Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2021/615 E. 2021/733 K. 10.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/615 Esas
KARAR NO : 2021/733
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 06/11/2020
NUMARASI: 2016/175 Esas, 2020/570 Karar
DAVANIN KONUSU: İflas (İflasın Ertelenmesi)
KARAR TARİHİ: 10/06/2021
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin borca batık olduğunu belirterek İİK madde 179 ve ilgili mevzuat gereğince şirketin iflasının şimdilik 1 yıl süre ile ertelenmesine ve İİK 179/a gereğince müvekkili şirketlerin mal varlığının korunması için gerekli muhafaza tedbirlerinin alınmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; iyileştirme projesinin ciddi ve inandırıcı olmadığı gerekçesi ile davanın reddi ile borca batık şirketin iflasına karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Karar yasal süresi içerisinde davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.Davacı vekili istinaf dilekçesinde; müvekkili şirketin, iflas erteleme davasının açılmış olduğu 2016 yılından bu yana faaliyetlerine kesintisiz bir şekilde devam ettiğini, 2016 yılından bu yana alacaklılarıyla anlaşarak, borçlarının büyük bir kısmını ödediğini, müvekkili şirketin borçlarının artmasındaki sebebin dava açılış tarihindeki dolar ve euro kurunun yaklaşık iki katına çıkmış olmasından kaynaklı olduğunu, müvekkil şirketin bu tarihe kadar ödemiş olduğu borç miktarı gözönüne alındığında kötü niyetinden bahsedilemeyeceğini, bilirkişi tespitlerinde alacak senetleri hesabında görülen bedellerin dikkate alınmadığını, şirket taşıtlarının piyasa rayiç değerinin tespit edilenden daha yüksek olduğunu, bu hesapların düzeltilmesi halinde borca batıklığın ciddi manada düşeceğini, mahkemece, müvekkili şirketin aktiflerinin güncel rayiç değerleri tespit edilmeden eski raporlardaki tespitlere göre karar verildiğini, eksik inceleme ile hatalı karar verildiğini belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME:Dava, TTK’nin 324, 376 ve 377 ile İİK’nin 179. maddesi uyarınca iflasın ertelenmesine ilişkindir.Dava tarihinde yürürlükte bulunan, 2004 sayılı İİK’nin 179/a maddesinde, mahkemenin, iflasın ertelenmesi isteminde bulunulması üzerine, envanter düzenlenmesi ve yönetim kurulunun yerine geçmesi ya da yönetim kurulu kararlarını onaması için derhal bir kayyım atayacağı, ayrıca şirketin ve kooperatifin malvarlığının korunması için gerekli diğer önlemleri alacağı, son fıkrada ise, kayyımın her üç ayda bir, şirketin projeye uygun olarak iyileştirme gösterip göstermediğini mahkemeye rapor edeceği düzenlenmiştir. Yasanın 181. maddesi gereğince somut olayda uygulanacak olan 160. maddesinde, İflas isteyen alacaklının ilk alacaklılar toplantısına kadar olan bütün masraflardan sorumlu olduğu, 166. maddede ise, kararın ilanı düzenlenmiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 74. maddesinde ise, İflas isteme, davaya vekalette özel yetki verilmesini gerektiren haller arasında sayılmıştır. Somut olayın yasal düzenlemeler açısından değerlendirilmesi sonucunda, davacı vekilinin vekaletnamesinde, İflas erteleme davası açma yetkisinin bulunduğu, ilanların yaptırıldığı, iflas avansının mahkeme veznesine yatırıldığı, davacı şirketin dava tarihi ticari merkezinin Ataşehir/İSTANBUL olduğu, davanın İİK’nun 154/1.maddesinde öngörülen yetkili Mahkemede açıldığı anlaşılmaktadır.Uyuşmazlık, davacı şirketin rayiç değerlere göre borca batık olup olmadığı, iyileştirme projesinin ciddi ve inandırıcı bulunup bulunmadığı noktasında toplanmıştır.Dava 11.02.2016 tarihinde açılmış, mahkemece, 15.02.2016 tarihinde iflas erteleme tedbirlerine hükmedilmiştir.25.05.2016 tarihli bilirkişi raporunda; şirketin 31.12.2015 tarihi itibariyle rayiç değerlere göre -1.124.190.88 TL borca batık olduğu, şirketin planlanan satış ve karlılık tutarlarının geçmiş yıllarda realize olmuş olan satış ve karlılık tutarları ile uyumlu olmadığı, ancak planlanan karlılık tutarlarının gerçekleme durumunun görülebilmesi bakımından şirkete belirli bir sürenin verilmesi gerektiği, şirketin 20.5.2016 tarihinde 15.000 TL, 24.5.2016 tarihinde ise iki adet olarak 30.000 TL ve 55.000 TL olarak sermaye artışına ilişkin ödemeyi yerine getirdiği, bu hususun olumlu olduğu, şirketin satışlarında brüt satış geçmiş dönemlerde negatif olarak geliştiği ve 2012-2014 arası senelerde satış zararının bulunduğu, 2015 senesinde brüt satış karı elde edilmekle birlikte, şirketin yine net karlılık seviyesine ulaşamadığı, şirketin sürekli zarar eden bir yapısının bulunduğu belirtilmiştir.Aynı heyet 22.10.2018 tarihli ek raporlarında; şirketin 30.06.2018 tarihi itibariyle rayiç değerler üzerinden özvarlık tutarının – 454.466.69 TL borca batık olduğu, şirketin ödenmemiş sermayesinin bulunmadığı, satış ve karlılık bakımından iyileştirme projesinin yerine getirilemediği, ülkemizin içinde bulunduğu konjonktürel ekonomik koşullar nazara alındığında satış ve karlılıkların hayatın olağan akışı içinde bulunduğu belirtilmiştir.13.01.2020 tarihli farklı bir heyetten alınan bilirkişi raporunda; 31.10.2019 tarihli rayiç değer bilançosuna göre, erteleme talep eden şirketin rayiç özvarlığının (-) 2.914.168,63 TL borca batık durumda olduğu, şirketin, 15.02.2016 tarihinden bu yana yaklaşık 3 yıl 11 aydır iflasın ertelenmesinin imkanlarından faydalandığı, geçen bu uzun sürenin, iyileştirme projesinin değerlendirilmesinde her zaman göz önünde bulundurulması gerektiği, iyileştirme projesinde, 31.10.2018 tarihi itibariyle borca batıklıktan çıkarak rayiç özvarlığını +285.269,12 TL’ye ulaştıracağının belirttildiği, ancak erteleme talep eden şirketin, 31.12.2018 tarihinden 10 ay sonraki bir zaman olan 31.10.2019 tarihinde halen -2.914.168,63 TL borca batık olduğu, yalnızca bu verinin dahi, sunulan iyileştirme projesinin ciddi ve inandırıcı olmadığını gösterdiği, dosyada mevcut 25.05.2016 tarihli bilirkişi raporunda, erteleme talep eden şirketin 31.12.2015 tarihi itibariyle rayiç özvarlığımn (-) 1.124.190,88 TL olarak hesap edildiği, borçlu şirketin, iflasın ertelenmesinin imkanlarından faydalandığı dönemde borca batıklığını azaltmak bir yana borca batıklığını iki katından fazlasına çıkardığı, bu durumun, tedbirlerden faydalanıldığı dönemde alacaklıların durumunun daha kötüye gittiğinin göstergesi olduğu, şirketin 31.12.2016 tarihi itibariyle kamu borçları toplamı 233.282,39 TL iken 31.10.2019 tarihi itibariyle kamu borçları toplamının 1.368.616,19 TL’ye ulaştığı, diğer bir anlatımla, erteleme talep eden şirketin kamu borçlarının 31.12.2016tarihinden bu yana yaklaşık 6 katına çıktığı, şirketin faaliyetlerinde kullandığı tır ve dorselerin bir kısmını … ve …. San. ve Tic. A.Ş.’den rehin vermek suretiyle satın aldığının anlaşıldığı, erteleme talep eden şirketin, rehin alacaklısı bu firmalarla herhangi bir protokol akdetmediğinin tespit edildiği, her ne kadar dosyaya … ile protokol akdedildiği iddiası ile “TUTANAKTIR” başlıklı belge sunulmuşsa da bu belgede, toplantıya …’yi temsilen katıldığı öne sürülen Av. … imzasının bulunmadığı, tüm veriler doğrultusunda, sunulan iyileştirme projesinde “Alacaklılarla Mutabakata Varılarak Borçların Tasfiyesi” başlığı altında yer verilen proje hedeflerinin ciddi ve inandırıcı olduğunun söylenemeyeceği ifade edilmiştir. 20.10.2020 tarihli kayyım raporunda; Davacı şirketin 30.06.2020 tarihli Rayiç Değer Bilançosuna göre (3.382.574,76 TL) borca batık halinin devam ettiği, tedbir kararına nazaran borca batıklığın 2,5 kat yükseldiği, yaklaşık üç aylık dönemi covit-19 pandemi şartlarında gerçekleşen 2020 yılı ilk 6 aylık dönemde net 1.268.727,68 TL satışta – 223.580,23 TL kadar zarar elde edildiği, geçmiş döneme nazaran borca batıklığın artışında zararın etkili olduğu, mevcut durum ve iyileştirme projesi bir bütün olarak değerlendirildiğinde, 2016 yılından 2019 yılı sonuna kadar hedeflenen satış / karlılık rakamlarına ulaşılamadığı, gerçekleşen satışlara göre maliyet yapısının yüksek olduğu, faaliyet giderleri sonrası elde edilen kârın düşük, 2020 yılı ilk 6 ayın sonda ise 2019 yılı ilk 6. ayın sonuna göre kıyasla satış/ ciro tutarının %35 gerisinde kaldığı, şirketin 15.02.2016 tarihinden bu yana yaklaşık 4 yıl 3,5 aylık iflasın erteleme tedbir şartlarında geçen süre içerisinde iyileştirme projeleri hedefleri ile birlikte bir bütün olarak değerlendirildiğinde; satış ve organizasyon yapısı, maliyet kontrol ve karlılık planları doğrultusunda hedeflerinin uzağında kalındığı, iyileştirme projesinin gerçekçi ve uygulanabilir olmadığı ifade edilmiştir.Dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan yasal hükümlere göre, “…İflasın ertelenmesi, borca batık durumda bulunan şirket tarafından sunulan somut öngörüler içeren, ciddi ve inandırıcı bir iyileştirme projesi çerçevesinde bu durumdan kurtulması kuvvetle muhtemel bulunan kooperatiflerle sermaye şirketleri için öngörülmüş bir hukuki korunma yoludur. İflasın ertelenebilmesi için şirketin borca batık durumda olması, sunulacak ciddi ve inandırıcı bir iyileştirme projesi kapsamında şirketin mali durumunu düzeltebileceğine dair somut veriler ileri sürmesi ve fevkalade mühletten yararlanmamış olması gerekir, (Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6102 Sayılı TTK’nın m. 377, İİK’nın m.179 vd.). Borca batıklık, 6102 Sayılı TTK’nın 377. maddesinde gösterilen şekilde varlıkların rayiç değerine ve İİK’nın 178/1. madde ve fıkrasında belirtilen alacaklılar listesinde gösterilenler ile gerçek anlamda tespit edilebilecek diğer borçların tutarına göre belirlemelidir. Bunun için borçlu şirket tarafından mahkemeye ibraz edilen bilanço ile mali durumun iyileştirilebilmesi amacıyla şirket tarafından bildirilen proje üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak, rayiç değerler ve yapılan araştırma ve inceleme sonucu elde edilen gerçekçi verilere göre bilirkişilerce yeniden oluşturulacak şirket bilançosu (borca batıklık bilançosu) da dikkate alınıp bir sonuca gidilmelidir. İflasın ertelenmesinin amacı, borca batık sermaye şirketinin mali durumunu düzelterek borca batıklıktan kurtulmasının sağlanmasıdır. Borca batıklıktan kurtulma ise tüm borçların ödenmesi anlamına gelmeyip, aktifin pasiften fazla olmasını ifade eder. Borca batıklığın tespitinde sadece davacının kayıtlarına değil, varlıklarının rayiç değerlerine de özellikle bakılmalı, bu noktada konusunda uzman bilirkişilerin görüşüne başvurulmalıdır.Dava teorisindeki genel ilkenin bir istisnası olarak borca batıklık sadece dava tarihi itibariyle değil, yargılama safhasındaki olumlu veya olumsuz gelişmeler de dikkate alınarak belirlenmelidir. (Bkz:Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin 2019/1116 Esas, 2019/3288 Karar)Somut olayda, davacı şirket tarafından sunulan projenin ciddi ve inandırıcı olmadığı anlaşılmaktadır. Ancak borca batıklık konusunda alınan son bilirkişi raporunun 13/01/2020 tarihli olduğu, 20.10.2020 tarihli kayyım raporunda rayiç değerler üzerinden bir hesaplama yapılmışsa da, değerlendirmenin yukarıdaki kriterlere uygun olmadığı, en son alınan bilirkişi raporundan yaklaşık 10 ay sonra 06.11.2020 tarihinde dosya hakkında karar verildiği anlaşılmıştır. Bu sebeple yukarıda açıklanan ilkelere uygun hüküm tarihine en yakın tarih itibariyle davacı şirketin güncel rayiç değerlere göre borca batık olup olmadığının bilirkişi heyeti marifeti ile usulüne uygun tespiti ile sonucuna göre hüküm tesisi gerekirken yaklaşık 10 ay önceki veriler esas alınarak karar tesisi usul ve aykırı olmuştur. Bu sebeple Mahkeme kararının HMK m.353/1-a-6 uyarınca kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, 2-İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 06/11/2020 tarih, 2016/175 Esas, 2020/570 Karar sayılı kararının HMK m.353/1-a-6 uyarınca KALDIRILMASINA,3-Dosyanın, Dairemiz kararına uygun şekilde yargılama yapılmak ve yeniden bir karar verilmek üzere mahal Mahkemesine İADESİNE, 4-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununu gereğince alınması gereken 59,30 TL istinaf maktu karar ve ilam harcı peşin yatırıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,5-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin İlk Derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1a-6 bendi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.10/06/2021