Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2021/656 E. 2021/968 K. 16.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/656 Esas
KARAR NO: 2021/968
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 04/12/2020
NUMARASI: 2020/454 Esas, 2020/552 Karar
DAVA: İFLAS (Kambiyo Senetlerine Mahsus Takipten Doğan İtirazın Kaldırılması Ve İflas (İİK 174))
KARAR TARİHİ: 16/09/2021
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, 29/08/2020 tarihli dava dilekçesinde; müvekkili şirketin inşaat işleri ile iştigal ettiğini, kendisi tarafından inşaatı yapılan bir kısım arsalarını da değişik müteahhitlere kat karşılığı inşaat sözleşmeleri ile inşaat yaptırmak üzere verdiğini, müvekkilinin hissedarı bulunduğu taşınmaz üzerine davalı tarafça inşaat yapılmak üzere 28/01/2013 tarihli düzenleme şeklinde gayrimenkul satış vaadi ve kat karşılığı inşaat sözleşmesi yapıldığını, devamında ek sözleşme ve tadilat sözleşmelerinin yapıldığını, davalının edimlerini yerine getirmemesi nedeniyle tadilat sözleşmesinin yapılması gerektiğini, müvekkili tarafından kendisine ait olacak yerlerin imalatlarını tamamladığını, davalı ile müvekkili arasında bu kez sulh protokolü yapıldığını, davalının protokolde yazılı bulunan bir kısım çekleri vermeyi ve bu çeklerin yanında aynı zamanda bağımsız bölümlerin verilmesi hususunun kararlaştırıldığını, ancak davalının çek bedelini ödemediğini, 375.000,00 TL bedelli çekin bankaya ibraz edildiğini ve karşılıksız çıktığını, bunun üzerine davalı hakkında kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında takip başlatıldığını, takibin kesinleştiğini, ancak para tahsilatının mümkün olmadığını, bunun üzerine ise dosyadaki takibin kambiyo senetlerine özgü iflas yoluyla takibe çevrildiğini, ancak davalının haksız ve hukuka aykırı şekilde karşılıksız kaldığını bildiği çeke açıkça itiraz edip takibin durmasına neden olduğunu iddia ederek, davalı tarafın takip dosyasına yapmış olduğu itirazın kaldırılmasını, müvekkilinin alacaklı olduğunun kabulünü ve takibin devamına, %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatı ile davalı tarafın iflasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, mahkemenin davaya bakmakta yetkili olmadığını, icra müdürlüğünde yetki itirazında bulunulduğunu, İstanbul 6. İcra Hukuk Mahkemesinde açılan davanın henüz sonuçlanmadığını, İİK 154/3.hükmü uyarınca iflas davasının borçlunun muamele merkezinin bulunduğu ticaret mahkemesinde açılması gerektiğini, müvekkili şirketin adresinin Zeytinburnu / İstanbul olduğundan yetkili icra dairesi ve mahkemenin Bakırköy İcra Dairesi ve mahkemeleri olduğunu, müvekkilinin aciz durumunda olmadığını, iflas koşullarının oluşmadığını, icra hukuk mahkeme kararının bekletici mesele yapılması gerektiğini, iflas talepli olarak açılan davanın hak arama özgürlüğünü kötüye kullanmak olduğunu savunarak, davanın usul ve esastan reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEME KARARI: Mahkemece; dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, İİK 154. maddesinde, iflas takiplerinde yetkili mercinin düzenlendiği, anılan maddenin son fıkrasında, iflas davalarının mutlaka borçlunun muamele merkezinin bulunduğu yer Ticaret Mahkemesinde açılacağının belirtildiği, bu maddede düzenlenen yetkinin kesin yetki olup, mahkemece resen gözetilmesi gerektiği, HMK 114. maddesinde, kesin yetkinin dava şartları arasında sayıldığı, davalı şirketin sicil kaydı incelendiğinde, adresinin Zeytinburnu/İSTANBUL’da olduğunun tespit edildiği, Zeytinburnu ilçesi yargı yeri bakımından Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemelerinin yargı yetkisi içerisinde olduğu, huzurdaki bu davanın Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemelerinde görülüp sonuçlandırılması gerektiği belirtilerek, HMK 115. Maddesi gereğince, dava şartlarının, yargılamanın her aşamasında mahkemece resen gözetilmesi gerekeceği, iflası istenen davalı şirketin kayıtlı olduğu adresin mahkemenin yargı çevresinde bulunmaması, iflas davasında mahkemenin yetkisinin kesin yetki olması karşısında davanın kesin yetki-dava şartı yokluğundan usulden reddine ve dosyanın karar kesinleştiğinde süresi içinde talep halinde Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemelerine gönderilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Karar, davalı vekili tarafından yasal süresi içerisinde istinaf edilmiştir. Davalı vekili istinaf nedenleri olarak; mahkemece yetkisizlik kararı verilmiş olmasına rağmen kendilerine vekalet ücreti verilmemiş olmasının yerinde olmadığını iddia ederek, istinaf başvurularının kabulü ile vekalet ücretine dair karar verilerek hükmün düzeltilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE: Dava, İflas yolu ile başlatılan icra takibine itiraz üzerine açılan, itirazın kaldırılması ve iflas davasıdır. (İİK 156 m ). Mahkeme kararı, istinaf nedenleri ve HMK 355.maddesi de göz önünde bulundurularak incelenmiştir. Uyuşmazlık; iflas yoluyla başlatılan takipte icra dairesi ve mahkemenin yetkisi ile yetki itirazlarının incelenme sırası ve yargılama giderlerine dair hükmün ne olması gerektiğine ilişkindir. Dosya kapsamından; davacı alacaklının davalı şirket hakkında 05/10/2018 tarihinde İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasında 375.000,00 TL asıl alacak ve ferileri olmak üzere 415.585,94 TL alacağın tahsili amacıyla kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takip başlattığı, davacının başlatmış olduğu icra takip yolunu 28/01/2020 tarihinde kambiyo senetlerine özgü iflas yoluyla takip olarak değiştirdiği, davalı borçlu şirkete örnek 12 ödeme emrinin 03/02/2020 tarihinde tebliğ edildiği, davalı vekilinin takibe konu borcun tamamına, faize ve tüm ferilerine yasal süre içerisinde itiraz ettiği, davacının ise İİK 156.maddesi gereğince bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde itirazın kaldırılması ve iflas talepli iş bu davayı açtığı, davalı borçlu şirketin adresinin … Mah. … Sok. … Sitesi No:…, Zeytinburnu/İSTANBUL olduğu anlaşılmıştır. İİK‘nun 154.maddesinde iflas yolu ile takiplerde yetkili icra dairesi ve yetkili mahkeme düzenlenmiştir. İflas davasında yetkili mahkeme borçlunun muamele merkezinin bulunduğu yer ticaret mahkemesidir. (İİK.m.154) İflas davasında yetki, kamu düzeninden olduğundan yetki itirazında bulunulmamış olsa bile mahkeme yetkili olup olmadığını kendiliğinden gözetecektir. İflas takibi yetkisiz yerde başlatılmış ve itiraz edilmemiş olsa bile iflas davasının mutlaka borçlunun muamele merkezinin bulunduğu yer ticaret mahkemesinde açılması gerekir. İflas davasında yetki kamu düzeninden olduğu için yetki sözleşmesi yapılamaz. İflas yoluyla takibe yetki yönünden itiraz edilmemesi halinde bu yer icra dairesi yetkili hale gelirse de, iflas davasının mutlaka borçlunun muamele merkezinin bulunduğu yerde açılması gerekir. İflas davasını inceleyen ticaret mahkemesi yetki itirazı olmasa bile yetkili olup olmadığını yargılamanın her aşamasında kendiliğinden gözetir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 114/1-ç bendinde, yetkinin kesin olduğu hallerde mahkemenin yetkili olması dava şartları arasında yer almaktadır. İflas yolu ile takipte icra dairesinin yetkisi kamu düzeninden değildir. Yetki Sözleşmesi ile başka yer icra dairesi de yetkili kılınabilir. Somut davada, her ne kadar iflas yolu ile takip davalı şirketin muamele merkezinin bulunduğu yer icra dairesinde başlatılmamış ise de davalı borçlu şirket tarafından icra dairesinin yetkisine herhangi bir itirazda bulunulmamıştır. Ancak davalı borçlunun muamele merkez adresinin, Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemesinin yetki alanı içerisinde olduğu tarafların kabulündedir. Bu sebeple mahkemece mahkemenin yetkisizliği nedeniyle dava dilekçesinin usulden reddine karar verilmiş olması isabetlidir. Ne var ki, HMK’nın 20.maddesinin aynı yasanın 114/1-ç bendinde düzenlenen yetkinin kesin olduğu hallerde mahkemede yetkili bulunmasına dair düzenlemede uygulanma yeri bulunmadığından söz konusu madde kapsamında mutlak yetkiye yönelik dava şartı yokluğunda yasanın 115/2.fıkrasında yer verildiği üzere davanın dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilmesi gerekirken HMK 20.maddesi gereğince dava şartı olmayıp ilk itirazlar arasında yer alan yetki itirazı gibi değerlendirilerek dosyanın karar kesinleştiğinde yetkili yer mahkemesine gönderilmesine dair hüküm tesisi ve buna ilişkin yargılama giderlerinin yetkili yer mahkemesinde değerlendirilmesine dair karar verilmiş olması isabetli bulunmamıştır. Açıklanan nedenlerle ve özellikle İİK 154 ile 6100 sayılı HMK’nın 114 ve devamı maddeleri gereğince, iflas yoluyla başlatılan takip sonucu açılan davanın, davalı borçlu şirketin muamele merkezinde açılması gerektiği ve bu yetkinin mutlak yetki olduğu gözetilerek, davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden ret kararı isabetli olduğundan ve davalı vekilinin buna ilişkin açık bir istinaf talebi bulunmadığından HMK 355.madde de gözetilerek mahkeme kararının bu yönden isabetli olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Ancak HMK 115/2.fıkrası gereğince davanın usulden ret kararı ile birlikte mahkemenin dosyadan el çekmiş olduğu da gözetilerek davalı yararına vekalet ücretine ve diğer yargılama giderlerine dair hüküm tesis edilmesi gerekirken, iş bu davada uygulanma yeri bulunmayan 331/2.fıkrası gereğince yargılama giderlerinin yetkili yer mahkemesince değerlendirilmesine dair hüküm yerinde olmamıştır. Ne var ki mahkemece yapılan bu hata yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile hükmün düzeltilerek yeniden karar verilmesine dair karar verilmesi gerekmekle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Davalı şirketin istinaf başvurusunun KABULÜNE, 2-İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2020/454 Esas, 2020/552 Karar ve 04/12/2020 tarihli kararının KALDIRILMASINA, 3-a) Davanın, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 114/1- ç bendinde düzenlenen, yetkinin kesin olduğu hallerde mahkemenin yetkili bulunmasına dair dava şartı yokluğu nedeniyle aynı yasanın 115/2. fıkrası gereğince usülden REDDİNE, b) Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 59,30 TL harçtan davacının peşin olarak yatırmış olduğu 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 4,90 TL harcın davacıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA, c) Davacının yapmış olduğu yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, d) Davalı kendisine vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince davalı yararına 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, e) 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 333. maddesi gereğince, hükmün kesinleşmesi ile birlikte yatırılan avansın kullanılmayan kısmının, kararın tebliğ gideri karşılandıktan sonra yatıran tarafa iadesine, 4- Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken istinaf harçları peşin olarak alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına, 5- İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ve talebin niteliği gereğince vekalet ücreti hakkında karar verilmesine yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunun 353/1a-4 bendi gereğince kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.16/09/2021