Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2021/631 E. 2021/675 K. 03.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/631 Esas
KARAR NO : 2021/675
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 08/01/2021
NUMARASI: 2018/841 Esas, 2021/4 Karar
KARAR TARİHİ: 03/06/2021
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TALEP : Konkordato hükümlerinden yararlanmak isteyen borçlu şirket vekili tarafından, 14.11.2016 tarihli dilekçe ile talep tarihinde yürürlükte bulunan, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunun mülga 285. maddesi gereğince, İcra mahkemesine sunulan dilekçe ile müvekkili şirketin 08.07.2004 tarihinde tescil edildiğini, şirket merkezinin Sancaktepe / İstanbul olduğunu, 16 metrekarelik küçük bir dükkanda cam üretimi ile faaliyetine başlayan firmanın, 2001 yılında taşındığı 1000 metrekarelik fabrikasında 2013 yılına kadar alüminyum sürgü kapak mekanizmaları ve aksesuarları imalatı gerçekleştirirken 2013 yılında artan talebi karşılamak için prefabrik fabrikasına taşındığını, şirketçe üretilen ürünlerin, sürgünü kapak mekanizmaları, ayarlı çek -ger mekanizmalar, çekmece rayları, menfezler, aydınlatmalar, gardrop gurubu, alüminyum profiller ve fitiller gurubu olduğunu, son yıllarda ve özellikle son aylarda oluşan hızlı olumsuzluklar ve gerekse komşu ülkelerdeki iç kargaşalığın dünya ve yurt ekonomisinin dengesinin bozulmasına özellikle nakit hareketlerinin kısıtlı olmasına neden olduğunu, şirketin ödeme sıkıntısına girdiğini, karlılığın azalması vb nedenlerle finansal açık oluştuğunu ve şirketin darboğaza girdiğini, şirketin borç ödemelerinde kullanacağı nakit kaynaklarının, satışlardan elde edilecek nakit, alacaklardan yapılacak tahsilat, kasa, banka mevduatı, ortaklarca yapılacak 2.000.000,00 TL tutarındaki nakti sermaye artışı olarak sayılabileceğini, şimdilik, uzlaşma sağlanmış olan 51 alacaklıya isabet eden 20.180.152,03 TL alacaklılarla uzlaşma protokolü yapıldığını, bu meblağa göre 72 aya kadar haddelendirilerek faizsiz olarak 15.472.750,89 TL ödemeye başlandığını 4.707.401,14 TL indirim sağlandığını, sonuç olarak, müvekkili şirketin de diğer şirketler gibi nakit sıkıntısı içine düştüğünü, piyasadan almış olduğu ve ciro ederek satıcılara veya bankalara vermiş olduğu çekleri ödenmeme zorluğu çekildiğini veya kredileri daha uygun vadeler ile erteleme taleplerini karşılayamaması nedeni ile kendi borçlarını ödeyemez veya ödeme sıkıntısı içine düştüğünü, öncelikle şirketin faaliyetine devam edebilmesi ve mal varlığının korunabilmesi için gerekli tedbir kararlarının alınmasını v ve İcra ve İflas Kanunun 285. vd maddeleri gereğince konkordato taleplerinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.İSTANBUL ANADOLU 14. İCRA HUKUK MAHKEMESİNİN 2016/792 ESAS, 2016/915 KARAR ve 29.12.2016 TARİHLİ KARARI ile;Bilirkişi raporu ve borçlunun icra dosyasına sunduğu konkordato projesi dikkate alındığında, projenin alacaklıları zarara sokmak kastından ari olduğu gerekçesiyle açılan davanın kabulüne, davacıya 3 aylık konkordato mühleti verilmesine karar verilmiştir.Kararda, gerekli tedbirlere yer verilerek, konkordato komiserleri atanmıştır. Konkordato komiserleri, İcra ve İflas Kanunun mülga 296. maddesi gereğince, alacaklılar toplantısını takip eden on gün bittikten sonra, konkordatoya ilişkin bütün bilgileri ve bu süre içinde iltihak eden olmuşsa bunları da dikkate alarak, konkordatonun kabul edilip edilmediğine ve tasdikinin uygun olup olmadığına dair ticaret mahkemesine sundukları 23.03.2017 tarihli gerekçeli raporlarında, alacağını kayıt ettiren ve bilançoda kayıtlı alacaklı adedinin 138, konkordatonun kabulü için gerekli olan %50 asgari ekseriyetin 70, adede göre kabulün 89, adede göre reddin 49 olduğu, konkordatonun kabulü için gerekli olan %50 adet şartının oluştuğu, bilançoda kayıtlı ve alacağını kayıt ettiren alacak miktarının 20.538.960,58 TL, konkordato nisabına dahil olmayan imtiyazlı alacaklı miktarının 2.144.602,86 TL, rehinli ve leasing alacaklıları miktarının 5.914.220,90 TL, konkordato nisabına esas toplam alacağın 20.538.960,58 TL, İİK ‘nın 297/1. maddesi gereğince 2/3 miktarın 13.692.640,38 TL, kabul edilen alacak miktarının 17.147.168,98 TL, red edilen alacak miktarının 3.391.281,60 TL olduğu, konkordatonun kabulü için gerekli 2/3 çoğunluğun oluştuğu, borçlu projesinde de belirtildiği ve yıllık üretim kapasitesini gösterir cetveldende anlaşılacağı üzere, borçlarını konkordato teklifindeki vadelerde ödeyecek kapasitede olduğunu, borçlunun konkordato ödeme teklifini kabul eden alacaklıların tamamına yakınının konkordatoyu teminatsız kabul ettiklerini belirtmiştirler.
İDDİA:Davacı şirket konkordato komiserleri tarafından, ticaret mahkemesine sunulan, 23.03.2017 tarihli talep dilekçesinde, borçlu … Sanayi ve Ticaret Ltd.Şti ne İstanbul Anadolu 14. İcra Hukuk Mahkemesinin 2016/792 Esas ve 2016/915 Karar sayılı hükmü ile 29.12.2016 tarihinden itibaren 3 ay konkordato mehili verildiğini, konkordato komiseri olarak … atandığını, alacaklılara davet ilanının 07.02.2017 tarihinde gerçekleştirildiğini, alacaklıların kayıt işlemleri yapılarak alacak kayıtları ile ilgili borçlunun beyanlarının alındığını, alacaklılar toplantısının 06.03.2017 tarihinde yapıldığını, alacaklılara komiserlikçe hazırlanan raporun huzurda okunması sonucunda, toplantı ve konkordato tutanağının tanzim edildiğini, alacaklı tarafından tamamen veya kısmen red edilen alacaklarla ilgili komiserlikçe icra mahkemesine müraat edilerek ihtilaflı olan alacaklarla ilgili katılma kararı alındığını, borçlunun konkordato teklifi ( vade konkordatosu ) İİK 297. maddesinde bahsi geçen yasal çoğunluk tarafından kabul edildiğini, konuyla ilgili detaylı çalışma yapıldığını ve komiserlikçe konkordato raporu hazırlandığını, dilekçe ekinde yer alan konkordato raporuda dikkate alınarak konkordatonun tasdikine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN 2017/343 ESAS, 2018/411 KARAR ve 18.04.2018 TARİHLİ KARARI:Mahkemece, borçlunun tüm malvarlığının rayiç tespitleri dikkate alınarak toplam malvarlığının 44.712.221.45 TL olduğu, davacının toplam borçlarının ise 28.606.806,48 TL olduğu, borca batık bulunmadığı, davacının borca batık olmaması nedeniyle tenzilat konkordatosu isteyemeyeceği, ancak vade konkordatosu isteyebileceğinin görüldüğü, dosya kapsamına göre, borcun tamamını belirli vadelerle ödemeyi teklif eden davacının bu teklifi olumlu görülmekle birlikte, alacaklıların faiz alacakları konusunda herhangi bir teklifte bulunmadığından teklifindeki iyiniyetin şüphe ile karşılandığı, mahkemece, konkordatoya yazılmış bütün imtiyazsız alacaklılara konkordatoda düşen hisse yönünden teminat göstermesi ve yine konkordatoya yazılmış ve alacakları kabul edilmiş olan imtiyazlı alacakların tamamı üzerinden teminat göstermesi için davacıya süre verildiği, davacı tarafın teminat şartı yönünden fotoğraflarını sunmuş olduğu makineler üzerine menkul rehni tesis edilmesini talep ettiği, yapılan değerlendirmede menkullerde mülkiyetin ve dahi menkul rehninin zilyetlikle verilebileceği, işletmenin devamı için gerekli olan menkullerin rehin olarak alacaklara devri halinde işletmenin devamının mümkün olmayacağı, bu haliyle işletme rehni kurulamayacağı kanaatine varılarak, menkul rehni yoluyla teminat göstermesi yönündeki talebin reddedildiği, dava şartı olan teminat gösterme yükümlülüğünü yerine getirmeyen ve alacaklıların faiz alacakları konusunda herhangi bir teklifte bulunmayan davacının konkordato tasdik şartlarını taşımadığı gerekçesiyle, tasdik talebinin reddine karar verilmiştir.Karar, davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.DAİREMİZİN 2018/1632 ESAS, 2018/1209 KARAR ve 04.07.2018 TARİHLİ KARARI ile:TMK ‘nın 949/2. fıkrasında, gerçek veya tüzel kişilerin alacaklarının güvence altına alınması için, kanun gereğince bir sicile tescili zorunlu olan taşınır mallar üzerinde, zilyetlik devredilmeden de taşınır malın kayıtlı bulunduğu sicile yazılmak suretiyle rehin kurulabileceği, rehnin kurulmasına ilişkin diğer hususların tüzükle belirleneceğine yer verildiği, bu düzenlemeden hareketle kanun gereğince tescili zorunlu olan taşınır mallar bakımından, teslime bağlı rehin yanında zilyetliğin alacaklıya devrine gerek olmaksızın, taşınır malın kayıtlı bulunduğu sicile kaydedilmek suretiyle taşınır mal üzerinde rehin kurulabileceği, öte yandan 6750 sayılı Ticari İşlemlerde Taşınır Rehni Kanunun Amaç ve Kapsam başlıklı 1/1. maddesinde, kanunun amacının, teslimsiz taşınır rehin hakkının güvence olarak kullanımının yaygınlaştırılması, bu rehne konu taşınırların kapsamının genişletilmesi, taşınır rehninde aleniyetin sağlanması ile rehnin paraya çevrilmesinde alternatif yolların sunulması suretiyle finansman erişimini kolaylaştıracağı, rehin hakkının kurulması başlıklı 4. maddenin 1. fıkrasında, rehin hakkının rehin sözleşmesinin sicile tescil edilmesiyle kurulacağına yer verildiği, sonuç olarak, işletmede mevcut makine ve teçhizat niteliğinde taşınır mallar üzerinde teslim olmadan da rehin tesisi mümkün olduğu ve bu bağlamda genel olarak teminat gösterilmesi yönünde herhangi bir engel bulunmadığı, gerekçenin yasal mevzuat karşısında yerinde olmadığı, davacı tarafça teminat olarak gösterilen makina ve teçhizatların rayiç bedelleri, üzerinde başka takyidat bulunup bulunmadığı, takyidatsız olarak net değerleri tespit edilecek şekilde, bilirkişiden rapor alınmak suretiyle değerlendirildikten sonra 6570 sayılı yasa dikkate alınarak teminat şartının gerçekleşip gerçekleşmeyeceği tartışılarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne karar verilmiştir.
İLK DERECE MAHKEME KARARI:Mahkemece, davacı şirketin, İcra mahkemesi tarafından atanan komiserin istifa etmiş olması nedeniyle şirkete yeniden iki kişilik komiser heyeti atandığı, ayrıca davanın açıldığı tarihten sonra davacı tarafça konkordato projesinde yer alan bir kısım borçların ödendiğinin beyan edilmesi, ilk projenin uygulanabilirliğinin kalmadığı anlaşılarak derhal mevcut duruma göre konkordato projesi ve ödeme planı, alacaklı listesi ve diğer tüm belgelerin sunulması davacı taraftan istendiği, sunulan projeyle ilgili yürürlükten kalkan İcra ve İflas Kanunu düzenlemesine göre komiser heyetinden rapor alındığı, komiser heyetinin rapor ekinde sunulan rehin listesindeki menkul mallar üzerine alacaklıların hazır bulunmasına gerek olmaksızın harç ve masrafların rehin veren şirketten alınmak suretiyle noter vasıtasıyla taşınır rehni tesisi kurulması için davacı tarafa süre verildiği, davacı tarafça rehin kurularak belgelerin dosyaya sunulduğu, komiser heyeti raporunda, konkordatoya tabi alacaklar için faiziyle birlikte hazırlanan ödeme planının tartışılmış olduğu, süreçte bir kısım borçların ödenmiş olduğu, konkordatoya tabi borç tutarının faizsiz olarak 15.685.382,70 TL, rayiç değerler nazara alınmak suretiyle yapılan hesaplamada şirketin özvarlığının (+)14.292.285,13 TL olduğu, ortaklara borçlar hesabındaki 5.098.446,24 TL ‘nin pasiften düşülmesi halinde ise davacı şirketin öz kaynak tutarının 19.390.731,37 TL olacağı, aktifin pasifi karşılama oranının %150 oranında olduğu, tüm alacaklılara faiz ödenmesi durumunda konkordatoya tabi borç tutarının 26.923.390,37 TL olduğu, ödemelerin 2026 yılı sonunda biteceği, faiz ödemesiyle ortaya çıkan tablonun malvarlığı ile orantılı olduğu, her ne kadar davacı şirketin konkordatoda sadece red oyu veren alacaklılara faiz ödemek istediklerini, kabul oyu verenlerin projeyi faizsiz kabul ettiklerini beyan etmiş ise de bu davanın 2017 yılında açıldığı, ara dönemde bir kısım borçların kapatıldığı ancak ödenmeyen yüksek miktarda borçlar olduğu, ödeme planında tasdik sonrası 1 yılı ödemesiz 6 yılı bulan vadeye kadar vadeler öngören konkordato teklifine göre toplam yaklaşık 10 yıla yayılan bir süreç olduğu, dolayısıyla alacağını bekleyen alacaklılar için konkordatoyu kabul oyu vermiş olsun yada olmasın faiz öngörülmemesinin hem eşitliği bozacağı, hemde alacaklıların mağduriyetine sebep olacağı tüm alacaklılar yönünden faiz uygulanması gerektiği gerekçesiyle, davanın kabulüne, konkordato tasdik talebinin kabulüne, eski İİK ‘nın 303. maddesi uyarınca konkordato borçlusunun konkordatoya tabi borçlarının tüm konkordato alacakları için konkordato mühletinin başladığı 11.04.2017 tarihinden itibaren yıllık %10 oranında faizi ile birlikte ödenmesine, komiser heyetinin 29/12/2020 tarihli raporunda 9.10.11. sayfalarda düzenlenen ödeme tablosunun eki sayılmasına, Beykoz 2. Noterliğinde kurulan menkul rehinlerin teminat olarak kabul edilmesine, konkordato komiseri tayinine, İİK 303/son maddesi gereğince 2 ayda bir rapor düzenlenmesine, konkordato mühletinden önce başlayıp henüz paraya çevrilmeyen hacizlerin eski İİK 304. maddesi gereğince hükümden düşmüş olmasına, kararın ilanına karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ:Karar, yasal süre içerisinde, davacı vekili ve itiraz eden alacaklı … A.Ş vekilleri tarafından, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunun mülga 299. maddesi gereğince, kararın tebliğ tarihinden itibaren on günlük yasal süre içerisinde istinaf edilmiştir.İtiraz eden ve istinaf kanun yoluna başvuran, müdahil … San. ve Tic.Ltd.Şti vekiline karar 08.03.2021 tarihinde tebliğ edilmiş olmasına ve karara karşı en geç 19.03.2021 tarihine kadar istinaf kanun yoluna başvurulması gerekirken, istinaf kanun yoluna 22.03.2021 tarihinde yasal süre sonrasında başvurulduğu, mahkeme hükmünde doğru olarak, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 10 gün içinde istinaf kanun yoluna başvuru hususunun gösterilmiş olmasına rağmen, yasal sürede başvuru yapılmadığı anlaşılmıştır. Başvurunun süre yönünden reddedilmesi gerekeceğinden, adı geçen alacaklının istinaf nedenlerine yer verilmemiştir.Davacı vekili istinaf nedenleri olarak, ilk derece mahkemesince verilen konkordatonun tasdik kararının usul ve yasaya uygun olup bu yöne ilişkin istinaf taleplerinin bulunmadığını, ancak kabul oyu verenlere yönelik faiz ödenmesine dair kararı istinaf ettiklerini, kabul oyu verenlerin faiz isteminde bulunmaksızın bu oyu verirken mahkemenin taraf iradeleri yerine geçerek karar vermesinin usule aykırı olduğunu, kabul oyu veren alacaklıların herhangi bir talebi olmamasına rağmen bu alacaklılar içinde faiz ödenmesi için karar verilmesinin hatalı olduğunu iddia ederek, kararın bu yönü ile düzeltilmesine karar verilmesini istemiştir.Alacaklı … A.Ş vekili istinaf nedenleri olarak, kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, kararı ilan tarihinden itibaren 10 gün içinde istinaf ettiklerini, raporlar incelendiğinde, davacı şirketin aktif pasif dengesinde olumsuz bir durumun söz konusu olmadığını, şirketin fon üreterek borç ödeme kabiliyetininde olduğunun anlaşıldığını, zira ödemelerden sonrada ( pasifin azalmasına rağmen aktifin düşmediği ) açıkça yazıldığını bu durumda davacının konkordato talebinin reddi gerektiğini, müvekkili bankaya bakiye borcu olduğunu, bu durumun konkordato başvurusunun temel taşı olan iyiniyet kuralına aykırılık teşkil eder nitelikte olduğunu, davacının müvekkili bankaya olan kalan borcunu ödemediğini iddia ederek, kararın kaldırılmasını ve davacı şirketin konkordato talebinin reddine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE:Talep, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunun mülga 285 vd maddelerde yer alan adi konkordatonun tasdikidir.Talep tarihi yukarıda yer verildiği üzere, 23.03.2017 dir. İş bu yargılamada, 28.02.2018 tarihinde kabul edilerek, Resmî Gazetenin 15 Mart 2018 tarihli, 30361 sayısında yayınlanıp, Kanunun 66 maddesi gereğince, 48.,49 ve 64. maddeleri 1/1/2019 tarihinde, diğer hükümleri yayım tarihinde yürürlüğe giren “İcra ve İflas Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun” un 13.vd maddeleri gereğince değiştirilen adi konkordatoya dair değişiklikle birlikte 7101 sayılı Kanunun 46. maddesi ile 2004 sayılı kanuna eklenen geçici madde 14 göre, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihte görülmekte olan iflasın ertelenmesi ve konkordato talepleri hakkında talep tarihinde yürürlükte bulunan hükümlerin uygulanmasına devam olunur emredici düzenlemesi kapsamında, İcra ve İflas Kanunun mülga hükümleri değerlendirilerek, istinaf incelemesi gerçekleştirilmiştir. Resen ve öncelikle yapılan inceleme neticesinde, borçlu şirketin konkordato talebini, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunun mülga 285/4. fıkrasında belirtildiği üzere yetkili tetkik merciine ibraz ettiği, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 74.maddesinde düzenlendiği şekilde,davaya vekalette özel yetki verilmesini gerektiren haller arasında sayılan”…konkordato veya sermaye şirketleri ve kooperatiflerin uzlaşma yoluyla yeniden yapılandırılması teklifinde bulunamaz ve bunlara muvafakat veremez..”hükmünde belirtilen şekilde konkordato ile ilgili özel yetkinin vekaletnamede mevcut olduğu anlaşılmıştır.Uyuşmazlık, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunun mülga 298. maddedeki tasdik şartlarının borçlu şirket yönünden gerçekleşip gerçekleşmediği, borca batık olmayan borçlu şirket yönünden konkordato tasdik kararının usul ve yasaya uygun olup olmadığı ile mahkemenin faizsiz ödemeye olumlu oy kullanan alacaklılar yönünden de alacak miktarına faiz işletilmesine dair hüküm tesisinin isabetli olup olmadığıdır.Konkordato, herhangi bir borçlunun veya borçlunun iflasını isteyebilecek alacaklıların ödeme projesinin, alacaklıların iflastan daha verimli pay almaları ve borçlunun işletmesinin devamının, istihdam olanaklarının korunması amacıyla, konkordatoya tabi alacaklıların belirli bir çoğunluğu tarafından kabulü ve mahkemenin onayı ile gerçekleşen ve borçlunun, borçlarının bir kesiminden kurtulmasını veya ödeme şeklinin değişmesini sağlayan iflasa nazaran, alacaklıların eşit olarak tatminine yönelik kollektif bir cebri icra kurumudur. Konkordatonun hukuki niteliği doktrinde tartışmalıdır. Konkordatonun, yetkili adelet makamlarının aracılığı ile borçlu ve alacaklılarının, borçların ödenmesi konusunda uzlaştırılması, konkordatonun yargıcın onamasına bağlı resmî bir sulh sözleşmesi olduğuna dair Yargıtay kararları da mevcuttur.2004 sayılı İcra ve İflas Kanunun on ikinci babının başlığı, ”Konkordato ile Sermaye Şirketleri ve Kooperatiflerin Uzlaşma Yoluyla Yeniden Yapılandırılması “dır. Adi konkordato üst başlığı altında, 285. maddede konkordato talebine yer verilmiştir.285 maddenin mülga ilk fıkrasında, konkordato talebinden yararlanmak isteyen herhangi bir borçlunun, tetkik merciine gerekçeli bir dilekçe ve bir konkordato projesi vereceği, ikinci fıkrasında, İflas talebinde bulunabilecek her alacaklının gerekçeli bir dilekçeyle, tetkik merciinden borçlu hakkında konkordato işlemlerinin başlatılmasını isteyebileceğine yer verilmiştir. Yasal düzenleme kapsamında, konkordato hükümlerinden yararlanmak isteyen borçlu şirketin borca batık olmasına dair düzenlemeye yer verilmemiştir. Aynı yasanın 286. maddesinde, konkordato talebinin nazara alınması şartları başlığı ile tetkik merciin borçluyu ve talepte bulunmuş ise alacaklıyı dinledikten sonra borçlunun durumunu, malvarlığı ve gelirlerini, taahhütlerini yerine getirilmesine engel olan sebepleri ve konkordatonun başarı ihtimalini göz önünde tutarak, projenin alacaklıları zarara sokmak kastından ari olup olmadığına göre konkordato talebinin uygun olup olmadığına karar vereceği, 287. maddenin ilk fıkrasında, konkordato talebinin 166. maddesinin ikinci fıkrasına göre ilan edileceği, konkordato talebinin ilanından itibaren on gün içinde alacaklıların itiraz ederek konkordato mühleti verilmesini gerektiren bir hal bulunmadığını ileri sürerek, tetkik merciinden konkordato talebinin reddini isteyebileceği, ikinci fıkrada, talep uygun görülürse tetkik mercinin borçluya en fazla 3 aylık bir mühlet vereceği ve bir veya bir kaç komiser tayin edileceği, aynı maddede işin niteliği gerekli kılıyorsa komiserin teklifi üzerine mühletin alacaklılarında dinlendikten sonra en fazla iki ay geçmemek üzere uzatılabileceği belirtilmiştir.2004 sayılı İcra ve İflas Kanunun mülga 296. madde de ise “ Konkordatonun mahkemede incelenmesi “ başlığı ile toplantıyı takip eden on gün bittikten sonra komiserin konkordatoya ilişkin bütün belgeleri ve bu süre içinde iltihak eden olmuşsa bunları da dikkate alarak, konkordatonun kabul edilip edilmediğine ve tasdikinin uygun olup olmadığına dair gerekçeli raporunu ticaret mahkemesine tevdi edeceği ve durumu ilgili tetkik merciine bildireceği, mahkemenin komiseri dinledikten sonra ve herhalde mühlet içinde kısa zamanda kararını vereceği, 297/1. fıkrada, konkordatonun, kaydedilmiş olan alacaklıların yarısını ve alacakların üçte ikisini aşan bir çoğunluk tarafından imza esilmiş ise kabul edilmiş sayılacağı belirtilmiştir.İİK 298. konkordatonun tasdiki başlığı ile “ Yukarıdaki hükümler dairesinde yapılan konkordato teklifinin tasdiki aşağıdaki şartların tahakkukuna bağlıdır:1-Teklif edilen meblağın borçlunun kaynakları ile orantılı olması ( mahkeme borçluya intikal edebilecek malları da dikkate alabilir. ), 2- Malvarlığının terki suretiyle konkordatoda, paraya çevirme halinde elde edilen hasılat veya üçüncü kişi tarafından teklif edilen meblağın, iflas yoluyla tasfiye halinde elde edilebilecek bedelden fazla olacağının öngörülmesi, 3- Konkordato işlemlerinin yerine getirilmesini, alacakları kabul edilmiş olan imtiyazlı alacaklıların tamamen ödenmesini ve mühlet sırasında komiserin onayıyla akdedilmiş borçların ifasını sağlamak için, bu alacaklılardan her biri özel olarak ve açıkça kendi alacağı bakımından vazgeçmedikçe, yeterli teminatın gösterilmesi.4-Konkordatonun tasdikinin gerektirdiği yargılama masrafları ile ilam harçlarının tasdik kararından önce, borçlu tarafından mahkeme veznesine depo edilmiş olması. Hakim, konkordato teklifini yetersiz bulması halinde re’sen veya talep üzerine gerekli gördüğü düzeltmeyi yapabilir. ” Düzenlemesine yer verilmiştir.Somut yargılamada, İİK 296. maddesi gereğince konkordato komiserlerinin, gerekçeli raporlarını mahkemeye tevdi etmeleri İle birlikte mahkeme tarafından bilirkişi raporu alınmıştır.30.05.2017 tarihli bilirkişi heyet raporunda, İflas dışı konkordatonun tasdik şartları, konkordato komiser raporu, yapılan işlemler, borçlu şirket alacaklıları, alacak miktarları, İİK 297. madde gereğince borçlu teklifinin kabul ve red miktarları incelenir, konkordatonun kabulü için gerekli olan %50 adet şartının oluştuğu, bilançoda kayıtlı ve alacağını kayıt ettiren alacak miktarının 20.538.960,58 TL, konkordato nisabına dahil olmayan imtiyazlı alacak miktarının 2.144.602,86, rehinli leasing alacak miktarının 5.914.220,90, konkordato nisabına esas toplam alacak miktarının, 20.538.960,58, İİK 297/1 gereği 2/3 miktarın 13.692.640,38, kabul edilen alacak miktarının, 17.147.168,98, red edilen alacak miktarının 3.391.281,60 TL olduğu, inceleme neticesinde borçlunun dürüstlük kuralına aykırı eylem ve işlemlerine rastlanmadığı tasdike ilişkin bu şartın gerçekleştiği, borçlunun teklif ettiği oranın kaynakları ile orantılı olup olmadığının değerlendirilmesi için öncelikle borçlunun malvarlığının değerlerinin ve rayiç bedellerinin tespitinde 03.02.2017 ve 10.02.2017 tarihli raporların yol gösterici olduğu, buna göre, borçlu şirkete ait fabrika ekipman mamul mal cihaz demirbaşlar stok hammadde ve araçlar toplamının 38.290.041,41 TL, taşınmazlarla birlikte toplam malvarlığı değerinin 44.712.221,45 TL olarak belirlendiği, toplam borç miktarının 28.606.806,48 TL olduğu, malvarlığı değerinin borçlarından fazla olduğu, bu durumda borca batık olmadığı, ancak borca batıklığın konkordatonun tasdiki için aranan gerekli olan bir koşul olmadığı, borçlunun, borcun tamamını belirli vadelerde ödemeyi teklif ettiği, bu durumun olumlu olduğu, konkordatonun, teklifi kabul etmeyen alacaklılar bakımından da zorunlu olması nedeniyle kanun koyucu tarafından hakime re’sen dahi konkordato teklifini revize etmesi hususunda yetki tanıdığını, konkordatonun tasdiki bakımından kanunun öngördüğü çifte çoğunluk koşulunun somut uyuşmazlıkta gerçekleştiği sonucuna varıldığı, borçlu şirketin konkordato nisabında dikkate alınarak 20.547.982,72 TL ‘nin tamamını belli bir vade için ödemeyi teklif ettiği ve bu teklifin kabul edildiği, bu takdirde ödenecek 20.547.982,72 TL ‘nin binde 11,38 oranındaki 233.836.04 TL harcın onama kararı verilmesi için yatırılması gerektiği, sonuç olarak, borçlunun dürüstlük kuralına aykırı eylem ve işlerine rastlanmadığı için tasdike İlişkin dürüstlük kuralının borçlu tarafından yerine getirildiği, borçlunun konkordatoya tabi borçlarının tamamını belirli vadelerde ödemeyi teklif ettiği, borçlunun alacaklıların faiz alacakları konusunda herhangi bir teklifte bulunmamış olmasının tereddütlere sebep olduğu, malvarlığının aktif değeri, pasiflerine göre daha yüksek olan borçlunun alacaklıların faiz taleplerinin en azından belli bir oranda karşılanmasının vade konkordatosunda arzu edilen bir durum olduğu, her ne kadar alacak ve alacaklı çoğunluğu konkordatoyu teklif edilen oranda kabul etmişlerse de konkordatonun teklifi kabul etmeyen alacaklılar bakımından da zorunlu olması sebebiyle kanun koyucu tarafından hakime re’sen dahi, konkordato teklifini revize etmesi hususunda yetki tanıdığı şu halde, konkordato teklifinin bu anlatımlar kapsamında revize edilip edilmeyeceğinin İİK m.298/son hükmü gereğince mahkemenin takdirinde olduğu, konkordatoyu kabul eden alacaklıların açıkça teminat haklarından vazgeçmeleri sebebiyle onlar açısından teminat gösterilmesi gerekmese de, konkordatoyu kabul etmeyip reddededenler ile sessiz kalan imtiyazsız alacaklıların alacak toplamları olan 3.480.107,84 TL ‘nin teminat olarak gösterilmesi gerektiği, konkordatonun işlevselliğini koruyabilmesi için teminat koşuluna müsamahalı bir yaklaşım gösterilmesi gerektiği, bu müsamahanın bir sonucu olarak sadece ayni değil, şahsi ve sair teminat türlerinin de teminat kapsamında değerlendirilebileceği belirtilmiştir.30.04.2017 tarihli konkordato komiserliği faaliyet raporunda, sonuç olarak, şirketin mobilya sürgü sistemleri, mekanizma grupları ray dolap mekanizmaları ve asansör sistemleri sektöründe faaliyet gösteren bir İşletme olduğu, üretim elemanlarının olduğu, işletmenin faal durumda makinelerin çalışır durumda olduğunun görüldüğü, yetkililere malvarlığını azaltıcı işlemler, yeniden borçlandırıcı işlemler yapmaması ve mevcut malvarlığını muhafaza İle yükümlü olduğunun ihtarının yapıldığı belirtilmiştir.Borçlu şirket tarafından, tasdik harcı mahkeme veznesine yatırılarak makbuzu dosyaya ibraz edilmiştir.Mahkemece, yukarıda belirtilen gerekçelere istinaden talebin reddine karar verilmiştir.Dairemiz kararı sonrasında, şirketin makina ve teçhizat varlıklarının rayiç değerleri mahkemece teknik bilirkişi marifetiyle tespit ettirilerek rapor dosyaya ibraz edilmiştir.29.12.2020 tarihli konkordato komiser raporunda, hükmün kaldırılması sonrasında yeniden tasdik yargılamasına başlandığı, konkordato borçlusunun ara dönemde, alacaklılar toplantısı öncesinde konkordatoya tabi olduğu tespit edilen 139 alacaklının 85’inin alacağını ( bu alacakların toplam tutarının 4.679.577,00 TL olduğu ) 2018-2019 yılları içinde tamamen ödediği, yani sürecin uzaması ile 85 alacaklının alacağının iki yıl içinde ödendiği, geriye konkordatoya tabi 56 alacaklı kaldığı, 2016 yılı sonundan bugüne bekleyen bu alacaklılar için ise alacak tutarına göre tasdik sonrası bir yıl ödemesiz 6 yılı bulan vadeye kadar vadeler öngören bir konkordato teklifinin söz konusu olduğu, yani toplam 10 yıla yayılan bir süreç öngördüğü, dolayısıyla bekleyen bu alacaklılar için faiz öngörülmemesinin eşitliği de bozacak nitelikte olduğu, faiz ödenmemesi durumunda, alacak tutarlarına göre küçük alacaklılar için en az 4,5 yıla, yüksek alacaklılar için 10 yıla varan bir süre için hiç faiz ödenmemiş olacağı, bu durumun ise borçlunun borç ödeme kapasitesine ve bilanço durumuna uygun düşmeyeceği, şirketin aktif varlığının borçlarının oldukça üzerinde olduğu, şirketin ara dönemde yapmış olduğu ödemelerle de önemli bir borç ödeme kapasitesini ortaya koyduğunu, konkordatoya tabi borcun faiz olmaksızın 15.685.382,70 TL, varlıklarının rayiç değerlerinin 43.278.271,81 TL, borçların (-)28.985.986,68 TL, rayiç değerlere göre özkaynakların (+)14.292.285,13 TL olduğu, ortaklara borçlar hesabındaki 5.098.446,24 TL ‘ninde pasiften düşülmesi halinde, öz kaynak tutarının 19.390.731,37 TL olarak hesaplandığı, bu ihtimalde aktifin pasifi karşılama oranının yaklaşık %150 oranında olduğu, tüm alacaklılara faiz ödenmesi durumunda, konkordatoya tabi borcun 26.923.390,37 TL olduğu, ödemelerin 2026 yılı sonunda bittiği, faiz ödenmesiyle ortaya çıkan bu tablonun malvarlığı ile orantılı olduğunun değerlendirildiği, faiz ödemesiyle ortaya çıkan bu tablonun malvarlığı ile orantılı olduğu, ayrıca İİK 298/ son, mahkemenin sadece red oyu veren alacaklılar için kullanabileceği bir yetki olmadığı, mahkemece re’sen ve tüm alacaklıları kapsayacak şekilde yetersiz projenin düzeltilmesine karar verilebileceği, karardan önceki rapordada faiz ödemesinin öngörülmemiş olmasının olumsuz bir durum olarak yer aldığını, alacaklı iddiaları üzerine komiser heyetince 14.12.2020 tarihinde bilgi verilmeden şirketin üretim yerine gidildiği, şirketin rehin verdiği rehin listesinde yer alan değeri yüksek makinelerin bir kısmının seçilerek yerlerinde olup olmadığı konusunda bir inceleme yapıldığı, ilgili makinaların fotoğraflarının çekildiği, tutanak altına alındığı, maddi değeri yüksek makinelerin fabrikadan taşınmış olduğu iddiasını doğrulayan bir emarenin tespit edilemediği, bu durumun alacaklı vekiline e-posta ile bildirildiği, sonuç olarak, teminat işlemlerinin tamamlandığı, tasdik talebinin kabulünün mahkemenin takdirinde olduğu, takdire göre, konkordato mühlet tarihinden itibaren yıllık %10 oranında faiziyle birlikte ödenmesi halinde, 10.000,00 TL ‘ye kadar olan borçların 02.06.2021 ‘de defaten, 10.001,00 TL’den 50.000,00 TL’ye kadar olan borçların ilk taksiti 02.06.2021’den başlamak suretiyle aylık eşit taksitlerle 12 ayda, 50.001,00 TL ‘den 250.000,00 TL ‘ye kadar olan borçlar için için ilk taksit 02.06.2021’den başlamak suretiyle aylık eşit taksitlerle 36 ayda, 250.001,00 TL’den 1.000.000,00 TL ‘ye kadar olan borçların, ilk taksidi 02.12.2021 ‘de başlamak suretiyle aylık eşit taksitlerle 48 ayda, 1.000.000,00 TL üzerindeki borçların ilk taksidi 02.12.2021’de başlamak suretiyle aylık eşit taksitlerle 60 ayda ödenmesi belirtilerek, tüm alacaklılar için faiz ödemesini öngören ödeme tablosu ve sadece red oyu veren alacaklılar için faiz ödemesini öngören ödeme tablosu eklenmiştir.Borçlu şirket tarafından noterde düzenlenen taşınır rehin sözleşme örneği dosyaya ibraz edilmiştir.Alacaklı … A.Ş vekili, 07.01.2021 tarihli dilekçesi ile müvekkili bankanın borçlu şirketten kredi sözleşmesinden dolayı alacaklı olduğunu takip dosyasında alacaklı olduklarını, komiser raporlarında alacaklarının dikkate alınmadığını, komiser heyetinden rapor alınmasını belirterek, müdahillik taleplerinin kabulüne karar verilmesini, konkordatonun reddi ile tedbirlerin kaldırılmasını istemiştir.Mahkemece, komiser raporuna göre, müdahillik talebinden bir gün sonrasında yukarıda belirtilen gerekçelere binaen hüküm tesis edilmiştir.İstinaf eden alacaklı … Bank A.Ş hakkında yapılan incelemede, borçlu şirket tarafından 10.11.2016 tarihli konkordato iyileştirme projesinde, borçlunun 30.09.2016 tarihli mevcut alacakları ve borçları ile ilgili cari hesaplarda banka kredileri başlığı ile … Bank kredi hesabında borç miktarının 1.248.071,47 TL, bakiye kısmın 392.905,45 TL olarak gösterildiği, alacaklının 06.03.2017 tarihli alacaklılar toplantısına katılmadığı, 29.05.2020 tarihli konkordato komiser raporunda, kök raporda 138 kişi alacaklı ve alacak tutarları toplamının 20.538.960,58 TL olarak tespit edildiği, 31.01.2020 tarihine kadar meydana gelen değişimler tablosunda, … Bank A.Ş ‘ nin 134. sırada ve alacak kayıt miktarının 46.246,70 TL olarak gösterildiği, 18.04.2018 öncesi yapılan ödemenin -46.246,70 TL, 31.01.2020 tarihli mizanda ise alacak tutarının 0,00 olarak yer aldığı, borçlu şirketin iki yıl içerinde ödemiş olduğu borçları arasında yer aldığı, İİK 292. madde gereğince, İcra Hukuk Mahkeme dosyasında, konkordato komiserleri tarafından alacaklıların alacaklarını kayıt etmeleri için ilan yapıldığı, ilanın bir örneğinin bilançoda alacaklı olarak görünen alacaklılara posta vasıtası ile tebliğ edildiği, düzenlenen 21.02.2017 tarihli alacaklılara ait posta listesinde, istinaf eden alacaklıya bankalar arasında ikinci sırada yer verildiği, İİK 296. Madde kapsamında düzenlenen raporda, ilan süresinin bitimi ve toplantı öncesine kadar 72 adet kayıt işlemi yapıldığı, 1 adedi leasing, 1 adedi mükerrer kayıt olmak üzere 68 adet ticari nisaba dahil olarak kaydedildiği, borçlu şirket vekilinin 04.02.2020 havale tarihli dilekçesinin ekinde, konkordato kabul ve red listesi, konkordatodan sonra yapılan ödemeler listesi vb ibraz edildiği, … Bank ‘ın listenin 135. sırasında yer aldığı, kayıt edilen miktarın 46.246,70 TL olduğu, tamamının kabul edildiği, yine konkordatodan sonra toplam yapılan ödemeler listesinde, alacaklı … Bank ‘ın aynı sırada, aynı miktar borç için listede yer aldığı, borcun tamamının ödenmiş olarak gösterildiği, istinaf eden alacaklı … Bank A.Ş tarafından mahkemeye 03.09.2018 tarihli dilekçe ile başvuru yapıldığı, dilekçede, bankanın genel kredi sözleşmelerine istinaden borçlu şirket lehine açılıp kullandırılan kredi hesapları nedeniyle alacağının olduğunu iddia ederek, müdahale talebinde bulunduğu, dilekçede herhangi ekli bir belgenin olmadığı, son olarak hüküm tarihinden bir gün önceki tarihli dilekçesi ile bakiye alacak ve müdahillik talebinde bulunduğu, dilekçeye ekli herhangi bir bilgi ve belgenin olmadığı anlaşılmıştır.Alacaklı … Bank A.Ş vekili, 08.01.2021 tarihli onama duruşmasında ki diğer alacaklılarla birlikte zapta geçen beyanında, konkordato tasdik talebinin reddini talep etmişse de, önceki yazılı dilekçelerde buna dair bir beyanda bulunduğuna dair bilgi veya belgeye rastlanmamıştır…., Konkordato ve Yeniden Yapılanma Hukuku, 1. Cilt, 793. vd sayfalarda, konkordatonun onanmasına itiraz hakkına sahip olanların belirlenmesine dair bölümde, konkordatonun onanmasına kimlerin itiraz edebileceğinin uzun yıllar boyu çetin tartışmalara neden olduğu, konkordatoya onama yargılamasında itiraz edebilmesinin tek koşulunun konkordatonun onanmasına itiraz etmek isteyen kimsenin alacaklı olduğunun belirlenmesinden ibaret olduğu, konkordatonun onanmasına itiraz etmek için, konkordatoya kayıt yaptırmış olmanın zorunlu olmadığı gibi, alacaklılar toplantısında borçlunun konkordato teklifine itiraz edilmiş olmasının da gerekmediği, bu hususta gerçekleşmesi zorunlu olan tek koşulun, konkordatonun onanmasına itiraz edecek kimsenin alacaklılık sıfatının belirlenmesi olduğu, borçlunun bilançosunda alacaklı olarak gösterdiği kimselerle, konkordatoya yazdırdıkları alacaklıların borçlu tarafından kabul edilen gerçek ve tüzel kişilerin onama işlemine itiraz açısından alacaklılık sıfatlarının tereddüt konusu olmadığına yer verilmiştir. Bu açıklamanın, konkordatonun amacına uygun olacağı kanaatiyle, itiraz eden alacaklının itiraz hakkının ve istinaf hakkının mevcut olduğu kanaatine varılmıştır. Ancak istinaf eden alacaklının, itiraz konusu alacağı ile ilgili olarak süresinde kayıt yaptırmadığı, başvuruda bulunmadığı anlaşılmıştır. Söz konusu talebinin, komiserler tarafından kayıt edilerek borçlu tarafından ödenen borç olup olmadığı anlaşılamamaktadır. Onama yargılamasından bir gün önceki tarihli dilekçeye kadar, herhangi bir bedel belirtilmemiştir. 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunun mülga 296. maddesinde, konkordatonun mahkemede incelenmesine yer verilmiştir. 296/2. fıkrada, mahkemenin komiseri dinledikten sonra ve herhalde mühlet içinde kısa bir zamanda kararını vereceği, karar vermek için tayin olunan duruşma gününün mühlet kararının yayınlandığı gazetede ilan edileceği, itiraz edenlerin haklarını müdafaa için duruşmada hazır bulunabileceklerinin de ilana yazılacağı belirtilmiştir. Yargılamanın niteliği gereğince, alacaklıların ve borçlunun dosyadaki gelişmeleri izleyerek açıklama ve itirazlarını yargılamanın gecikmesine yol açmayacak biçimde sunmaları zorunludur. Onama istemine İtirazın mümkün olması, komiserin ve borçlunun mahkemede dinlenmeleri yargılamanın çekişmeli yargı prosedürüne tabi olduğu anlamına gelmeyecektir. Şu halde, itiraz eden alacaklı bankanın, borçlunun kabul ederek ödediği alacağı dışındaki alacağına dair iddialarını yargılamanın gecikmesine neden olmayacak şekilde ileri sürmesi gerekirken, yıllar sonra iddiada bulunarak talebini bu şekilde ileri sürmesi isabetli görülmemiş ve istinaf başvurusunun reddine karar verilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır. 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunun mülga 299. maddesinde, konkordato hakkında verilen hükme karşı tebliğ tarihinden itibaren on gün içinde borçlu ve itiraz edilen her alacaklı tarafından istinaf yoluna başvurulabilir hükmüne rağmen, süreden sonra istinaf kanun yoluna başvuran müdahil … San.ve Tic.Lt.Şti vekilinin istinaf başvurusunun ise süre yönünden reddine karar verilmesi gerekmiştir.İcra ve İflas Kanunun mülga 297/son fıkrasında ise, hakimin konkordato teklifini yetersiz bulması halinde re’sen veya talep üzerine gerekli gördüğü düzeltmeyi yapabileceğine yer verilmiştir. Somut yargılamada, bilirkişi raporlarında da yer verildiği üzere, konkordato talebi hakkında, alacaklılar toplantısından yıllar sonra karar verilmek zorunda kalınmıştır. Konkordato projesinin onanması neticesinde, teklif edilen ödemelerin yıllar sonra başlayacağının ve biteceğinin öngörülmesi yargılamanın niteliği göz önünde bulundurulduğunda düşünülemeyecektir. Kaldı ki yasal düzenlemede, hakimin düzeltmeyi, yalnızca projeye olumsuz oy kullanan alacaklar yönünden yapacağına dair bir ayrımda mevcut değildir. Mahkeme tarafından, konkordato mühletinin başladığı tarihten itibaren, yıllık faiz işletilerek ödemeye karar verilmesinde, gerek yasada hakime tanınan takdir hakkı, gerekse, mülga İİK 298 maddenin “1”. bendindeki, borçlu şirketin teklif edilen meblağının kaynakları ile orantılı olmasına dair düzenlemeye uygun olduğu, aksinin kabulünün konkordatonun amacına uygun düşmeyeceği, kanaati ile borçlu şirket vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar verilmesi kanaatine varılmıştır.Mahkemece, karar duruşmasında, borçlu şirket yetkilisini dinlemiş olmasına rağmen, İİK 296/2. fıkrasında yer verilen ve emredici nitelikte olan, komiserin / komiserlerin dinlenmemiş olması ve aynı yasanın 302. maddesi gereğince, konkordatonun tasdik kararında alacakları itiraza uğramış olan alacaklılara, dava açmak için, konkordatonun tasdik kararının yüze karşı verilmesi halinde tefhim, aksi takdirde tebliğ tarihinden itibaren başlamak üzere on günlük mühlet tayin edilmemiş olması isabetli olmamıştır. Ancak, yargılama süreci, yargılamanın niteliği, vade başlangıçları dikkate alındığında, hükmün usulü eksiklikler nedeniyle kaldırılması, özellikle konkordato komiserinin dinlenilme süreci dikkate alındığında, adil yargılanma hakkının ihlali sonucunu doğurabileceğinden ve geçmişe yönelik usulü işlemde hukuki yarar olmayacağı kanaatine varılarak, eksikliklere yer verilmekle yetinilmesi usul ekonomisi ilkesi uyarınca uygun görülmüştür.Açıklanan nedenlerle ve özellikle 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunun mülga 285 vd maddeleri, tüm dosya kapsamına göre, konkordato tasdik şartlarının mevcut olduğu, diğer usulü eksikliklerin geriye dönük işleminde sonucu değiştirmeyeceği kanaati ile davacı borçlu şirket ve itiraz eden alacaklı müdahillerin istinaf başvurularının ayrı ayrı reddine dair karar verilmesi gerekmekle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1- İtiraz eden alacaklı müdahil …San ve Tic.Ltd.Ştinin istinaf başvurusunun 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunun mülga 299. madde gereğince başvurunun süresi içinde yapılmaması nedeniyle 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 352/1- c bendi gereğince süre yönünden REDDİNE,2- Davacı borçlu şirket vekili ve itiraz eden alacaklı müdahil … Bank A.Ş ‘in istinaf başvurusunun, İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/841 Esas, 2021/4 Karar ve 08.01.2021 tarihli kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1-b/1. bendi gereğince ayrı ayrı esastan REDDİNE 3-İstinaf harçları peşin olarak alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına, 4- İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ve yargılamanın niteliği gereğince vekalet ücreti hakkında karar verilmesine yer olmadığına,Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunun mülga 299. maddesi gereğince kararın tebliğ tarihinden itibaren on gün içinde Yargıtay nezdinde temyiz kanun yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.03/06/2021