Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2022/1068 E. 2022/842 K. 30.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/1068 Esas
KARAR NO: 2022/842
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 30/05/2018
NUMARASI: 2017/595 Esas, 2018/407 Karar
DAVA: TİCARİ ŞİRKET (Ortaklıktan Çıkma Veya Çıkarılmaya İlişkin)
KARAR TARİHİ: 30/06/2022
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili, 20.09.2016 tarihli dava dilekçesinde, müvekkilinin 04.01.1995 tarihinde … nolu ortak olarak daire sahibi olmak için kooperatife üye olduğunu, davalı kooperatif tarafından belirlenen üyelik aidatlarının tamamının ödendiğini, protokol hazırlanıp müvekkiline verildiğini, geçen sürenin 20 yıla ulaşmasına rağmen müvekkiline daire tahsisi ve fiili teslim yapılmadığı gibi tapu müdürlüğünde tescilde yapılmadığını, davalı kooperatife ihtarname tebliğ edildiğini, davalı kooperatifin hiçbir cevap vermediğini, Bakırköy 1.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/699 Esas sayılı dosyasında tapu iptali ve tescil,bunun mümkün olmaması halinde dairenin rayiç bedelinin tahsiline dair dava açıldığını, ek raporla müvekkilinin kooperatif üyeliğinden ihraç edildiğinin öğrenildiğini, ihraç ihtarnamesinin müvekkiline tebliğ edilmeden haksız ve usule aykırı olarak ihraç kararı verildiğini iddia ederek, davalı kooperatifin 30.04.2012 tarih ve 254 sayılı ortaklıktan çıkarılma kararının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı davaya katılmadığı gibi herhangi bir cevapta vermemiştir.
İLK DERECE MAHKEME KARARI; Mahkemece, ihraç kararına esas olan ihtarnamelerin usulüne uygun şekilde tebliğ edilmemesi karşısında verilen ihraç kararının usul ve yasaya uygun olmayacağı gerekçesiyle, davanın kabulü ile kooperatifin 30.04.2012 tarihli yönetim kurulu kararında alınan 254 sayılı davacının ortaklıktan çıkarılmasına ilişkin kararın iptaline karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Karar, yasal süre içerisinde tasfiye halinde kooperatif tasfiye memurlarından ve aynı zamanda yetkililerinden … ve …’ imzalarını taşıyan vekalete istinaden istinaf edilmiştir. Davalı kooperatif hakkında, 27.06.2009 tarihli olağan kurul kararı ile tasfiye kararı alınmış olması, dava tarihi olan 29.09.2016 tarihinde tasfiye halinde bulunması ve tasfiye halinde ki kooperatifi tasfiye memurlarının temsil etmesi nedeniyle karar tebliğinin usulüne uygun gerçekleştirilmesi ve davalı kooperatif sicil kayıtlarının güncel biçimde dosyaya ibrazı ve diğer eksiklikler nedeniyle dosya, Dairemizin, 2018/3081 Esas, 2022/22 Karar ve 13.01.2022 tarihli kararı ile mahkemesine geri çevrilmiştir.Mahkemece,tasfiye memurlarına karar tebliğ edilerek ve davalı kooperatife ait güncel sicil kayıtları dosyaya ibraz edilerek dosya dairemize yeniden gönderilmiştir.Kooperatif kayıtlarının incelenmesinden,karar tarihi olan 30.05.2018 tarihinde, 08.06.2014 tarihli olağan genel kurul kararı ile …, …, …’ın 3 yıl süre ile yönetim kurulu asıl üyeleri ve aynı zamanda tasfiye memuru olarak seçildikleri,kooperatifi temsil için çift imza İle yetkilendirildikleri anlaşılmıştır. Dairemiz kararı gereğince yeni bir vekaletname ibraz edilmemiştir.Ancak istinaf dilekçesine ekli vekaletnamenin,tasfiye memurlarından yetkili … ve önceki yetkililerden … imzaları ile çift imzalı şekilde düzenlenmiş ve temsil yetkisi sona eren …’in imzasınında bulunan vekaletname İle istinaf kanun yoluna başvurulmuş ise de 6098 sayılı TBK 513/2. fıkrasında belirtildiği şekilde,vekaletin sona ermesi vekalet verenin menfaatlerini tehlikeye düşürüyorsa, vekalet veren veya mirasçısı ya da temsilcisi, işleri kendi başına görebilecek duruma gelinceye kadar vekil veya mirasçısı yada temsilcisi, vekaleti ifaya devam etmekle yükümlüdür düzenlemesi kapsamında,istinaf kanun yolu başvurusuna konu vekaletnamenin geçerli kabulünün yerinde olacağı kanaatine varılarak istinaf incelemesi uygun görülmüştür. ( Çünkü,kooperatif temsilcilerinden …’a gerekçeli kararın 28 Nisan 2022 tarihinde tutuklu bulunduğu ceza infaz kurumunda yapıldığı anlaşılmıştır). Davalı tasfiye halinde kooperatif vekili istinaf nedenleri olarak, kararın ellerine geçmesi ile böyle bir yargılama yapıldığından haberdar olduklarını, dosyaya ilişkin açıklamalarda bulunma olanaklarının olmadığını,kararın yerinde olmayıp hukuka aykırı olduğunu,ihtarnamelerin tebliğ edildiğini, gerekçenin inandırıcı ve gerçekçi olmadığını, PTT Kurumunun görevlilerinin yetersiz işlem yapmasının faturasının müvekkiline kesilmemesi gerektiğini, 27.06.2009’da alınan genel kurul kararına göre 51.364,00 TL borçlu olduğunu bildiğini,aidatların ödenmemesi halinde üyelikten çıkartılmasının kaçınılmaz olduğunu iddia ederek, kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE: Dava, kooperatif üyeliğinden ihraca dair yönetim kurulu kararının iptali istemine ilişkindir. Davalı kooperatif üyesi olan davacının aidat alacağı ve alacağın ödenmemesi gerekçesiyle üyelikten ihraç edildiği ve davacı tarafça,tapu iptal ve tescil davası sırasında alınan bilirkişi raporu neticesinde bu durumu öğrendiğini iddia ederek iş bu davayı açtığı tartışmasızdır. Taraflar arasındaki uyuşmazlık konularının değerlendirilmesi öncesinde, davalı tarafa,davada usulüne uygun tebligat yapılıp yapılmadığının değerlendirilmesi gerekecektir. Çünkü davalı kooperatif sicil kayıt örneklerinden, kooperatif hakkında alınan tasfiye kararının 13.07.2009 tarihinde tescil edildiği ve dava tarihi olan 20.09.2016 tarihinde tasfiye halinde olduğu anlaşılmaktadır. Dava dilekçesinde, davalı tasfiye halinde kooperatif olarak gösterilmemiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 119. maddesinde belirtildiği üzere dava dilekçesinde davalı adı doğru olarak belirtilmediği gibi ve temsilcileri de gösterilmemiştir. Dava sonrasında dosyaya ibraz edilen 28.09.2016 tarihli İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğüne ait sicil kayıt örneklerinden, davalı kooperatifin ünvanında tasfiye halinde olduğu ve tasfiyeye 27.06.2009 tarihinde karar alındığı anlaşılmasına rağmen mahkemece 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 119/2. fıkrası gereğince davacıya eksikliğin tamamlanması için herhangi bir süre verilmemiş ve dosya içerisindeki tüm tebligatlar kooperatif veya temsilcilerine ait olup olmadığı anlaşılamayan ve sicilde yer almayan “ … Mah. … sok.No:… D,… Esenyurt / İstanbul adresine ve evrak almaya yetkili olduğu belirtilen dava dışı gerçek kişiler ile 01.03.2018,11.05.2018 tarihli tebligatlar ve gerekçeli karar ise kooperatif temsilcilerinden yalnızca …” a tebliğ edilmiştir. Karar başlığında ise davalı kooperatifin tasfiye halinde olduğu belirtilmemiştir. 1163 sayılı Kooperatifler Kanunun 98. Maddesinde, aksine açıklama olmayan hususlarda Türk Ticaret Kanunundaki Anonim şirketlere ait hükümlerin uygulanacağı belirtilmiştir. 6102 sayılı TTK ‘nın 539/3. fıkrada, tasfiye memurları birden fazla ise aksi genel kurul kararlarında veya esas sözleşmede öngörülmemiş ise şirketin bağlanabilmesi için imzaya yetkili iki tasfiye memurunun şirket ünvanı altında imza atması gerektiği, tasfiye halindeki şirketi tasfiye ile ilgili konularda mahkemelerde ve dış ilişkide tasfiye memurunun temsil edeceği düzenlenmiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 114/1-d bendinde, temsilcinin gerekli niteliğe sahip bulunması,”e” bendinde, dava takip yetkisine sahip olunması ve “f” bendinde, vekil aracılığıyla ile takip edilen davalarda, vekilin davaya vekalet ehliyetine sahip olması ve usulüne uygun düzenlenmiş bir vekaletnamenin bulunması dava şartları arasında sayılmıştır. Yasal düzenlemeler kapsamında,öncelikle tasfiye halinde olan kooperatifin tasfiye memurlarınca temsil edileceği ve tüm tebligatların tasfiye memurlarına yapılması gerektiğinin bilinmesi gerekmektedir.Somut davada, davalı kooperatifin tasfiye halinde olduğu gözetilerek, davacıya dava dilekçesinde ki eksikliğin HMK 119/2. fıkrası gereğince tamamlatılması sonrasında, tasfiye memurlarının sicildeki adreslerine dava dilekçesi ve ilgili tüm tebligatların yapılması ve usulüne uygun taraf teşkili gerçekleştirilerek yargılama yapılması gerekirken, usulüne uygun şekilde taraf teşkili ve tebligat yapılmaksızın hüküm tesisi, Anayasa’nın 36. maddesinde ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ‘nin 6. maddesinde ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 27. maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkının en önemli unsuru olan hukuki dinlenilme hakkına aykırı davranılması sonucunu yol açabileceğinden isabetli olmamıştır. ( emsal,Yargıtay 15. Hukuk Dairesinin 2014/6045 Esas, 2015/5260 Karar ve 22.10.2015 tarihli ilamı ). Açıklanan nedenlerle ve özellikle 1163 sayılı Kooperatifler Kanunun, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun, 6102 sayılı TTK ve ilgili mevzuat hükümleri gereğince tasfiye halinde bulunan davalı … temsile yetkili tasfiye memurlarına dava dilekçesi tebliğ edilerek, taraf teşkili sağlanması ve davalı tarafa savunma hakkı tanınarak delillerinin toplanıp değerlendirilmesi sonrasında uygun sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken, gerçek anlamda taraf teşkili sağlanmasızın hüküm tesisi isabetli olmamıştır. Bu nedenle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esasa dair hususlar incelenmeksizin kabulüne dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Davalı tasfiye halindeki kooperatifin istinaf başvurusunun esasa dair hususlar incelenmeksizin KABULÜNE, 2- Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/595 Esas, 2018/407 Karar ve 30.05.2018 tarihli kararının KALDIRILMASINA, 3- Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde yeniden bir karar verilmek üzere mahal mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4- Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 80,70 TL harçtan davalının peşin olarak yatırmış olduğu 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 44,80 TL harcın davalıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA, 5- Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesi tarafından verilecek kararda değerlendirilmesine, 6- İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti hakkında karar verilmesine yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1-a/6. bendi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.30/06/2022