Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2022/1225 E. 2023/221 K. 23.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/1225 Esas
KARAR NO: 2023/221
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 11/12/2019
NUMARASI: 2017/937 Esas, 2019/1109 Karar
DAVA: ALACAK (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 23/02/2023
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkilinin davalı kooperatifin üyesi olduğunu, davalı kooperatifin yaptırdığı ve üyelerine sattığı … projesinden … Bloktaki Rezidence tipi dairelerden kooperatif hissesi karşılığında 4 adet 3+1, 6 adet 2+1 olmak üzere toplam 10 adet daire satın aldığını, davalı kooperatifin … Bloktaki daireleri Ekim 2012 ayında teslim edeceğini taahhüt ettiğini, müvekkilinin de bu taahhüde dayanarak bu bloktaki dairelerden talepte bulunduğunu ve çekilen kura sonucuna göre de bedelini ödeyerek satın aldığını, davalının daireleri süresinde teslim edemediğini, evlerin geç tesliminden kaynaklı mahrum kalınan kira bedellerinin davalı taraftan ihtarname keşide edilmek suretiyle talep edildiğini belirterek fazlaya ilişkin haklarının saklı kalması kaydıyla mahrum kalınan kira geliri olan 409.500,00 TL’nin 30.11.2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP Davalı kooperatif vekili cevabında; davacının bedel ödenerek satış yapıldığı iddiasının doğru olmadığını, kooperatifin kat karşılığı yapmış olduğu inşaatlardan tercihli kura çekimi neticesinde üyelerine tahsis yaptığını, davacının müvekkili kooperatif üyelerinden hisse satın alıp bu hisselerin bedellerini de hisse satın aldığı kişilere ödediğini, müvekkili kooperatifçe dairelerin tapularının davacıya 18.05.2012 tarihinde tahsis edilerek teslim edildiğini, davacının dairelerini teslim aldıktan sonra kendisinin de başkalarının da söz konusu binada oturmaya başladıklarını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece; kooperatif genel kurulunda alınan kararla geç teslimin doğuracağı mağduriyetler için şerefiye payı hesaplandığı ve ortakların hesaplarına kaydedildiği, yapılan işlemin genel kurulun bilgisine ve dolayısı ile davacı dahil tüm ortakların bilgisine sunulduğu, davacı tarafından alınan kararlara ve yapılan işlemlere itirazda bulunulmadığı, davalı kooperatif tarafından yapılan bu işlemin … blok üyeleri yönünden diğer blok üyeleri ile eşitliğin sağlanmasına yönelik bir işlem olduğu ve eşitliğin de bu yolla sağlandığı, bu aşamadan sonra davacının geç teslimden dolayı ayrıca tazminat almasını sağlayacak şekilde karar verilmesinin esasen eşitliğin bozulması ve davacının nedensiz zenginleşmesine neden olacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
DAİREMİZİN KARARI Kararın davacı tarafça istinaf edilmesi üzerine Dairemizin 2020/2289 Esas, 2021/72 Karar ve 21/01/2021 tarihli kararı ile; “…davalı kooperatifin sorumluluğunun Kooperatifler Kanunu’nun 23. maddesinde belirtilen eşitlik ilkesinden kaynaklandığı, diğer blokların 2012 yılı Mayıs ayında teslim edilmiş olmasına rağmen, davacı adına tahsis edilen konutların bulunduğu blokun 2013 yılı Mayıs ayında teslim edildiği, davacının 31.12.2012-2013/Mayıs arasındaki döneme ilişkin kira kaybını talep edebileceği, 14.05.2019 tarihli ek bilirkişi raporunda belirlenen değerler üzerinden yapılan hesaplamaya göre, davacının yoksun kaldığı kira bedelinin 59.600,00 TL olduğu, dairelerin şerefiye pay hesaplarının 31.12.2012-2013/Mayıs dönemini kapsamadığı, davacı tarafından keşide edilen ihtar tarihi itibari ile davacının kira kaybının bulunmadığı, 31.12.2012-2013/Mayıs dönemi kira kaybına ilişkin zarar konusunda davalı temürrüdünün dava tarihi itibari ile gerçekleştiği, 59.600,00 TL yönünden davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken davanın reddine karar verilmesinin isabetli olmadığı..” gerekçesiyle karar kaldırılarak yeniden esas hakkında davanın kısmen kabulü ile 59.600,00 TL mahrum kalınan kira kaybının dava tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
YARGITAY İLAMI Dairemiz kararının taraflarca temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 23. HD’nin 2021/3196 Esas, 2022/3502 Karar sayılı kararı ile; “Dava, davalı kooperatif üyesi olan davacıya, tahsis edilen bağımsız bölümlerin geç tesliminden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir. Dairemize gelen davalı kooperatife karşı açılmış emsal dava dosyasında alınan bilirkişi raporlarında belirlenen kira bedellerinin daha yüksek olduğu ve bu raporlara göre karar verilerek dairemizce onandığı, bu hale göre söz konusu dava dosyaları ile uyuşmazlık konusu dava dosyasındaki bilirkişi raporları arasında çelişkinin mevcut olduğu, anlaşılmaktadır. Aynı yerde ilgili farklı dosyalarda da olsa raporlar arasında çelişki bulunduğu taktirde adaletin tecellisi için bu çelişkinin giderilmesi gerekir. Bu durumda mahkemece emsal dosyalardaki bilirkişi raporları ile dosyadaki raporlar arasındaki çelişkinin giderilmesi için bilirkişiden ek rapor alınarak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış, kararın bozulması uygun görülmüştür.” denilerek Dairemiz kararının bozulmasına karar verilmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE: Dava, davalı kooperatif üyesi olan davacıya, tahsis edilen bağımsız bölümlerin geç tesliminden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş, kararın istinaf edilmesi üzerine Dairemizin yukarıda yazılı kararı ile, davacının çektiği ihtar içeriği itibarıyla 31.12.2012-2013/Mayıs arasındaki döneme ilişkin kira kaybının talep edebileceği, dairelerin şerefiye pay hesaplarının 31.12.2012-2013/Mayıs dönemini kapsamadığı, davacının yoksun kaldığı kira bedelinin 59.600,00 TL olduğu gerekçesiyle lk derece mahkemesi kararı kaldırılarak davanın kısmen kabulü ile 59.600,00 TL’nin davalı kooperatiften tahsiline karar verilmiştir. Kararın temyizi üzerine Yargıtay 23.HD’nin 2021/3196 Esas, 2022/3502 Karar sayılı kararı ile daha önce aynı yere ilişkin emsal dosyalarda belirlenen kira bedellerinin daha yüksek olduğu, bu nedenle emsal dosyalarda alınan raporlar ile dosyadaki raporlar arasındaki çelişkinin giderilmesi için bilirkişilerden ek rapor alınması gerektiği gerekçesiyle Dairemiz kararının bozulmasına karar verilmiştir.HMK 358/3. Maddesinde; “Belirlenen giderin, verilen kesin süre içinde yatırılmış olması kaydıyla, taraflar mazeretsiz olarak duruşmaya katılmadıkları takdirde tahkikat yokluklarında yapılarak karar verilir. Belirlenen gider, süresi içinde yatırılmadığı takdirde, dosyanın mevcut durumuna göre karar verilir. Şu kadar ki, öngörülen tahkikat yapılmaksızın karar verilmesine olanak bulunmayan hâllerde başvuru reddedilir.” düzenlenmiştir.Mahkememizce bozma ilamına uyularak bilirkişilerden ek rapor alınmasına karar verilmiş, davacı tarafa bilirkişi ücreti yatırması için kesine süre verilmiş, davacı kendisine verilen kesin sürede bilirkişi ücretini yatırmamıştır. Bu durumda HMK nın 358/3 maddesi gereğince dosyadaki deliller değerlendirilerek karar verilmiştir.Buna göre davalı kooperatifin sorumluluğunun Kooperatifler Kanunu’nun 23. maddesinde belirtilen eşitlik ilkesinden kaynaklandığı, diğer blokların 2012 yılı Mayıs ayında teslim edilmiş olmasına rağmen, davacı adına tahsis edilen konutların bulunduğu blokun 2013 yılı Mayıs ayında teslim edilmesi nedeniyle davacının çektiği ihtar içeriği itibarıyla 31.12.2012-2013/Mayıs arasındaki döneme ilişkin kira kaybını talep edebileceği anlaşılmaktadır. Mevcut delil durumuna ve 14.05.2019 tarihli ek bilirkişi raporunda belirlenen değerler üzerinden yapılan hesaplamaya göre davacının belirlenen dönemde yoksun kaldığı kira bedeli 59.600,00 TL olup dairelerin şerefiye pay hesaplarının 31.12.2012-2013/Mayıs dönemini kapsamamaktadır. Diğer taraftan 31.12.2012-2013/Mayıs dönemi kira kaybına ilişkin zarar konusunda davalı taraf, dava tarihi itibariyle temerrüte düşmüştür. Bu nedenle davacının mahrum kaldığı kira bedeli olan 59.600,00 TL’nin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline yönelik aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan gerekçelerle; 1-Davacının davasının KISMEN KABULÜ ile 59.600,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE, fazlaya ilişkin istemin reddine,Davacının fazlaya ilişkin isteminin REDDİNE,2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 4.071,27 TL harcın davacı tarafından peşin olarak yatırılan 6.993,25 TL harçtan mahsubu ile bakiye 2.921,98 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,3-Davacı tarafından yatırılan 4.071,27 TL harcın davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,4-Davacı tarafından yapılan 146,10 TL harç, 2.740,60 TL (ayrıntısı uyapta kayıtlı) posta/tebligat/bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.886,70 TL yargılama giderinden kabul ve ret oranı üzerinden taktiren 420,00 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin davacının kendi üzerinde BIRAKILMASINA, 7-Davalı tarafından yapılan 50,00 TL yargılama giderinden kabul ve ret oranı üzerinden taktiren 42,70 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin davalının kendi üzerinde BIRAKILMASINA, 8-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden kabul edilen kısım üzerinden AAÜT gereğince hesap edilen 9.536,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,9-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden reddedilen kısım üzerinden AAÜT gereğince hesap edilen 51.986,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
İstinaf Giderleri Yönünden;1-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 179,90 TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 125,50 TL harcın davalıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA,2-Davacı tarafından karşılanan 165,50 yargılama gideri, posta masrafı ile 203,00 TL istinaf harçları olmak üzere toplam 368,50 TL’nin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,3-İstinaf yargılamasının Yargıtay bozma ilamı sonrasında duruşmalı olarak gerçekleştirilmiş olması nedeniyle, kendisini vekil ile temsil ettiren davacı yararına hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince belirlenen 11.000,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,4-Karar kesinleştiğinde kullanılmayan gider avansının ilgili tarafa İADESİNE,Dair, davalı vekilinin yüzüne karşı, davacı vekilinin yokluğunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 361.1 maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta süre içerisinde Temyiz Kanun Yolu açık olmak üzere oybirliği ile verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı.23/02/2023