Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2022/1207 E. 2022/1110 K. 06.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/1207 Esas
KARAR NO: 2022/1110
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 24/03/2022
NUMARASI: 2022/216 Esas, 2022/249 Karar
DAVA: İFLAS (Kambiyo Senetlerine Mahsus Takipten Doğan İflas (İİK 173))
KARAR TARİHİ: 06/10/2022
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili tarafından davalılar … A.Ş. ve … Tic. Ltd. Şti. aleyhine açılan İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2022/204 esas sırasında kayıtlı davanın dava dilekçesinde özetle; davalı şirketler ile müvekkili banka arasında genel kredi sözleşmeleri akdedildiğini, davaya konu genel kredi sözleşmelerinden doğan borçların müvekkili bankaya ödenmemesi üzerine kredi hesaplarının davalılara tebliğ edilen hesap kat ihtarnameleri ile kat edildiğini, hesap kat ihtarlarının davalı şirketlere tebliğine rağmen borcun ödenmemesi üzerine müvekkili banka alacağına karşılık temlik cirosu ile kendisine teslim edilmiş bonoya dayanarak İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası üzerinden kambiyo senetlerine dayalı iflas yolu ile takip yoluna gidildiğini, bu takip dosyası kapsamında davalı borçlulara 10/12/2021 tarihinde ödeme emri yollandığını ve 15/02/2021 tarihinde tebliğ edildiğini, borcun ödenmediğini belirterek davalı şirketlerin iflasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı tarafa dava dilekçesi tebliğ edilmeden istinafa konu işbu kararın verildiği anlaşılmakla davalı tarafından davaya cevap verilmemiştir.
İLK DERECE MAHKEME KARARI: İlk derece mahkemesince; İİK 154/son maddesine göre iflas davasının, borçlunun muamele merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinde açılması gerektiği ve davalının adresinin İstanbul Anadolu Adliyesi Asliye Ticaret Mahkemelerinin yargı çevresi içerisinde olduğundan bahisle davanın kesin yetki dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine dair karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ:Karar yasal süresinde davalı … A.Ş. vekili tarafından istinaf edilmiştir.Davalı … A.Ş. vekili istinaf dilekçesinde; İflas yolu ile açılacak takipte yetki kamu düzenine ilişkin olmadığından tarafların yetki sözleşmesi yapmak sureti ile başka bir yer icra dairesini yetkili icra dairesi olarak belirleyebileceğini, kambiyo senetlerine konulan yetki kaydının da geçerli olduğunu, bu nedenle davacı tarafından takibin yetkili icra dosyasından ikame edildiğini, yine buna bağlı kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takibe istinaden açılan iflas davasında yetki takibin bulunduğu yer icra dairesinin bulunduğu asliye ticaret mahkemesinde olduğundan ve takip yetkili icra dairesinde ikame edildiğinden buna bağlı iflas davasınında İstanbul Asliye Ticaret Mahkemesinde görülmesi gerektiğini, keza Mahkeme tarafından tefrik edilen dosyaya sunulan vekaletname dikkate alınmadan işbu dosya ile ilgili herhangi bir tebligat işlemi yapılmadan karar oluşturulduğundan bahisle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE: Dava, İİK’nın 173. maddesi uyarınca kambiyo senetlerine özgü iflas yoluyla takip sonucu borçlunun borcu ödememesi, itiraz veya şikayette bulunmaması sonucu davalının iflası istemine ilişkindir.Mahkemenin 2022/204 Esas sayılı dosyası üzerinden tanzim ettiği 18/03/2022 tarihli tensip tutanağı ile davalı … A.Ş. aleyhine açılan davanın tefrik edilerek 2022/216 Esas sırasına kaydedildiği ve 24/03/2022 tarihli tensip ara kararı ile istinaf başvurusuna konu işbu yetkisizlik kararının verildiği anlaşılmıştır.2004 sayılı İİK‘nın 154. maddenin alt başlığı, “İflas takiplerinde yetkili mercii”dir. Maddenin birinci fıkrasında, iflas yoluyla takipte yetkili mercinin, borçlunun muamele merkezinin bulunduğu mahaldeki icra dairesi olduğu, ikinci fıkrasında, merkezleri yurt dışında bulunan ticari işletmeler hakkında yetkili mercinin, Türkiye’de ki şubenin, birden ziyade şubenin bulunması halinde merkez şubenin bulunduğu yerdeki icra dairesi olduğu belirtilmiştir. Üçüncü fıkrada ise, borçlu ile alacaklının yetkili icra dairesini yazılı anlaşma ile tayin etmeleri halinde, söz konusu yer icra dairesinin dahi iflas takibi için yetkili sayılacağı, ancak iflas davaları için yetki sözleşmesinin yapılamayacağı, iflas davasının mutlaka borçlunun muamele merkezinin bulunduğu yer ticaret mahkemesinde açılacağına yer verilmiştir. Söz konusu yetki kamu düzenine ilişkin ve kesindir. Aksine yetki sözleşmesi yapılamaz. Yetki itirazında bulunulmamış olsa dahi mahkemece yetkili olup olmadığı kendiliğinden gözetilir. Tüzel kişilerin yerleşim yeri MK hükümlerine göre belirlenir. TMK’nın 51. maddesinde, tüzel kişinin yerleşim yerinin, kuruluş belgesinde başka bir hüküm bulunmadıkça işlerinin yönetildiği yer olduğu belirtilmiştir. Bu durumda muamele merkezinin, işlerin yönetildiği yer yani tüzel kişinin yerleşim yeri olduğunun kabulü yerinde olacaktır. Yasal düzenlemelerde, şirketin ticaret sicil adresinin muamele merkezi olduğuna yer verilmemiştir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2012/19-643 Esas, 2013/256 Karar sayılı ilamında da, kısaca, iflası istenen kişinin ticaret siciline kayıtlı olduğu yerin muamele merkezi yönünden karine teşkil ederse de, ticaret sicilinde kayıtlı olduğu yerden başka bir yerin muamele merkezi olduğu kanıtlanırsa iflas davasının bu yer ticaret mahkemesinde açılması gerektiği vurgulanmıştır.Somut olayda, davalı şirketin sicil kayıtlarının incelenmesinde; … sicil nolu … A.Ş.’nin “… Mah. … Sokak … İş Mer. Bl. N:… Kadıköy-İstanbul” adresinde sicile kayıtlı olduğu anlaşılmıştır. 2004 sayılı İİK‘nın 154/son maddesinde düzenlenen yetki, kamu düzenine ilişkin ve mutlak yetkidir. Bu şekilde, yetkinin kesin olduğu davalarda, mahkeme yetkili olup olmadığını, davanın sonuna kadar kendiliğinden araştırmak zorundadır. Çünkü, kesin yetki kuralı dava şartıdır (HMK .114/1-ç, m.115). Bu nedenle, kesin yetki hallerinde yetki itirazı, ilk itiraz değildir. Bilindiği üzere, davanın esası hakkında inceleme yapabilmek için gerekli olan şartlara, dava şartları denmektedir. Mahkemenin, gerek kendiliğinden gerek tarafların itirazı üzerine yapacağı inceleme sonunda, dava şartının noksan olduğunu tespit etmesi halinde davayı dava şartı yokluğundan usulden reddetmesi gerekmektedir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2017/(15)-2141 Esas 2019/442 Karar sayılı ilamında hakimin dava şartlarına ilişkin olarak tarafların dinlenmesine ihtiyaç duymaması hâlinde gerekli gördüğü takdirde dosya üzerinden de karar verebileceği, bunun 6100 sayılı HMK’nın 115/1. ve 138. maddeleri ve usul ekonomisi uyarınca mümkün olduğu vurgulanmıştır. Açıklanan nedenlerle ve özellikle İcra ve İflas Kanunun 154/son fıkrası, HGK kararı ve emsal Yargıtay ilamları kapsamında davalı şirketin sicile kayıtlı olduğu yerin İstanbul Anadolu Mahkemelerinin yetki alanında kaldığı, dava şartı olması sebebiyle kesin yetki haline ilişkin kararın dosya üzerinden verilmesine yasal bir engel bulunmadığı, bu sebeple ilk derece mahkemesince verilen kararın usul ve yasaya uygun olduğu anlaşıldığından davalının istinaf başvurusunun reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1- İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2022/216 Esas, 2022/249 Karar ve 24/03/2022 tarihli kararında esas ve usul yönünden herhangi bir hata görülmediğinden HMK ‘ nın 353/1.b.1 Maddesi gereğince davalı tarafın istinaf başvurusunun esastan REDDİNE, 2- Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 80,70 TL istinaf harcı davalı tarafından peşin olarak yatırıldığından yeniden harç alınmasına YER OLMADIĞINA, 3- Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına, 4- İstinaf incelemesi sırasında duruşma yapılmadığından davacıyararına istinaf vekalet ücreti taktirine yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 353 / 1-b/1 bendi ile aynı kanunun 362/1-c Maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.06/10/2022