Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2021/735 E. 2021/799 K. 24.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/735 Esas
KARAR NO: 2021/799
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 13/01/2021
NUMARASI: 2020/453 Esas, 2020/460 Karar
TALEP: İHTİYATİ HACİZ
KARAR TARİHİ: 24/06/2021
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Talep eden vekili, 27/11/2020 tarihli talep dilekçesinde; müvekkili şirket ile borçlu şirket arasında 01/09/2020 – 01/09/2021 tarihlerini kapsayan sözleşme akdedildiğini, sözleşmenin ikinci maddesi gereğince müvekkili şirketin borçlu şirket ürünlerinin yurt içinde ve yurt dışında satılması ve pazarlanması gibi hizmetlerini sağlamayı taahhüt ettiğini, müvekkili şirketin sözleşmede üzerine düşen tüm yükümlülüklerini eksiksiz olarak ifa ettiğini, ancak borçlu şirket adına düzenlenen toplam üç adet e-arşiv faturada 18.585,00 TL miktarlı kısmının ödendiğini, bakiye miktar olan 213.745,20 TL’nin ise bugüne kadar ödenmediğini, faturalara süresi içerisinde itirazda edilmediğini, 24/11/2020 tarihli ihtarname ile faturalardaki alacakların vadesinin geçtiği ve bir gün içinde ödenmesinin bildirilmiş olmasına rağmen ödeme yapılmadığını, gerek whatsapp ve gerekse mail yazışmaları ile borcun ödeneceğinin bildirildiğini ancak ödenmediğini iddia ederek, borçlunun borca yetecek miktardaki menkul, gayrimenkulleri ile üçüncü şahıslardaki hak ve alacaklarının uygun bir teminat karşılığında ihtiyaten haczine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEME KARARI: Mahkemece; İİK’nın 258. maddesinin ikinci cümlesi gereğince, alacaklının alacağını ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek deliller göstermeye mecbur olduğu, dosya kapsamından, talep eden ile karşı taraf arasında ticari ilişkinin varlığı dikkate alındığında, salt fatura düzenlenmesinin, teslim alan imzası olsa dahi karşı taraf şirket yetkilisine ait olup olmadığı, karşı taraf çalışanı olup olmadığı, taraflar arasında borç ilişkisi olduğunu kanıtlamaya yeterli olmadığı, taraflar arasında süregelen bir ticari ilişki kapsamında sadece bir fatura dayanak gösterilerek ihtiyati hacze hükmedilemeyeceği, (İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14 Hukuk Dairesi 2019/2046 E. 2019/1508 K. Sayılı ilamı, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2020/1162 E. 2020/1168 sayılı ilamı) anılan kanun maddeleri, dosya kapsamındaki mevcut bilgi ve belgeler dikkate alındığında; faturaya dayalı alacakta talep edenin muaccel ve kuvvetle muhtemel bir alacağının bulunduğuna mahkemece kanaat getirilmemiş olduğu, faturalar ile ilgili alacağın varlığının yargılamayı gerektirdiği ve anılan alacak kalemleri ile ilgili olarak İİK.nun 257 ve devamı maddelerinde öngörülen koşullar gerçekleşmediği, davacının iddiasını yaklaşık ispat ile ispat edemediği, borçlunun mal kaçırdığı iddialarının ise soyut olduğu, somut delillere dayanmadığı gerekçesiyle ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Değişik iş dosyasında verilen ihtiyati haciz talebinin ret kararı yasal süre içerisinde talep eden vekili tarafından istinaf edilmiştir. Talep eden vekili istinaf nedenleri olarak; iddialarını tekrar ettikten sonra mahkeme kararına yer verip, kararın hatalı ve hukuka aykırı olduğunu, faturalara süresinde itiraz edilmediğini, ihtarname tebliğ edildiğini, aynı zamanda İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında genel haciz yoluyla icra takibi başlatıldığını, davalı tarafından takibe itiraz edildiğinden takibin durduğunu, itirazın iptali davasının açılacağını, borçlu şirket tarafından gerek whatsapp gerekse mail yazışmaları borcun ödeneceğinin bildirildiğini, ancak ödemelerin yapılmadığını, mahkemece yazışmaların hiçbir şekilde dikkate alınmadığını, vadesi gelen alacaklarla ilgili ihtiyati haciz kararı verilmesi için başkaca bir şartın aranmadığını belirterek, kararın kaldırılıp ihtiyati haciz kararı verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE; Talep, İİK 257.maddesi gereğince ihtiyati haciz istemine ilişkindir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 341. maddesinde, istinaf yoluna başvurulabilen kararlar üst başlığı ile ilk derece mahkemelerinin kararlarına karşı istinaf yoluna başvurulabileceği, nihai kararlar, ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz taleplerinin reddi kararları, karşı tarafından yüzüne karşı verilen ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz kararları, karşı tarafın yokluğunda verilen ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz kararlarına karşı yapılan itiraz üzerine verilen kararlara karşı istinaf yoluna başvurulabileceği düzenlenmiştir. 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunun dokuzuncu babında ise, 257 vd maddelerde ihtiyati hacze yer verilmiştir. İİK 258/2. fıkrasında, ihtiyati haciz talebinin reddi halinde alacaklının istinaf yoluna başvurabileceği belirtilmiştir. Yasal düzenlemeler kapsamında, talep eden vekilinin istinaf talebinin, istinaf yoluna başvurulabilen kararlardan olduğu anlaşılmakla incelenmiştir. İhtiyati hacze konu edilen alacak nedeni, taraf şirketler arasında gerçekleştiği ve talep eden tarafından hizmetlerin verildiği iddia edilen, başlangıç tarihi 1 Eylül 2020 – bitiş tarihi 1 Eylül 2021 olan sözleşmeye ilişkin olduğu, sözleşme örneğin ve eklerinin incelenmesinden, sözleşmede talep eden şirketin ajans, karşı tarafın müşteri olarak yer aldığı, sözleşmenin 2.1.maddesinde, müşteri ve ajansın karşılıklı iyi niyete dayanan iş birliği içerisinde iş bu sözleşmede kararlaştırılmış şart ve hükümlere uygun bir şekilde … markalı ürünler ve … için beraber çalışmayı kabul edeceğinin belirtildiği, talep eden ajansın hizmetlerinin sözleşmenin 2.3.bendinde yer verildiği, genel olarak durum tespiti ve ihtiyaçların belirlenmesi için soru setinin hazırlanıp paylaşılması ve raporlanması şeklinde ifade edildiği, hizmet bedellerinin 3.1.bentte düzenlendiği, hizmetler için yıllık 189.000,00 TL + KDV tutarının ödenmesinin kabul edildiğinin ifade edildiği, talep eden şirket tarafından aylık hizmet bedeli ve benzeri gider ve bedellere ilişkin değişik tarih ve miktarlarda e-faturaların düzenlendiği, yine talep eden şirket tarafından karşı tarafa yönelik olarak 24/11/2020 tarihinde Beşiktaş …Noterliğine ait ihtarnamenin hazırlandığı, ihtarnamede, talep konusu fatura bedellerinin ödenmesine yer verildiği, karşı tarafın ihtarnameye yönelik herhangi bir beyanının yer almadığı, mail yazışma örneklerinin ve whatsapp yazışma örneğinin olduğu, mail yazışmalarında ödeme ile ilgili talep ve karşı beyanların yer aldığı anlaşılmıştır. İhtilaf, İİK 257 maddesinde düzenlenen, ihtiyati haciz şartlarının mevcut olup olmadığı ile mahkeme kararının isabetli olup olmadığıdır. İİK nun 257. maddesinde ihtiyati haciz şartları düzenlenmiştir. Maddede, rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısının, borçlunun yedinde veya üçüncü şahıstan olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacakları ile diğer haklarını ihtiyaten haczettirebileceği belirtilmiş, maddenin 2. fıkrasında ise, 2 bent halinde, vadesi gelmemiş borçlardan dolayı, borçlunun muayyen yerleşim yerinin olmaması, borçlunun taahhütlerinden kurtulmak maksadı ile mallarını gizlemeye, kaçırmaya veya kendisi kaçmaya hazırlanır ya da bu maksatla alacaklının haklarını ihlal eden hileli işlemlerde bulunursa ihtiyati haciz istenebileceği düzenlenmiştir. İİK nun 258. hükmüne göre, ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için mahkemenin alacağın varlığı hakkında kanaat edinmiş olması yeterlidir. Mahkemenin alacağın varlığına kanaat getirmesinden anlaşılması gerekenin, alacağın usul kurallarına göre kesin bir şekilde ispat edilmesi değildir. Bu hükme göre alacaklının, alacağının varlığını ve muaccel olduğunu tam ve kesin olarak ispat etmesi aranmamakta, bu konuda mahkemeye kanaat verecek delilleri göstermesi yeterli kabul edilmektedir. Öte yandan, ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için alacağın yargılamayı gerektirmemesi şeklinde bir koşulda kanunda öngörülmemiştir. Diğer hukuki himaye tedbirlerinde olduğu gibi ihtiyati hacizde de amaç, davaya ilişkin yargılamadan farklı olarak, maddi hukuka dayanan hak bakımından nihai bir karar verip uyuşmazlığı sona erdirmek değildir. İhtiyati hacizde amaç, ihtiyati tedbire benzer şekilde, Anayasa’nın 2. maddesinde yer alan ” hukuk devleti ” ilkesinin bir gereği olarak bireylere etkin hukuki himaye sağlamaktır. İhtiyati haciz kararı verilmesinin şartlarından olan, alacaklıya ilişkin şart, bir alacak için ihtiyati haciz isteyen kişinin alacağın alacaklısı sıfatına sahip olması gerekir. Alacağa ilişkin ise, alacağın vadesinin gelmiş veya vadesi gelmemiş olmamakla birlikte, yasada belirtilen şartların gerçekleşmesi gerekir. Muacceliyet ile temerrüdü karıştırmamak gerekir. Muacceliyet temerrüdün zamanla ilgili şartıdır. Hakim, hukuksal işlemlerden doğan alacaklar için yapılan ihtiyati haciz istemlerine karşı öncelikle alacağın muaccel olup olmadığını saptaması gerekir, alacağın muaccel olduğunu alacaklı ispat etmelidir. Alacağın vadesinin gelmiş olması, alacaklının alacağını dava veya takip edebilme yetkisini ifade eder. İhtiyati haciz kararı verilebilmesi için borçlunun temerrüde düşürülmesi veya alacaklının alacağına kavuşmasına engel olacak davranışlarda bulunması gerekmez. Yasal düzenlemeler ve açıklamalar doğrultusunda somut talebin değerlendirilmesi durumunda, talep edenin konu ettiği alacak iddiası ödenmeyen hizmetlere dair bedellerdir. Talep eden tarafça dosyaya ibraz edilen ve yukarıda belirtilen deliller ile diğer ekli belgeler alacağın varlığı hakkında kanaat edinmeye yeterli belgeler olarak kabulü mümkün görülmemiştir. Bu nedenlerle mahkemenin red kararının sonuç olarak yerinde olduğunun kabulü gerekmiştir. Açıklanan nedenlerle, İİK 258/1. fıkrasında belirtilen şekilde, haciz sebepleri hakkında, dosyaya ibraz edilen belgelerin kanaat getirilecek yeterli delil olarak kabulü mümkün olmadığından ve ayrıca 6100 sayılı HMK’nın 357.maddesi gereğince ilk derece mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunmalar dinlenemeyeceğinden talep eden vekilinin aksine iddiaları ve ihtiyati haciz talep nedenlerinin yerinde olmadığı kanaatine ulaşılmıştır. Diğer yandan, mahkeme kararı sonuç olarak doğru olmakla birlikte gerekçede belirtilen talebin yargılamayı gerektirdiği ifadesi ve buna dair kabulü hatalıdır. Ancak söz konusu hata, yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmesi amacı ile talep eden vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne dair karar verilmesi gerekmekle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Talep eden vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, 2- İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2020/453 D.İş Esas, 2020/460 D. İş Karar ve 13/01/2021 tarihli ek kararın KALDIRILMASINA, a-)İhtiyati haciz talebinin REDDİNE, b-)Harçlar kanunu uyarınca alınması gereken 59,30 TL harçtan, peşin alınan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 4,90 TL’ nin ihtiyati haciz talep edenden alınarak hazineye gelir kaydına, c-)İhtiyati haciz talep eden tarafından yatırılmış gider avansından kullanılmayan kısmın, talep halinde iadesine, 3- Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 59,30 TL istinaf karar harcı peşin olarak alındığından harç konusunda karar verilmesine yer olmadığına, 4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti hakkında karar verilmesine yer olmadığına, 5-Talep eden tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ,hükmün kaldırılma nedeni de göz önünde bulundurularak kendi üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 362/1/f bendi ve ayrıca İİK 258/2 .fıkrası gereğince kesin olmak üzere düzeltilerek oybirliği ile karar verildi.24/06/2021