Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2022/1026 E. 2022/873 K. 06.07.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/1026 Esas
KARAR NO: 2022/873
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 06/04/2022
NUMARASI: 2020/552 Esas, 2022/233 Karar
DAVA: İFLAS (İflasın Açılması)
KARAR TARİHİ: 06/07/2022
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili, 18.07.2016 tarihli dava dilekçesi ile, davalılar, … A.Ş, … A.Ş, … Tic.A.Ş ve … A.Ş aleyhine İflas davası açarak, müvekkili şirket ile davalılardan …A.Ş arasında 24.09.2014 başlangıç tarihli 10.000.000,00 TL azami hacimli Faktoring Sözleşmesi imzalandığını, diğer davalı şirketlerin sözleşmeyi müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla imzaladıklarını, 19.01.2016 tarihi itibariyle muhatapların hesaplarının kat edildiğini, toplam borcun faizi ile birlikte 3.276.365,45 TL olduğunu ve Faktoring Sözleşmesinin 10. maddesi gereğince ödeme yapılmaması halinde sorumlu olunacağının bildirildiğini, ticari ilişki kapsamında, müvekkili şirkete verilen 26.01.2015 vadeli ve 5.234.000,00 TL bedelli senetten, cari hesap ekstresi uyarınca bakiye kambiyo senedine dayalı İflas yolu ile İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında takip başlatıldığını, ödeme emirlerine karşı borçlu şirketlerin itiraz etmedikleri gibi borcuda ödemediklerini iddia ederek, iflaslarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalılar vekili, takip konusu bono üzerindeki imzanın müvekkilleri şirket temsilcilerine ait olmadığını,davacı yana herhangi bir borçlarının bulunmadığını, Faktoring Sözleşmesi ve taraf ticari defter ve kayıtları esas alınarak inceleme yapılması gerektiğini, müvekkili şirketlerin davacı ile hukuki bir ilişkilerinin olmadığını, yetki kuralına aykırı olarak davanın ikame edildiğini, …A.Ş, …A.Ş, … ve … A.Ş ‘nin muamele merkezinin Halkalı Küçükçekmece/ İstanbul olduğunu belirterek, …A.Ş dışındaki şirketler ile ilgili yetkisizlik kararı verilmesini ve davanın usul ve esastan reddine karar verilmesini istemiştir.
MAHKEMENİN 2016/755 ESAS, 2016/677 KARAR ve 21.12.2016 TARİHLİ KARARI: Davalılar, … A.Ş, … A.Ş, … A.Ş hakkında açılan davalarda, davalı şirketlerin muamele merkezi ve merkez adreslerinin yargı sınırlarımız içinde kalmadığı Bakırköy yargı sınırları içinde kaldığı İİK ‘nın 154.vd maddeleri uyarınca iflas davasına muamele merkezinin bulunduğu yerde bakılması gerektiği ve bu yetkinin kesin yetki olduğu gerekçesiyle mahkemenin yetkisizliğine karar verilmiştir.
MAHKEMENİN 2017/13 ESAS,2019/516 KARAR ve 19.06.2019 TARİHLİ KARARI ile: Davalı şirkete İİK 173. maddesine uygun olarak depo emrinin 17.05.2019 tarihinde tebliğ edildiği, davalı tarafça bir haftalık kesin süre içerisinde söz konusu depo bedelinin ödendiğine dair herhangi bir makbuz veya dekont ibraz edilmediği gerekçesiyle davanın kabulü ile davalı … San.ve Tic.A.Ş ‘nin İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına yapmış olduğu İtirazın iptali ile takibin devamına, davalı şirketin iflasına karar verilmiştir.
Karar, müdahil … Bankası A.Ş vekili tarafından istinaf edilmiştir.
DAİREMİZİN 2020/1774 ESAS,2020/1756 KARAR ve 24.09.2020 TARİHLİ KARARI ile; “…Mahkeme tarafından, 173/2.fıkrada belirtilen şekilde, iflas davasının açıldığına dair yasanın atıf yaptığı İİK 166/2. fıkrası gereğince ilan yapıldığına dair gazete nüshalarına, gerek fiziken gerekse de sistem üzerinden yapılan inceleme neticesinde ulaşılamamıştır. Mahkemece, 05.04.2017 ve 14.06.2017 tarihli ara kararlarla ilan yaptırılmasına dair hüküm tesis edildiği ve içerisinde 15.06.2017 tarihli basın ilan kurumuna yazılan müzekkere örneğinin olduğu ancak gerek ara kararlarda gerekse de gerekçeli kararda usulüne uygun ilan yapıldığına dair bir bilgi ve belgenin olmadığı anlaşılmıştır. Dosya içerisinde, 25 Haziran 2017 tarihli “ Gazete Harbi “ nüshası mevcuttur. Gazetenin 5. sayfasında ilanın yapıldığı görülmüştür. Ancak Ticaret Sicil Gazetesi ve tirajı ellinin üzerinde olan ve yurt düzeyinde dağıtım yapılan gazetelerden biri ile ilan yapılmamıştır. 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunun 173/2. fıkrasındaki, iflas takibi kesinleştiğinde 166 ncı maddenin ikinci fıkrasındaki usulle ilan edilir, iflas talebinin ilanından itibaren on beş gün içinde diğer alacaklılar davaya müdahale veya itiraz ederek iflası gerektiren bir hal bulunmadığını ileri sürerek mahkemeden talebin reddini isteyebilirler düzenlemesi emredici niteliktedir. Somut davada olduğu üzere, borçlu tarafından iflas ödeme kararına karşı itiraz ve / veya şikayette bulunulmaması halinde iflas takibi kesinleşir. İflas takibinin kesinleştiğinin ve bu ilandan itibaren 15 gün içinde diğer alacaklılara müdahale veya itiraz imkanı tanınması gerekir ( İİK .173). İlan yapılmadan verilen iflas kararı anılan yasa hükmüne aykırıdır. Kabul şekline göre ise, dava İİK 173. maddesindeki iflas davası olmasına rağmen, yasal düzenlemeye uygun düşmeyecek ve infazda karışıklığa neden olacak şekilde, itirazın iptali ve takibin devamına şeklinde hüküm tesisi de usul ve yasaya uygun düşmemiştir. Açıklanan nedenlerle, kambiyo senetlerine özgü iflas yolu ile başlatan takip sonucunda açılan iflas davasında, 2004 sayılı İİK 173/2. fıkrasının emredici düzenlemesi kapsamında aynı yasanın 166/2. fıkrası çerçevesinde gerekli ilanların yaptırılması gerekirken yaptırılmamış olması ve kabul şekline göre iflas davasında İtirazın iptali ve takibin devamına şeklinde yasal düzenlemeye uygun düşmeyecek şekilde hüküm tesisi yerinde bulunmamıştır. Müdahil … Bankası A.Ş vekilinin esasa dair istinaf nedenleri incelenmeksizin başvurusunun kabulüne…” dair hüküm tesis edilmiştir.
İLK DERECE MAHKEME KARARI: Mahkemece, İstanbul …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasının incelenmesinden, davacı şirket tarafından davalı aleyhine 3.445.977,82 TL asıl alacağın tahsili amacı ile iflas yolu ile takip başlatıldığı, ödeme emrinin 07.06.2016 tarihinde tebliğ edildiği, davalı tarafından takibe itiraz edilmemesi üzerine takibin kesinleştiğinin görüldüğü, dosyanın bilirkişi heyetine tevdi edilerek depo emrine esas davacı alacağının hesaplanmasının istenmiş olduğu ve toplam 6.430.316,57 TL olduğunun belirtildiği, davalı vekiline İİK 158. madde uyarınca depo emrinin tebliğ edildiği, ancak depo emrinde belirtilen bedelin yatırılmamış olduğunun görüldüğü,davalı tarafça 7 günlük süre içerisinde söz konusu depo bedelinin ödendiğine dair herhangi bir makbuz veya dekontun ibraz edilmediğinin anlaşıldığı gerekçesi ile davanın kabulü ile davalı şirketin İİK m 173 ve devamı maddeleri uyarınca iflasına karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Karar, yasal süre içerisinde davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir. Davalı vekili istinaf nedenleri olarak, dava dilekçesi ve delil listesinin HMK’nın emredici hükümleri gereğince usulüne uygun olmadığını, davacının yasaların emredici hükmü gereğince dava dilekçesindeki iddia ve beyanlarını ispat ile mükellef olduğunu, taleplerini ispatlayan yeterli belge ve evraklar sunulmadığını,cevap dilekçesinde belirtilen hususların incelenmediğini, takip konusu bono üzerinde bulunan imzaların davalı şirket eli ürünü olmadığını,bu nedenle öncelikle imzaya itirazlarının değerlendirilmesi gerektiğini, müvekkilinin takibe konu bono İle ilgisi bulunmadığını,akdi ve hukuki ilişki bulunmadığını,davacı tarafın takip konusu bonoya temel esas ticari ilişkiyi ispat edecek evrakları dosyaya ibraz edemediğini bu nedenle haksız davanın reddi gerektiğini iddia ederek,kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE: Dava, İİK’nun 171 ve 176/b maddeleri arasında düzenlenmiş olan, Kambiyo Senetlerine Özgü İflas Yoluyla Takip sonucu borçlunun borcu ödememesi, itiraz veya şikayette bulunmaması sonucu açılan iflas davasıdır. 2004 sayılı İİK’nın 171.maddesinin üst başlığı iflas yolu ile takip olup, maddede ödeme emri düzenlenmiştir. 171/4.bentte; beş gün içinde borç ödenmediği, itiraz veya şikayet edilmediği takdirde alacaklının ticaret mahkemesinde borçlunun iflasını talep edebileceği ihtarının yazılacağı belirtilmiştir. 172.maddede ise; itiraz veya şikayet, 173.maddede, iflas davası düzenlenmiş, 173/1.fıkrada borçlunun beş gün içinde borcu ödemez, itiraz veya şikayette bulunmazsa alacaklının bu durumu tevsik eden ödeme emri nüshası ile ticaret mahkemesinden borçlunun iflasına karar verilmesini isteyebileceği, iflas takibinin kesinleşmesinde 166.maddenin ikinci fıkrasındaki usul ile ilan edileceği, iflas talebinin ilanından itibaren on beş gün içinde diğer alacaklıların davaya müdahale veya itiraz ederek iflası gerektiren bir hal bulunmadığını ileri sürerek mahkemeden talebin reddini isteyebilecekleri, mahkemenin yedi gün içinde faiz ve icra masrafları ile birlikte borcun ifa veya o miktar meblağın mahkeme veznesine depo edilmesini, 158.madde uyarınca emredeceği, bu emrin yerine getirilmemesi halinde, iflas kararı verileceği, 174.maddesinde ise, itiraz veya şikayet olunması halinde mahkemece 158.madde uyarınca iflas davasını karara bağlayacağına yer verilmiştir. İcra ve İflas Kanunun 166. maddenin üst başlığı, “ İflas kararının tebliği ve ilanı “ dır. 166/2. fıkrada, karar tarihinde, tirajı ellinin (50.000) üzerinde olan ve yurt düzeyinde dağıtımı yapılan gazetelerden biri ile birlikte iflas edenin muamele merkezinin bulunduğu yerdeki bir gazetede ve Ticaret Sicil Gazetesinde ilan edileceği, tirajı ellinin ( 50.000) üzerinde olan ve yurt düzeyinde dağıtımı yapılan gazetenin yayınlandığı yerin aynı zamanda muamele merkezi ise mahalli gazetede ilan yapılmayacağı belirtilmiştir. Dairemiz kararı sonrasında gerekli ilanlar yapılmıştır. İlan sonrasında diğer bir kısım alacaklılar davaya müdahale talebinde bulunmuşlardır. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, iflas yolu ile başlatılan takibe karşı itiraz ve şikayette bulunulmaması durumunda incelemenin kapsamı ve dava dilekçesinin 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun ilgili hükümleri gereğince usulüne uygun olup olmadığı İle kararın usul ve yasaya uygun olup olmadığıdır. 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunun 173. madde başlığı” İtiraz veya şikayet olunmaması” dır. İİK 173/3. Fıkrasında, mahkemenin takip dosyasını getirteceği ve basit yargılama usulü ile yapacağı inceleme sonunda borcun ödenmediğini, itiraz ve şikayette de bulunulmadığını tespit ederse yedi gün içinde faiz ve icra masrafları ile birlikte borcun ifa veya o miktar meblağın mahkeme veznesine depo edilmesini 158. madde uyarınca emredileceği, bu emir yerine getirilmezse borçlunun iflasına karar verileceği, borçlunun ödeme emrinde yazılı müddetin geçmesinden sonra borcu ödediğine dair resmî bir belge ibraz ederse iflas yolu ile takip talebi ve İflas davasının düşeceği düzenlenmiştir. İİK 179/son fıkrada ise, borçlunun ticaret mahkemesine 65’ci maddeye göre gecikmiş itirazda bulunabileceği, mahkemenin mazereti yerinde görürse iflas davasını 174’üncü madde uyarınca karara bağlayacağı belirtilmiştir. Yasanın 174. Maddesinde, itiraz veya şikayet olunması,İİK 65. maddesinde “ Gecikmiş itiraz” düzenlenmiştir. Kambiyo senetlerine özgü iflas yolu ile başlatılan takibe karşı itiraz ve/ veya şikayette bulunulmaması ve iflası istenen borçlunun diğer alacaklılarının müdahale veya itirazda bulunmaması halinde mahkemenin yapacağı inceleme sınırlıdır. İİK 173/2. Fıkrasında, iflas talebinin ilanından itibaren on beş gün içinde diğer alacaklıların davaya müdahale veya itiraz ederek iflası gerektiren bir hal bulunmadığını ileri sürerek mahkemeden talebin reddini isteyebilecekleri belirtilmiştir. Bu durumda mahkemenin yapacağı incelemenin kapsamı konusunda İcra ve İflas Kanununda açıklık bulunmamaktadır. Diğer alacaklılar alacaklı ve borçlunun birlikte hareket ederek iflas kararı almaya çalıştığını, davacı ve davalı arasında gerçek bir borç ilişkisi olmadığını ileri sürerek iflas talebinin reddini isteyebilirler. Bu durumda takip konusu alacağın gerçek olup olmadığı gerektiğinde tarafların ticari defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak saptanmalıdır. Somut davada, davalı borçlu şirket tarafından İİK 65. madde kapsamında ileri sürülen gecikmiş itirazı olmadığı gibi müdahale talebinde bulunan alacaklıların da alacaklı ve borçlu şirket arasında gerçek bir borç ilişkisi bulunmadığına dair iddiaları mevcut değildir. Dosya kapsamından, davacı şirket ile davalı ve diğer borçlu şirketler arasında, 24.09.2014 tarihinde faktoring sözleşmesi imzalandığı, sözleşme hacminin 10.000.000,00 TL olduğu, sözleşmenin dava dışı … Tic.A.Ş ile davacı şirket arasında gerçekleştirildiği, davalı şirketin aynı sözleşmede, tüm bedel kadar müşterek borçlu ve müteselsil kefil olarak yer aldığı, sözleşme ekinde taahhütnamelerin yer aldığı, davacı şirket tarafından, davalı ve dava dışı borçlu şirketler hakkında Beyoğlu …Noterliğinin … yevmiye nolu 19 Ocak 2016 tarihli 24.09,2014 tarihli faktoring sözleşmesi kapsamında hesabın kat edildiği ve toplam 3.276.365,45 TL borcun tamamının tebliğ tarihinden itibaren 3 gün içinde ödenmesinin talep edildiği,ödeme gerçekleşmeyince, davacı şirket tarafından İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında,19.04.2016 tarihinde, davalı ile birlikte dosyaları tefrik edilen diğer borçlu şirketlere karşı İflas yolu ile takip başlattığı,takip konusu alacak miktarının 3.445.977,82 TL olduğu, borcun sebebi olarak, vade tarihi 26.01.2015,tutarı 5.234.000,00 TL tutarlı bir adet senet – cari hesap ekstresi – faktoring sözleşmesi-hesap kat ihtarnamesinin gösterildiği, takibe konu senedin düzenleyicisinin asıl borçlu …A.Ş şirketi müşterek borçlu müteselsil kefillerin ise davalı ve diğer borçlu şirketler olduğu, senedin keşide tarihinin 25.09.2014 ( faktoring sözleşme tarihi 24.09.2014 tarihinden bir gün sonraki tarihli ), ödeme tarihinin 26.01.2015, miktarının 5.234.000,00 TL, davalı borçlu şirket ile birlikte diğer tüm şirketlerin senet üzerinde şirket kaşeleri İle birlikte, her bir kaşe üzerinde şirketi temsilen atıldığı anlaşılan ikişer adet imzanın mevcut olduğu,senet üzerinde, bedelinin nakden ahzolunduğunun belirtildiği, davalı şirket adına çıkarılan ödeme emrine dair 21.04.2016 ve 11.05.2016 tarihli tebligatların tanınmadığı veya taşınmış olduğu gerekçesiyle bila iade edildiği, 07.06.2016 tarihinde TK 35. madde gereğince ödeme emrinin tebliğ edildiği, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunun 176. madde yollaması ile aynı yasanın 156/son fıkrası gereğince, iflas davasının 21.06,2016 tarihinde ödeme emrinin tebliğ tarihinden itibaren yasal bir sene içerisinde açıldığı,borçlu şirketin ödeme emrine karşı itiraz ve/ veya şikayette bulunmadığı aksini de iddia etmediği anlaşılmıştır. Borçlu şirket / şirketler vekili cevap dilekçesinde, takip konusu bono üzerinde bulunan imzanın müvekkili şirketlerin temsilcilerinin eli ürünü olmadığını savunarak imza itirazlarının değerlendirilmesini talep etmiştir. Ödeme emrine itiraz ve/ veya şikayet olmaması nedeniyle bu itiraz değerlendirilmemiştir. Emsal Yargıtay 19.Hukuk Dairesinin 20.05.2004 tarihli, 2003/13157/5949 Esas/ Karar sayılı ilamda “…Davalı vekili cevabında, ödeme emrinin tebliğ işleminin usulsüz olduğunu, takip konusu çeklerdeki imzaların müvekkili şirketi temsil ve ilzama yetkili olanlara ait bulunmadığını belirterek davanın reddini istemiştir. Mahkemece iddia, savunma ve toplanan delillere göre iflas yolu ile takip itirazsız kesinleştiğinden ödemeye ilişkin resmî belge sunulmaması nedeniyle depo emri tebliğ edildiği, davalının depo emrinde öngörülen sürede ödeme yapılmadığı gerekçesiyle davalının iflasına karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir. Davacı, davalı tarafça keşide edilmiş çeklere dayanarak başlattığı haciz yolu ile takibi iflas yoluna çevirmiş, iflas ödeme emri borçlu şirkete 20.04.2002 tarihinde tebliğ edilmiştir…İflas yoluyla takip itirazsız kesinleştiğinden mahkemece yapılacak inceleme sınırlıdır. Mahkemenin iflas yoluyla takibe itiraz olup olmadığı, takip konusu borcun ödenip ödenmediği üzerinde durarak iflas davasını karara bağlaması gerekir. Davalı tarafça takip konusu borcun ödendiği kanıtlanamadığından İİK ‘nın 158. maddesine uygun olarak çıkarılan depo emrinde öngörülen sürede ödeme yapmayan davalının iflasına karar verilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır ..” ( Dr. Adnan Deynekli, Türk Hukukunda Kambiyo Senetlerine Özgü İflas Yoluyla Takip -Mayıs 2005, sayfa 85-86 – ).Şeklindedir. Bu durumda, kambiyo senetlerine özgü iflas yolu ile takibe itiraz edilmediğinin kabulü ile mahkemece şekli bir inceleme yapılarak depo kararı çıkartılması gerekecektir. 21.01.2019 tarihli bilirkişi raporunda; davacı ile davalı … A.Ş. arasında 24/09/2014 tarihli faktoring sözleşmesi akdedildiği, sözleşmede diğer davalıların müşterek müteselsil kefil olarak imzasının bulunduğu, davalı şirketin faktoring sözleşmesini müşterek kefil ve müteselsil kefil olarak imzaladıkları, faktoring sözleşmesi kapsamında davacıya verilen bir kısım çekin ödenmediği bu çeklerden kaynaklanan alacağın talep edildiği 19.01.2016 tarihli ihtarnamelerdeki bakiyeler ve faizin eklenmesi ile bulunan protokol tarihi itibariyle hesaplanan bakiyeler üzerinden 36 ay vade ile ödenmesi için davalı vekilince 25.04.2018 tarihli dilekçe ekinde sunulan 19.07.2017 tarihli “ Borç Tasfiye Protokolu” ile ödeme planına yer verildiği,ödeme planında ilk altı ayın taksitinin ödenmesi halinde davacı tarafından açılan davadan feragat edileceğinin hüküm altına alındığı, protokol kapsamındaki taksitlerin iki ay üst üste ödenmemesinin protokolün haklı feshi sayılacağına yer verildiği, protokolle birlikte ödeme dekontlarının dosyaya sunulduğu davacı defterlerinin tasdiklerinin yaptırılmış olduğu, davalı tarafça defter incelenmesi için talebe rağmen randevu verilmediği,protokol kapsamında tarafların ihtarname tarihi itibariyle borca esas değer hakkında mutabık oldukları,ihtilaf olmadığı,depo emrine esas alacak faiz ve ferileri toplamının 4.100.478,27 TL olduğu, 28/03/2018 tarihinde depo kararı verilmemesi halinde bu tarihten sonra alacağa işleyecek günlük faiz tutarının 824,62 TL olacağı belirtilmiştir. Davalı şirkete 17.05.2019 tarihinde tebliğ edilen davetiyede, 4.647.965,27 TL depo bedelinin tebliğden itibaren bir haftalık kesin süre içerisinde icra dosyasına veya mahkeme dosyasına depo edilmesi ve mahkemeye bildirilmesi aksi halde iflas kararı verileceği bildirilmiştir. Duruşma tarihi olarak belirlenen 19.06.2019 tarihli celsede,depo emrinin tebliğ edildiği, depo emrinde belirtilen paranın yatırılmadığı belirtilerek, davalı şirket hakkında İflas kararı verilmiştir. Dairemizin kararı sonrasında ise usulü eksiklikler giderilerek ek bilirkişi raporu alınmıştır. 04.02.2022 tarihli ek bilirkişi raporunda, 23.02.2022 tarih itibariyle depo emrine esas tutarın toplam 6.430.316,57 TL olduğu belirtilmiştir. Davalı şirket vekiline 01.03.2022 tarihli davetiye ile 6.430.316,57 TL depoya esas borcun ödenmesi için açıklayıcı davetiye tebliğ edilmiştir. Tebliğin usulüne uygun gerçekleştirilmiş olmasına rağmen depo bedeli ödenmediği gerekçesiyle davalı şirketin iflasına karar verilmiştir. Davalı vekilinin istinaf nedenlerinden birisi ise davacı vekilinin dava dilekçesi ve eklerine ilişkindir. Dava dilekçesi ve eklerinin incelenmesinden, dosyaya ibraz edilen dava dilekçesinde, deliller ve eklerin açıkça gösterildiği, ayrıca ekli icra takip dosya içerisinde taraflar arasında imzalanan faktöring sözleşmesi ve ihtarname örnekleri, noter tebliğ örneklerinin ibraz edilmiş olduğu anlaşılmıştır. Açıklanan nedenlerle ve özellikle iflas yolu ile başlatılan takibe konu ödeme emrine itiraz ve şikayet olunmaması,dava tarihinden sonra borç tasfiye protokolü düzenlenmiş olması ve yasa gereğince düzenlenen depo emrine esas borcun ödenmemesi neticesinde verilen iflas kararında bir isabetsizlik görülmediğinden davalı vekilinin istinaf başvurusunun reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2020/552 Esas, 2022/233 Karar ve 06.04.2022 tarihli kararı usul ve yasaya uygun bulunduğundan davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1-/b-1. bendi gereğince esastan REDDİNE, 2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken harç peşin olarak alınmış olduğundan yeniden harç alınmasına yer olmadığına, 3-Davalının yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti hakkında karar verilmesine yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, İcra İflas Kanunun 164/2.fıkrası gereğince kararın tebliğ tarihinden itibaren on gün içinde Yargıtay nezdinde temyiz kanun yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.06/07/2022