Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2022/1105 E. 2022/891 K. 06.07.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/1105 Esas
KARAR NO: 2022/891
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi
ARA KARAR TARİHİ : 03/09/2021
NUMARASI: 2021/536 Esas
DAVA: KOOPERATİF ÜYELİĞİNİN TESBİTİ
KARAR TARİHİ: 06/07/2022
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacılar vekili dava dilekçesi ile; Ümraniye ilçesi, … mahallesi, … ada … nolu parselde yer alan … blok ile, … ada … nolu parselde bulunan … bloğun arsa niteliği ile davalı kooperatif ile davalı arsa sahiplerinin paylı mülkiyetinde bulunduğunu, müvekkillerinin arsa sahipleri veya önceki üyeler ile yaptıkları hisse devirleri ile davalı kooperatifin üyesi olduklarını, müvekkillerinin üyeliğine tahsis edilen taşınmazların adlarına tescilinin gerektiğini belirterek ileride kurulacak kat irtifakında dikkate alınmak şartıyla davalılar adına olan tapu kaydının iptali ile davacıların payının tapuya tesciline karar verilmesini, ayrıca üçüncü kişilerin iyiniyet iddiasını engellemek için taşınmazın tapu kaydına “Dava Açılmıştır” şerhi konulmasını talep etmiştir. İlk derece mahkemesi 03/09/2021 tarihli tensip zaptı ile; 100.000,00 TL nakit veya teminat mektubunun ibraz olunması halinde taşınmazın tapu kaydına “Dava Açılmıştır” şerhi konulmasına karar verilmiş, davacı tarafın teminat alınması yönündeki ara karardan rücu edilmesi talebi üzerine mahkeme 08/09/2021 tarihli ara kararı ile; şerhin malikin tasarruf yetkisini etkileyebilecek nitelikte olduğunu belirterek davacılar vekilinin teminata yönelik ara karardan rücu edilmesi talebinin reddine karar verilmiştir. Davacılar vekili, şerhin tasarruf yetkisini kısıtlamayacağını, şerhe rağmen malikin tasarruf işlemi yapabileceğini, şerhin taşınmazı iktisap etmek isteyen üçüncü kişilerin iyiniyet iddiasını engellemek için düzenlendiğini, davalıdır şerhinin teminat şartına bağlanması yönünden gerek Medeni Kanunda gerekse de HMK’da hüküm bulunmadığını belirterek 08/09/2021 tarihli ara kararın kaldırılarak teminat alınmadan taşınmaza şerh konulmasını talep ve istinaf etmiştir. Dava, kooperatif üyeliğine dayalı tapu iptal ve tescil talebine ilişkindir. Mahkemece, dava konusu taşınmaz üzerine teminat karşılığında davalıdır şerhi konulmasına karar verilmiş, davacılar vekilinin teminat alınmadan şerh konulması talebinin mahkemece reddi üzerine karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. HMK’nın 391/3 fıkrasının ilk cümlesi; ” İhtiyati tedbir talebinin reddi kararı gerekçeli olarak verilir ve bu karara karşı kanun yoluna başvurulabilir.” hükmünü düzenlemektedir. Teminatsız ihtiyati tedbir kararı verilmesi talebi üzerine, mahkemece teminat karşılığında ihtiyati tedbir kararı vermiştir. Davacının teminat alınmaması yönündeki talebinin reddine karar verildiğinin kabulü gerekir. Bu durumda davacının teminatsız tedbir konulması talebinin teminat yönünden reddine karar verilmiş olduğundan, başka bir deyişle ihtiyati tedbir talebi kısmen reddedildiğinden, davacının bu karara karşı HMK’nın 391/3 kapsamında kanun yoluna başvurabilmesi mümkündür. Diğer taraftan HMK’nın 392. maddesi uyarınca; ihtiyati tedbir talep eden, haksız çıktığı takdirde karşı tarafın ve üçüncü kişilerin bu yüzden uğrayacakları muhtemel zararlara karşılık teminat göstermek zorundadır.Taşınmazın tapu kaydına davalıdır şerhi konulması talebi HMKnın 391/1 maddesinde düzenlenen “Mahkemece … ortadan kaldıracak veya zararı engelleyecek her türlü tedbire karar verebilir.” kapsamında değerlendirmelidir. Davalıdır şerhi, alıcının taşınmazı iktisap etmesinden vazgeçmesine neden olabilecektir. Bunun da satıcının zararına yol açması mümkündür. Bu durumda satıcının uğrayacağı muhtemel zararlara karşılık teminat gösterilmesi gerekir. Buna göre somut davada, mahkemece teminat alınmasına karar verilmesinde isabetsizlik görülmemiştir. Açıklanan nedenler ile ilk derece mahkemesinin teminat karşılığında davalıdır şerhi konulması kararında hukuka aykırılık bulunmadığından, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1.b.1 bendi gereğince esastan reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
H Ü K Ü M:Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere, 1-İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2022/1105 Esas ve 03/09/2021 tarihli kararı usul ve yasaya uygun bulunduğundan davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1b-1 bendi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 80,70 TL istinaf harcından davacılar tarafından peşin olarak karşılanan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 21,40 TL harcın davacılardan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA, 3-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti hakkında karar verilmesine yer olmadığına, 4-Davacılar tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 362/1-f bendi gereğince kesin olmak üzere hakim …’ın karşı oyu ile oyçokluğuyla karar verildi.06/07/2022
MUHALEFET ŞERHİ Tapu kaydına düşülen veya kooperatif siciline işlenmiş olan davalıdır şerhinin taşınmazın satışına veya kooperatif hissesinin devrine engel olacak mahiyeti bulunmamaktadır. Bu sebeple anılan şerh HMK’nın 389. ve devam maddelerinde düzenlenen tedbir vasfında değildir. 6100 sayılı HMK’nun 341/1.fıkrasında; İlk Derece Mahkemesince verilen ve istinaf kanun yoluna başvurulabilecek olan kararlar; nihai kararlar ile ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz taleplerinin reddi kararları, karşı tarafın yüzüne karşı verilen ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz kararları, karşı tarafın yokluğunda verilen ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz kararlarına karşı yapılan itiraz üzerine verilen kararlar olarak belirtilmiştir. Davalıdır şerhi kararının ise, HMK’nın 389. ve müteakip maddeleri kapsamında düzenlenen ihtiyati tedbir kararı niteliğinde bulunmadığından davacılar vekilinin istinaf başvurusunun usulden reddine karar verilmesi görüşündeyim.