Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2021/788 E. 2021/1050 K. 30.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/788 Esas
KARAR NO: 2021/1050
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 21/08/2020
NUMARASI: 2020/446 Esas, 2020/288 Karar
DAVA: ALACAK (Kooperatif Yönetim Ve Denetim Kurulu Üyelerinin Sorumluluğundan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 30/09/2021
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili, 10/07/2020 tarihli dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı kooperatifin üyesi ve ortağı olduğunu, 24/03/2008 tarihinde kooperatif üyesi …’in üyeliğini ve paylaşımında …’e düşen … Blok’ta bulunan daireyi devir alarak 24/03/2008 tarihinde kooperatife daire üyelik devir tutanağı ile 29 numaralı üye olarak ortak olduğunu, daireyi alarak kooperatife üye olabilmek için 55.000,00 TL + abone masraflarını devir sözleşmesine uygun olarak ödediğini, üye olduktan sonra daireye taşındığını ve 11 yıldır bahse konu dairede ailesi ile ikamet ettiğini, kooperatif üyeliğinin bütün gereklerini yerine getirdiğini, geçen süre içerisinde iki bloktan oluşan kooperatife üye olan üyelerin dairesinin tapusunun verilmiş olmasına rağmen müvekkilinin tapu almak için yıllardır yapmış olduğu mücadelenin sonuçsuz kaldığını, kooperatifin müvekkilinin tapusu verilmeden yaklaşık 4 yıl evvel feshedildiğini, kooperatif ile ilgili evrakların 10 yıl saklanmak üzere davalılardan …’e teslim edildiğini, … ve kooperatif yönetiminin yıllarca oyaladığını, kooperatif fesih edilmeden evvel müteahhit …’in müvekkiline seni kooperatiften attık dediğini, davalı …’in kat karşılığı inşaat yapan bir müteahhit olmasına rağmen kooperatif kurarak kanunların kooperatiflere tanıdığı vergi ve benzeri ayrıcalıklardan faydalandığını, aslında kapıcı dairesi olduğunu ve tapu verilmeyeceğini bildiği halde bahse konu daireyi satarak haksız kazanç elde ettiğini, aynı gerekçelerle iki yıl evvel açmış oldukları davalarının Küçükçekmece 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 21/01/2019 tarihli, 2017/308 Esas ve 2019/27 Karar sayılı kararı ile KK’nın 99.maddesi gereğince reddedildiğini iddia ederek, İstanbul ili Başakşehir ilçesi, No:…, B/K:… numaralı bağımsız bölümde davalılar yada üçüncü kişi lehine tapu kaydı var ise bu kaydın tescilinin iptal edilerek bağımsız bölümün müvekkili adına tapuya kayıt ve tesciline, bunun mümkün olmaması halinde aynı bölgede ve aynı vasıflarda bir dairenin satın alma bedelinin davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEME KARARI: Mahkemece, dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, davacı vekiline davalıların açık adreslerini bildirmek üzere bir hafta kesin süre verilmesine ve süresinde gereğinin yerine getirilmemesi halinde HMK 119/1-b, ikinci maddesi uyarınca davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğine dair 20/07/2020 tarihinde meşruhatlı şekilde davetiye tebliğ edildiği, 21/08/2020 tarihli gerekçeli kararda, dava dilekçesinde davalı …’in adresinin bildirilmediği, adı geçen davalının tebliğe yarar açık adresini bildirmek veya var ise mernis adresinin tespiti bakımından T.C. numarasını bildirmek üzere muhtıranın tebliğ tarihinden itibaren davacı vekiline bir haftalık kesin süre verildiği, süresinde gereğini yerine getirmez ise HMK 119/1-b, 2 maddesi uyarınca davanın açılmamış sayılacağına dair şerhin tebligata yazıldığı, meşruhatlı tebligatın davacıya 20/07/2020 tarihinde tebliğ edildiği, davacıya verilen kesin süreye rağmen davalının adresinin bildirilmemiş olduğu gerekçesiyle HMK 119/1-b, ikinci maddesi uyarınca davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Karar, davacı vekili tarafından yasal süresi içerisinde istinaf edilmiştir. Davacı vekili, istinaf nedenleri olarak; 6100 sayılı HMK’nın 119.maddesinde dava dilekçesinin içeriğinin düzenlendiğini, açmış oldukları davada dosyaya sundukları dava dilekçesinde husumeti yönelttikleri üç adet davalının bulunduğunu, davalılardan biri veya diğer davalı yapı kooperatif temsilcisi olarak …’in adresini dava dilekçesine eklediklerini, dava dilekçesinde yalnızca davalı …’e ait adres bilgisinin yer almadığını, üç adet davalıdan sadece birinin adresinin bulunmadığını, tüm davalılar için HMK 119/1-b, ikinci maddesi uyarınca davanın açılmamış sayılması kararının hukuka ve usule aykırı olduğunu, alacak davası için adresi bildirilmiş olan davalılar ile davaya devam olunması ve gerektiği taktirde adresi bildirilmeyen davalı hakkındaki davanın ayrılarak sadece onun için davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerektiğini iddia ederek, kararın kaldırılmasını, davalarının kabulü ile adresi bildirilmiş olan davalılar ile davaya devam edilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE: Dava; tapu iptal tescil veya daire bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Davacı vekili tarafından açılan dava dilekçesinde, davalılar olarak birinci sırada S.S. Temiz Konut Yapı Kooperatifi – Temsilci; …, ikinci sırada … ve üçüncü sırada … gösterilmiştir. Davalılardan … haricindeki her iki davalının ve gerçek kişi …’in T.C. numarası ile birlikte adresleri gösterilmiştir. Davalı …’e ait herhangi bir adres bildirilmemiştir. Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 119. maddede, dava dilekçesinde nelerin yer alacağı düzenlenmiştir. 119/1b bendinde davacı ile davalının adı, soyadı ve adreslerine yer verilmiştir. 119/2.fıkrasında, birinci fıkranın (a), (d), (e), (f) ve (g) bentleri dışında kalan hususların eksik olması halinde hakimin davacıya eksikliği tamamlaması için bir haftalık kesin süre vereceği, bu süre içerisinde eksikliğin tamamlanmaması halinde davanın açılmamış sayılacağına karar verileceği belirtilmiştir. Somut davada, üç numaralı sırada yer alan davalılardan …’e ait adres bilgisi mevcut değildir. Yasanın ikinci fıkrasına göre, adresin yer almaması davacı tarafa ihtarname gönderilmesi sebepleri arasında yer almaktadır. Bu durumda mahkemece, adres bilgileri bulunmayan davalılardan … yönünden davacı vekiline yasal düzenleme kapsamında meşruhatlı davetiye gönderilmesi ve bu davetiye neticesinde kesin süre içerisinde davacı vekili tarafından gereğinin yapılmaması halinde davalılar arasında HMK’nın 59.maddesi kapsamında mecburi dava arkadaşlığının bulunmadığı da göz önünde bulundurularak, davalı … yönünden dosyanın tefrik edilerek başkaca bir esasa kaydedilmesi, diğer davalılar yönünden ise dava dilekçesinde herhangi bir eksikliğin mevcut olmadığı göz önünde bulundurularak gerekli işlemlerin yapılması ve yargılamaya devam edilmesi gerekirken, tüm davalılar yönünden usuli eksikliğin varlığı kabul edilerek davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi usul ve yasaya uygun görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle ve özellikle 6100 sayılı HMK’nın 119.maddesi ve 59.maddesi ile ilgili tüm yasal mevzuat çerçevesinde adres bilgileri bildirilmeyen davalı … yönünden dosyanın tefriki ve diğer davalılar yönünden ise işin esası ile ilgili yargılamaya devam edilerek uygun sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken, tüm davalılar yönünden uygulanması mümkün bulunmayan HMK 119/1-b, ikinci fıkrasının uygulanarak davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş olması isabetli olmadığından davacı vekilinin istinaf başvurusunun esasa ilişkin hususlar incelenmeksizin kabulüne dair karar verilmesi gerekmekle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M:Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere, 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun esasa ilişkin hususlar incelenmeksizin KABULÜNE, 2-Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin Mahkemesinin 2020/446 Esas, 2020/288 Karar ve 21/08/2020 tarihli kararının KALDIRILMASINA, 3-Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde yeniden bir karar verilmek üzere mahalli Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 59,30 TL istinaf karar harcı davacı tarafından peşin olarak yatırıldığından harç konusunda karar verilmesine YER OLMADIĞINA, 5-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından ve davacı kendisini vekille temsil ettirmediğinden vekalet ücreti hakkında karar verilmesine yer olmadığına, 6-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1-a/5 bendi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.30/09/2021