi ile, dosya borcunun haricen tahsil edildiğini belirterek tahsil harcı alınarak dosyanın infazına karar verilmesini talep ettiği, bu talep üzerine İcra Müdürlüğünce aynı tarihte 372,62 TL tahsil harcının kesildiği, ilamın istinaf edilmesi üzerine Dairemizin 2017/1540 esas 2018/422 karar sayılı kararı ile 14/03/2018 tarihinde, görevli ve yetkili mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğundan bahisle kararın kaldırılarak dosyanın, görevli ve yetkili mahkemeye gönderilmesinin temini için mahkemesine iadesine karar verildiği, icra dosyası kapsamında borcun ödendiğine yönelik beyanın ilk defa davalı vekili tarafından 24/11/2021 tarihli dilekçe ile bildirildiği, Mahkemece icra dosyasının müzekkere ile istenmesi üzerine 06/12/2021 tarihinde UYAP sistemi üzerinden gönderildiği, davacı vekili tarafından icra dosyası kapsamında yapılan ödemeye ilişkin herhangi bir beyanda bulunulmadığı anlaşılmış olup buna göre görevsiz Mahkemede karar verildikten sonra yapılan ödemeyi bildirmeyip davanın daha sonra görevli Mahkemede de devam etmesine sebebiyet veren davacının kusurlu olduğunu kabul etmek gerekir. Davacı taraf başlangıçta dava açarken haklı olsa da görevsiz Mahkemede lehine hükmedilen asıl alacak, harç, yargılama gideri, vekalet ücreti ve bunların işlemiş faizlerini İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasında icra takibine koyduğu ve 25/07/2017 tarihli UYAP sistemi üzerinden sunduğu dilekçesi ile dosya borcunun haricen tahsil edildiğini bildirmekle söz konusu alacak kalemlerinin tahsil edildiğinin anlaşıldığı dikkate alındığında artık davanın konusuz kalması sebebiyle davacı lehine vekalet ücreti ve yargılama gideri konusunda karar verilmesi mümkün değildir. Öte yandan davacının icra dosyası kapsamında 25/07/2017 tarihli dosya borcunun haricen tahsil edildiğine yönelik beyanından sonra, davalı tarafça yapılan yargılama gideri var ise bundan da davacının sorumlu olduğunu kabul etmek gerekir. Zira her ne kadar ilk derece mahkemesi kararı icraya konulsa da ilamda belirtilen alacaklar haricen tahsil edildiğinden İcra İflas Kanunun 40.maddesinin uygulanması, dosya kapsamına uygun düşmemiştir.Davalı vekili istinaf dilekçesinde, bir taraftan icra dosyası kapsamında yapılan ödeme sebebiyle borcun sona ermesine rağmen ödeme itirazları ile bir taraftan da davanın esası bakımından müvekkilinin kusurunun bulunmadığı dikkate alınmadan karar verilmesi sebebiyle kararın kaldırılmasını talep etmiş olup ödeme sebebiyle davanın konusuz kaldığına yönelik itirazları ileri süren davalının, davanın esasına ilişkin istinaf sebeplerinin incelenmesinde hukuki menfaat bulunmamıştır.Açıklanan sebeplerle, ilk derece mahkemesince yazılı olduğu şekilde davalı … yönünden davanın kısmen kabulüne karar verilmesi doğru olmayıp davalının istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak yeniden yargılama yapılmasına gerek olmadığından yeniden esas hakkında davanın konusuz kaldığı gerekçesiyle davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M:Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere,1-Davalı … vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE,2- İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/1083 Esas, 2022/157 Karar ve 03/03/2022 tarihli kararının HMK 353/1b-2.maddesi gereğince KALDIRILMASINA, yeniden ESAS HAKKINDA HÜKÜM TESİSİNE,3-a)Davacının, davalı … hakkındaki davasının açılmamış sayılmasına,b)Davacının, davalı … hakkındaki davasının sıfat yokluğu (pasif husumet) nedeniyle reddine,c)Davacının davalı … hakkındaki davasının konusuz kalması sebebiyle esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına, d)Alınması gereken harç peşin olarak alındığından yeniden alınmasına YER OLMADIĞINA,e)Davacı tarafından yapılan yargılama giderleri ve davacı lehine takdir edilen vekalet ücretinin İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasında haricen tahsil bildirimine göre tahsil edildiğinin anlaşılması sebebiyle bu hususlarda karar verilmesine YER OLMADIĞINA,f)Davalı … tarafından, davacı tarafın İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasına sunduğu dosya borcunun haricen tahsil edildiğine yönelik dilekçe tarihi olan 25/07/2017 tarihinden karar tarihine kadar yaptığı 258,20 TL yargılama gideri 236,47 TL istinaf yargılama gideri olmak üzere toplam 494,67 TL’nin davacıdan alınarak adı geçen davalıya verilmesine, g)Davalılar … ve … tarafından yatırılan delil avansı ve yapılan yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına, h)Davalı … kendisini vekille temsil ettirdiğinden kaldırma kararımızın gerekçesinin ve ilk derece mahkemesinde taktir edilen Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi dikkate alınarak ve bu davalı yönünden bir istinaf bulunmadığı ve kararda kaldırılmadığı anlaşılmakla 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı …’e verilmesine, 4-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 80,70 TL harcın davalı … tarafından peşin olarak yatırılan 151,70 TL harçtan mahsubu ile bakiye 71,00 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde adı geçen davalıya İADESİNE, 5-Davalı … tarafından, davacı tarafın İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasına sunduğu dosya borcunun haricen tahsil edildiğine yönelik dilekçe tarihi olan 25/07/2017 tarihinden sonra yapılan yargılama giderinden davacı sorumlu olduğundan istinaf aşamasında yapılan 91,50 TL istinaf yargılama gideri ile 301,40 TL’nin davacıdan alınarak adı geçen davalıya verilmesine,6-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti hakkında karar verilmesine YER OLMADIĞINA,7-Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara İADESİNE, Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 362/1-a bendi gereğince kesin olmak üzere hakim …’ın karşı oyu ile oyçokluğuyla karar verildi.15/12/2022
MUHALEFET ŞERHİ Sayın çoğunluk ile uyuşmazlık, ilamın icra takibine konu edilerek ilama bağlı alacağın tahsil edilmesinden sonra, istinaf mahkemesince kararın kaldırılmasının yeni verilecek hükümde dikkate alınıp alınamayacağı noktasında toplanmaktadır.İİK’nın 40. maddesinin 1 ve 2. fıkrası; “Bir ilâmın bölge adliye mahkemesince kaldırılması veya temyizen bozulması icra muamelelerini olduğu yerde durdurur.Değişik ikinci fıkra: 2/3/2005-5311/7 md.) Bir ilâm hükmü icra edildikten sonra bölge adliye mahkemesince kaldırılır veya yeniden esas hakkında karar verilir ya da Yargıtayca bozulup da aleyhine icra takibi yapılmış olan kimsenin hiç veya o kadar borcu olmadığı kesin bir ilâmla tahakkuk ederse, ayrıca hükme hacet kalmaksızın icra tamamen veya kısmen eski hâline iade olunur.” hükmünü düzenlemektedir.Somut olayda, Asliye Hukuk Mahkemesince davalı … yönünden davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, ilama dayalı alacak takibe konularak icraen tahsil edilmiştir. Ancak kararın istinaf edilmesi üzerine Dairemizin 2017/1540 Esas, 2018/422 Karar sayılı kararı ile görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemesi olduğu gerekçesiyle ilk derece mahkemesi kararı kaldırılmıştır. Bu durumda ilamlı takibe konulan karar, istinaf mahkemesince kaldırıldığından önceki ilamın eski hale iadesi gerekir. Eski hale iadesi gereken ilama sonuç bağlanarak hüküm kurulmasının doğru olmadığı kanaatinde olduğumdan hükme muhalif kaldığımı bildiririm.