Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2022/1006 E. 2022/1156 K. 13.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/1006 Esas
KARAR NO: 2022/1156
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 05/07/2021
NUMARASI: 2021/474 Esas, 2021/510 Karar
DAVANIN KONUSU: Kooperatif Üyeliğinin Tesbiti
KARAR TARİHİ: 13/10/2022
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin, davalı …’a ait “… Mah. … Sok. … Sitesi … Blok No:… Sarıyer, İstanbul” adresinde yer alan taşınmazı ve diğer davalı … Kooperatifi uhdesinde bu taşınmaza ilişkin olarak bulunan kooperatif hissesini satın almak üzere … ile anlaştıklarını, taşınmaz için 1.050.000,00.-TL, kooperatif hissesi için 600.000,00.-TL bedel öngörüldüğünü, bedelin müvekkili tarafından ödendiğini, davalı …’ın tapuda taşınmazı müvekkiline devrettiğini, kooperatif hissesini ise devretmediğini, kooperatif hissesini devir için fazladan 150.000,00.-TL daha talep ettiğini, kooperatif hissesi için davalı …’a ödenen 600.000,00.-TL’ dayanağının kalmadığını, bu süreç içerisinde kooperatif üyeliğinden doğan sorumlulukların, müvekkili tarafından yerine getirildiğini, devirden kaçınan …’ın fiilen kooperatif üyeliğini terk ettiğini belirterek müvekkilinin davaya konu olan kooperatif hissesinin sahibi olarak … Konut Yapı Kooperatifi üyesi olduğunun tespitine, müvekkilinin kooperatif üyesi olduğuna kanaat getirilmezse 600.000,00.-TL devir bedelinin dayanaksız ve konusuz kalmış olduğunun tespit edilmesine, faiziyle birlikte davalıdan alınarak müvekkile ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı … vekili davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, 02/07/2021 tarihli celsede davalı gerçek kişi yönünden tefrik kararı verilmiş, tarafların tacir olmadığı, uyuşmazlığın mutlak ticari dava niteliğinde bulunmadığı, görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu gerekçesi ile görevsizlik kararı verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Karar yasal süresi içerisinde davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde; davanın terditli dava niteliğinde olduğunu, asıl taleplerinin kooperatif üyeliğinin tespiti olup, bedelin iadesinin ise feri nitelik arz ettiğini, asli talep hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmeden feri talep hakkında hüküm tesis edilmesinin hukuka aykırı olduğunu, Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarında da da bu duruma vurgu yapıldığını, HMK 111. Maddesi gereğince terditli davalarda feri talebe ilişkin görevli mahkemenin asli talebe ilişkin görevli mahkeme olduğunu belirterek ilk derece mahkeme kararının kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME: Dava, alacak istemine ilişkindir. Uyuşmazlığın çözümü için terditli davanın açıklanmasında fayda bulunmaktadır. 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu (HUMK) ’nda olmayan, ancak Yargıtay içtihatlarıyla “kademeli dava” olarak adlandırılan ve HMK’da terditli dava olarak yerini alıp Kanun’un 111. maddesinde düzenlenen biçimde de terditli dava açılabilir. Terditli davalarda aynı davalıya karşı birden fazla talep arasında bir aslilik-ferilik ilişkisi kurmak suretiyle aynı dava dilekçesinde ileri sürülebilir. Ancak bu talepler arasında hukuki veya ekonomik bir bağlantının bulunması şarttır. Terditli olarak ileri sürülen taleplerde, hâkimin öncelikle asli talebi incelemesi ve asli talep bakımından bir karar verilmesi gerekir. Ferî talep asıl talebe bağlı olarak ileri sürüldüğünden asıl talebin esastan reddine karar verilmedikçe, ferî talep incelenemez. Mahkemece asıl talep hakkında inceleme yapılarak, yerinde görülmesi hâlinde de ferî talebin incelenmesine gerek kalmaz. Terditli dava, ferî talebin ayrı bir dava konusu yapılması hâline oranla çok daha kolay, basit ve ucuzdur. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2017/8-1917 E. 2019/1332 K. Sayılı ilamı) Somut davada, davacı, hem kooperatif üyeliğinin tespitini olmadığı taktirde davalı …’a ödediği bedelin tahsilini talep ettiği, kooperatif üyeliğinin tespiti talebinde davalı gerçek kişi ile davalı kooperatifin yasal hasım oldukları, dolayısı ile talepler arasında hukuki ve ekonomik bağlantı bulunduğu, bu asıl talep yönünden karar verildikten sonra feri nitelikteki alacağın değerlendirilmesi gerektiği, bu gerekçe ile mahkemece verilen tefrik ve görevsizlik kararının yerinde olmadığı anlaşılmakla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Davacı tarafın istinaf başvurusunun esasa ilişkin sebepler incelenmeksizin KABULÜNE, 2-İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/474 Esas, 2021/510 Karar, 05/07/2021 tarihli kararının HMK 353/1a-4 maddesi gereğince KALDIRILMASINA, 3-Dosyanın, Dairemiz kararına uygun şekilde yargılama yapılamak ve yeniden bir karar verilmek üzere mahal Mahkemesine İADESİNE, 4-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununu gereğince alınması gereken 80,70 TL istinaf maktu karar harcından peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile eksik kalan 21,40 TL harcın davacıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA, 5-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin İlk Derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1a-4 bendi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.13/10/2022