Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2021/863 E. 2021/838 K. 01.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/863 Esas
KARAR NO: 2021/838
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 21. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 19/02/2021
NUMARASI: 2020/567 Esas, 2021/146 Karar
DAVANIN KONUSU: Zayi Belgesi Verilmesi
KARAR TARİHİ: 01/07/2021
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özete; S.S Hür Çağdaş Toplu Konut Yapı Koop. unvanlı, İstanbul – … ticaret sicil nolu kooperatifin 31.08.2020 tarihinde Yönetim Kurulu Karar defterini kaybettiklerini, bu durumun yerel gazete ve maliyeye de bildirildiğini belirterek ticari faaliyetine devam edebilmek için zayi belgesi verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece, defterin davacının uhdesinde iken kendi kusuru ile kaybolduğu, davacının özen yükümlülüğünü yerine getirmediği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Karar yasal süresi içerisinde davacı tarafından istinaf edilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde; müvekkilinin defterin kaybolmasında herhangi bir kusurunun bulunmadığını, defterin muhasebede iken kaybolduğunu, bu hususta hırsızlık durumunun yaşanmasının söz konusu olduğunu, yerel mahkemenin hırsızlık hususunda herhangi bir değerlendirme yapmadığını, mahkemenin beyan edilen kaybolma hususunda bir suç duyurusunda bulunulup bulunulmadığı hususunun araştırılmadığını, Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2017/7045 E. 2018/1878 K. sayılı kararına göre, delilleri bildirmek üzere süre verilmeden eksik inceleme ile karar verildiğini belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME: HMK’nın 355. ve 357. maddeleri gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle bağlı olarak ve kamu düzenine aykırılık hususlarını da gözetilerek yapılan inceleme neticesinde; Dava, TTK 82/7. maddesi gereğince hasımsız açılan zayi belgesi istemine ilişkindir. Davacı Kooperatif, yönetim kurulu karar defterinin kaybolduğunu belirterek bu nedenle karar defteri hakkında zayi belgesi verilmesini talep etmiştir. Uyap’a 11.02.2021 tarihinde taranan beyan dilekçesinin ekindeki tutanağa göre defterin muhasebecinin muhafazasında iken kaybolduğu anlaşılmaktadır. 6102 Sayılı TTK’nın 82/7. maddesinde; “Bir tacirin saklamakla yükümlü olduğu defterler ve belgeler; yangın, su baskını veya yer sarsıntısı gibi bir afet veya hırsızlık sebebiyle ve kanuni saklama süresi içinde zıyaa uğrarsa tacir zıyaı öğrendiği tarihten itibaren onbeş gün içinde ticari işletmesinin bulunduğu yer yetkili mahkemesinden kendisine bir belge verilmesini isteyebilir. Bu dava hasımsız açılır. Mahkeme gerekli gördüğü delillerin toplanmasını da emredebilir.” şeklinde düzenleme bulunmaktadır. 1163 sayılı Kooperatif Kanunun 98. maddesinde ise “bu kanunda aksine açıklama olmayan hususlarda TTK’da A.Ş.lere ait hükümlerin uygulanacağı” ifade edilmiştir. Yönetim kurulu karar defteri TTK 82. maddesi bağlamında tutulması ve tasdik edilmesi zorunlu defterlerdendir. Belirli sürelerde saklanması da kanuni zorunluluktur. TTK 82/7. maddesi uyarınca bu defter ve belgelerin yangın, su baskını veya yer sarsıntısı gibi doğal afetlerle veya hırsızlık gibi eylemlerle ziyaa uğraması halinde zayi belgesi verileceği düzenlemiştir. TTK’nın 82/7. maddesinde, zayi belgesi verilmesini gerektirecek zayi olma durumları sınırlı olarak sayılmamış ise de tacirin zayi belgesi isteyebilmesi için, defterlerin zayi olmasında kusur ve sorumluluğunun bulunmaması, tedbirli bir tacir gibi davranmasına rağmen zayi olayına engel olamamış durumda olması gerekir. Ayrıca, ziya durumunun tacirin iradesi dışında meydana gelmesi zorunludur.Somut olayda, davacı taraf defterlerin kaybolduğunu iddia etmiş, hırsızlık olayından bahsedilmemiştir. Hırsızlık konusunda dosyaya yansımış bir beyan yada belge bulunmamaktadır. Kaldı ki, hırsızlık olaylarının çok yoğun olduğu büyük kentlerde, davacının 10 yıl saklamak zorunda olduğu, ticari defter ve belgelerini kasa ve buna benzer sağlam yerlerde muhafaza etmesi gerekirken güvenli bir yerde bulundurmadığı, bu yönde gereken duyarlılığı göstermediği, kimsenin kendi kusurundan yararlanamayacağı, hırsızın, kendi açısından ekonomik değeri yok denecek düzeydeki yönetim kurulu karar defterini çalmasının yaşamın olağan akışına ve gerçeklerine ters düştüğü de açıktır. Sonuç olarak ilk derece mahkemesince verilen kararda esas ve usul yönünden hukuka herhangi bir aykırılık bulunmadığından, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1.b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Dosya kapsamı ve delil durumuna göre İlk Derece Mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun olduğundan HMK’ nın 353/1.b.1 maddesi gereğince davacı tarafın istinaf başvurusunun esastan REDDİNE, 2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununu gereğince alınması gereken 59,30 TL istinaf maktu karar ve ilam harcından davacı tarafından peşin yatırıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, 3-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin kendi üzerine bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 361/1. fıkrası uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay nezdinde Temyiz Kanun Yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi.01/07/2021