Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2021/616 E. 2021/689 K. 03.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/616 Esas
KARAR NO : 2021/689
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 07/12/2020
NUMARASI: 2019/461 Esas, 2020/638 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 03/06/2021
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkili mali müşavirlik şirketi ile davalı arasında 31/01/2013 tarihinde mali müşavirlik hizmetine ilişkin sözleşme imzalandığını, davalının 21/02/2014 tarihli ihtarla 2014 yılı mali dönemi için hizmet almayacaklarını belirterek sözleşmeyi keyfi olarak feshettiğini, sözleşmenin 4.16 maddesinin; “sözleşmenin haklı nedenlerle ya da tarafların rızasıyla feshedilebileceği, haklı neden yoksa sözleşmenin sonraki dönemlerde de yenilenmiş olarak devam edeceği, sözleşmenin iş sahibi tarafından feshi halinde sözleşmede belirtilen ücretin tamamının ödeneceği” hükmünü düzenlediğini, yine 8.b maddesinin “sözleşmenin karşılıklı olarak feshedilmediği sürece yürürlükte olduğu, ücretin her yıl karşılıklı anlaşma ile yenilerek yeni sözleşme düzenlemeden mevcut sözleşmenin geçerliliğini koruyacağı” hükmünü düzenlendiğini, sözleşmenin 2014 yılı içinde aynı ücret ile yenilenmiş olmasına rağmen davalının haklı bir neden olmadan sözleşmeyi feshettiğini, 2014 yılı Ocak ayına ait faturanın itiraz edilmeksizin kabul edildiğini, sözleşme uyarınca 2014 yılı ücretinin tamamının ödenmesinin gerektiğini, ayrıca 2013 yılı Aralık ayına ait 1.298,00 TL ücretin de ödenmediğini, 2014 yılı ücreti tutarı (1.298×12) 15.576,00 TL ile 2013 yılı Aralık ayına ait 1.298,00 TL ücret olmak üzere toplam 16.874,00 TL’nin tahsili için davalı aleyhine İstanbul …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile takip başlattıklarını, davalının takibe haksız itiraz ettiğini belirterek takibe itirazın iptali ile davalının alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP Davalı vekili cevabında; sözleşme süresinin 01/01/2013-31/12/2013 olup, davacının müvekkiline ait fatura ve belgeleri iade etmediğini ve müvekkilinin zor durumda kalması nedeniyle 2013 yılı Kasım ve Aralık aylarında şifahen 2014 yılı için hizmet alınmayacağının davacıya söylendiğini, davacının yetkilisi ile davacı ile aynı ofisi paylaşan şahsın 2014 yılı içinde hizmet alınması için müvekkilini tehdit ettiğini, bunun üzerine suç duyurusunda bulunduklarını, bu soruşturmanın beklenmesi gerektiğini, uygulamada her yıl başında o yıla yönelik ayrı sözleşme yapılması gerekmekte olup, 2014 yılı için ayrı bir sözleşme yapılmadığını, davacının vermediği hizmet için ücreti istemesinin iyiniyet kurallarına aykırı olduğunu belirterek davanın reddini ve davacının kötüniyet tazminatına mahkum edilmesini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece, sözleşmenin 8/b maddesinde sözleşmenin karşılıklı olarak feshedilmediği sürece yürürlükte olduğunun düzenlendiği, buna göre sözleşmenin belirsiz süreli olduğu ve 2014 yılı içinde yenilendiği, davalının 2014 yılı Şubat ayında haklı neden olmadan sözleşmeyi feshettiği, sözleşmenin 4.16 maddesinde sözleşmenin iş sahibi tarafından feshi halinde sözleşmede belirtilen ücretin tamamının ödeneceğinin kararlaştırıldığı gerekçesiyle davanın kabulü ile davalının takibe itirazının iptaline ve 3.374,80 TL icra tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ Davalı vekili istinaf talebinde; sözleşmenin 8/b maddesi; “…Ancak belirlenen ücret her yıl karşılıklı anlaşmayla yenilenerek sözleşmeye ek yapılarak yeni sözleşme düzenlenmeden mevcut sözleşme geçerliliğini koruyacaktır” hükmünü düzenlediğini, mevcut sözleşmeye ek yapılması sözleşme gereği olmasına rağmen 2014 yılı için böyle bir ücret anlaşması olmadığını, sözleşmenin bir yıllık süre için yapıldığını ve süre sonunda kendiliğinden sona erdiğini belirterek kararın kaldırılmasını ve davanın reddini talep ve istinaf etmiştir.Davacı vekili istinaf talebinin reddini savunmuştur.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE Dava, hizmet bedelinin tahsili için yapılan takibe itirazın iptali istemine ilişkindir. İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 15/07/2014 tarihli kararı ile görevsizlik kararı verilmiş, karar kanun yoluna başvurulmaksızın kesinleşmiş, görevsizlik kararı ile dosyanın gönderildiği İstanbul 11. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/415 Esas, 2017/173 Karar sayılı kararı ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, bu karara karşı istinaf yoluna başvurulması üzerine Dairemizin 2017/2248 Esas, 2019/898 Karar sayılı kararı ile iki tarafın tacir olduğu ve uyuşmazlıkta asliye ticaret mahkemelerinin görevli olduğu belirterek karar kaldırılarak görevsizlik kararı verilmiştir. Görevsizlik kararı ile dosyanın gönderildiği mahkemece yukarıda yazılı nedenler ile davanın kabulüne karar verilmiştir.Dosya kapsamından, taraflar arasında 31/01/2013 tarihinde mali müşavirlik hizmetine ilişkin sözleşme imzalandığı, davalının 21/02/2014 tarihli ihtarla 2014 yılı mali dönemi için hizmet almayacaklarını belirterek sözleşmeyi feshettiğini bildirdiği, davacının 2013 yılı Aralık ayı ile 2014 yılı ücretinin tamamının ödenmesi için davalı aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile takip başlattığı, davalının takibe itirazı üzerine, takibe itirazın iptali için eldeki davanın açıldığı anlaşılmaktadır.Taraflar arasındaki uyuşmazlık sözleşmenin 2014 yılı içinde yürürlükte olup olmadığı, davacının 2014 yılı için ücretinin tamamını isteme hakkı bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.Taraflar arasındaki mali müşavirlik sözleşmesinin 01/01/2013-31/12/2013 dönemi için düzenlendiği görülmektedir (m.8.a). Sözleşmenin 4.1 maddesi; “..İş sahibi meslek mensubunun/ortaklı bürosu veya şirketin yazılı onurunu almadan bu işleri başkasına yaptırmayacaktır. İş sahibi tersine davranması halinde, meslek mensubuna/ortaklık bürosu veya şirkete sözleşmenin kalan süresine ait ücretin tamamını ödeyecektir.” hükmünü, sözleşmenin 4.16 maddesi; “Taraflar haklı nedenlerle veya karşılıklı rızaları ile aralarındaki sözleşmeyi her zaman fesh edebilirler..Sözleşmenin iş sahibi tarafından feshi halinde sözleşmede belirtilen sürelerin bedelin tamamı meslek mensubuna/ortaklı bürosu veya şirkete, iş sahibince ödenir. Haklı neden yoksa sözleşme sonraki dönemlerde de yenilenmiş olarak devam eder…Haklı nedene dayanmadıkça sözleşme yenilenmiş sayılır.” hükmünü düzenlemektedir.Sözleşme süresi 01/01/2013-31/12/2013 dönemi olarak kararlaştırılmışsa da, sözleşmenin 4.16 maddesi, haklı neden yoksa sözleşmenin sonraki dönemlerde de yenilenmiş olarak devam edeceği hükmünü düzenlemektedir. Davalının sözleşmeyi feshettiklerine dair 21/02/2014 tarihli ihtarının davacıya tebliğine kadar, davacının sözleşme ile belirtilen işleri yapmakta olduğu dosya kapsamı ve bilirkişi raporundan anlaşılmaktadır. Bu durumda sözleşmenin 2014 yılı içinde yenilendiği kabul edilmelidir. Ancak sözleşme 2014 yılı içinde yürürlükte olmasına rağmen davalının sözleşme konusu işleri dava dışı 3 kişiye yaptırdığı görülmektedir. Davalı taraf fatura ve belgelerin iade edilmemesi nedeniyle müvekkilinin zor durumda kalması nedeniyle 2013 yılı Kasım ve Aralık aylarında şifahen 2014 yılı için hizmet alınmayacağının davacıya beyan ettiğini savunmuşsa da, bu hususu ispatlamış değildir. Davalı taraf ayrıca davacının yetkilisi ve davacı ile aynı ofisi paylaşan şahsın 2014 yılı içinde hizmet alınması için kendisini tehdit ettiğini ve bunun üzerine suç duyurusunda bulunduklarını savunmuşsa da, anılan soruşturma dosyasında kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiği ve kararın kesinleştiği görüldüğünden, sözleşmenin haklı nedenle feshedildiği savunması da yerinde görülmemiştir.Sözleşmenin aynı ücret ile yeni yıl içinde devam edebileceği ve 21/02/2014 tarihli fesih ihtarının davacıya tebliğine kadar davacının sözleşme ile belirtilen işleri yaptığı gözetildiğinde, davalının yeni yıl için ücret anlaşması yapılmadığından 2014 yılında sözleşmenin yürürlükte olmadığına yönelik savunması yerinde değildir. Böylece sözleşmenin 2014 yılı içinde yürürlükte olmasına rağmen davalının sözleşme ile belirlenen işleri 3. sahsa yaptırdığı, tarafların serbestçe kararlaştırdıkları sözleşmenin 4.16 maddesi uyarınca sözleşmenin iş sahibi tarafından feshi halinde sözleşmede belirtilen sürelerin bedelin tamamının iş sahibince ödenmesi gerektiği gözetildiğinde, davacının 2014 yılı ücretinin tamamını talep edebileceği anlaşılmaktadır. Bu nedenle mahkemece davalının 2014 yılı ücreti yönünden takibe itirazının iptaline karar verilmesi isabetlidir. Ancak mahkemece 2013 yılı Aralık ücreti yönünden de takibe itirazın iptaline karar verilmiştir. Davalı tarafından sunulan dekonttan 2013 yılı Aralık ayına ait 1.298,00 TL ücretin ödendiği görülmektedir. Buna göre mahkemece davanın kısmen kabulü ile takibin 2014 yılı ücreti olan (1.298×12) 15.576,00 TL yönünden devamına karar verilmesi gerekirken, davanın tümden kabulü doğru olmamıştır. Bu durum yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden davalı vekilinin istinaf talebinin kısmen kabulü ile kararın kaldırılmasına yeniden esas hakkında davanın kısmen kabulü ile davalının takibi itirazının 15.576,00 TL alacak yönünden iptaline, davalının bu miktarın %20’si tutarında icra tazminatına mahkum edilmesine yönelik aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile, İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2019/461 Esas, 2020/638 Karar, 07/12/2020 tarihli kararının HMK’nın 353/1.b.2 maddesi gereğince KALDIRILMASINA, yeniden HÜKÜM TESİSİNE,2a-Davanın kısmen kabulü ile davalının İstanbul …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasına vaki itirazının (15.576,00-TL asıl alacak yönünden) kısmen iptaline, takibin 15.576,00-TL asıl alacak üzerinden devamına, fazla talebin reddine,2b-Davalının kabul edilen asıl alacağının (3.115,20-TL) % 20’si tutarında icra tazminatına mahkum edilmesine,2c-Harçlar kanunu uyarınca kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 1.064,00-TL harçtan, davacı tarafça dava açılırken karşılanan 288,20-TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 775,80-TL harcın davalıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA, 2d-Davacı tarafça karşılanan 25,20 TL başvuru harcı ve 288,20 TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,2e- Davacı tarafından karşılanan 710,90 TL bilirkişi ücreti ve posta masrafı toplam 1.028,10 TL yargılama giderinin kabul ve red oranına (%92kabul – %8 red) göre 945,85-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına, 2f-Hüküm tarihinde yürürlülükte bulunan A.A.Ü.T’ne göre kendisini vekille temsil ettiren davacı yararına kabul edilen miktar üzerinden belirlenen 4.080,00-TL vekalet ücretinin DAVALIDAN TAHSİLİ İLE DAVACIYA VERİLMESİNE,2g-Hüküm tarihinde yürürlülükte bulunan A.A.Ü.T’ne göre kendisini vekille temsil ettiren davalı yararına red edilen miktar üzerinden belirlenen 1,298,00-TL vekalet ücretinin DAVACIDAN TAHSİLİ İLE DAVALIYA VERİLMESİNE,İstinaf Giderleri Yönünden 3-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa gereğince alınması gereken 59,30-TL karar ve ilam harcının, davalı tarafından peşin olarak yatırılan 345,00-TL harçtan mahsubu ile bakiye 285,70-TL harcın istek halinde davalıya iadesine,4-Davalı tarafından karşılanan 162,10 TL istinaf kanun yoluna başvuru harcı ile 59,30 TL karar harcının davacıdan alınarak davalıya verilmesine,4-Davalı tarafından karşılanan 49,00-TL istinaf yargılama giderinin davacıdan alınarak DAVALI TARAFA VERİLMESİNE, 5-İstinaf incelemesi sırasında duruşma yapılmadığından istinaf vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,6-HMK 333. maddesi gereğince yatırılan avansın kullanılmayan kısmının hüküm kesinleştikten sonra yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 353/1-b/2 bendi ile aynı kanunun 362/1a Maddesi gereğince kesin olarak oybirliği ile karar verildi.03/06/2021