Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2021/895 E. 2021/1018 K. 23.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/895 Esas
KARAR NO: 2021/1018
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 23/10/2020
NUMARASI: 2018/940 Esas, 2020/481 Karar
DAVA: SIRA CETVELİNE İTİRAZ (İflas Tasfiyesinde Düzenlenen Sıra Cetveline Yönelik Kayıt Kabul Ve Terkin Talebi (İİK 235))
KARAR TARİHİ: 23/09/2021
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili, 28/05/2018 tarihli dava dilekçesinde; müvekkilinin 01/01/2014 tarihinden 31/05/2016 tarihine kadar müflis şirkette spor eğitmeni olarak çalıştığını, müflis şirketin Avrupa’nın bir çok ülkesinde faaliyeti bulunan … olarak bilinen organizasyonun Türkiye ayağı olduğunu, 31/05/2016 tarihinde Türkiye’deki faaliyetlerini durdurduğunu açıkladığını, bir saat içerisinde ise tüm iş yerlerini fiilen kapattığını, bu hususun ulusal basında oldukça yankı uyandırdığını, şirketin 04/05/2017 tarihinde iflasına ve iflasın basit tasfiye şeklinde yapılmasına karar verilmiş olduğunu, müvekkilinin iş akdinin fiili olarak feshedilmiş olduğunu, iflasına karar verildikten sonra alacak kaydının yapılması talebiyle iflas masasına başvurulmuş olmasına rağmen alacak taleplerinin tümden reddedildiğini belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 5.248,70 TL kıdem tazminatı, 631,86 TL kıdem tazminat faizi, 2.588,14 TL ihbar tazminatı olmak üzere toplam 8.893,72 TL işçilik alacakları olduğunun tespitine, işçilik alacaklarının masaya kaydına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı, davaya karşı beyanda bulunmamıştır.
İSTANBUL 18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’NİN 04/06/2018 TARİHLİ 2018/475 ESAS, 2018/684 KARAR SAYILI KARARI İLE; 28/02/2018 tarihli ve 7102 sayılı Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 46.maddesi ile 2004 sayılı İİK’ya eklenen Geçici 14.maddesi gereğince, kayıt kabul ve kayıt terkin davalarında HSK kararı gereğince İstanbul 1, 2 ve 3. Asliye Ticaret Mahkemelerinin ihtisas mahkemeleri olarak görevli oldukları gerekçesiyle davanın dava şartı yokluğundan reddine karar verilmiştir. Karar, istinaf edilmeksizin kesinleşmiştir.
İLK DERECE MAHKEME KARARI: Mahkemece; İstanbul … İflas Müdürlüğünün cevabı yazısından, davacının … kayıt nolu (8.893,72-TL) alacağının sıra cetveline kaydının reddine ilişkin kararın 14/05/2018 tarihinde davacı yana tebliğ edildiği, işbu davanın ise 28/05/2018 tarihinde 15 günlük süresinde açılmış olması karşısında yargılamaya devam olunduğu esnada, İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 04/05/2017 tarih ve 2016/623 Esas ve 2017/380 Karar sayılı dosyası üzerinden verilen iflas kararının, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi’nin 17/01/2019 tarih, 2017/2183 Esas, 2019/45 Karar sayılı ilamı ile kaldırılmış olduğu, kaldırılma kararı sonrasında İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 02/12/2019 tarih ve 2019/79 Esas 2019/1086 Karar sayılı dosyası üzerinden tekrar iflas kararı verildiği, davacının yeni iflas dosyasına (İstanbul … İflas Müdürlüğü’nün … İflas sayılı dosyasına) alacak kayıt talebinde bulunması gerektiği, İstanbul … İflas Müdürlüğü’nün yeni iflas sayılı dosyasında sıra cetvelinin henüz yapılmaması ve davacı tarafından yeni açılan iflas dosyasına alacak kayıt talebinde bulunulmaması nedeniyle alacak ile ilgili henüz bir karar verilmediğinin anlaşıldığı, anılan kaldırma ilamı ile iflas kararı ortadan kalkmış olduğundan ve henüz sıra cetvelinin yapılmaması nedeniyle ortada kısmen / tamamen reddedilen (İİK 234/2) bir davacı alacağının bulunmaması gerekçesiyle konusuz kalan davada esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair hüküm tesis edilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Karar, davacı vekili tarafından yasal süresi içerisinde istinaf edilmiştir. Davacı vekili, istinaf nedenleri olarak; dava dilekçesindeki iddialarını tekrar ederek, bilirkişi incelemesi sonucunda dava dilekçesinde talep ettikleri alacak tutarından daha fazla olarak 9.194,03 TL alacağın hesaplandığını, … Ltd Şti hakkında İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından 04/05/2017 tarihli karar ile iflas kararı verildiği, mahkemenin 05/12/2019 tarih ve 2019/79 sayılı kararı ile müflis şirketin yeniden iflasına karar verildiğini, alacağın tahsili adına İstanbul … İflas Müdürlüğüne tekrar kayıt kabul talebinde bulunulduğunu, müvekkiline … numaralı kayıt sırası verildiğini, iflas masasına taleplerinin kabul edilmesi üzerine mahkemenin 23/10/2020 tarihli celsesinde karar verilmesine yer olmadığına, taraflarca talep edilmediğinden vekalet ücreti taktirine yer olmadığına ve taraflarca yapılan yargılama giderlerinin taraflar üzerinde bırakılmasına karar verildiğini, taraflarca talep edilmediğinden vekalet ücreti taktirine yer olmadığına kararının yerinde olmadığını, dava dilekçesinde açıkça yargılama giderleri ve vekalet ücretinin talep edildiğini, HMK 331.maddesinde davanın konusuz kalması sebebiyle karar verilmesine gerek olmayan hallerde hakimin haklılık durumuna göre yargılama giderlerine hükmedeceğinin düzenlendiğini, ilgili kanun maddesinin somut olaya uyarlandığında davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumlarının incelenmesi gerektiğini, bilirkişi raporunda alacaklarının hesaplanmış olduğunu belirterek, müvekkilinin davanın açıldığı tarihte hak ettiği alacağının olduğunun tartışmadan uzak bir şekilde iken mahkemenin vekalet ücreti ve yargılama giderleri ile ilgili hükmünün hatalı olduğunu iddia ederek, kararın düzeltilmesini, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesini istemiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE: Dava, İİK nun 235. maddesinde düzenlenmiş olan kayıt kabul davasıdır. Dosyanın incelenmesinden ve özellikle İstanbul … İflas Dairesinin 27/01/2020 tarihli … İflas sayılı dosyası üzerinden vermiş olduğu cevabı yazıda, … Limited Şirketinin iflasına, İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından 2016/623 Esas sayılı dosya üzerinde 04/05/2017 tarihinde karar verildiğini, iflasın açıldığını, iflas tasfiyesinin müdürlüklerinin … İflas dosyasında yürütülmekte iken İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesinin 2017/2183 Esas, 2019/45 sayılı ve 17/01/2019 tarihli ilamı ile iflasın kaldırılmasına karar verildiğini, yargılama sonucunda, İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından 2019/79 Esas sayılı dosyasında 05/12/2019 tarihinde müflisin iflasına karar verilmiş olduğunu, davacının … İflas dosyasına alacak kayıt talebinde bulunduğu, alacağı hakkında iflas müdürlüğü tarafından ret kararı verildiği, tasfiyenin basit usul ile yapıldığı, iflas idaresinin seçilememiş olması nedeniyle tasfiyenin iflas müdürlüğü tarafından yürütüldüğü, davacı tarafça 04/05/2017 tarihinde verilen iflas kararı neticesinde masaya yapmış olduğu işçilik alacağının ret kararı üzerine iş bu davanın açıldığı, dava tarihinin 28/05/2018 olduğu, yargılama aşamasında iflas kararının Dairemizin 17/01/2019 tarihli ilamı ile kaldırıldığı, iflas müdürlüğü tarafından İİK 40.maddesi gereğince müflis şirket hakkındaki tasfiyenin durdurulmasına karar verildiği, yargılama aşamasında verilen ikinci iflas kararı ile birlikte davacı alacağının yeniden oluşturulan iflas masasına davacının başvurusu üzerine işçilik alacağının kaydedilmiş olduğu davacı vekilinin istinaf dilekçesinden anlaşılmıştır. Taraflar arasında; müflis şirket ile ilgili verilen iflas kararının kayıt kabul davası aşamasında istinaf mahkemesince kaldırıldığı ve ilk derece mahkemesince yeniden iflas kararı verildiği, yeni oluşturulan iflas masasında davacı alacağının kabul edilmiş olduğu konularında herhangi bir uyuşmazlık yoktur. Uyuşmazlık; mahkemece konusu kalmayan dava ile ilgili karar verilmesine yer olmadığına dair oluşturulan hükümde taraflarca talep edilmeyen vekalet ücreti taktirine yer olmadığına ve yargılama giderlerinin taraflar üzerinde bırakılmasına dair hükmün usul ve yasaya uygun olup olmadığına ilişkindir.
Mahkeme aşamasında; bilirkişi incelemesi yaptırılmış, dosyasına bilirkişi raporu ibraz edilmiştir. 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunun 165.maddesinde iflasın hükümle açılacağı düzenlenmiştir. Aynı yasanın 184.maddesinde, üst başlık olarak borçlunun malları hakkında iflasın neticelerine yer verilmiştir. İlk fıkrasında, iflasın açıldığı zamanda müflisin haczi kabil bütün mallarının hangi yerde bulunursa bulunsun bir masanın teşkil edeceği ve alacakları ödenmesine tahsis olunacağı, 208.maddesinde iflasın açılması kendisine tebliğ olunur olunmaz iflas dairesinin müflisin mallarının defterini tutmaya başlayacağı ve muhafazaları için lazım gelen tedbirleri alacağı, basit tasfiyeye ilişkin 218.maddesinde, iflas dairesince defteri tutulan mallar bedelinin tasfiye masraflarını koruyamayacağı anlaşılması halinde basit tasfiye usulünün tatbik olunacağı, bu taktirde iflas dairesinin alacaklıları 20 günden az ve 2 aydan çok olmamak üzere tayin edilecek müddet içinde alacaklarını ve iddialarını bildirmeye ilan ile davet edeceği, 219.maddede, adi tasfiye ve iflasın açılmasının ilanına yer verildiği, 226.maddede, masanın kanuni mümessilinin iflas idaresi olduğuna yer verilmiştir. İflas kararının ortadan kaldırılmış olması halinde ise iflasın açılmasının neticelerinin sona ereceği izahtan varestedir. Bu durumda, söz konusu iflas dairesi tarafından oluşturulan iflas masasındaki tasfiye somut davada olduğu üzere İİK 40.maddesi gereğince durdurulmuştur. 40.maddede, icranın iadesi düzenlenerek birinci fıkrada, bir ilamın Bölge Adliye Mahkemesince kaldırılması veya temyizen bozulmasının icra muamelerinin olduğu yerde durdurulacağına yer verilmiştir. Müflis şirketle ilgili olarak yargılamanın devamı aşamasında yeni esas numarası altında ortadan kaldırılan iflas kararı neticesinde yeniden iflas kararı verilmiş ve müflis şirkete ilişkin iflas idaresi tarafından yeniden tasfiye işlemlerinin yürütüldüğü farklı bir esas numarası ile masa oluşturulmuştur. İstanbul … İflas Dairesinin … İflas sayılı dosyasında tasfiye işlemleri yürütülmekte iken davacının işçilik alacağının ise önceki masa cevabından farklı olarak iflas tasfiye masası tarafından kabul edilmiştir. Yukarıda ifade edildiği üzere masanın kanuni mümessili iflas idaresi olup, söz konusu iflas dairesindeki iflas tasfiye dosyası ise iflas kararının kaldırılmış olması ile birlikte görevi sona ermiştir. Bu durumda masaya dahil olan müflis mallarının defterinin tutulması, muhafaza işlemleri, ikinci iflas kararı ile birlikte yeni kurulan iflas tasfiye dosyasında ve ilgili masa tarafından yürütüleceğinden iş bu davada müflis şirketi temsilen iflas idaresinin masanın kanuni mümessili sıfatının sona ermiş olduğunun göz önünde bulundurulması gerekecektir. Netice olarak, davacı tarafın haklı olup olmaması hususunun tespiti ve davalı iflas idaresinin yargılama giderleri ile sorumlu tutulması iş bu davanın niteliği itibariyle usul ve ilgili yasal düzenlemelere uygun düşmeyecektir. Çünkü davanın konusu olan alacak her ne kadar yeni kurulan iflas tasfiye dosyasında kabul edilmiş ise de kabul edilmemesi halinde ikinci kez açılacak sıra cetveline itiraz davasında kesin delil sonucunu doğuracaktır ki iş bu durum İİK ve ilgili yasal mevzuata uygun düşmeyecektir. Diğer taraftan, artık başvuru yapılan masanın kanuni temsilcisi olan iflas tasfiyesi ile ilgili iflas dairesinin görevi sona ermiş olduğundan bir an için aksinin kabulü ile yargılama giderlerine karar verilmesi halinde iş bu dosyada müflis şirket taraf olmayıp iflas idaresi taraf olduğundan infazı mümkün bulunmayacaktır. Bu nedenlerle davacı vekilinin iddia ettiği üzere 6100 sayılı HMK’nın 331.maddesindeki düzenleme kapsamında esastan sonuçlanmayan davada yargılama giderleri ile ilgili hükmün uygulanması mümkün görülmemektedir. Açıklanan nedenlerle ve özellikle iflas dairesinin görevinin iflas kararının kaldırılmış olması nedeniyle sona erdiği, yeniden verilen iflas kararı ile birlikte ikinci tasfiye dosyası oluşturulduğu, davacının dava konusu başvurusunu reddeden masanın kanuni mümessili iflas idaresinin görevinin sona ermiş olması ve tüm bu nedenlerle HMK 331.maddesinin iş bu davada uygulanması mümkün görülmediğinden davacı vekilinin istinaf nedenlerinin yerinde olmadığı kanaatine varılarak istinaf başvurusunun reddine dair karar verilmesi gerekmekle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/940 Esas, 2020/481 Karar ve 23/10/2020 tarihli kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1-b/1. bendi gereğince esastan REDDİNE, 2- Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 59,30 TL istinaf karar harcı peşin alındığından yeniden harç alınmasına YER OLMADIĞINA, 3- Davacının yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4- İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti hakkında karar verilmesine yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 362/1-a bendi gereğince kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 23/09/2021