Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2021/716 E. 2021/798 K. 24.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/716 Esas
KARAR NO: 2021/798
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 05/12/2017
NUMARASI: 2017/520 Esas, 2017/958 Karar
DAVA: TAZMİNAT
KARAR TARİHİ: 24/06/2021
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacılar vekili, 11/05/2016 tarihli dava dilekçesinde; davacı şirket ve şirketin genel müdür yardımcısı olan … ile üretim müdürü …’nin vekili olduğunu, davalı şirketlerin ise organik bağ içinde çalışan ve hizmet veren şirketler olduğunu, müvekkili şirketin 24-27 Kasım 2015 tarihleri arasında Rusya’da … fuarına katılma kararı aldığını, davalı şirketler aracılığıyla Rusya’ya grup oldukları ve tur şirketi ile gittikleri için giriş yaptıklarını, müvekkillerinin uçak düşürülme olayının yaşanmasından sonraki gün iş vizesi alınamadığı belirtilerek olaylara maruz kaldıklarını, davalıların müvekkillerinin üst düzeydeki mağduriyetlerinin nedeni olmalarına karşı en ufak bir yaklaşım göstermediklerini, müvekkillerine gönderilen formlarda fosforlu olarak “vize aranmaz” yazmasından dolayı müvekkillerinin vize almadıklarını, bu konuda müvekkillerinin bilgilendirilmediğini, 25 Kasım 2015 günü öğleden sonra 15:00 sularında müvekkillerinin fuarda pasaportlarına el konulduğunu, saat 20:00’a kadar hiçbir bilgi verilmeden fuarda bekletildiklerini, stantlara gelen müşterilerle hiç ilgilenemediklerini, daha sonra yabancı şubeye götürüldüklerini, sabaha kadar sorgulandıklarını, saat 04:00 surlarında sorgulamanın bittiğini, karakola götürüldüklerini, müvekkillerinden kapalı yer fobisi olan ve ilaç kullanan …’nin daha büyük sıkıntılar çektiğini, ilaç dozajını arttırmak zorunda kaldığını, 26 Kasım 2015 günü mahkemeye çıkarıldıklarını, kendi paraları ile avukat tuttuklarını, müvekkilleri hakkında deport kararı alınması yanında para cezası verilmesinden sonra sınır dışı edilmeyi beklerken müvekkillerinin Soçi toplama kampına götürülecekleri, orada on beş gün kaldıktan sonra sınır dışı işlemlerinin yapılacağının duyurulduğunu, bunu duyan müvekkillerinin fenalaştığını, 22:00 surlarında çok eski bir otobüse bindirildiklerini, eşyalarını almalarına izin verilmediğini, kampta farklı ülkelerden farklı nedenlerle gelen kişilerin bulundukları odalara dağıtıldıklarını, odalardaki yatakların çok pis ve bitli oldukları için uyumadan sabahladıklarını, uzun görüşmeler sonucunda bir miktar para ödemek kaydıyla sınır dışı edildiklerini, neredeyse bir fuar parası harcayarak dönebildiklerini, müvekkillerinin biletler dahil 4.617,15 TL gideri olduğunu, stant ve nakliye dahil 23.239,65 TL fuar giderleri olduğunu, yanan uçak biletleri için 1.194,00 TL harcadıklarını, Soçi dönüş biletleri için 1.500,00 TL giderleri olduğunu, müvekkillerinin deport olmaları nedeniyle 5 yıl Rusya’ya gidemeyeceklerini, başka fuarlara katılamayacaklarını iddia ederek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, davalılardan müştereken ve müteselsilen, fatura ve bilet bedelleri için şimdilik, 1.000,00 TL maddi, dava konusu fuar ve beş yıllık dönemde Rusya’ya gidememeleri nedeniyle şimdilik, 1.000,00 TL maddi ve müvekkillerinin duydukları üzüntü ve çektikleri eziyetler nedeniyle 30.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalılar vekili; yetkili mahkemenin İstanbul Çağlayan Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu, davanın belirsiz alacak veya kısmi dava olarak kabul edilemeyeceğini, her bir davacı için ayrı ayrı ne kadar istemde bulunulduğunun bildirilmesinin zorunlu olduğunu, davalılar yönünden davanın ayrılması gerektiğini, davacı gerçek kişilerin müvekkillerine yönelik aktif husumet ehliyetlerinin bulunmadığını, müvekkilleri ile zarar arasındaki illiyet bağının yasal dayanaktan yoksun olduğunu, davacı şirket ile müvekkili … arasında 19/08/2015 tarihli fuar katılım sözleşmesinin akdedildiğini, fuarın yapılması sonrasında, 27/11/2015 tarihli faturanın keşide edildiğini, Rusya’da düzenlenen fuar tarihlerinin 24-27 Kasım 2015 olduğunu, fuarın birinci günü olan 24 Kasım 2015 tarihinde Rusya Federasyonu Hava Kuvvetlerine ait bir uçağın sınır ihlali gerçekleştirilmesinden dolayı Türk Hava Kuvvetleri tarafından düşürüldüğünü ve sonuçlarının günümüze kadar yansıyan çok ciddi olayların başlamasının söz konusu olduğunu, dava konusu olay üzerine hiçbir hukuki gerekçe olmaksızın Rusya Devleti tarafından Türk Şirketleri ve vatandaşlarına karşı işlemler yapıldığını ve / veya yasaklamalar getirildiğini, bu işlemler veya yasaklamaların tek gerekçesinin uçağın düşürülmesi ertesinde Rusya Devleti tarafından ekonomik misillemelerde bulunularak Türkiye Cumhuriyeti Devletinin uluslararası hukuk nezdinde ki çok haklı egemenlik hakkını kullanarak sınırlarını korumasına karşı Türkiye’den talepte bulunduğu özür, zararlarının tazmini ve ilgililerin cezalandırılması gibi haksız taleplerinin yerine getirilmesinin sağlanması olduğunu, uçağın düşürülmesi ertesindeki gazete haberleri ve diğer delillerden müvekkillerine atfedilebilecek herhangi bir kusurun bulunmadığını, emsal Yargıtay kararlarında uygun nedensellik bağının, illiyet bağının, mücbir sebep, zarar görenin kusuru ve / veya üçüncü kişinin kusuru ile kesileceğinin bildirildiğini, maddi ve hukuki gerçekler karşısında Rusya Devleti’nin açık ağır kusuru sonucunda illiyet bağının kesildiğini savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İZMİR 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN 2016/641 ESAS, 2016/1086 KARAR VE 18/11/2016 TARİHLİ KARARI İLE; Davanın, dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine, kararın kesinleşmesi ve talep halinde dosyanın yetkili İstanbul Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir. Karar, davacılar vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İZMİR BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİNİN 17. HUKUK DAİRESİNİN 2017/134 ESAS, 2017/206 KARAR VE 10/03/2017 TARİHLİ KARARI İLE; Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun oy çokluğuyla reddine karar verilmiştir. Kararın kesin olarak verilmiş olması nedeniyle dosya kesinleştirilerek İstanbul Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmiştir.
İLK DERECE MAHKEME KARARI: Mahkemece; davacıların fuara katılmakla birlikte fuarın devamını sağlayamadıkları, fuarın amacına ulaşamadıkları, suçlu duruma düştükleri, ülkeye dönemedikleri, dönme ihtimaline göre her gün için yakınlarının uçak bileti masrafı yaptıkları ve bu şekilde maddi ve manevi zarara uğradıklarının tartışmasız olduğu, ancak taraflarca bilinemeyecek, beklenemeyecek ve ” illiyet bağını kesecek ” nitelikteki uçak düşmesi hadisesi nedeni ile artık tüm bu olumsuzluk ve zararlardan davalıların hukuki sorumluluğunun kesilmiş bulunduğu, davanın taraflarınca ve hatta yetkili kişiler açısından bile öngörülemeyecek, beklenmeyecek, son derece standart dışı ve olağanüstü bir hadise nedeni ile davalıların sorumluluğuna gidilemeyeceği ve illiyet bağının kesilmiş olduğu gerekçesiyle davacı tarafça açılan tüm davaların yerinde görülmediğinden reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Karar, davacılar vekili ve davalılar vekili tarafından yasal süresi içerisinde istinaf edilmiştir. Davacılar vekili istinaf nedenleri olarak; dava dilekçelerindeki iddiaları tekrar ettikten sonra, sözleşmenin davalı … Uluslararası Fuarcılık tarafından imzalanmış maktu bir sözleşme olduğunu, genel işlem şartı niteliğindeki bu maddenin fuar katılımcısının kendinden kaynaklı sebeplerle fuara katılmaması halinde organizasyon şirketini koruyan kalkan bir madde olduğunu, dava konusu olayla ilgisinin olmadığını, yanlış yorum yapıldığını, bir başka önemli hususun ise Rusya tarafından hiçbir zaman vize muafiyeti sağlanmadığını, tur şirketinin bu hususta müvekkillerini yanlış bilgilendirdiğini, uçak krizinin yanı sıra müvekkillerinin sınır dışı edilmesinin asıl sebebinin vize almamış olmaları bulunduğunu, tanıklarının dahi dinlenmediğini, gerekçeli kararda uçak krizinin tüm ülkenin malumu olduğundan tanıkların dinlenmesine gerek olmadığına karar verildiğini, müvekkillerinin çektiği sıkıntıları davalı firmanın müvekkillerini yanlış yönlendirdiklerini belirterek, bildirdikleri deliller toplanmadan ve tanıkları dinlenmeden verilen ret kararının hatalı olduğunu iddia ederek, kararın kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir. Davalılar vekili istinaf nedenleri olarak; her bir davacı için ayrı ayrı maddi ve manevi tazminat isteminde bulunulduğunu, neticede reddedilen her bir istem için her bir davacı aleyhine ve her bir davalı lehine ayrı ayrı vekalet ücretinin hükmedilmesi gerektiğinin dikkate alınmadığını, davacıların ayrı ayrı ne kadar miktarda maddi ve manevi tazminat isteminde bulunduklarını bildirmediklerini iddia ederek, yeniden yargılama yapılması gerektirmediğinden hükmün kaldırılması ve vekalet ücretleri yönünden kararın düzeltilmesini, maddi ve manevi tazminat için müvekkilleri lehine ayrı ayrı vekalet ücreti verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE: Dava, fuar katılım sözleşmesi kapsamında uğranılan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, dosya kapsamına göre, illiyet bağının kesilmiş olduğu belirtilerek yukarıda ayrıntılı şekilde yer verildiği üzere davanın reddine karar verilmiştir. Uyuşmazlık; davacıların davalarını yalnızca fuar katılım sözleşmesine dayandırıp dayandırmadıkları, mahkeme kararının usul ve yasaya uygun bulunup bulunmadığı, delillerin toplanmadan verilmiş bulunan hükmün dosya kapsamına uygun bulunup bulunmadığı, davalılar lehine verilen vekalet ücretinin yerinde olup olmadığına ilişkindir. Talebin niteliği, taraf sayısı, tarafların istinaf nedenleri ile mahkeme hükmü de göz önünde bulundurularak, öncelikle usule ilişkin eksiklikler üzerinde durulmasına ihtiyaç duyulmuştur. Her ne kadar dava fuar katılım sözleşmesi kapsamından uğranılan maddi ve manevi tazminat olarak nitelendirilmiş ise de dosya kapsamından ve dava dilekçesine ekli fuar katılım sözleşmesinden, sözleşmenin davacılardan şirket ve davalılardan … Ltd Şti arasında imzalandığı, diğer davalı ve davacıların sözleşme üzerinde herhangi bir imza veya temsilcilik sıfatı ile ilgili bilginin yer almadığı anlaşılmıştır. Talebin niteliği gereğince davacılar arasında 6100 sayılı HMK’nın 57.maddesi gereğince ihtiyari dava arkadaşlığının bulunduğunu anlaşılmaktadır. Aynı yasanın 58.maddesi gereğince, dava arkadaşlarından her birinin diğerinden bağımsız olarak hareket edeceği düzenlenmiştir. Dava dilekçesine ekli mutemet alındı belgelerinin incelenmesinden, yalnızca davacı …tarafından 11/05/2016 tarihli sayman mutemet alındısı ile harç ve masraflarını karşılanmış olduğu tespit edilmiştir. 492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince her bir davacı tarafınca gerekli olan harç ve yargılama giderlerinin karşılanması gerekecektir. Bu durumda mahkemece işin esasına girilmeksizin, Harçlar Kanunu gereğince gerekli harç ve yargılama giderini karşılamadığı anlaşılan davacılardan … ve …’ne harç ve giderlerin karşılanması için kesin mehil verilerek söz konusu harcın mahkeme veznesine yatırılmasının sağlanması, aksi halde adı geçen davacılar hakkında açılmış olan dava dosyasının işlemden kaldırılması kararı gerekirken bu usulü eksikliğe riayet edilmemiş olması usul ve yasaya uygun düşmemiştir. 6100 sayılı HMK’nın 120.maddesinde, harç ve gider avansının ödenmesi düzenlenmiştir. Yasanın birinci fıkrasında, davacının yargılama harçları ile her yıl Adalet Bakanlığınca çıkarılacak gider avansı tarifesinde belirlenecek olan tutarı dava açarken mahkeme veznesine yatırmak zorunda olduğu, ikinci fıkrasında ise, avansın yeterli olmadığının dava sırasında anlaşılması halinde mahkemece bu eksikliğin tamamlanması için davacıya iki haftalık kesin süre verileceğine yer verilmiştir. Aynı yasanın 114.maddesinde düzenlenen dava şartları arasında ve 114/1-g bendinde davacının yatırması gereken gider avansının yatırılmış olması da sayılmıştır. Açıklanan yasal düzenlemeler kapsamında ve yukarıda yer verildiği şekilde, davacılar arasında zorunlu dava arkadaşlığının bulunmaması da göz önünde bulundurularak gerekli olan harç ve giderlerin tamamlattırılması ve mevcut duruma göre gerekli olan kararların verilmesi gerekirken söz konusu usulü eksikliğin giderilmeksizin işin esasının incelenmiş olması isabetli olmamıştır. Kabule göre ise; davacılar vekili tarafından dava dilekçesinde atıf yapılan fuar katılım sözleşmesindeki taraflarda göz önünde bulundurularak, davacılar vekiline davasının her bir müvekkili yönünden hangi iddiaya dayandırdığını, hangi davalıya karşı ne kadarlık maddi ve manevi tazminat talebinde bulunduğunu açıklattırması için HMK 31.maddesi de göz önünde bulundurularak bu konuda yazılı dilekçeyi dosyaya ibraz etmeleri için süre verilmesi gerekirken bu eksikliğin giderilmemiş olması da uygun düşmemiştir. 6100 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunun 3.kısmında düzenlendiği şekilde yazılı yargılama usulüne tabi olan iş bu davada uygulanması gereken yasal düzenlemeler kapsamında tarafların usulü itirazlarının cevaplandırılmamış olması, kararda buna ilişkin olarak yeterli gerekçeye yer verilmemiş olması da isabetli olmamıştır. Davalılar vekilinin istinaf başvurusuna gelince, davacıların her iki davalı şirketten de maddi ve manevi tazminat talep etmiş oldukları göz önünde bulundurulmaksızın, davalılar yararına tek bir vekalet ücretine karar verilmiş olması da uygun görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle ve özellikle 6100 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunun ve ilgili mevzuat hükümleri gereğince, davacılar arasında mecburi dava arkadaşlığının olmaması da göz önünde bulundurularak, davacı gerçek kişiler yönünden gerekli olan harç ve gider avansının karşılanması için yasal işlemlerin yerine getirilmesine, harç ve gider avansının karşılanması aşamasından sonra her bir davacının her bir davalıya karşı ne oranda maddi ve manevi tazminat talebinde bulunduklarının açıklattırılması, dava dilekçesine ekli sözleşmenin taraflarının davacı şirket ve davalılardan … olduğu göz önünde bulundurularak, HMK 194.maddesi gereğince, tarafların dayandıkları vakıaları ispata elverişli şekilde somutlaştırmaları, tarafların dayandıkları delili ve hangi delilin, hangi vakıanın ispatı için gösterildiğinin açıkça belirtmelerinin zorunlu olduğu düzenlemesi de göz önünde bulundurularak davacılar vekiline bu madde kapsamında talebin somutlaştırılmasının ve buna dair açıklayıcı dilekçe sunmasının istenilmesine, usulü işlemlerin tamamlanması aşamasından sonra ise tarafların dosyaya ibraz etmiş olduğu tüm delillerin incelenmesi, eksik delil veya başka yerden getirtilmesi gereken delillerin mevcudiyeti halinde dosyaya celp ve ibrazından sonra ve gerekirse maddi tazminat talebi yönünden bilirkişi raporu alınmak suretiyle işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken usulü eksiklikler sonucu karar verilmiş olması HMK 353/1-a/6 bendinde ifade edildiği üzere uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış veya değerlendirilmemiş olması ya da talebin önemli bir kısmı hakkında karar verilmemiş olması düzenlemesi kapsamında uygun düşmediğinden tarafların istinaf başvurularının esasa ilişkin hususlar incelenmeksizin ayrı ayrı kabulüne dair karar verilmesi gerekmekle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Davacılar vekilinin ve davalılar vekilinin istinaf başvurularının esasa ilişkin hususlar incelenmeksizin ayrı ayrı KABULÜNE, 2-İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/520 Esas, 2017/958 Karar ve 05/12/2017 tarihli kararının KALDIRILMASINA, 3-Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde yeniden bir karar verilmek üzere mahalli mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununu gereğince alınması gereken 59,30 TL istinaf maktu karar harcının davacılardan …, davacılardan …ve davalılardan … tarafından peşin olarak yatırıldığı anlaşıldığından adı geçenlerden yeniden harç alınmasına YER OLMADIĞINA, alınması gereken 59,30 TL istinaf karar harcından davacı …’ın peşin olarak yatırmış olduğu 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 23,40 TL harcın …’dan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA, alınması gereken 59,30 TL istinaf karar harcından davalı … Ltd Şti ‘nin peşin olarak yatırmış olduğu 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 23,40 TL harcın … Ltd Şti’den tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA, 5-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti hakkında karar verilmesine yer olmadığına, 6-Taraflarca yapılan istinaf yargılama giderlerinin mahkemece yeniden verilecek hükümde değerlendirilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a6.fıkrası gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.24/06/2021