Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2021/754 E. 2021/728 K. 10.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/754 Esas
KARAR NO : 2021/728
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 17/07/2019
NUMARASI: 2018/476 Esas, 2019/885 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 10/06/2021
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesi ile; taraflar arasındaki ticari ilişki çerçevesinde müvekkili şirketin davalı şirkete danışmanlık hizmeti verdiğini, müvekkili şirketin davalıdan takip tarihi itibariyle 198.321,57 TL tutarında cari hesap alacağı bulunduğunu, davalının borcunu ödememesi üzerine davalı aleyhine Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyası ile davalıya ödeme emri gönderildiğini, davalının söz konusu takibe itiraz ederek takibi durdurduğunu belirterek davalının itirazının iptali ile takibin devamına, davalının % 20 den az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP Davalı vekili cevabında; taraflar arasında daha önceden bir ticari ilişki kurulmuşsa da dava konusu icra takibine dayanak gösterilen cari hesap ekstresinde belirtilen 88.368,00 TL bedelli iki adet faturaya ilişkin herhangi bir anlaşma yada hizmet alımı söz konusu olmadığını, taraflar arasında önceden kurulan ticari ilişki çerçevesinde davacıdan 18.800,00TL tutarında hizmet satın alındığını ve bedellerinin (10.000.- TL sinin davacı şirketin imza yetkilisi … , 6.000,00TL’sinin davacının ortağı olan … akrabası … hesabına bakiye 2.880,00,TL nin ise davacı hesabına nakden) ödendiğini ancak bu bedellerin de icra takibine mükerrer olarak konu edildiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk derece mahkemesi, sözleşme ilişkisinin kurulduğu ve sözleşmeye göre hizmet verildiğini ispat yükünün davacıya ait olduğu, dosyada faturaların davalıya tebliğ edildiğine ve hizmetin verildiğine dair belge bulunmadığı, davacının tek taraflı düzenlediği e-postalar ile sözleşme ilşikisinin ve hizmet verildiğinin kabul edilemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ Davacı vekili istinaf talebinde; müvekkili şirketin davalıya ait …Otel’in kurulabilmesi için üzerine düşen sorumluluğu yerine getirdiğini ve danışmanlık hizmeti verdiğini, faturaların davalı tarafa tebliğ edildiğini, istinafın kaldırma kararından sonra bilirkişi heyetinin sunulan maillerin içeriklerini detaylandırdığını, hizmet alındığının ispatlandığını, ticari defter kayıtları, faturalar ve kargo teslim tutanakları ile sunulan e-postalara göre davanın kabulü gerektiğini belirterek karara karşı istinaf yoluna başvurmuştur.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE Dava, hizmet bedelinin tahsili için yapılan takibe itirazın iptaline ilişkindir.İlk derece mahkemesi 21/02/2017 tarihli kararı ile, davanın kısmen kabulü ile takibin 113.763,91 TL asıl alacak yönünden devamına, fazlaya ve işlemiş faize ilişkin talebin reddine ve davalının icra tazminatına mahkum edilmesine karar verilmiş, karara karşı davalı tarafın istinaf başvurusu üzerine Dairemizin 2017/1673 Esas, 2018/718 Karar sayılı kararı ile; davacının davalıya verdiği danışmanlık hizmetinin bedelinin aylık 2.000 Euro olmasına ve hizmet süresine ilişkin olguların davacının yazdığı mailler dışında, davalının hangi maillerinden bu sonuca varıldığının belirlenmediği gerekçesiyle karar kaldırılmış; kararın kaldırılmasından sonra mahkemece yukarıda yazılı nedenlerle davanın reddine karar verilmiştir.Dosya kapsamından; davacının 195.616,00 TL alacak, 2.705,57 TL işlemiş faizin tahsili için davalı aleyhine takip başlattığı, davalının takibe yasal süresinde itirazı üzerine takibin durdurulduğu ve davacının takibe itirazın iptali için eldeki davayı açtığı anlaşılmaktadır. Davacı taraf, davalıya verdiği danışmanlık hizmetinin bedelinin ödenmediğini ileri sürmüş, davalı taraf ise davalıya verdiği hizmet için 18.880.00 TL ödendiği, bunun dışında davacıdan hizmet almadığını ve davacının alacağı bulunmadığını savunmuştur.Taraflar arasındaki uyuşmazlık; davacının davalıdan danışmanlık hizmeti nedeniyle alacağı bulunup bulunmadığı ile varsa miktarı hususunda toplanmaktadır. Mali müşavir bilirkişi 29/06/2015 tarihli raporunda; tarafların defterlerinin usulüne uygun olduğu, davacının defterlerine göre davacının davalıdan 195.616,00 TL alacağı bulunduğu, davalının defterlerine göre davalının alacağının 18.880.00 TL olmakla birlikte bu miktarın davacıya ödendiği ve borç kalmadığı, her iki taraf defterine 18/10/2012 tarih ve 11.800,00 TL bedelli fatura ile, 18/10/2012 tarih ve 7.080,00 TL bedelli faturanın (toplam 18.880,00 TL) işlendiği, defterler arasındaki farkın davacı defterlerine kayıtlı iki adet 88.368,00’er TL bedelli (toplam 176.736,00 TL) faturanın davalı defterlerine kaydedilmemesi ve davalı defterlerine kayıtlı toplam 18.880,00 TL ödemenin davacı defterlerine kaydedilmemesinden kaynaklı olduğu, 88.368,00 TL bedelli iki adet faturanın davalıya teslimine dair belge bulunmadığı, davacı tarafından sunulan mail kayıtlarının delil olarak kabul edilmesi halinde, davacının 2010 Haziran ve 2012 yılı Haziran aylarında davalıya danışmanlık hizmeti verdiği ve hizmet bedelinin 45.000 Euro olduğunun kabul edilmesi gerektiği, maillerde davacının 4.000 Euro tahsil ettiğini kabul ettiğini, yine sonrasında banka kanalı ile davacıya 2.880,00 TL (1.166,70 Euro) ödeme yapıldığı, bu ödemelerin mahsubundan sonra davacının 39.833,30 Euro alacağının bulunduğu belirtilmiştir.Hesap uzmanı bilirkişi 08/03/2016 tarihli raporunda; mail kayıtlarının belge olduğu, tarafların maillerin kendilerinden sadır olmadığını iddia etmediği, davacının alacağının 39.833,30 Euro olup, takip tarihi itibarıyla karşılığının 113.763,91 TL olduğu belirtilmiştir.Anılan bilirkişiler 24/10/2016 tarihli müşterek raporlarında da; önceki kanaatlerini tekrarlamıştır.Dairemizin kaldırma kararından sonra alınan 01/03/2019 tarihli ek raporda ise; önceki raporlardaki görüşlerini korudukları, davacı tarafça davalıya gönderilen ve davaya dayanak teşkil eden maillere davalının cevap verip vermediği ya da mail içeriklerini kabul ya da reddettiği hususunda dosyada herhangi bir bilgi ve belge bulunmadığı belirtilmiştir.Somut uyuşmazlıkta davacı tarafın danışmanlık hizmeti kapsamında düzenlediği iki adet 88.368,00’er TL bedelli (toplam 176.736,00 TL) faturanın davalı defterlerine kaydedilmediği ve faturaların davalıya teslimine dair belge bulunmadığı anlaşılmaktadır. Sadece fatura düzenlenmesi, mal teslimi ya da hizmet alımını kanıtlamayacaktır. Davacının faturaya konu mal teslimini ya da hizmet verildiğini usulüne uygun delillerle kanıtlaması gerekmektedir. Davacının sadece kendi defterlerine dayanarak davasını ispat ettiği kabul edilemez. Davacının fatura konusu hizmeti verdiğini, irsaliye vs yazılı delil ile ispatlaması gerekir. Davacı tarafça sunulan bir kısım maillerde davacının davalıya danışmanlık hizmeti verdiği ve ücretin aylık 2.000 Euro olduğu ifade edilmişse de, davalının maillere cevap verip vermediği ya da mail içeriklerini kabul ya da reddettiği hususunda dosyada herhangi bir bilgi ve belge bulunmadığı görülmemektedir. Davalının içeriğini kabulüne dair bilgi ve belge bulunmayan mail içeriklerinden, davacının iki adet 88.368,00’er TL bedelli (toplam 176.736,00 TL) fatura konusu hizmeti verdiğinden de söz edilemeyecektir. Diğer taraftan taraf defterlerine kaydedilen ancak ödemeye ilişkin sadece davalı defterlerinde kayıt bulunan toplam 18.880,00 TL’lik fatura yönünden önceki kararda davacının talebinin reddine karar verilmiş olup, davacının bu yönden karara karşı istinaf yoluna başvurmadığı gözetildiğinde, davanın bu kısmı yönünden davalı lehine usuli kazanılmış hak doğduğundan, bu nedenle mahkemece davanın tamamen reddine karar verilmesi yerindedir.Açıklanan nedenlerle ile ilk derece mahkeme kararında hukuka aykırılık görülmediğinden davacı vekilinin istinaf talebinin HMK’nın 353/1.b.1 bendi gereğince esastan reddine karar verilmesine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;1-Dosya kapsamı ve delil durumuna göre İlk Derece Mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun olduğundan HMK’ nın 353/1.b.1 Maddesi gereğince davacı tarafın istinaf başvurusunun esastan REDDİNE,2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa gereğince alınması gereken 59,30-TL maktu karar ve ilam harcının, davacı tarafından peşin olarak yatırılan 44,40-TL harçtan mahsubu ile bakiye 14,90-TL harcın davacıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA,3-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına,4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma yapılmadığından istinaf vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 353/1-b/1 bendi ile aynı kanunun 361.1 maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta süre içerisinde Temyiz Kanun Yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi.10/06/2021