Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/1154 Esas
KARAR NO: 2022/1183
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 09/07/2021
NUMARASI: 2020/510 Esas, 2021/528 Karar
DAVA: SIRA CETVELİNE İTİRAZ (İflas Tasfiyesinde Düzenlenen Sıra Cetveline Yönelik Kayıt Kabul Ve Terkin Talebi (İİK 235))
KARAR TARİHİ: 17/10/2022
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde, müvekkili şirketin müflis … Bankası A.Ş hesabında 50.442,51 USD karşılığı 195.565,53 TL alacağı olduğunu, alacağın iflas masasına kaydı için talepte bulunduklarını, ancak iflas idaresince alacağın 39.845,17 TL’sinin masaya yazılmasına yönelik taleplerinin reddedildiğini iddia ederek bu miktarın iflas masasına kaydına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, sıra cetvelinin ilanından itibaren 15 günlük hak düşürücü süre içinde dava açılmamışsa davanın reddi gerektiğini, davacının müflis bankada 1.835,47 TL ve 50.442,51 USD mevduat alacağı olduğunu, müflis bankanın faaliyet izninin kaldırıldığı 22/07/2016 tarihli Merkez Bankası alış kuruna göre 50.442,51 USD’nin 154.217,88 TL olarak kabulü ile toplam 156.053,36 TL’nin sıra cetveline kaydedildiğini, iflas idaresinin işleminde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İSTANBUL 15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN 02/07/2018 TARİH, 2018/593 ESAS VE 2018/683 KARAR SAYILI İLAMI İLE; Mahkemece; davanın 12/06/2018 tarihinde açıldığı, 05/04/2018 tarihli ve 30382 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Hakimler Ve Savcılar Kurulu Birinci Dairesinin 03/04/2018 tarihli 538 nolu kararı ile 28/02/2018 tarihli ve 7101 sayılı İcra ve İflâs Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunun 46. maddesiyle 2004 sayılı İcra ve İflâs Kanununa eklenen geçici 14. Maddesinin 4.bendi gereğince dava dosyasına bakmakla İstanbul 1.,2. veya 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin görevli olduğu gerekesiyle davanın dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir. İş bu karar istinaf edilmeksizin kesinleşmiştir.
İSTANBUL 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN 26/06/2018 TARİH, 2018/836 ESAS VE 2018/1437 KARAR SAYILI İLAMI İLE; Mahkemece; TMSF Fon Kurulunun 17/11/2011 tarihli ve 2017/289 sayılı kararı ile 5411 Sayılı Bankacılık Yasası’nın 110. maddesinin yollaması ile, 106/5 maddesi gereğince 1. Alacaklılar Toplantısı yerine kaim olmak üzere ilgili yönetmeliğin 20. maddesi gereğince iflas tasfiyesinin yürütülmesi bakımından iflas idare memuru adaylarının isimlerini belirlediği, iflas idare memurlarının tamamının fonun gösterdiği adaylardan oluştuğu, müflis … Bankası A.Ş.’nin iflas tasfiyesinin 5411 Sayılı Yasanın 106. maddesi ve ilgili yönetmelik çerçevesinde fon tarafından yürütüldüğü, iflas idare memurları tarafından düzenlenen sıra cetvelinin TMSF’nin Bankacılık Yasası uyarınca tek yanlı olarak aldığı idari nitelikte bir işlem olduğu, iflas idaresinin TMSF adına hareket ettiği, Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin 29/02/2016 tarih ve 2015/4757 E. 2016/1217 K. Sayılı ilamınında bu yönde olduğu, davanın idari yargının görev alanında bulunduğu gerekçesi ile yargı yolu caiz olmadığından davanın usulden reddine karar vermiştir. İş bu karar davacı ve davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde istinaf edilmiştir.
DAİREMİZ 19/09/2019 TARİH, 2019/1478 ESAS VE 2019/1591 KARAR SAYILI İLAMI İLE; “..Somut olayda TMSF Fon Kurulunun iflas tasfiyesinin yürütülmesi bakımından iflas idare memuru adaylarının isimlerini belirlediği, İstanbul 15. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 24/11/2017 tarih ve 2017/7-6 E.K. Değişik İş nolu kararı ile Fon tarafından önerilen ve gerekçeli kararda belirtilen kişilerin iflas idare memuru olarak atanmasına karar verildiği, iflas idare memurlarının tamamının Fonun gösterdiği adaylardan oluştuğu açıktır. Yargıtay 23. HD’nin 2015/7876 Esas, 2016/656 Karar sayılı kararında değinildiği üzere; TMSF, iflas idaresi görev ve yetkilerini haiz olarak iflas tasfiyesini yürüttüğüne göre, bu sıfatla düzenlenen sıra cetvelinin de TMSF’nin kamu gücüne dayalı olarak Bankacılık Kanunu uyarınca tek yanlı olarak aldığı idari karara dayalı bir işlemi olduğu kuşkusuzdur. İflas idaresinin İİK’ndaki haiz olduğu yetkileri TMSF’nin sahip olması, bu hükümlerden yararlanması bu sonucu değiştirmemektedir. Buna göre tüzel kişiliği haiz Fon tarafından İİK hükümlerinden yararlanılarak düzenlenen ve idari işlem niteliğinde bulunan sıra cetvelinin dava konusu edilmesi, davalı müflis banka iflas idaresinin TMSF adına tasfiyeyi yürütmesi, gerçek hasmın TMSF olması, bu cetvelde davacının alacağı ile ilgili alınan kararın iptalini amaçlayan davacının, alacağının bulunup bulunmadığı, alacağı varsa cetvelin davacı alacağı ile ilgili kısmının iptali ile ilgili inceleme yapıp karar vermenin Adli Yargının görevi dahilinde olmaması, anılan kararın iptali üzerine idarece yeni bir karar alınarak davacının alacağının cetvele kayıt ve kabulüne karar verileceği gözetildiğinde Yargıtay 23. HD’nin 05.06.2014 tarih ve 1112 E., 4346 K; 11.06.2015 tarih ve 2014/5898 E., 2015/4495 K.; 23.06.2015 tarih ve 2014/8060 E., 2015/4819 K., 26.05.2015 tarih ve 2014/10826 E., 2015/6184 K. sayılı ilamları) davanın idari yargının görev alanında bulunduğu.. ” gerekçesiyle taraf vekillerinin istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir. Dairemiz kararına karşı davacı ve davalı vekili tarafından yasal süresi içerisinde temyiz kanun yoluna başvurulmuştur.
YARGITAY 23.HUKUK DAİRESİNİN 23/12/2019 TARİH, 2019/3294 ESAS VE 2019/5498 KARAR SAYILI İLAMI İLE; Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre taraflar vekillerinin temyiz itirazları yerinde görülmediği gerekçesiyle Dairemiz kararının onanmasına karar verilmiştir.
İSTANBUL 11. İDARE MAHKEMESİNİN 24/02/2022 TARİH VE 2020/329 ESAS SAYILI KARARI İLE; Uyuşmazlığın çözümünün adli yargı mercilerine ait olduğu, adli yargı ile idari yargı arasında çıkan olumsuz görev uyuşmazlığı gerekçesiyle dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
UYUŞMAZLIK MAHKEMESİNİN 13/07/2020 TARİH, 2020/396 ESAS VE 2022/443 KARAR SAYILI İLAMI İLE; … Bankası A.Ş.’nin, Bankacılık Düzenleme Denetleme Kurulunun kararı ile 5411 sayılı Kanun uyarınca Fona devredildiği, İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 16.11.2017 tarihli kararı ile 5411 sayılı Kanun uyarınca söz konusu Bankanın iflasına karar verildiği, 2004 sayılı Kanun gereği üç kişiden oluşan ve üyeleri gösterilen adaylar arasından icra tetkik merciince seçilen Müflis … Bankası A.Ş. İflas İdaresince davacının öne sürdüğü alacağının iflas masasına kaydı talebinin reddedildiği anlaşılmış olup bu kapsamda açılan davada müflis bankanın 5411 sayılı Kanun uyarınca Fon’a devredilmesi, 5411 sayılı Kanun’un 106. maddesinin 5. fıkrasında Fon’un yetki ve görevlerine getirilen sınırlamalar, 2004 sayılı Kanun’un 235. maddesinin 1. fıkrasının sıra cetveline itiraz ile ilgili davaların iflasa karar verilen yerdeki ticaret mahkemesine dava açılacağına dair hükmü, üyeleri gösterilen adaylar arasından icra tetkik merciince seçilen müflis bankanın iflas idaresinin dava konusu işleminin idare hukuku kapsamında “idari işlem” olarak nitelendirilemeyeceği hususları bir arada değerlendirildiğinde davanın görüm ve çözümünde adli yargı yerinin görevli olduğu gerekçesiyle İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 28.12.2018 tarih 2018/836 Esas ve 2018/1437 Karar sayılı görevsizlik kararının kaldırılmasına karar verilmiştir.
İLK DERECE MAHKEME KARARI: Mahkemece; davacı tarafın dava konusu 1537 kayıt sırasına alınan alacak kayıt başvurusu sırasında, verilecek kararın kendisine tebliği için avans yatırmadığı, bu hususun İstanbul …İflas Müdürlüğünün 30/10/2018 tarihli yazısından anlaşıldığı, bu nedenle somut uyuşmazlıkta hak düşürücü sürenin, kısmen red kararını içeren sıra cetvelinin son ilan tarihinden (04/06/2018 TSG ilanı) itibaren başlatılması gerektiği, TSG’de ilan tarihinden itibaren 15 gün geçtikten sonra davanın 26/06/2018 tarihinde açılmış olduğu, hak düşürücü sürenin kayıt kabul davaları yönünden özel dava şartı niteliği taşıdığı görülmekle davanın hak düşürücü süre sona erdikten sonra açıldığı gerekçesiyle davanın HMK 114/2 ve 115/2 maddeleri uyarınca usulden reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Karar, davacı vekili tarafından yasal süresi içerisinde istinaf edilmiştir. Davacı vekili istinaf nedenleri olarak; mahkemece, tebligatın kime yapıldığı veya yapılıp yapılmadığı hususunda gerekli inceleme yapılmaksızın karar verildiğini, müvekkilin müflis bankadan 195.898,53 TL alacaklı olduğunu iddia ederek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE: Dava, İİK 235. maddede düzenlenen sıra cetveline itiraz ( kayıt kabul) davasıdır. Davacının iflas kararı verilen bankanın müşterilerinden olduğu, bankada döviz ve Türk Lirası cinsinden hesaplarının bulunduğu, davalının iflası üzerine davacının masaya müracaat ettiği, masaca davacı talebinin talebini kısmen kabulü ile masaya kaydına karar verdiği, dava edilen kısım yönünden ise reddine karar verildiği konularında herhangi bir uyuşmazlık yoktur. Uyuşmazlık, davanın hak düşürücü süre içerisinde açılıp açılmadığı ve kararın usul ve yasaya uygun bulunup bulunmadığına ilişkindir. İİK 235. Maddede, sıra cetveline itiraz edenlerin cetvelin ilanından itibaren 15 gün içinde iflas kararı verilen yerdeki ticaret mahkemesine dava açmaya mecbur oldukları düzenlenmiştir. Yasal düzenlemede ki süre hak düşürücü süre olup mahkemece resen gözetilmesi gerekir. Somut davada, İstanbul … İflas Dairesi … tasfiye sayılı dosya ile ilgili vermiş olduğu 30/10/2018 tarihli cevabı yazıda, müflis … Bankası A.Ş‘nin tasfiye işlemlerinin müdürlüklerinin 2017/14 tasfiye dosyasında TMSF tarafından yürütüldüğünü, İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 16.11.2017 tarihinde 2017/41 Esas, 2017/842 Karar sayılı dosyasında İflas kararı verildiğini, ikinci alacaklılar toplantısının yapılamadığını, davacı alacaklının masaya toplam 195.898,53 TL alacak talebinde bulunduğu, 156.053,36 TL’nin 3 sırada kayıt ve kabulüne, bakiye 39.845,17 TL’sinin ise reddine karar verildiği, söz konusu alacağa ilişkin İflas idaresince verilen kabul-red kararının tebliğ için gerekli olan masraf avansını yatırmadığı, makbuz suretine rastlanılmadığı, alacaklının alacağına ilişkin kabul – red kararının 12/06/2018 tarihinde tebliğ edildiği belirtilerek, sıra cetvelinin … Gazetesinin 01/06/2018 tarihinde, 04/06/2018 tarihinde ise Ticaret Sicili Gazetesinde ilan edildiği anlaşılmıştır. Davacı, masaya müracaat ederken verilecek kararın kendisine tebliği için İİK’nın 223.maddesi gereğince masraf yatırmadığından dava açma süresi ilan tarihinden itibaren başlayacaktır. Dava açma süresi İİK 166. madde gereğince gazetelerde yapılan ilanlardan en son ilan tarihinden itibaren işlemeye başlar. İİK 235. maddesine göre sıra cetveline itiraz edenlerin cetvelin ilanından itibaren 15 gün içinde dava açmaları gerekir. Aynı yasanın 234/1. Maddesinde ise sıra cetvelinin İİK 166/2. maddeye göre ilan edileceği belirtilmiştir. İflas idaresinin 30/10/2018 tarihli cevabı yazısına ekli ilan örneklerinden en son ilanın 04/06/2018 tarihli Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinde yapıldığı anlaşılmaktadır. Bu durumda davacı tarafta son ilan tarihi olan 04/06/2018 tarihinden itibaren yasal 15 günlük hak düşürücü süre içerisinde iş bu davanın açılması gerekirken 15 günlük hak düşürücü süreden sonra 26/06/2018 tarihinde açılmış olduğu görülmektedir. Bu durumda mahkemece davanın hak düşürücü süre içerisinde açılmamış olması nedeniyle red kararında bir isabetsizlik görülmemiştir. Çünkü İcra ve İflas Kanunun 223/3 maddesi uyarınca İflas idaresinin işlemlerinin tebliğ için avans yatırılmış ise, sıra cetveline itiraz davası açma süresi ilandan değil, tebliğden başlar. İİK 223 maddesinin 3. fıkrasına göre yazı ve tebliğ giderlerini avans olarak vermek suretiyle İflas idaresinin kararlarının kendisine tebliğini istememiş olan alacaklara da alacaklarının tamamen veya kısmen reddedildiği, yazılı olarak bildirilir (m.234/2). Ancak bu halde de, sıra cetveline itiraz davası açma süresi, bu yazılı bildirim tarihinden itibaren değil, sıra cetvelinin ilanından itibaren işlemeye başlar. Çünkü, m.235/1. maddede sadece 223/3 hükmü saklı tutulmuştur. 243/2 hükmü saklı tutulmamıştır. İflas idaresinin kararlarına karşı kanun yollarına başvurma süresinin tebliğ ile işlemeye başlayacağına ilişkin m.223/3 hükmü, sadece yazı ve tebliğ giderlerini avans vermek suretiyle İflas idaresinin kararlarının kendilerine tebliğini istemiş olan alacaklılar içindir. (Prof.Dr.Baki Kuru, İcra ve İflas Hukuku, 1997, cilt:4,sayfa 3241,) Açıklanan tüm nedenler ve özellikle İİK 235. maddedeki düzenleme kapsamında davanın hak düşürücü süre içerisinde açılmamış olması nedeni ile mahkemenin ret kararında bir isabetsizlik bulunmadığından davacının istinaf başvurusunun reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2020/510 Esas, 2021/528 Karar ve 09/07/2021 tarihli kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1-b/1. bendi gereğince REDDİNE, 2- Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 80,70 TL harç peşin olarak alındığından yeniden harç alınmasına YER OLMADIĞINA, 3- Davacının yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4- İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti hakkında karar verilmesine yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı HMK’nın 362/1-a bendi gereğince kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.17/10/2022