Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2022/1184 E. 2022/1266 K. 27.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/1184 Esas
KARAR NO: 2022/1266
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 13/04/2022
NUMARASI: 2022/3 Esas, 2022/311 Karar
DAVA: SİGORTA (Mal Sigortası Kaynaklı)’dan kaynaklı zarar bedelinin tahsili
KARAR TARİHİ: 27/10/2022
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili şirketin, Isparta İli Yenişarbademli İlçesinde bulunan su üretim fabrikasının davalı sigorta şirketi ile olan kurumsal sigortalama işinin davalı sigorta şirketinin acentesi olan … Hiz. Ltd. Şti tarafından gerçekleştirildiğini, imzalanan 0001-1110-0131571 nolu Modüler Kurumsal Sigorta Poliçesi gereği müvekkili şirketin fabrikası ve eklentilerinin 31.03.2019-31.03.2020 dönemi için davalı tarafından sigortalandığını, 06.01.2020 tarihinde meydana gelen kar yağışı sebebiyle fabrikanın çatısının kar yüküne dayanamayarak çöktüğünü, iş bu durumun derhal davalıya bildirilmesine rağmen herhangi bir ödeme yapılmadığını, belgelerin eksiksiz tesliminden sonra ise 09.06.2020 tarihinde hasarın sigorta kapsamında değerlendirilemeyeceğinden bahisle reddedildiğini, davalının, proje çizimi ile taşıyıcı sistem arasında farklar olduğundan ve söz konusu hasar öngörülebilir olduğundan bahisle başvurularını reddettiğini, hasarın meydana gelişinin akabinde, ortada öngörülebilir bir zarar olmadığını, davalı şirketin, fabrikanın kendisinden önce üç dönem sigortalandığını bildiğini, fabrikada risk değerlendirmesi yaptığını, fabrikanın mevcut halini ve varsa riski üstlenerek sigortalama yaptığını, buna rağmen davalının taleplerini reddetmesinin kötü niyetli bir yaklaşım olduğunu, kar ağırlığının ek teminat kapsamında poliçe dahilinde olduğunu, meydana gelen zararlarının tazmini için sigorta şirketi aleyhinde Sigorta Tahkim Komisyonuna başvurulduğunu, 2020/63785 Esas sayılı dosya kapsamında alınan bilirkişi raporunda bina hasarının 1.286.550,86 TL, makine hasarının 384.347,02 TL olduğunun tespit edildiğini, fabrikanın bina hasarının poliçe kapsamına girmediği fakat makine hasarının poliçe kapsamında olduğu gerekçesi ile makine hasarının davalıdan tahsiline karar verildiğini, tahkim komisyonu kararının makine hasarı yönünden doğru olsa da fabrika bina hasarının poliçe kapsamında olmadığı yönünden hatalı ve hukuka aykırı olduğunu, dosya da taraflarına değer artırımı yapmak için süre verilmediği için dosyanın karara çıktığını ve makine hasar bedelinin tamamının tahsil edilemediğini, daha sonra taraflarınca tekrar Sigorta Tahkim Komisyonuna başvurularak 2021/139814 Esas sayılı dosya ile bakiye makine hasarı tutarının hasar tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle beraber tahsilinin talep edilmesi üzerine bakiye bedelin ödenmesine karar verildiğini, fabrika bina hasarı poliçe kapsamında kabul edilmediği için tahsil edilememesi sebebiyle işbu zararlarının tazmini için bu davayı açma zorunluluğunun hasıl olduğunu belirterek davanın kabulüne ve kar yükü sebebiyle hasar görerek yıkılan poliçeye konu depo binasının yeniden yapımı ve yıkılan depoda hasar gören elektrik tesisatı ile yangın söndürme tesisatı için fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla Sigorta Tahkim Komisyonunca alınan bilirkişi raporunda tespit edilen fakat hakem heyeti tarafından kabul edilmeyen 1.286.550,86 TL’nin hasarın meydana geldiği 06.01.2020 tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faiziyle beraber davalıdan tahsili ile müvekkilini ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının maliki bulunduğu, … Mh. … Cd. … No: … Yenişarbademli / Isparta adresinde bulunan su üretim tesisi bina ve demirbaş menfaatlerinin müvekkili sigorta şirketi nezdinde … sayılı 31.03.2019- 31.03.2020 vadeli Modüler Kurumsal Sigorta Poliçesi kapsamında Yangın Sigortası Genel Şartları ve Özel Şartları Kar Ağırlığı Klozu Ek Teminatı kapsamında kar ağırlığı rizikosuna karşı sigorta teminatına alındığını, davacının bina hasarı ve makine hasarının tazmini için Sigorta Tahkim Komisyonu nezdinde uyuşmazlık hakem heyetine tahkim başvurusunda bulunduğunu, STK Uyuşmazlık Hakem Heyetinin 14.8.2020 tarih 2020/63785 esas ve 14.11.2020 tarih 2020/81217 sayılı kararı gereği bina hasarının binanın ayıbından kaynaklandığından teminat haricinde kaldığı, makine hasarının ise teminat kapsamında kaldığı gerekçesiyle bina hasarının reddine, makine hasarının taleple bağlı olarak kabulüne karar verildiğini, karar aleyhine her iki tarafın bir üst mercii olan STK nezdinde itiraz hakem heyetine başvurduğunu ve her iki tarafın itirazının reddine karar verildiğini, hakem heyeti kararının kesinleştiğini, sigorta hakem heyeti kararının kesin delil olduğunu, hakem kararlarının kesinleştikten sonra maddi anlamda kesin hüküm teşkil ettiğini, bu nedenle davanın kesin hüküm nedeniyle dava şartı yokluğundan reddine karar verilmesi gerektiğini, sigorta poliçesine göre … Bankası/Hadımköy Ticari/İstanbul Şubesinin rehin alacaklısı olduğunu, dain-i mürtehin … Bankası/Hadımköy Ticari/İstanbul Şubesinin başvuruya muvafakat edip etmediğinin müzekkere yazılarak sorulması ile davaya muvafakat edilmemesi halinde davanın aktif husumet yokluğundan reddine karar verilmesi gerektiğini, davanın esası bakımından ise hasarın meydana gelme sebeplerinin tespiti amacıyla alınan raporda deponun kar ağırlığı neticesinde ancak yapıdan kaynaklanan, yapının kusurlu olması sebebiyle çöktüğünü, bu nedenle davacının tazminat talebinin kabul edilmediğini belirterek davanın öncelikle usule aksi halde esastan reddine karar verilmesini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEME KARARI: İlk derece mahkemesince; davacının istemiyle ilgili olarak Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyeti tarafından verilen 24.03.2021 tarihli kararın miktar itibarıyla kesin olarak verildiği ve kesinleştiği, bu kararın eldeki dava yönünden kesin hüküm teşkil ettiği gerekçesiyle aynı davanın daha önce kesin hükme bağlanmış olması ve bu nedenle dava şartı noksanlığı bulunması nedeni ile HMK’nin 114/1-i ve 115/2. maddeleri uyarınca davanın usulden reddine dair karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Karar yasal süresinde davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde; HMK hükümleri gereği kesin hüküm şartlarının oluşmadığını, taraflarınca yapılan hakem heyeti başvurusunun fazlaya ilişkin hakları saklı tutularak yapıldığını, sigorta tahkim komisyonu tarafından alınan bilirkişi raporunda geçen 1.286.550,86 TL tutarındaki bina hasarına yönelik tespit bakımından taleplerinin ıslah edilmediğini, sadece makine hasarı yönünden ıslah yapıldığını, fazlaya ilişkin hakları saklı tutulduğundan bina hasarına yönelik hukuk davası yolu ile talepte bulunduklarını, tahkim komisyonunun kararının makine hasarı yönünden doğru olsa da fabrika bina hasarının poliçe kapsamında olmadığı yönününden hatalı ve hukuka aykırı olduğunu, müvekkilinin fabrika hasarının poliçe kapsamında olduğu ve davalı tarafça tazmini gerektiği açıkça ortada olmasına rağmen hatalı ve hukuka aykırı bir kararla fabrika hasarını poliçe kapsamı dışında tutarak reddeden sigorta tahkim komisyonu kararının kesin hüküm teşkil ettiğinden bahisle davanın reddine karar verilmesinin hakkaniyete aykırı olduğunu, adil yargılanma hakkının açıkça ihlal edildiğini, davalının, hasarın yapıdaki eksiklik ve kusurdan kaynaklandığı ile poliçe teminat kapsamı dışında bulunduğu yönündeki beyan ve iddialarının kabulünün mümkün olmadığını, sigorta şirketi ile yapılan … nolu kurumsal sigorta poliçesi gereği kar ağırlığının ek teminat kapsamında sigorta poliçesi dahilinde olduğunu belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE: Dava; taraflar arasındaki Modüler Kurumsal Sigorta Poliçesi uyarınca kar ağırlığı sebebiyle çöken fabrika binasında meydana gelen hasar bedelinin tazmini istemine ilişkindir. Taraflar arasında çözümlenmesi gereken uyuşmazlık davaya konu talep ile ilgili öncesinde başvurulup kesinleşen hakem heyeti kararının bu dosya bakımından kesin hüküm etkisine sahip olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. Davacının, davalı ile arasında tanzim edilen sigorta poliçesi ile teminat altına alınan işyerinde 06/01/2020 tarihinde meydana gelen kar ağırlığı nedeniyle binanın çökmesine ilişkin hasar talebi ile ilgili 14/08/2020 tarihinde Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Heyetine başvurduğu, 14/11/2020 tarih ve 2020/63785 esas 2020/81217 karar sayılı karar ile bina hasarının teminat kapsamında olmadığı, binanın çökmesi sonucu meydana gelen diğer hasarların ise teminat kapsamında olduğu gerekçesi ile talebin kısmen kabulüne ve makine hasarına ilişkin 16.677 TL hasar tazminatının, aleyhine başvuru yapılan sigorta şirketinden alınarak başvuru sahibine ödenmesine, bakiye talebin ise reddine karar verilmiştir. Taraf vekillerinin itirazı üzerine Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyetinin 24/03/2021 tarihli kararı ile bina hasarının teminat kapsamında olmadığı, binanın çökmesi sonucu meydana gelen diğer hasarların ise teminat kapsamında olduğunun kabul edilmesinde, 24/06/2020 tarihinden itibaren avans faizine hükmedilmesinde herhangi bir usulsüzlük görülmediği, ıslah hakkını kullanıp kullanmamanın başvuranın takdirinde olduğu, başvuran tarafından ıslah dilekçesi ibraz edilmediğinden taleple bağlı kalınarak karar verilmiş olması sebebiyle davacının ıslaha ilişkin itirazlarının yerinde görülmediği, davalının, zarar bedelinin rizikonun gerçekleştiği tarihteki kur üzerinden hesaplanması itirazının yerinde görüldüğü, zarar kalemlerinin ne olduğunun kararda net bir şekilde açıklanmadığına yönelik itirazlarının ise yerinde görülmediği belirtilerek davacının itirazının reddine, davalının itirazının kısmen kabulüne, taleple bağlı kalınarak makine hasarına ilişkin 12.679,40 TL hasar tazminatının, aleyhine başvuru yapılan sigorta şirketinden alınarak başvuru sahibine ödenmesine, bakiye talebin ise reddine dair 5684 sayılı Sigortacılık Kanununun 30. maddesinin 12. fıkrası uyarınca 40.000,00 TL kesinlik sınırı altında kaldığından kesin olmak üzere karar verilmiştir. 6100 sayılı HMK’nun kesin hükmü düzenleyen 303. maddesinde “(1) Bir davaya ait şeklî anlamda kesinleşmiş olan hükmün, diğer bir davada maddi anlamda kesin hüküm oluşturabilmesi için, her iki davanın taraflarının, dava sebeplerinin ve ilk davanın hüküm fıkrası ile ikinci davaya ait talep sonucunun aynı olması gerekir…” hükmüne yer verilmiştir. HMK’nun 114/1-i maddesi uyarınca da aynı davanın, daha önceden kesin hükme bağlanmamış olmasının dava şartı olarak düzenlendiği, aynı kanunun 115. maddesi uyarınca Mahkemenin, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştıracağı, tarafların da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebileceği, Mahkemenin, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar vereceği düzenlenmiştir. 5684 Sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 30/12. maddesinde “Tahkim sistemine üye olmak isteyenlerden katılma payı, uyuşmazlık çözümü için Komisyona başvuranlardan ise başvuru ücreti alınır. Beş bin Türk Lirasının altındaki uyuşmazlıklar hakkında verilen hakem kararları kesindir. Beş bin Türk Lirası ve daha üzerindeki uyuşmazlıklar hakkında verilen hakem kararlarına karşı kararın Komisyonca ilgiliye bildiriminden itibaren on gün içinde bir defaya mahsus olmak üzere Komisyon nezdinde itiraz edilebilir. İtiraz talebinde bulunmak için bu madde uyarınca belirlenen başvuru ücretinin Komisyona yatırılması şarttır. İtiraz üzerine hakem kararının icrası durur. İtiraz talebi münhasıran bu talepleri incelemek üzere Komisyon tarafından teşkil edilen hakem heyetlerince incelenir. İtiraz talebi hakkında işin heyete intikalinden itibaren iki ay içinde karar verilir. Beşbin Türk Lirası ve daha üzerindeki uyuşmazlıklar hakkında verilen hakem kararları bu madde uyarınca süresinde itiraz başvurusunda bulunulmaması hâlinde kesinleşir. Bu uyuşmazlıklar hakkında bu madde uyarınca yapılan itiraz üzerine verilen karar kesindir. Kırk bin Türk Lirasının üzerindeki uyuşmazlıklar hakkında itiraz üzerine verilen kararlar için temyize gidilebilir. Ancak, tahkim süresinin sona ermesinden sonra karar verilmiş olması, talep edilmemiş bir şey hakkında karar verilmiş olması, hakemlerin yetkileri dahilinde olmayan konularda karar vermesi ve hakemlerin, tarafların iddiaları hakkında karar vermemesi durumlarında her hâlükarda temyiz yolu açıktır.” düzenlemeleri yer almaktadır.Somut olayda davacının işbu davanın da konusunu oluşturan sigorta poliçesine konu fabrika binasının hasarlanması sebebi ile ilgili talepleri bakımından başvurduğu Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Heyeti tarafından inceleme yapılarak karar verildiği, akabinde karara itiraz üzerine ise Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyeti tarafından itirazların incelenerek 5684 sayılı kanununun 30/12 maddesinde ki kesinlik sınırı altında kaldığından kesin olarak karar verildiği, davacı tarafın bu karara karşı yasal başvuru yollarını kullanması gerekirken dosya kapsamına göre bu yönde bir başvurusunun bulunmadığının anlaşıldığı, kararın 24/03/2021 tarihinde kesinleştiği ve verilen kararın işbu dava yönünden HMK’nun 303/1. maddesi anlamında kesin hüküm teşkil ettiği, bu şekilde dava, hakemde karara bağlanıp kesinleştikten sonra aynı konuda mahkemede dava açılmasının mümkün olmadığı, HMK’nun 114/1-i maddesi uyarınca da aynı davanın, daha önceden kesin hükme bağlanmamış olmasının dava şartı olarak düzenlenmesi sebebiyle Mahkemenin, dava şartı noksanlığı sebebiyle davanın usulden reddine karar vermesi isabetlidir. Açıklanan sebeplerle ilk derece mahkemesince tesis edilen kararda usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere, 1- İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2022/3 Esas, 2022/311 Karar ve 13/04/2022 tarihli kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan, 6100 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunun 353/1b-1 bendi gereğince davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan REDDİNE, 2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70TL harç davacı tarafından peşin olarak yatırıldığından yeniden harç alınmasına YER OLMADIĞINA, 3-Davacı tarafından yapılmış olan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından istinaf vekalet ücreti taktirine yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b.1 bendi ve aynı Kanunun 361/1.maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay nezdinde temyiz kanun yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.27/10/2022