Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2022/1077 E. 2022/849 K. 30.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/1077 Esas
KARAR NO: 2022/849
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi
ARA KARAR TARİHİ: 07/04/2022
NUMARASI: 2022/322 Esas
DAVA: TAZMİNAT (Kooperatif Üyeliğinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 30/06/2022
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesi ile; davalı kooperatifin 1996 yılında ticaret siciline tescil edilerek faaliyetine başladığını, müvekkilinin davalı kooperatifin inşaat işini yapmayı yüklendiğini ve 40.000,00 TL bedel karşılığında kooperatife üye olduğunu, ancak 20/02/2005 tarihinde haksız ve hukuka aykırı şekilde ihraç edildiğini, İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesince ihraç kararının iptaline karar verildiğini, ihraç kararının iptaline rağmen müvekkilinin üyeliğine karşılık gelen daireler için yeni üye kaydı yapıldığını ve müvekkiline özgülenen bağımsız bölümlerin ferdi mülkiyetleri yapılmadan kooperatifin tasfiye sürecine girdiğini, tasfiye süreci ile müvekkilinin üyeliğine karşılık gelen dairelerin müvekkilinin ferdi mülkiyetine geçmesine engel olmaya çalışıldığını belirterek 58, 59 ve 61 nolo dairelerin tapu kaydının iptali ile müvekkili adına tesciline karar verilmesini, ayrıca bu davada verilecek karar kesinleşinceye kadar 09/04/2022 tarihli genel kurul toplantısının ve kooperatifin tasfiye sürecinin tedbiren durdurulmasını talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEME KARARI Mahkemece 07/04/2022 tarihli ara karar ile; dosya kapsamı üzerinde yapılan incelemede genel kurulda alınacak kararlara karşı yasa yolunun açık bulunması, davacının bu genel kurula katılıp görüşünü açıklaması ve alınacak kararlara etkide bulunması mümkün olduğu ve toplantıda nasıl bir karar alınacağının da öncesinden belli olamayacağı kanısına varıldığı, davacının ileride yapılacak genel kurulun tedbiren durdurulmasına ve HMK 389. Maddesi kapsamında şartları oluşmadığı gerekçesiyle kooperatifin tasfiye sürecinin durdurulmasına yönelik istemlerinin reddine dair karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ Karar yasal süresinde davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir. Davacı vekili istinaf nedenleri olarak; mahkemenin kooperatifin tasfiye sürecinin tedbiren durdurulması talebinin reddine dair kararının gerekçesinin bulunmadığını, tedbir kararı verilmesinin şartlarının bulunduğunu, davalı kooperatifin müvekkilinin üyeliğine karşılık gelen ferdi mülkiyeti sağlamadan tasfiyeyi tamamlamak istediğini, müvekkilinin tek oyu ile tasfiyenin önüne geçemeyeceğinden tedbiren tasfiye işlemlerinin durdurulması gerektiğini, tasfiyenin tamamlanması ile kooperatifin tüzel kişiliğinin sona ereceğini ve müvekkilinin alacağına kavuşamayacağını, bu durumda hakkın elde edilmesinin imkansız hale geleceğini ve telafisi zor zararlar doğuracağını; genel kurul toplantısının tedbiren durdurulması talebinin reddine dair mahkeme kararının yerinde olmadığını, yerel mahkemenin genel kurul toplantısı yapılmasını tümden engellemesi mümkün olamayacaksa da, yapılacak genel kurul toplantısında tasfiyeye yönelik karar alınmasının önüne geçecek şekilde tedbir kararı verilmesinin mümkün olduğunu belirterek mahkemenin 07/04/2022 tarihli ara kararının kaldırılmasını ve dava kesinleşinceye kadar davalı kooperatifin tasfiye sürecinin durdurulması ve bundan sonra yapılacak genel kurul toplantılarında tasfiyeye yönelik bir karar bir karar alınmasının engellenmesi yönünde tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE Davacı taraf, kooperatif üyeliğine dayalı olarak 58, 59 ve 61 nolo konutların adına tesciline, aksi halde tazminat ödenmesine karar verilmesini talep etmiş, ayrıca kooperatifin tasfiye süreci ile 09/04/2022 tarihli genel kurul toplantısının tedbiren durdurulmasını talep etmiştir. İlk derece mahkemesi, kooperatifin tasfiye süreci ile genel kurul toplantısının tedbiren durdurulması taleplerinin reddine karar vermiş, davacı vekili hükmü istinaf etmiştir. 1-Kooperatifin tasfiye sürecinin tedbiren durdurulmasının reddi kararına yönelik incelemede; İhtiyati tedbir, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun onuncu kısım birinci bölümde geçici hukuki korumalar üst başlığı ile ihtiyati tedbirin şartları ise 389 maddede düzenlenmiştir. Maddede, mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesi önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakınca yahut ciddi bir zarar doğacağından endişe edilmesi hallerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebileceği belirtilmiştir. Yani ihtiyati tedbir kararı verilebilmesi için yasanın düzenlediği şartların varlığı gerekli olmakla birlikte, şartların varlığı halinde bir davada her konuda ihtiyati tedbir kararı verilmemekte yalnızca uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilmektedir. Somut olayda davacı üyeliği gereği ferdileşme yapılmadığı iddiasıyla konutların adına tescili, aksi halde tazminat ödenmesini talep etmiştir. Kooperatifin tasfiye süreci bu davada uyuşmazlık konusu olmayıp, HMK’nın 389/1.maddesinde belirtilen tedbirin sadece uyumazlık konusu hakkında verilebileceği ilkesi gerçekleşmemiştir. Buna göre mahkemece kooperatifin tasfiye sürecinin tedbiren durdurulmasına dair tedbir talebini reddetmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır. 2-Davacının, yapılacak genel kurul toplantılarında tasfiyeye yönelik bir karar bir karar alınmasının engellenmesine yönelik tedbir talebi yönünden; Davacı vekili dava dilekçesinde, 09/04/2022 tarihli genel kurul toplantısının durdurulmasına yönelik tedbir kararı verilmesini talep etmiş, mahkeme tedbir talebini reddetmiştir. Davacı vekili istinaf talebinde ise bu kez, bundan sonra yapılacak genel kurul toplantılarında tasfiyeye yönelik karar alınmasının engellenmesi yönünde tedbir kararı verilmesini talep etmiştir. HMK’nın 390. maddesi; “İhtiyati tedbir, dava açılmadan önce, esas hakkında görevli ve yetkili olan mahkemeden; dava açıldıktan sonra ise ancak asıl davanın görüldüğü mahkemeden talep edilir.” hükmünü düzenlemektedir. Somut olayda davacı vekilinin genel kurul toplantısının durdurulmasına yönelik tedbir talebi mahkemece reddedilmiş, davacı vekili istinaf talebinde bu kez bundan sonra yapılacak genel kurul toplantılarında tasfiyeye yönelik karar alınmasının engellenmesi yönünde yeni bir tedbir kararı verilmesi talebinde bulunmuştur.HMK’nın 390/1 fıkrası uyarınca, davacı vekilinin, yapılacak genel kurul toplantılarında tasfiyeye yönelik bir karar bir karar alınmasının engellenmesine yönelik tedbir talebi hakkında karar verme yetkisi ilk derece mahkemesine ait olduğundan, davacı vekilinin bu konudaki istinaf talebinin usulden reddine karar verilmesi gerekir. Açıklanan nedenler ile kooperatifin tasfiye sürecinin tedbiren durdurulmasının reddine dair mahkeme kararında hukuka aykırılık bulunmadığından davacı vekilinin bu konudaki istinaf talebinin HMK’nın 353/1.b.1 bendi gereğince esastan reddine, davacı vekilinin genel kurul toplantılarında tasfiyeye yönelik bir karar alınmasının engellenmesine yönelik tedbir talebinin ise usulden reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2022/322 Esas sayılı derdest dava dosyasında verilen “kooperatifin tasfiye sürecinin tedbiren durdurulmasının reddine” dair 07/04/2022 tarihli mahkeme ara kararında hukuka aykırılık bulunmadığından davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1b-1 bendi gereğince esastan REDDİNE, 2-Davacı vekilinin genel kurul toplantılarında tasfiyeye yönelik bir karar alınmasının engellenmesine yönelik tedbir talebinin HMK’nın 352 maddesi gereğince USULDEN REDDİNE, 2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 80,70 TL harç davacı tarafından peşin olarak yatırıldığından yeniden harç alınmasına YER OLMADIĞINA, 3-İstinaf incelemesi aşamasında duruşma yapılmadığından vekalet ücreti taktiren yer olmadığına, 4-Davacı vekili tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 352 ve 353/1b-1 bendi ile aynı kanunun 362/1.f Maddesi gereğince kesin olarak oybirliği ile karar verildi.30/06/2022