Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2022/1146 E. 2022/1088 K. 29.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/1146 Esas
KARAR NO: 2022/1088
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 28/11/2017
NUMARASI: 2014/768 Esas, 2017/782 Karar
DAVA: ALACAK (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 21/11/2017
BİRLEŞEN İSTANBUL 14.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’NİN 2014/820 ESAS
2014/452 KARAR SAYILI DOSYASI
DAVA: İTİRAZIN İPTALİ ( Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 29/09/2022
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı-davalı vekili asıl dava dilekçesi ile; taraflar arasında 20/05/2013 tarihli … Fatura Kurulum Sistemi Kurulum Bakım ve Teknik Destek Sözleşmesi düzenlendiğini, sözleşme ile müvekkili şirketin davalı-davacı …’in tedarikçilerinden gelen faturaların, … fatura yazılımı ile taranarak yazılım vasıtası ile otomatik tanınması ve oracle ERP sistemi ile entegrasyonunun yapılması işini üstlendiğini, davalı-davacı …’in lisans bedeli olarak 150.000 adet fatura/yıl ücreti 45.000 Euro+ KDV ödeyeceğini, Türkçe faturaların en az %70 ve yine elle yazılan faturaların %20 oranında tanınması halinde projenin kabulünün kararlaştırıldığını, davalı-davacı …’in belirlenen oranların sağlanmadığı iddiası üzerine 20/05/2014 tarihinde yapılan toplantıdaki testte, yazılımın başarı oranının makine baskısı faturalarda % 75,04, el yazısı faturalarda % 30,26 olarak tespit edildiğini ve başarı kriterinin sağlandığını, analize esas alınmayacak faturalar olmasına rağmen başarı oranı beklenenden yüksek çıktığından, yazılımın başarıyı sağlamadığı yönündeki iddiaların yersiz olduğunu, 20/05/2014 tarihinde yapılan iş sadece sisteme fatura girişi olmayıp sistemin tanıtılmasını da içerdiğinden, sürecin uzun sürdüğü itirazının haksız olduğunu, davalı-davacının tedarikçilerle yapacağı görüşmelerle faturaların düzgün düzenlemesini sağlaması ve yazılımın aktif kullanımı ile başarı oranının artacağını, davalı-davacının tam olarak kullanmadığı sistemin beklenen başarıyı sağlamadığı yönündeki itirazının haksız olduğunu, sözleşme uyarınca davalı-davacı …’in lisans bedeli olarak 150.000 adet fatura/yıl ücreti 45.000 Euro+ KDV ödeyeceğini, sözleşme kapsamında müvekkiline 66.691,76 TL ödendiğini, bakiye 22.500 Euro + KDV lisans bedeli ile 5.000 Euro + KDV proje implemitasyon bedeli ödenmesi gerektiğini, ayrıca sözleşme ile ek birim ve alt birim geliştirme hizmetleri kapsamında 22 gün personel ile hizmet verildiğini, sözleşmenin 2.5 maddesi uyarınca bir gün karşılığı 300 Euro olmak üzere 22 gün karşılığı 6.600 Euro + KDV ödenmesi gerektiğini belirterek şimdilik 500 Euro lisans bedeli, 250 Euro proje implemitasyon bedeli ve 250 Euro ek birim ve alt birim geliştirme hizmetleri bedelinin dava tarihinden işleyecek faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir
CEVAP VE BİRLEŞEN DAVA Davalı-davacı vekili asıl davaya cevabı ile birleşen davasında; alacak belirlenebilir olduğundan asıl davanın belirsiz alacak davası olarak açılamayacağını, bu nedenle asıl davanın reddi gerektiğini, davacı-davalının sözleşmeden doğan yükümlülüklerini yerine getiremediğini, sözleşmeye rağmen müvekkilinin sözleşme konusu işi mauel olarak yapmak zorunda kaldığını, davacı-davalının bir kısım faturaların başarı oranında nazara alınmaması gerektiği yönündeki talebinin kabulünün mümkün olmadığını, 20/05/2014 tarihinde yapılan testte 55 adet faturanın sisteme girilmesinin 3 saat gibi fahiş bir sürede sağlandığını, oysa 55 adet faturanın insan gücü ile bir saatte sisteme girilebileceğini, bu durumun müvekkili şirketin maliyeti düşürme ve iş gücü ve zaman kazanma amacı ile bağdaşmadığını, sözleşmenin 3.2.4 maddesinde; -davacı-davalının üstlendiği edimi, maddede belirtilen başarı oranında 180 gün içerisinde ifa edeceği, aksi halde ödenen bedellerin iade edileceğinin- kararlaştırıldığını, müvekkilinin bir yıl boyunca akdin gereği gibi ifası için tolerans göstermesine rağmen davacı-davalının edimini yerine getirmediğini, bu nedenle ödedikleri ücretin iadesi için takip yapmışlarsa da takibe haksız itiraz ettiğini belirterek asıl davanın reddine, birleşen davanın kabulü ile davalının takibe itirazının iptaline ve davalının alacağın % 20’si tutarında icra tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davacı-davalı vekili birleşen davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI, DAİREMİZİN KARARI VE YARGITAY BOZMA İLAMI Mahkemece; davacı-davalı …’in edimini yerine getiremediği, davalı-davacı …’in yazılımdan beklenen faydayı sağlayamadığı gerekçesiyle asıl davanın reddine, birleşen davanın kabulü ile davacı-davalının takibe itirazının iptaline, icra inkar tazminatı isteminin reddine karar verilmiş, karar yasal süresinde davacı-davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir. Dairemizin 11/02/2021 tarih ve 2018/851 Esas, 2017/782 Karar sayılı kararı ile, ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak; alacağın belirsiz olmadığı, dava açılacak miktarın bilindiği ve bu davanın belirsiz alacak davası olarak açılmasının mümkün olmadığı gerekçesiyle asıl davanın usulden reddine, birleşen davada ise, dosya kapsamında alınan bilirkişi raporları neticesinde işsahibinin yapılan yazılımdan fayda sağlayamadığının tespit olunması ile işsahibinin yükleniciye ödediği bedeli istemesinde haklı olduğu, takibe yapılan itirazın haksız olduğu, ancak ilk derece mahkemesince icra inkar tazminatı kabul edilmesine rağmen hangi miktar üzerinden olduğu belirtilmediği için infazında tereddüt olacağı gerekçesiyle, birleşen dava davalısının asıl alacak miktarı 66.961,00 TL’nin %20’si tutarında icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmiş, karar davacı-davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Yargıtay 6. HD’nin 2021/3147 Esas, 2022/3122 Karar sayılı kararı ile; kısmi ve belirsiz alacak davası tanımlanmış, ayrıca birleşen davada icra inkar tazminatı yönünden ilk derece mahkemesince ret kararı verildiği, birleşen dosya dava davacısı işsahibi tarafından karar istinaf edilmediği ve birleşen dava davalısı için icra inkar tazminatı yönünden usuli kazanılmış hak oluştuğu, buna rağmen Bölge Adliye Mahkemesince icra inkar tazminatına hükmedilerek usuli kazanılmış hakkı ihlal eder şekilde birleşen dava davalısı aleyhine hüküm oluşturulmasının doğru olmadığı belirtilerek karar bozulmuştur.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE Asıl dava, yazılım sistemi kurulum, teknik destek ve bakım sözleşmesi gereği alacak talebi; birleşen dava ise, sözleşme gereği edimin yerine getirilmediği ileri sürülerek ödenen ücretin iadesi için yapılan takibe itirazın iptaline ilişkindir. Asıl davada, sözleşme gereği yükümlülüklerin yerine getirildiği ileri sürülerek şimdilik şimdilik 500 Euro lisans bedeli, 250 Euro proje implemitasyon bedeli ve 250 Euro ek birim ve alt birim geliştirme hizmetleri bedeli olmak üzere 1.000,00 Euro belirsiz alacağın iş sahibinden tahsili talep edilmiştir. Birleşen dosyada, birleşen dosya davalısı yüklenicinin sözleşme gereği edimini yerine getiremediği gerekçesiyle, sözleşme uyarınca ödenen bedelin iadesi için yapılan takibe itirazın iptali istenmiştir.Taraflar arasındaki uyuşmazlık; davalı-davacı yüklenici şirketin sözleşme gereği edimlerini yerine getirip getirmediği noktasında toplanmaktadır. Bilirkişi heyeti 03/03/2016 ve 27/06/2016 tarihli rapor ve ek raporlarında; taraflar arasında yapılan testte alan bazlı değerlendirme yapıldığında, makine baskısı faturaların sisteme aktarılmasındaki başarı oranının % 66,98, el ile yazılan faturaların sisteme aktarılmasındaki başarı oranının % 21,6 olarak hesaplandığını, buna göre yüklenicinin sözleşmedeki başarı oranını sağlayamadığını, sözleşme dışı yapılan çalışmalara ilişkin herhangi bir bilgi bulunmadığını belirtmişlerdir.Yazılım mühendisi bilirkişi 06/03/2017 ve 22/06/2017 tarihli rapor ve ek raporunda; başarım oranının karakter bazlı yapılmasının mümkün bulunmadığını, başarı oranı değerlendirilmesinde sorunlu girdilerinde dikkate alınması gerektiğinden, düzgün faturalarda başarı oranının yükseleceği yaklaşımının kabul edilemeyeceğini, yüklenicinin önceki rapora karakter bazlı değerlendirme yapılması gerekirken alan bazlı değerlendirme yapıldığı yönünde itiraz etmiş iken, itirazının yersiz olduğu açıklandıktan sonra başarı oranı hesaplanmasının talep edilmesinin yersiz olduğunu belirtmiştir. Taraflar arasındaki sözleşmenin konusu, “… bünyesinde bulunan tedarikçilerden gelen faturaların taranarak … Fatura Yazılımı ile tarayıcı tarafından taranan faturalar üzerindeki veriler otomotik tanınarak Oracle ERP sistemi ile entegrasyonunun yapılması” şeklinde tanımlanmıştır. Sözleşmenin 3.1.5 maddesi “…’un lisans bedeli 150.000 fatura/yıl ücreti olan 45.000 Euro + KDV miktarı 3.2.4 maddesindeki gereklilikleri sağlamazsa … tarafından ödenen lisans bedelini geri iade edecektir.” hükmünü; 3.2.4 maddesi ise “… proje kapsamında makine baskısı ve Türkçe faturaların, sözleşme imzalandıktan sonra en gec 180 is günü içerisinde en az %70. yine aynı zaman içerisinde elle yazılan faturaların %20 oranında tanımasını projenin kabulü için gerekli ve geçerli sayacaktır. Belirtilen süre içerisinde yukardaki şartlar gerçekleşmezse ödenen proje bedeli ve tüm kurulumlar karşılıklı olarak iade edilecektir. ” hükmünü düzenlemektedir. Taraflar arasındaki sözleşme ile işsahibi …’in sözleşmeden beklediği yararın, tedarikçilerinden gelen faturaların, zamandan ve iş gücünden tasarruf edilerek, taranıp sisteme aktarılması olduğu anlaşılmaktadır. Sözleşmenin 3.2.4 maddesinde işsahibinin projeyi kabulü için başarı oranı ile gerekli şartlar düzenlenmiştir. Yapılan bilirkişi incelemesi ve dosya kapsamından, sözleşmenin imzalanmasından itibaren 180 gün içerisinde yüklenicinin başarı oranını sağlayamadığı görülmektedir. Hernekadar davacı-davalı yüklenici, karakter bazlı değerlendirmeye göre başarı oranının sağlandığını ileri sürmüşse de, yazılımı satın alan …’in kazanması gereken fayda, iş yüküne yazılımın sağlaması gereken katkı gibi hususlar ile bilirkişi raporları dikkate alındığında başarım oranının karakter bazlı yapılmasının mümkün bulunmadığı anlaşılmaktadır. Diğer taraftan başarı oranı değerlendirilmesinde sorunlu girdiler de dikkate alınması gerektiğinden, yüklenicinin düzgün faturalarda başarı oranının yükseleceği yönündeki iddiası da yerinde değildir. Sözleşmede de bu nedenle başarı oranı kriteri konulmuştur. Şu halde, yüklenicinin projenin kabul şartının sağlamayamadığı, tarafların serbestçe kararlaştırdıkları sözleşmenin 3.2.4 maddesinde, belirtilen süre içerisinde şartlar gerçekleşmezse ödenen proje bedelinin iadesinin öngörüldüğü gözetildiğinde, yükleninin takibe itirazı haksızdır. Tüm bunlardan yüklenici şirketin sözleşmede öngörülen projenin kabul şartlarını sağlayamadığından, yüklenici tarafından açılan asıl davanın reddine karar verilmelidir. Bunun yanında sözleşmenin 3.2.4 maddesi gereği yükleniciye ödenen proje bedelinin iadesi için yapılan takibe yüklenicinin itirazı da haksızdır. İlk derece mahkemesi kararında birleşen dosya davacısının icra tazminatı ve işlemiş faiz talebinin reddine karar verildiği ve hükmün birleşen dosya davacısı tarafından istinaf edilmediği gözetilerek, birleşen davada davacının işlemiş faiz ve icra tazminatı talebinin yine reddine karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M:Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere, A) 1-Davacının davasının REDDİNE,2-492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 80,70 TL harçtan davacı tarafından peşin olarak karşılanan 48,05 TL harcın mahsubu ile bakiye 32,65 TL harcın davacıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA,3-Davacı tarafından karşılanan yargılama giderlerinin kendi üzerinde BIRAKILMASINA,4-Davalı tarafından karşılanan 43,00 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,5-Dairemizin önceki kararında vekalet ücretinin ilk derece mahkemesi karar tarihindeki tarifeye göre belirlendiği ve bu hükmün davalı tarafından istinaf edilmediği gözetilerek 1.980,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,B)1-Birleşen dosyadaki davanın KISMEN KABULÜ ile İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında davalının yaptığı itirazın kısmen iptali ile takibin asıl alacak yönünden 66.961,00 TL üzerinden DEVAMINA, asıl alacağı takip tarihinden itibaren %11,75 oranında faiz işletilmesine, davacının işlemiş faize yönelik talebinin REDDİNE, 2-Davacının inkar tazminatı talebinin REDDİNE,3-Davalının kötü niyet tazminat talebinin REDDİNE,4-Peşin alınan 818,90 TL harcın, 492 sayılı Harçlar Kanununun gereğince hesaplanan 4.574,10 TL nispi karar ve ilam harcından mahsubu ile bakiye 3.755,20 TL nispi karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye İRAT KAYDINA, 5-Davacı tarafından yatırılan 25,20 TL başvurma harcı+ 818,90 TL peşin harcın davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,6-Hüküm tarihinde yürürlükte bulanan AÜTT tarifesi gereğince davacı lehine 10.713,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya VERİLMESİNE,7- Reddolunan miktar yönünden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AÜTT gereğince davalı lehine takdir olunan 863,01 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE, 8-Davacı tarafından yapılan 18,00 TL yargılama giderinin,kabul-red oranına göre hesaplanan 17,76 TL yargılama giderinin, davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE, 9-Birleşen dosya davalısı tarafından yapılan 9,00 TLyargılama giderinin, kabul red oranına göre hesaplanan takdiren 1,00 TL yargılama giderinin, davacıdan tahsili ile davalıya VERİLMESİNE, C) İstinaf giderleri yönünden 1- Asıl dava yönünden hüküm tarihinde yürürlükte bulanan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 80,70 TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 44,80 TL harcın davacıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA, 2- Birleşen dava yönünden alınması gereken 80,70 TL harcın birleşen dosya davalısı tarafından peşin olarak yatırılan 1.143,52 TL harçtan mahsubu ile bakiye 1.062,82 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde birleşen dosya davalısına İADESİNE,3-Davacı birleşen dosya davalısı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde BIRAKILMASINA, 4-İstinaf yargılamasının Yargıtay bozma ilamı sonrasında duruşmalı olarak gerçekleştirilmiş olması nedeniyle, hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince kendisini vekil ile temsil ettiren davacı birleşen dosya davalısı yararına 5.500,00 TL vekalet ücretinin davacı birleşen dosya davalısından alınarak davalı birleşen dosya davacısına VERİLMESİNE, Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1-b/2 bendi ile aynı kanunun 362/1a Maddesi gereğince birleşen dava yönünden miktar itibarıyla kesin; asıl davada ise kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere oybirliği ile verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı.29/09/2022