Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2021/986 E. 2021/880 K. 08.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/986 Esas
KARAR NO: 2021/880
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ARA KARAR TARİHİ: 26/04/2021
NUMARASI: 2020/684 Esas
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 08/07/2021
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin davalıya konaklama hizmeti verdiğini, müvekkili tarafından 02.01.2020 tarihli 5.138,10 TL bedelli, 06.01.2020 tarihli 3.152,34 TL bedelli, 10.01.2020 tarihli 3.963,00 TL bedelli, 07.01.2020 tarihli 3.756,56 TL bedelli faturalar düzenlenerek davalıya gönderildiğini, davalı tarafından da bu faturalara itiraz edilmediğini, davalı tarafından yapılan ödemelerin bir kısmının 5.138,10 TL bedelli fatura borcuna mahsup edildiğini, ancak söz konusu faturanın 843,26 TL’lik kısmı ve diğer fatura bedelleri için herhangi bir ödeme yapılmadığını, alacağın tahsili için İstanbul … İcra Müdürlüğü … Esas numaralı dosyası üzerinden takip başlattıklarını, davalının takibe haksız olarak itiraz ettiğini belirterek itirazın iptaline, takibin devamına, kötü niyetli davalı şirket aleyhine takip miktarının %20 oranından az olmamak üzere tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu yapılan alacak iddiasının cari hesaptan kaynaklandığını, müvekkili şirket kayıtları incelendiğinde iddia edilen alacak tutarının olmadığının görüleceğini, borcun dayanağının anlaşılamadığını belirterek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İlk derece mahkemesi 26.04.2021 tarihli ara kararla, alacağın varlık ve miktarının tayininin yargılamayı gerektirmesi, yaklaşık ispat kuralları ışığında İİK’nın 257 maddesi yasal kurallarının bu aşamada oluşmadığı gerekçesi ile ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiş karar davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir. Dairemiz 13.04.2021 tarih, 2021/547 E. 2021/524 K. sayılı kararı ile İİK’nun 260. maddesi, HMK’nun 297/1 maddesi ve 1982 Anayasası’nın 141. maddesine uygun olarak gerekçeli karar yazıldıktan ve usulüne uygun taraflara tebliğ edildikten sonra istinaf incelemesi için dosyanın dairemize gönderilmesi için HMK’nın 352/1 maddesi uyarınca dosyanın mahkemesine geri çevrilmesine karar verilmiş, mahkemece dairemiz kaldırma kararına uygun olarak gerekçeli kararın yazıldığı, taraflara tebliğ edildiği, 26.04.2021 tarihli ara kararın yasal süre içerisinde davacı vekili tarafından istinaf edildiği anlaşılmıştır.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde; davalı şirketin faturalar düzenlendikten sonra kısmi ödemeler yaptığını, faturalara itiraz etmediğini, bu durumun davalının söz konusu alacağı kabul ettiği anlamını taşıdığını, icra takibine yapılan itiraz sonrasında e-mail vasıtasıyla davalı Şirket tarafından müvekkil şirket’e, icra takibine konu borcun ödenmesine dair ödeme planı sunduğunu, taraflar arasındaki maillerin dava dilekçesi ekinde sunulduğunu, davalı şirket’in mali durumunun oldukça kötü bir halde olduğunu, mal kaçırma ve adres değiştirme ihtimali bulunduğunu belirterek ilk derece mahkemesi ara kararının kaldırılması ile davalı Şirket’in borca yeter miktarda menkul ve gayrimenkul malları ile üçüncü şahıslardaki hak ve alacaklarının öncelikle teminatsız olarak ihtiyaten haczine karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME: Talep, İİK 265. maddesi gereğince ihtiyati haciz talebinin reddi kararının kaldırılması ve ihtiyati haciz kararı verilmesi istemine ilişkindir. İstanbul … İcra Dairesi’nin … sayılı dosyası incelendiğinde; davacı şirketin davalı aleyhinde 843,26 TL, 3.152,34 TL, 3.756,56 TL ve 3.963,00 TL hizmet faturası alacakları toplamı 11.715,16 TL üzerinden takip başlattığı, davalının takibe itiraz ederek takibi durdurduğu, davanın yasal bir yıllık süre içerisinde açıldığı, istinaf incelemesi sırasında dosyanın 30.06.2021 tarihinde karara bağlandığı, mahkemece davanın kabulüne karar verildiği anlaşılmıştır. 2004 sayılı İİK’nın 257 ve devamında ihtiyati haciz düzenlenmiştir. İhtiyati haciz şartları 257. Maddede, 258. Maddede ise ihtiyati haciz kararına yer verilmiştir. 258. Maddenin ilk fıkrasında alacaklının alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek deliller göstermeye mecbur olduğu ifade edilmiştir. İcra ve İflas Kanunun 258. maddesinin 2. cümlesinde “Alacaklı alacağı ve icabında İhtiyati haciz sebepleri ( m.257) hakkında mahkemeye kanaat getirecek delilleri göstermeye mecburdur.” Denilmektedir. Kanun senetlerden değil, delillerden bahsetmektedir. İhtiyati haciz kararı verilebilmesi için bir kimsenin aleyhine delil olmak üzere vücuda getirdiği bir belgenin varlığı şart değildir. İhtiyati haciz kararı verilirken dikkat edilmesi gereken hususun alacağın yazılı delille ispatı değil, alacağın varlığı konusunda hakime kanaat verecek delillerin sunulmasıdır. Hakim, taraflar arasındaki ilişkiye, alacağı doğuran sebebin şekline ve niteliğine göre ibraz edilen delilleri değerlendirerek alacağın varlığı hakkında bir kanaata vardığı takdirde İİK‘daki diğer şartlar mevcutsa ihtiyati haciz talebini kabul edecektir. Alacağın varlığına kanaat getirilmesi yaklaşık ispattır. Bununla birlikte hukuki bir işlem söz konusu olduğunda, alacağın varlığının bir belgeye veya belgeler zincirine dayanması tercih edilmesi gereken bir seçenektir. Diğer hukuki himaye tedbirlerinde olduğu gibi İhtiyati hacizde de amaç, davaya ilişkin bir yargılamadan farklı olarak maddi hukuka dayanan hak bakımından nihai bir karar verip uyuşmazlığı sona erdirmek değildir. İhtiyati haciz kararı verilebilmesi için “alacağın yargılamayı gerektirmesi“ şeklinde bir koşul kanunda öngörülmemiştir. İhtiyati hacizde teminat İİK 259. maddede düzenlenmiştir. Maddede, ihtiyati haciz isteyen alacaklının hacizde haksız çıktığı takdirde borçlunun veya üçüncü şahsın bu yüzden uğrayacakları bütün zararlardan mesul ve HMK 96’cı maddesinde yazılı teminatı vermeye mecbur olduğu, ancak, alacağın bir ilama müstenid ise teminatın aranmayacağı, ilam mahiyetinde bir vesikaya müstenid ise mahkemenin teminata lüzum olup olmadığını takdir edeceğine yer verilmiştir. Davacı tarafından dava dilekçesinin ekinde dosyaya ibraz edilen mail içeriği ve davalının istinafa cevap dilekçesi birlikte değerlendirildiğinde, davacının İİK’nın 258. Maddesinde belirtilen, mahkemede kanaat getirecek delillerin gösterildiği kabul edilerek davacının talebinin kabulü ile İİK 257 vd maddeleri gereğince teminat mukabili ihtiyati haciz kararı verilmesi gerekirken, talebin reddi ve red gerekçesi yerinde görülmediğinden ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M :Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere: 1-Davacının, istinaf başvurusunun esasa dair hususlar incelenmeksizin kısmen KABULÜNE, 2-İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2020/684 Esas sayılı dosyasında verilen 26.04.2021 tarihli ara kararın KALDIRILMASINA, 3-a)Davacının ihtiyati haciz talebinin, İcra ve Kanunun 257/1. fıkrasına uygun görüldüğünden KABULÜNE, b)İcra ve Kanunun 259. maddesi uyarınca, ihtiyati haciz isteyen alacaklının hacizde haksız çıktığı takdirde borçlunun ve üçüncü şahsın bu yüzden uğrayabilecekleri muhtemel zarar ve ziyanlarını karşılamak üzere alacağın %15 oranında nakit veya kesin ve süresiz banka teminat mektubu ibraz olunduğunda borçlunun menkul, gayrimenkul ve üçüncü şahıslarda olan hak ve alacaklarının borç tutarı (11.715,16) ile sınırlı olmak kaydıyla İcra ve İflas Kanunun 257. maddesi gereğince İHTİYATEN HACZİNE, c)İhtiyati haciz kararının teminatın ibrazından sonra İcra ve İflas Kanunun 261. maddesi gereğince yetkili İcra dairesince infazına, 4-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 59,30 TL harç peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, 5-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti hakkında karar verilmesine yer olmadığına, 6-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin mahkemece verilecek esasa dair kararda değerlendirilmesine, 7-Dosyanın gerekli işlemlerin yerine getirilmesi için ilk derece mahkemesine gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1b-2 bendi ile aynı kanunun 362/1-f bendi ve İİK’nun 258/son fıkrası gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.08/07/2021