Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2021/917 E. 2021/1034 K. 23.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/917 Esas
KARAR NO: 2021/1034
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 01/04/2021
NUMARASI: 2021/97 Esas, 2021/396 Karar
DAVANIN KONUSU: Konkordatonun Feshi
KARAR TARİHİ: 23/09/2021
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA Davacı vekili dava dilekçesi ile; davalı borçlunun konkordato projesinin mahkemenin 10/09/2020 tarih ve 2018/870 Esas, 2020/547 Karar sayılı kararı ile onandığını, konkordato projesi kapsamında konkordatoya tabi borçların 16/10/2020 tarihinden itibaren 36 eşit taksitle ödeneceğini, ancak davalının 2020 yılı Ekim, Kasım ve Aralık aylarındaki ödemelerini gecikmeli yaptığını, 16/01/2021 tarihinde yapılması gereken ödemenin ise yapılmadığını belirterek müvekkili yönünden konkordatonun feshine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevabında; halen etkisini sürdüren salgının müvekkili için TBK’nın 138 maddesinde düzenlenen aşırı ifa güçlüğü teşkil ettiğini, birçok alacaklının içinde bulunulan şartları dikkate alarak taksitlerin 6 ay ertelenmesini kabul ettiğini, ancak davacının vadenin uzatılmasını kabul etmediğini belirterek ödemelerin 6 ay ötelenerek yeni duruma uyarlanmasını ve davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece, TBK’nın 138 maddesinin, İİK’nın borçların yapılandırılmasına yönelik kurumuna uygulanmasının mümkün olmadığı, davacıya konkordato projesine uygun ödeme yapılmadığının iki tarafında kabulünde olduğu gerekçesiyle davacı alacaklı yönünden konkordatonun feshine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı vekili cevap dilekçesinde belirtilen nedenler ile karara karşı istinaf yoluna başvurmuştur. Davacı vekili istinaf talebinin reddini savunmuştur.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE Dava, İİK’nın 308/e bendi uyarınca konkordatonun kısmen feshine ilişkindir. İİK’nın 308/e maddesi; “Kendisine karşı konkordato projesi uyarınca ifada bulunulmayan her alacaklı konkordato uyarınca kazanmış olduğu yeni hakları muhafaza etmekle birlikte konkordatoyu tasdik eden mahkemeye başvurarak kendisi hakkında konkordatoyu feshettirebilir. Fesih talebi üzerine verilecek hükmün tebliğinden itibaren on gün içinde istinaf yoluna başvurulabilir. Bölge adliye mahkemesi kararına karşı tebliğ tarihinden itibaren on gün içinde temyiz yoluna başvurulabilir.” hükmünü düzenlemektedir. Somut olayda, mahkemenin 10/09/2020 tarih ve 2018/870 Esas, 2020/547 karar sayılı kararı ile davalının konkordato projesinin tasdik edildiği, davalının kabul edilen proje gereği 16/01/2021 tarihinde yapılması gereken ödemeyi yapmadığı anlaşılmaktadır. Davalı salgının etkisinin müvekkili yönünden TBK’nın138 maddesinde düzenlenen aşırı ifa güçlüğü teşkil ettiğini savunmuştur. Borçlunun kendisine yüklenemeyecek kusurlardan dolayı ödeme projesinde belirtilen günde, borcunu ödeyememiş olması, fesih davasının reddini gerektirmeyip, borçlunun TBK’nın 138 maddesinden yararlanması mümkün değildir. Diğer taraftan tasdik kararının kesinleşmediği ve dosyanın temyiz incelemesinde bulunduğu görülmektedir. İİK’nın 308/c maddesi uyarınca kabul edilen projede öngörülmediği sürece tasdik edilen konkordato derhal bağlayıcılık kazanmaktadır. Tasdik edilen konkordatonun derhal bağlayıcılık kazanması karşısında tasdik kararının kesinleşmesinin aranmasının gerekmediği, konkordato projesi ile büyük bir özveriye katlanmak zorunda kalan alacaklıların, bir de kendilerine karşı konkordato projesi uyarınca ifada bulunulmaması halinde tasdik kararının kesinleşmesini beklemenin ticari hayatın olağan akışına uygun düşmeyeceği de dikkate alınarak mahkemece davacı alacaklı yönünden konkordatonun feshine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Açıklanan nedenler ile ilk derece mahkeme kararında hukuka aykırılık görülmediğinden davalı vekilinin istinaf talebinin HMK’nın 353/1.b.1 maddesi gereğince esastan reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Dosya kapsamı ve delil durumuna göre İlk Derece Mahkemesi kararı usul ve hukuka uygun olduğundan HMK’nın 353/1.b.1 Maddesi gereğince davalı tarafın istinaf başvurusunun esastan REDDİNE, 2-İstinaf harçları peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına, 3-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma yapılmadığından istinaf vekalet ücreti taktirine yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 2004 sayılı İİK’nun 308/a maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 10 günlük süre içinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere Üye Hakim …’ın muhalefeti ve oy çokluğu ile karar verildi.23/09/2021
MUHALEFET ŞERHİ Dava, İİK’nın 308/e bendi uyarınca konkordatonun kısmen feshine ilişkindir. Konkordatonun bir alacaklısınca feshinden söz edebilmek için öncelikle tasdik edilmiş bir konkordato projesinin bulunması ve tasdik kararının kesinleşmesi gerekmektedir. Davanın sebebi, konkordatoya tabi borcun, yani konkordato alacağının proje gereğince ifa edilmemiş olmasıdır. Somut uyuşmazlıkta, mahkemenin 10/09/2020 tarih ve 2018/870 Esas, 2020/547 karar sayılı kararı ile davalının konkordato projesinin tasdik edildiği, karara karşı istinaf yoluna başvurulması üzerine Dairemizin 21/01/2021 tarih ve 2020/2306 Esas, 2021/78 Karar sayılı kararı ile istinaf taleplerinin reddedildiği, Dairemiz kararına karşı temyiz yoluna başvurulması üzerine dosyanın temyiz incelemesi için Yargıtay’a gönderildiği ve henüz tasdik kararının kesinleşmediği anlaşılmaktadır. Henüz tasdik kararı kesinleşmemiş bir konkordato alacaklısı, mahkemenin hükmünde ödemelere kararın kesinleşmesinden önce başlanacağı açıkça karara bağlanmış olsa bile, ödemenin zamanında ve gereği gibi yapılmadığından bahisle konkordatonun feshi için başvuramaz. Zira kesinleşmemiş bir konkordatonun tasdiki kararının kanun yolu aşamasında ortadan kalkma ihtimali bulunduğundan alacaklının bu şekilde konkordatonun feshi talebinde bulunmasında hukuki menfaati yoktur (Ö. Ulukapı, Konkordatonun Feshi, 1998 baskı, sh. 218, M.Coşkun, Konkodato ve İflas, 2. Baskı, sh.249). Buna göre konkordatonun feshini talep etmek bakımından tasdik kararının kesinleşmiş olması şartını da aramak gerektiği, somut olayda tasdik kararının henüz kesinleşmediği gözetildiğinde mahkemece bu nedenle davanın reddine karar verilmesi gerekirken, davanın kabulüne karar verilmesi doğru olmadığından karara muhalif kaldığıma dair görüşümü bildiririm.