Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2021/647 E. 2021/722 K. 10.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/647 Esas
KARAR NO: 2021/722
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 25/11/2020
NUMARASI: 2020/453 Esas
TALEP: İHTİYATİ HACİZ
KARAR TARİHİ: 10/06/2021
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, 25.08.2020 tarihli dava dilekçesinde, zorunlu arabuluculuk müessesi kapsamında yapılan başvurudan herhangi bir sonuç alınamadığını, müvekkili şirketin, 3996 sayılı Bazı Yatırım ve Hizmetlerin Yap- İşlet -Devret Modeli Çerçevesinde Yaptırılması Hakkında Kanun hükümlerine göre Yavuz Sultan Selim Köprüsü ve Kuzey Çevre Otoyolunun İşletme hakkı sahibi olduğunu, davalının ise müvekkili şirkette bulunan köprü ve otoyolları kullanmış bulunan tüzelkişi tacir olduğunu, davalının, … plakalı aracı ile 21.01.2018/16.06.2018 tarihleri arasında ücret ödemeksizin, işletme hakkı müvekkili şirkette olan Yavuz Sultan Selim Köprüsü ve bağlı otoyolundan ihlalli geçişler gerçekleştirdiğini, deliller olarak, ihlalli geçiş kayıtları, ihlalli geçit görüntüleri ve provizyon sorgu sonuçlarının içinde bulunduğu CD/DVD’yi fiziksel olarak sunacaklarını, geçiş ücretleri ve bu ücretlere ait 6001 s.k m.30/5 hükmünün getirdiği yasal cezanın ödenmemesi üzerine alacağın tahsili amacı ile icra takibi başlatıldığını, davalının, herhangi bir borcu bulunmadığı gerekçesiyle İcra takibine ve faize itiraz ettiğini, davalının müvekkilinin işletmiş olduğu 3. köprü ve bağlantı otoyolundan geçiş yapmadığı yönünde bir savunmasının bulunmadığını iddia ederek, fazlaya İlişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında davalının icra takibine karşı yapmış olduğu itirazının iptaline, takibin devamına,%20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatının tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, müvekkilinin temerrüde düşürülmediğinden işlemiş faiz talebinin hukuka aykırı olduğunu, müvekkilinin hesabında yeteri kadar HGS geçiş ücreti için bakiyesi bulunmasına, davacı yanın HGS geçiş sistemi ile arasında sistemsel hata ve / veya teknik sorunlar olması sebebiyle müvekkilin hesabından geçiş ücretlerinin çekilmediğini, bu hususun PTT kayıtları ile sabit olduğunu, müvekkilinin yükümlülüğünün HGS hesabında yeterli para bulundurmak olduğunu, müvekkili şirkete ait aracın HGS geçiş bakiyesinin düzenli olarak kontrol edildiğini ve sıfırlanması dahi beklenmeden sürekli olarak yinelenerek doldurulduğunu, ihlalli geçiş yapıldığı belirtilen tarihlerde de müvekkili şirkete ait aracın HGS bakiyesinde fazlaca miktarda bakiye bulunduğunu, tamamen davacı yanın HGS geçiş sistemleri ile arasında yaşanan birtakım sistemsel ve /veya teknik sorunlar nedeniyle ücret çekiminin gerçekleştirilmediğini savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İHTİYATİ HACİZ KARARI: Mahkemece, 14.09.2020 tarihli ara karar ile İİK 257 maddesi uyarınca davacının İhtiyati haciz talebinin teminatsız olarak kabulüne karar verilmiştir. Ara karara karşı, davalı vekili tarafından itiraz edilmiştir.
İLK DERECE MAHKEME ARA KARARI; Mahkemece, teminatsız şekilde kabul edilen İhtiyati haciz kararına karşı davalı tarafça yapılan itirazı üzerine, 25.11.2020 tarihli ara kararla, İhtiyati haciz kararının,araç plakaları, ihlalli geçiş listeleri ve CD kayıtları uyarınca yaklaşık olarak ispat edildiği gerekçesiyle verildiği bu nedenle haczin dayandığı sebeplere yönelik itiraz nedenlerinin yerinde görülmediği, ancak, ihtiyati haciz talebi teminatsız kabul edilmiş ise de İİK 259. maddesi uyarınca teminat alınmasının yasal zorunluluk olduğu, ihtiyati hacze konu alacağın anılan yasa maddesindeki teminat alınmasına yönelik istisnalar kapsamında da olmadığı gözetilerek itiraz edilen vekilinin teminata yönelik itirazının kabulüne karar verilerek %15 oranında teminat miktarının karşılanmasına karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Davalı vekilinin, ihtiyati haciz ara kararına karşı itirazı üzerine, İhtiyati hacze İtirazın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı davacı ve davalı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Davacı vekili istinaf nedenleri olarak, iddialarına ve örnek kararlara yer vererek, 6 adet örnek davada beş adet davalı borçluya yönelik olarak istinaf ve yerel mahkemelerce, teminatsız şekilde ihtiyati haciz kararı uygulamasına karar verilmişken, huzurdaki davada, teminatsız ihtiyati haciz taleplerinin tamamen aynı prosedür izlenmesine rağmen reddediliyor olmasının eşitlik ilkesi ile bağdaşmadığını, davanın davalısına da anılan diğer örnek davalarda olduğu gibi uygulanması gerektiğini, eşitlik ilkesi ve kararların tutarlı olması gerekmesi sebebiyle kanuni ve hukuki bir mecburiyet olduğunu iddia ederek,25.11.2020 tarihinde verilen İhtiyati haciz taleplerinin teminatlı olarak kabulüne dair ara kararın kaldırılmasını ve talepleri doğrultusunda teminatsız şekilde İhtiyati haciz kararı verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili istinaf nedenleri olarak, müvekkilinin HGS hesabında yeterli bakiye olduğunun görmezden gelindiğini, yaklaşık ispat koşulunun sağlanmadığını, aksinin HGS kayıtları ile taraflarınca ispatlandığını, kaçak olduğu iddia edilen tarihlerde müvekkilinin HGS bakiyesinin geçiş ücretini karşılayacak tutarda olduğunu, davacının gişe sistemlerinde muhtemel bir arıza olduğu ve bu sebeple geçiş ücretinin çekilemediğinin görüldüğünü iddia ederek, kararın kaldırılmasını ve ihtiyati hacze itirazlarının kabulüne karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE: Talep, İhtiyati haciz kararına itiraz üzerine, İtirazın kısmen kabule dair verilen ara kararın kaldırılması istemine ilişkindir. 2004 sayılı İİK’nın 265/ son fıkrasında, itiraz üzerine verilen karara karşı istinaf yoluna başvurulabileceği düzenlenmiştir. Davacı ve davalı vekili İİK 265/ son ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 341/-1/ b bendi gereğince istinaf kanun yoluna başvurmuşlardır. 2004 Sayılı İİK’nın 257 ve devamında ihtiyati haciz düzenlenmiştir. İhtiyati haciz şartları 257. Maddede, 258. Maddede ise ihtiyati haciz kararına yer verilmiştir. 258. Maddenin ilk fıkrasında alacaklının alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek deliller göstermeye mecbur olduğu ifade edilmiştir. Somut olay bu anlamda değerlendirildiğinde, dava dilekçesine ekli, araç plakalarına dair ihlalli geçiş listesi, ihlalli geçiş olduğu iddiasına ilişkin görüntüleri içeren CD örneğinin dosya içerisinde olduğu anlaşılmaktadır.Davacı, ihlalli geçiş ve para cezası tutarının tahsili amacı ile ilamsız icra takibi başlatmıştır. Davalı, borca ve ferilerine itiraz etmiştir. Davacı vekilinin ise, harca esas dava değeri 10.186,43 TL miktar için iş bu İtirazın iptali davasını açtığı dosya kapsamından anlaşılmaktadır. İcra ve İflas Kanunun 258. maddesinin 2. cümlesinde “ Alacaklı alacağı ve icabında İhtiyati haciz sebepleri ( m.257) hakkında mahkemeye kanaat getirecek delilleri göstermeye mecburdur. ” Denilmektedir. Kanun senetlerden değil, delillerden bahsetmektedir. İhtiyati haciz kararı verilebilmesi için bir kimsenin aleyhine delil olmak üzere vücuda getirdiği bir belgenin varlığı şart değildir. İhtiyati haciz kararı verilirken dikkat edilmesi gereken hususun alacağın yazılı delille ispatı değil, alacağın varlığı konusunda hakime kanaat verecek dellilerin sunulmasıdır. Hakim, taraflar arasındaki ilişkiye,alacağı doğuran sebebin şekline ve niteliğine göre ibraz edilen delilleri değerlendirerek alacağın varlığı hakkında bir kanaata vardığı takdirde İİK ‘daki diğer şartlar mevcutsa İhtiyati haciz talebini kabul edecektir. Alacağın varlığına kanaat getirilmesi yaklaşık ispattır. Bununla birlikte hukuki bir işlem söz konusu olduğunda, alacağın varlığının bir belgeye veya belgeler zincirine dayanması tercih edilmesi gereken bir seçenektir. Diğer hukuki himaye tedbirlerinde olduğu gibi İhtiyati hacizde de amaç, davaya ilişkin bir yargılamadan farklı olarak maddi hukuka dayanan hak bakımından nihai bir karar verip uyuşmazlığı sona erdirmek değildir.Diğer yandan,İhtiyati haciz kararı verilebilmesi için “ alacağın yargılamayı gerektirmesi “ şeklinde bir koşul da kanunda öngörülmemiştir. Bu nedenle davalı vekilinin istinaf nedenlerinin yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır. İhtiyati hacizde teminat ise, İİK 259. maddede düzenlenmiştir. Maddede, ihtiyati haciz isteyen alacaklının hacizde haksız çıktığı takdirde borçlunun veya üçüncü şahsın bu yüzden uğrayacakları bütün zararlardan mesul ve HMK 96’ cı maddesinde yazılı teminatı vermeye mecbur olduğu, ancak, alacağın bir ilama müstenid ise teminatın aranmayacağı, ilam mahiyetinde bir vesikaya müstenid ise mahkemenin teminata lüzum olup olmadığını takdir edeceğine yer verilmiştir.Yasal düzenleme ve düzenlemenin niteliği ile talebin niteliğide gözönünde bulundurularak davacı vekilinin aksine iddia ve istinaf nedenlerinin isabetli olmadığı sonucuna varılmıştır. Açıklanan nedenlerle ve özellikle 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu ile ilgili mevzuat kapsamında davacı tarafın, yasada ifade edilen kanaat getiren dellileri ibraz ettiği kabul edilerek, İİK 257 vd maddeleri gereğince teminat mukabili ihtiyati haciz talebinin kabulüne dair itiraz üzerine verilen ara karar yerinde görüldüğünden davacı ve davalı vekilinin istinaf başvurusunun reddine dair karar verilmesi gerekmekle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere, 1- İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2020/453 Esas sayılı dosyasında verilen 25.11.2020 tarihli ara kararı usul ve yasaya uygun bulunduğundan davacı ve davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1-b/1 bendi gereğince esastan REDDİNE, 2- Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken istinaf karar harcı 59,30 TL harçtan taraflarca peşin olarak karşılanan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 4,90 TL harcın davacı ve davalıdan ayrı ayrı alınarak HAZİNEYE İRAT KAYDINA, 3- Tarafların yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4- İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti hakkında karar verilmesine yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b/1 bendi ile aynı kanunun 362/1-f bendi ve İİK’nun 258/son fıkrası gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.10/06/2021