Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2021/655 E. 2021/813 K. 24.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/655 Esas
KARAR NO : 2021/813
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 09/12/2020
NUMARASI: 2020/713 Esas, 2020/556 Karar
DAVANIN KONUSU: Konkordato (Adi Konkordatodan Kaynaklanan (İİK 285 İla 308/h))
KARAR TARİHİ: 24/06/2021
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesi ile; taraflar arasındaki ticari iş çerçevesinde tarafların mutabakatı ile davalı borçludan 57.457,09 Euro alacakları bulunduğunu, borcun ödenmemesi üzerine takip başlattıklarını, takip başlattıktan sonra davalının İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/1148 Esasına kayıtlı dosyasında konkordato talep ettiğini ve davalıya kesin mühlet verildiğini, konkordato dosyasında 355.963,91 TL alacaklarının kaydını talep etmişlerse de, davalının 05/12/2018 tarihli tedbir tarihi itibarıyla borcun 231.365,63 TL’lik kısmını kabul ettiğini, kalan kısmın faiz ve icra masrafları olduğundan reddettiğini, konkordato komiserlerinin borçlunun alacağın bir kısmını reddettiğini kendilerine bildirmediğini, İİK’nın 302/6 maddesi gereği çekişmeli alacakla ilgili oylamaya ne miktar üzerinde katılacağı hususunda karar verilmesi gerektiğini, cari hesap dökümü, mutabakat, faturalar ve diğer belgeleri ile alacaklarının sabit olduğunu belirterek 355.963,91 TL alacakları bulunduğunun tespitini ve bu miktar üzerinden nisaba dahil edilerek alacaklılar toplantısına katılmalarını talep ve dava etmiştir.İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/194 Esas, 2020/154 Karar sayılı kararında, görevli mahkemenin konkordato talebini inceleyen mahkeme olduğu gerekçesiyle görevsizlik nedeniyle davanın usulden reddine karar vermiştir.İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/713 Esas, 2020/556 Karar sayılı kararı ile; konkordato dosyasında davacının alacak talebi ile ilgili komiser heyetinin görüşü ve bilirkişinin raporu doğrultusunda kesin olarak karar verildiği, davacının ayrı bir dava açmasında hukuki yararı bulunmadığı gerekçesiyle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.Davacı vekili bu karara karşı istinaf yoluna başvurmuştur. İstinaf nedenleri olarak; dava dilekçesini tekrarla, delillerin incelenmediğini ve esasa girilmediğini, karar ile müvekkilinin alacağının tahsilinin imkansız hale geldiğini belirterek kararın kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir. Dava, konkordato davasında davalı tarafından itiraz edilen ve çekişmeli hale dönüşen alacağın tespiti ve konkordato nisabına dahil edilmesi istemine ilişkindir.Borçlu hakkında kesin mühlet verilmesinden sonra komiser tarafından İİK’nın 288. maddesi uyarınca yapılacak ilanla alacaklılar alacaklarını bildirmeye davet olunur. (İİK.m.289). İİK’nın 300. maddesi gereği komiser, iddia olunan alacaklar hakkında borçluyu açıklamada bulunmaya davet eder. Borçlu bildirilen alacağı kısmen veya tamamen reddedebilir. Bu durumda reddedilen alacak çekişmeli hale gelir ve bu alacağın konkordato çoğunluğunun hesaplanmasında dikkate alınıp alınmayacağına, dikkate alınacaksa ne oranda dikkate alınacağına İİK’nın 302/6 maddesi gereği mahkemece karar verilir. Ancak bu iddialar hakkında ileride mahkemece verilecek hükümler saklıdır. Mahkeme çekişmeli alacakları incelerken alacağın esasına ilişkin ayrıntılı bir inceleme yapmayıp, sadece alacaklının oy hakkına yönelik inceleme yapacaktır.Somut davada, davacı konkordato yargılamasında davalı borçlunun itirazına uğrayan alacağının tespit edilerek nisaba dahil edilmesini talep etmektedir. Çekişmeli alacakların konkordato müzakerelerinde oy kullanıp kullanmayacaklarına, yani nisaba dahil olup olmayacaklarına konkordatoyu tasdik eden mahkeme karar vereceğinden, bu mahkemeye yapılacak başvuru yeterlidir. Davacının bu talebini ayrı bir dava ile ileri sürmesinde hukuki yararı bulunmamaktadır. HMK’nın 114/1-h bendi uyarınca davacının dava açmakta hukuki yararının bulunması dava şartıdır. İlk derece mahkemesinin gerekçeli kararında da davacının dava açmakta hukuki yararının bulunmadığı tespit edilmiştir. Ancak mahkemece hukuki yarar yokluğu nedeniyle davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmesi gerekirken, karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi doğru görülmemiştir.Açıklanan nedenler ile davacı vekilinin istinaf talebinin yukarıda belirtilen nedenler ile kabulü ile HMK’nın 353/1.b.2 bendi gereğince kararın kaldırılmasına ve davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine, mahkemece verilen kararda davalı yararına vekalet ücreti verilmesine yer olmadığına karar verildiği ve bu yönden karara karşı istinaf yoluna başvurulmadığı da gözetilerek davalı lehine vekalet ücreti takdirine yen olmadığına dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile, İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2020/713 Esas, 2020/556 Karar, 09/12/2020 tarihli kararının HMK’nın 353/1.b.2 maddesi gereğince KALDIRILMASINA, yeniden HÜKÜM TESİSİNE,2a-Davanın hukuki yarar yokluğu nedeniyle dava şartı yokluğundan USULDEN REDDİNE, 2b-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa gereğince alınması gereken 59,30-TL maktu karar ve ilam harcının, davacı tarafından peşin olarak yatırılan 54,40-TL harçtan mahsubu ile bakiye 4,90 TL harcın davacıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA,2c-Davalı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, İstinaf Giderleri Yönünden3-İstinaf harçları peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına, 4-Kararın mahiyetine göre davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,5-İstinaf incelemesi sırasında duruşma yapılmadığından istinaf vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,6-HMK 333. maddesi gereğince yatırılan avansın kullanılmayan kısmının hüküm kesinleştikten sonra yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 353/1-b/2 bendi ile aynı kanunun 361. Maddesi gereğince kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi.24/06/2021