Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2022/1251 E. 2022/1277 K. 27.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/1251 Esas
KARAR NO: 2022/1277
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ 14/04/2022
NUMARASI: 2021/466 Esas, 2022/366 Karar
DAVANIN KONUSU: İflas (Doğrudan Alacaklı Tarafından Talep Edilen İflas (İİK 177))
KARAR TARİHİ: 27/10/2022
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İstnbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/88 Esas sayılı dosyasına davacı vekili tarafından verilen dava dilekçesi ile; davalı şirketlerin … Şirketler Gurubunun bünyesinde yer alan kardeş şirketler olduğunu, davalı gerçek kişilerin ise, … Şirketler Gurubunun yöneticisi/ortağı/sahibi olan kişiler olduğunu, bu hususun …com adlı internet sitesinde belgeli olduğunu, dolayısıyla gurup/kardeş şirketleri olarak birbirleriyle yakın ilişki içinde olmalarının eşyanın tabiatı gereği olduğunu, yeni Türk Ticaret Kanunun 195. maddesinin gurup şirketlerinin oluşumuna izin verdiğini ve düzenlediğini, TTK 209.maddesinin ise, zarardan dolayı gurup şirketlerine ve/veya hakim ortak şirkete dava açılabileceğini öngördüğünü, Yargıtay 9.HD. 13.10.2011 Gün Ve 2009/19343 E. 2011/37099 K. Sayılı Kararıyla Gurup Şirketlerinin Birlikte Hukuki Ve Maddi Sorumlu Olduğunu Kabul Ettiğini, tüzel kişilik perdesinin aralanması kuralının olaya ve davaya uygun bir metod olduğunu, bu perde aralandığında, … A.Ş.’nin borçlarından dolayı davalı gurup şirketleri ile birlikte ortak olan diğer davalıların da hukuki olarak sorumluluğu olduğunun açık ve sübut olduğunu, … A.Ş.’nin borçlarından dolayı TTK 195. ve 209. maddeleri gereği davalıların hukuki sorumluluğunun tartışmasız olduğunu, davanında, bu yasal dayanaklar ve gerekçeler nedeniyle açıldığını, dava dışı ancak davalılar ile kardeş/gurup şirketi olan … A.Ş. isimli şirketin gurup şirketi olan şirketlerine yaklaşık 7.000.000,00 TL borçlu olduğunu, icra takibinin İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … ve İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … sayılı sayılı dosyasıyla yapılmış olup, bu borcun Anadolu 8. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2014/887 – 2015/1022 Esas ve 2014/1016 Esas sayılı kararlarıyla sübuta erdiğini, ayrıca verilen kararın Yargıtay 12. Hukuk Dairesi’nin 2015/17039 Esas ve 2015/28509 Karar sayılı kararıyla kesinleştiğini, bu dosyada dava dışı ve asıl borçlu … A.Ş.’nin 7 milyonluk borcu durdurma yönünde İstanbul Anadolu …İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyasına 2. kez itirazda bulunduğunu, bu itirazın müdürlükçe reddedilince Anadolu 13. İcra Hukuk Mahkemesine müracaatta bulunduğunu, mahkemece bu taleplerinin 2016/234 Esas sayılı dosya ile reddedildiğini, haklı alacaklarının mahkemece 2. kez sübut bulduğunu, İstanbul 5.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/417 Esas sayılı dosyasında alacak davası açıldığını, bilahare yargılama sırasında dava ıslahla İİK.177 ve devamı maddeleri gereği maddede yazılı şartlar gerçekleşmiş olmakla iflas davasına çevrildiğini, mahkemece, yetkisizlik kararı verilmiş olup, … A.Ş. hakkındaki davanın Anadolu 2.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/1427 Esas sayılı dava dosyası olarak derdest olduğunu, … A.Ş.’nin sahibi ve ortağının davalı … … olduğunu, 5. sırada yazılı davalının ise …’nun kardeşi olduğunu, diğer davalı şirketlerin ise … Şirketler Gurubu bünyesinde yer alan kardeş/gurup şirketleri olduğunu, … A.Ş. hakkındaki kesinleşen borç nedeniyle alacağı ödememek ve tahsilatı geciktirmek ve mal kaçırmak amacıyla hileli iş ve eylemlerde bulunduğunu, şöyle ki, alacağın takibi amacıyla … A.Ş.’nin Bursa’da yüklendiği işin şantiye sahasında haczedilen kule vinçin bir gecede sökülerek kaçırıldığını ve şirket elemanının bu suçtan dolayı yargılandığı Bursa 9.Asliye Ceza Mahkemesinin 2015/856 E. sayılı dosyası sonucunda mahkum olduğunu, yani malın kaçırıldığının sübuta erdiğini, ayrıca … A.Ş. ile Bursa’daki kentsel dönüşüm işinin devir alınması sırasında kardeş/ortak şirketlerinden olan … Ltd. Şti. tarafından kesilen ancak vergisi ödenmeyen naylon fatura olarak düzenlenen … numaralı 9.000.000,00 TL’lik, … nolu 354.000,00 TL faturada bulunduğunu, düzenleyenin … Ltd. Şti., alıcının … A.Ş. olduğunu, öncesinde de her iki şirketin … ve …’a ait olduğunu, yapılan bu işlemlerin hep alacağın tahsilâtının önlenmesi ve mal kaçırılmaya dair kötü niyetli girişim olduğunu, İstanbul 17. İcra Ceza Mahkemesinin 2014/627 E. sayılı dosyasında bu konuda şikâyette bulunulduğunu, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör Ve Örgütlü Suçlar Bürosunca 2016/104228 sayılı dosyada ve Büyükçekmece CBS. 2016/20582 sayılı dosyada da şirket yöneticileri hakkında yürütülen soruşturma dosyaları bulunduğunu, keza aralarında, davalı … … ile birlikte dava dışı … A.Ş. yöneticileri ile ortak/gizli ortak oldukları anlaşılan çok sayıda kişi ve şirket hakkında da İstanbul Cbs 2014/140512 sayılı soruşturma dosyasında kara para aklamak, şirket kurup kapatarak nitelikli dolandırıcılık yapmak ve benzeri suçlardan dolayı da soruşturma bulunduğunu, dosyaların Uyap üzerinden celbini talep ettiklerini, yapılan bu işlemlerin İİK 177. ve devamı maddeleri gereği hileli işlemler olup, bu konuda birleştirilmesi talep edilen Anadolu 2 ATM. 2016/1427 E. sayılı dosyasıyla birlikte borçlu şirketlerin borcu ödemekten imtina ettiği takdirde iflaslarına karar verilmesi gerektiğini, davalılar gurup şirketi olan … A.Ş.nin borcunu ödememek adına kötü niyetli girişimleri nedeniyle kullanılan, kendi lehlerine mal ve para transferi yapılan kişiler olduğunu, dava dışı … A.Ş.nin içi bu nedenle boşaltıldığını, davalıların uhdesine geçirildiğini, bu duruma kanıt olarak İstanbul … İcra dosyası borcu için … A.Ş.’nin şirket merkezinde hacze gidildiğini, şirket merkezinde birkaç sandalye ile masadan başka kıymeti haiz eşya bulunmadığının görüldüğünü, yani şirketin kasası, mal varlığı kaçırıldığı gibi eşyalarının bile kalmadığını, delil olarak İstanbul … İcra Müdürlüğü … Esas sayılı dosyasından haciz tutanağının istenmesi gerektiğini, yine önemli bir konunun ise, kesilen … numaralı 9.000.000,00 TL.lik, … nolu 354.000,00 TL faturalara karşı sahte düzenlenmiş ve İstanbul 17.İcra Ceza Mahkemesine sunulmuş 15.05.2015 ödeme tarihli 06.08.2014 düzenleme tarihli 2 adet iflası istenen şirket yöneticisi ve gerçek kişi … ve … tarafından düzenlenmiş sahte 9.354.000,00 TL’lik işleme konulmayan sahte senet ve protokollerin mevcut olup bu durumun dahi İİK.177.madde gereğince delil olduğunu, dava dışı borçlu … A.Ş.’ye konusu İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … sayılı alacağı olan 99.169,00 TL’lik düzenlenmiş … seri nolu 02.05.2014 tarihli 22850 Litre motorin asıl borçlu … A.Ş. ve diğerlerine talimatları gereğince 01.08.2014 ödeme tarihli 07.05.2014 düzenlenme tarihli bono olup bu bononun da itiraz edilerek alacaklarının sonuçsuz bırakıldığını, bu düzenlenen resmi belge kambiyo evrakını ödemeyerek İİK. 177. Maddesinin tüm içeriğini kapsayacak şekilde eylemde bulunulduğunu, bononun ekte sunulduğunu, İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü … dosyanın konusu olan borcun alacağın büyük bölümünü kapsayan takip miktarının 4.482.756,15 TL’lik Kambiyo Evrakı ( Kardeş/ortak Şirketlerin Çeklerin Yazılma Tarihi: … Bankası 19.03.2014 – 591557 – 691559 – 2314061 – 691563 -691566-691568-692148-691571-8100552-691573-692149-691574-692150-692130-692131-692134-692137- 692138 – 692143 – 362144 – 8100551 – 81005553 = 4.448.756,15 TL Toplam) ) olduğunu ve borçlu … A.Ş. tarafından ödenmediğini, düzenlenen yukarıda belirtilen 22 adet kambiyo evrak resmi belge sıfatında olup yaklaşık 3 milyon TL ÖTV’si ödenmiş, milyon TL de KDV’si ödenmiş 950.000 litre akaryakıt verildiğini, verilen bu yakıtı ve çekleri (kambiyo evrakını) inkar ederek İİK. 177. ve devamı maddelerinin içeriğinin ve şartlarının tümünü taşımakta olduğunu, davalarının sübut bulduğundan bahisle İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … ve İstanbul … İcra Müdürlüğünün … sayılı takip dosyalarındaki borçludan (… A.Ş.) alacaklarının şimdilik ve ileride ıslah suretiyle müddeabihi artırma hakkı saklı kalmak üzere 10.000,00 TL’si alacağın takip tarihinden itibaren en yüksek banka reeskont faizi ile birlikte davalılardan TTK 195. ve 209 maddeleri gereği sorumlulukları nedeniyle müştereken ve müteselsilen tahsiline, bu mümkün olmadığı takdirde tüzel kişi olan davalıların iflas talebi yönündeki birleştirilmesi talep edilen İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/ 1427 Esas dosyasında öncesi İstanbul 5. ATM 2015/417 Esas sayılı dosyada davacısı Karşah, davalısı … ve diğerleri olan alacak davası ıslah edilerek iflasa çevrilen dava ile birleştirilmesi, davaların aynı taleple yürütülmesi ve borçluların borcu ödememeleri halinde gerektiğinde iflas ile ilgili yasal ilanlarında yaptırılarak iflasa karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/88 Esas sayılı dosyasına davalı …San ve Tic. A.Ş (Yeni Ünvanı: … A.Ş.) vekili tarafından verilen cevap dilekçesi ile; davalılar vekilinin, TTK 195 ve 209. maddeleri sebebi ile, dava dışı … A.Ş. adlı şirketin borçlarından davalıların da mesul olduğunu iddia ettiğini, zira TTK 195. maddesinde “hakim ve bağlı şirket” tanımı yapılmakta ve bir şirketin hakim şirket sayılabilmesi için ise “oy haklarının çoğunluğuna sahip olma, yönetim kurulunda karar alabilecek sayıda üyeye sahip olma, kendi oyu ile birlikte sözleşme gereği diğer oy sahiplerini yanına alıp oy hakkında çoğunluk sağlama, diğer şirketi bir sözleşme ile hakimiyeti altına alma” gibi şartlar arandığını, … şirketler grubu diye bir şirketler topluluğunun olmadığını ve ne müvekkili … A.Ş.’nin, ne de diğer davalıların … A.Ş adlı firmanın kardeş şirketi olmadığını, davanın, hiçbir maddi veya hukuki dayanağı olmadığından bahisle davanın reddine karar verilmesini istemiştir. İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/88 Esas sayılı dosyasına davalı … vekili tarafından verilen cevap dilekçesi ile; müvekkili ile davacılar arasında ticari veya hukuki bir ilişki bulunmadığını, müvekkili hakkında daha önceden yapılan bir icra takibi veya dava bulunmadığını, müvekkilinin tacirde olmadığını, müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini, … şirketler gurubu diye bir yapılanmanın olmadığını, müvekkilinin … A.Ş. ile, hukuki, ticari veya benzeri bir bağının olmadığını, … …’nun müvekkilinin kardeşi olduğunu ancak herhangi bir şekilde hukuki, ticari ilişkileri ve faaliyetleri olmadığından bahisle davanın husumet ve esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEME KARARI: Mahkemece, davacı vekiline tebliğ edilen tensip zaptı ile 20.000,00 TL iflas avansını yatırmak üzere bir (1) aylık kesin süre verilmesine rağmen iflas avansının yatırılmadığını, davacı / alacaklının daha az masraflı genel haciz yolu ile alacağını tahsil etmek yerine davalı borçlu şirketin iflas yolu ile külli tasfiyesi ile alacağını tahsil etmek istemesi İİK hükümleri uyarınca tasfiye masraflarını yüklenmeyi kabul ettiği anlamını taşıdığını, iflas avansının İİK’nın 160. maddesi hükmüne göre, iflas davasının dava şartı olup, davacının verilen kesin sürede gider avansını karşılaması gerektiğini, ayrıca, 2004 sayılı İİK’nin 160. maddesi uyarınca, iflas isteyen alacaklının ilk alacaklılar toplantısına kadar olan masraflardan sorumlu olduğunu, mahkemenin, bu masrafların peşin verilmesini ara kararıyla istemesi, bu yükümlülük yerine getirildikten sonra ancak davaya devam edilmesi gerekeceğini, çünkü, yasanın öngördüğü bu yükümlülüğün davanın görülebilmesi şartı olduğunu, bir diğer anlamıyla dava şartı olduğunu, iflas davasında, iflas avansının yatırılmış olmasının 6100 sayılı HMK’nin 114/2.maddesinde düzenlenen “diğer kanunlarda yer alan dava şartları”ndan olup, verilen kesin süreye rağmen iflas avansının yatırılmaması sebebi ile HMK 115/2. maddesi uyarınca, dava şartı noksanlığı sebebi ile davanın usul yönünden reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Karar, sal süre içerisinde davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir. Davacı vekili istinaf nedenleri olarak, huzurdaki dava, ilk olarak müvekkili şirket yekilisi … tarafından 22/11/2019 tarihinde yetkilisi olmuş olduğu her iki şirket adına (… İnş. Tic. Ltd. Şti. ve … Tic. Ltd. Şti.) adına davalılar … ve … Anonim Şirketi aleyhine iflas davası olarak açıldığını, mahkemenin 2020/29 Esas sayılı dosyasında süregelen yargılamanın 08.10.2020 tarihinde gerçekleşen duruşmanın 1 nolu kararında da; “Davanın İİK. 177/1 kapsamında alacaklı tarafından ikame edilen doğrudan iflas davası olduğu, İİK. 181. maddesinde İİK. 159, 160, 164, 165 ve 166. maddelerinin bu fasıl hükmüne göre … davacı vekiline, ilk alacaklılar toplantısına kadar gerekli giderler için olmak üzere 17.000,00 TL iflas avansını depo etmek üzere 2 haftalık süre verilmesine,” karar verildiğini, işbu sebeple de her iki şirketin de kanuni temsilcisi…ı tarafından 15/10/2020 tarihinde 17.000,00 TL iflas avansının mahkeme veznesine depo edildiğini, neticesinde de 18.11.2020 tarihinde mahkeme tarafından yazılan müzekkere neticesinde ilanlar yapıldığını, ilan metninde; “Davacılar … Sanayi Ve Ticaret Limited Şirketi, … Turizm Sanayi Ticaret Limited Şirketi tarafından davalılar …, … Anonim Şirketi aleyhine açılan iflas (Doğrudan Alacaklı Tarafından Talep Edilen İflas (İİK 177)) davası nedeniyle; Davalılar … (T.C. No:…), … Anonim Şirketi (Vergi No:…) hakkında İİK 177. Maddesi uyarınca iflas talebinde bulunulduğundan, İİK 178/2 maddesi gereğince, diğer alacaklıların ilan tarihinden onbeş gün içinde davaya müdahale veya itiraz ederek, iflası gerektiren bir hal bulunmadığını ileri sürebilecekleri hususu ilan olunur.” ibarelerine yer verildiğini, yine 04.02.2021 tarihli duruşma zaptında; “Geçen celsenin 1 ve 2 nolu ara karar gereği davacılar vekilinin iflas avansını yatırdığı ve başvuru harcı ile peşin harcı ikmalettiği görüldü.” ibarelerine yer verilerek iflas avansın süresinde yatırıldığı mahkeme tarafından da kabul gördüğünü, bununla birlikte 01.07.2021 tarihli duruşma ara kararı ile müvekkili … Turizm Sanayi Ticaret Limited Şirketi yönünden tefrik edilen davanın mahkemenin … Esas sırasına kaydı yapıldığını ve bundan sonraki süre ilgili dosya üzerinden devam edildiğini, mahkemece 23.04.2022 tarihinde görülen duruşmanın 1 nolu kararında da ise; “Davacı vekiline İİK 166. Maddesi gereğince iflas avansı 25.000,00 TL’yi depo etmek üzere 2 haftalık kesin süre verilmesine, iflas avansı dava şartlarından olduğundan süresinde iflas avansının yatırılmaması halinde davanın usulden reddine karar verileceğinin davacı vekiline ihtarına,” şeklinde ara karar tesis edilerek müvekkili açısından mükerrer ödemeye sebep verildiğini, hal böyle olunca iflas avansının daha öncesinden alınmış olan ara karar kapsamında müvekkilince depo edilmesi sebebi ile mahkemece bu doğrultuda oluşturulmuş olan ara karardan rucu edilmesine yönelik taleplerinin ise “Her bir davacı yönünden dava şartlarının ayrı ayrı değerlendirilmesi gerektiği” gerekçesi ile reddedildiğini ve bu doğrultuda hüküm kurularak davanın usulden reddine karar verildiğini, detaylı bir şekilde izah ettikleri üzere mahkeme tarafından daha öncesinden hükmedilen 17.000,00 TL iflas avansının her iki davacı firma adına tesis edildiğini ve avansın her iki şirketin yasal temsilci tarafından dava dosyasına depo edildiğini, iflas avansının her iki şirket adına yatırılmış olduğunu ilanların her iki şirket adına yapılması sebebi ile de izahtan vareste olduğunu, dosyaların tefrik edilmesi ile var olan ilanın geçerliliğini ortadan kaldırmayacağının aşikar olup yeniden avans yatırılmasında herhangi bir hukuki yarar bulunmadığını, mahkemece öncesinde yatırılmış olan iflas avansının sadece bir şirket adına kapsadığını kabul görüyor ise de bu husus hakkında taraflarına süre verilmesi ve iflas avansının hangi şirket adına yatırıldığının açıklatılması gerektiğini, bu husus hakkında hiçbir araştırılma yapılmaksızın davanın reddine karar verilmesinin son derece hatalı olduğunu, bu itibarla eksik inceleme neticesinde kurulmuş olan hükmün itirazları sonucunda kaldırılması gerektiğinden bahisle yerel mahkeme tarafından verilmiş olan kararın itirazları doğrultusunda yapılacak olan istinaf incelemesi neticesine kaldırılmasına, haklı davalarının kabulüne karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE: Dava, İcra ve İflas Kanunun 177/1-4 maddesi gereğince doğrudan doğruya İflas İstemine ilişkindir. Dosya safahatı incelendiğinde; davacı … San. Tic. Ltd. Şti.’nin, davalılar … Tic A.Ş ve … San. ve Tic. A.Ş. aleyhine İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/417 Esasıyla itirazın iptali davası açtığı ve davanın İİK 177/1 maddesi gereğince iflas davasına dönüştürüldüğü, mahkemece 12/05/2016 tarih ve 2015/417 Esas 2016/458 Karar sayılı kararla davalı … San ve Tic A.Ş. açısından mahkemenin yetkisizliğine, karar kesinleştiğinde ve talep halinde dosyanın yetkili İstanbul Anadolu Ticaret Mahkemesine gönderilmesi ile davalı … Tic. A.Ş. açısından mahkemenin yetkisizliğine, karar kesinleştiğinde ve talep halinde dosyanın yetkili Gebze Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir. İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/417 Esas sayılı dosyasından davalı … San ve Tic A.Ş. yönünden yetkisizlikle gelen dosya İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/1427 Esasını almış olup işbu dosyanın davacısının … San. Tic. Ltd. Şti., davalısının ise … San ve Tic A.Ş. olduğu, yargılama devam ederken İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/88 Esas sayılı dosyasının işbu dosya ile birleştirildiği, birleşen dosyanın davacılarının … Sanayi Ve Ticaret Limited Şirketi ve … Sanayi Ticaret Limited Şirketi olduğu, davalılarının …, …. San. Ve Tic. A.Ş. (yeni ünvan … Anonim Şirketi), … A.Ş., … … ve … San. Tic. A.Ş. olduğu, mahkemece birleşen dosyanın davalısı … A.Ş. ve … aleyhine açılan iflas davasının tefriki ile ayrı bir esasa kaydedilmesine karar verildiği, mevcut dosyada da 07/04/2021 tarih ve 2016/1427 Esas – 2021/495 Karar sayılı kararla feragat nedeniyle davanın reddine karar verildiği görülmüştür. İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/1427 Esas sayılı dosyasından tefrik edilen dosya yine İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/652 Esasını almış olup işbu dosyanın davacılarının … Sanayi Ve Ticaret Limited Şirketi ve … Turizm Sanayi Ticaret Limited Şirketi olduğu, davalılarının … ve … San. Ve Tic. A.Ş. (yeni ünvan… Yapı Elemanları A.Ş.) olduğu, mahkemece 25/11/2019 tarih ve 2019/652 Esas – 2019/1137 Karar sayılı kararıyla mahkeme dosyasında birleşen dosya davalıları … ve … Anonim Şirketi ( Eski Ünvan: … San. ve Tic. A.Ş. )’nin muamele merkezleri yargı çevresinde bulunmaması nedeniyle İİK 154/4 Maddesi gereğince mahkemenin yetkisizliği nedeniyle davanın usulden reddine, karar kesinleştikten sonra talep halinde dosyanın İstanbul ( Nöbetçi ) Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine karar verildiği görülmüştür. İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/652 Esas sayılı dosyasından yetkisizlikle gelen dosya İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/1336 Esasını almış olup işbu dosyanın davacılarının … Sanayi Ve Ticaret Limited Şirketi ve … İnşaat Gıda Ve Turizm Sanayi Ticaret Limited Şirketi olduğu, davalılarının … Şirketi ve … olduğu, mahkemece 30/12/2019 tarih ve 2019/1336 Esas – 2019/228 Karar sayılı kararıyla 7101 sayılı İcra ve İflas Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunun 46. Maddesi ile 2004 sayılı İcra İflas Kanuna eklenen geçici 14. Maddesi ve 6100 sayılı HMK.nun 114/1-C ve 115/2 maddeleri uyarınca dosyanın, görevli İstanbul 1., 2. ve 3. Asliye Ticaret Mahkemelerine tevzi edilmek üzere İstanbul Hukuk Mahkemeleri Tevzi Bürosuna gönderilmesine karar verildiği görülmüştür. İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/1336 Esas sayılı dosyasından gönderme sonucu gelen dosya İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2020/29 Esasını almış olup işbu dosyanın davacılarının … Sanayi Ve Ticaret Limited Şirketi ve … İnşaat Gıda Ve Turizm Sanayi Ticaret Limited Şirketi olduğu, davalılarının … Anonim Şirketi ve … olduğu, mahkemece 01/07/2021 tarih ve 3 nolu celse ara karar ile davacılardan … San. Tic. Ltd. Şti. yönünden davanın tefriki ile mahkemenin başka bir esasına kaydına karar verildiği görülmüştür. İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2020/29 Esas sayılı dosyasından tefrik edilen dosya yine İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/466 Esasını almış olup işbu dosyanın davacısının … Limited Şirketi olduğu, davalılarının … Anonim Şirketi ve … olduğu mahkemece davanın HMK 114/2 ve HMK 115/2 gereği usulden reddine karar verildiği, davacı vekili tarafından kararın istinaf edildiği görülmüştür. Uyuşmazlık, İflas avansı yatırılması için verilen kesin süreye rağmen avans yatırılmadığından bahisle mahkemece davanın usulden reddi kararının doğru olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. Dosyanın incelenmesinden, işbu dosyanın İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2020/29 Esas sayılı dosyasından tefrik edilerek geldiği, asıl dosyada 17.000,00 TL iflas avansının yatırıldığı ve gerekli ilanın yapıldığı, mahkemece yeni dosya içinde 25.000,00 TL iflas avansının yatırılması için kesin süre verildiği, davacı tarafça yeni iflas avansı yatırılmasına yönelik ara karardan rücu talebinde bulunulduğu, mahkemece talebin reddedildiği, davacı tarafça gider avansı yatırılmadığından davanın usulden reddedildiği görülmüştür. Dava tarihinde yürürlükte bulunan 2004 sayılı İİK’nun 177.maddesinde, “Doğrudan Doğruya İflas Halleri” üst başlığı altında, “Evvelce takibe hacet kalmaksızın İflas”, “Alacaklının talebi” düzenlenmiştir. 177 m.1.fıkrada, aşağıdaki hallerde alacaklının evvelce takibe hacet kalmaksızın iflasa tabi borçlunun iflasını isteyebileceği ifade edilmiştir.Yasada belirtilen “4” bent ise sırasıyla,”1- Borçlunun malum yerleşim yeri olmaz, taahhütlerinden kurtulmak maksadıyla kaçar, alacaklıların haklarını ihlal eden hileli muamelelerde bulunur veya bunlara teşebbüs eder yahut haciz yoluyla yapılan takip sırasında mallarını saklarsa; 2-Borçlu ödemelerini tatil eylemiş bulunursa ;3-308 inci maddede ki hal varsa; 4-İlama müstenit alacak icra emriyle istenildiği halde ödenmemişse,..” şeklinde sayılmıştır. Yasanın 181. maddesinde; 159, 160, 164, 165 ve 166’ıncı maddelerin bu fasıl hükmüne göre vukua gelen iflaslarda tatbik olunacağına yer verilmiştir. Uygulanması gerektiği belirtilen 160. maddede ise “masrafların peşin verilmesi” üst başlığı ile iflas isteyen alacaklının ilk alacaklılar toplantısına kadar olan masraflardan sorumlu olduğu, mahkemenin, bu masraflar ile iflas kararının kanun yolları için gerekli bütün tebliğ masraflarının peşin verilmesini isteyeceği düzenlenmiştir. İİK.nın 160. maddesi kamu düzenine ilişkindir. İflas isteyen alacaklı, alacaklılar toplantısına kadar gerekli giderleri ödemek zorundadır. Mahkemenin, bu masrafların peşin verilmesini ara kararıyla istemesi, bu yükümlülük yerine getirildikten sonra ancak davaya devam edilmesi gerekecektir. Çünkü, yasanın öngördüğü bu yükümlülük davanın görülebilmesi şartıdır. Bir diğer anlamıyla dava şartıdır. Mahkemece, ihtarnameye rağmen, gerekli masrafları karşılamayan davacı alacaklının açmış olduğu iflas davasının usülden reddine karar verilmesi gerekecektir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun Davaların ayrılması başlıklı 167 nci maddesi “Mahkeme, yargılamanın iyi bir şekilde yürütülmesini sağlamak için, birlikte açılmış veya sonradan birleştirilmiş davaların ayrılmasına, davanın her aşamasında, talep üzerine veya kendiliğinden karar verebilir. Bu durumda mahkeme, ayrılmasına karar verilen davalara bakmaya devam eder.” hükmünü düzenlemiştir. Mahkemece davacı tarafa iflas avansı yatırması için sonuçları da açıkça belirtilerek kesin süre verilmiş, davacı taraf ara karadan rücu talep etmiş, mahkeme ara karardan rücu talebini reddetmiş olup davacı tarafça İİK.nın 160. maddesi gereği kamu düzenine ilişkin olan iflas avansı yatırılmadığından bahisle verilen davanın usulden reddi kararında bir isabetsizlik yoktur. Asıl dosyada iflas avansının yatırılmasının ve ilanın yapılmasının ayrılan dosyada iflas avansı yatırılmayacağı anlamına gelmeyeceği çünkü her dosya için yapılacak masrafların ayrı olduğu ve iflas avansı gerektirdiği anlaşıldığından davacı tarafın bu yöne ilişkin istinaf talebi de yerinde değildir. Açıklanan nedenlerle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş ve aşağıdaki gibi hüküm tesis edilmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/466 Esas, 2022/366 Karar ve 14/04/2022 tarihli kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan, 6100 sayılı HMK’nın 353/1.b.1 bendi gereğince davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan REDDİNE, 2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL harcın davacı tarafından peşin olarak yatırılan 80,70 TL harçtan mahsubu ile bakiye harç alınmasına yer olmadığına, 3-Davacı tarafça yapılmış olan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından istinaf vekalet ücreti taktirine yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunun 164/2. fıkrası gereğince kararın tebliğ tarihinden itibaren 10 gün içinde Yargıtay nezdinde Temyiz Kanun Yolu Açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.27/10/2022