Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2021/611 E. 2021/732 K. 10.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/611 Esas
KARAR NO : 2021/732
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 16/07/2020
NUMARASI: 2017/980 Esas, 2020/496 Karar
DAVANIN KONUSU: İflas (İflasın Açılması)
KARAR TARİHİ: 10/06/2021
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının pasif malvarlıklarının aktif malvarlıklarının çok üzerine çıktığını, borçlarını ödeyemeyecek durumda olan davacının iyi niyetle ödemeleri yapmaya çalıştığını fakat yaşadıkları son kriz nedeniyle tıkanma noktasına geldiğini, davacının bütün alacaklılarına eşit davranılmasını sağlayabilmek ve kanuni yükümlülüklerini yerine getirmek amacıyla doğrudan doğruya iflasını isteme kararı aldığını belirterek müvekkili şirketin aciz nedeniyle doğrudan iflasına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP Müdahiller yazılı ve sözlü beyanda bulunmuşlar, davanın reddini istemişlerdir.
İLK DERECE MAHKEME KARARI Mahkemece, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davacının 2018 ve 2019 kayıtlarını sunmamış olması, davacı şirketin son mali durumunu ve mevcut durumda borca batık olup olmadığını tespit etmeyi imkansız kıldığı, davacı vekili, Vergi beyannamesinde -1.208.380,14 TL borcun mevcut olduğunu belirtilmiş olması ile şirketin iflasına karar verilmesini talep etmişse de, vergi beyannamesi şirket tarafından bildirilen ve dayanakları bakımından sorgulanmaya muhtaç, tek başına borca batıklık tespitinde yetersiz olduğu, bir kısım araçlar satılmış ise bunların plakaları bildirilmeden, satışa ilişkin evraklar olmadan şirket yetkilisinin beyanının da teyide muhtaç olduğu, müdahil ortak …., şirketin … Bankasına olan borçların bir kısmına kefil olması sebebiyle ödediği, bankaya yazılan müzekkere cevabına göre 2016-2019 yılları arası şirketin hesabından bir miktar para da ortağın hesabına havale olduğu, bu havalelerin şirketin malvarlığını azaltmak amacıyla yapılmadığı hususunda, davacı şirketin, iflasını talep ederken kötüniyetli olmadığı hususunda mahkemede yeterli vicdani kanaat oluşmadığı, davacı tarafça sunulması gereken belgelerin sunulmadığı, icra dosya numaraları ve vergi beyannamesi ile yetinilmiş olmakla, borca batıklığın yöntemince ispatlanamamış olması gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ Karar yasal süresi içerisinde davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.Davacı vekili istinaf talebinde; müvekkili şirkete ait vergi mükellefine ait belgeler (29.04.2019 onay tarihli Kurumlar Vergisi Beyannamesi), borca batıklığını ispat etmesi açısından dosyaya sunulmasına rağmen hükme esas alınmadığını, söz konusu belgelerde davacı şirketin borca batık olduğunun açıkça görüldüğünü, mahkemece dosyaya sunulmuş olan deliller incelenmeden, başkaca delil toplanmadan karar verildiğini, bir kısım icra dairelerinin icra dosyalarını mahkemeye göndermediğini, mahkemece bu dosyaların istenmediğini, bilirkişiye şirketin malvarlığı ile ilgili açıklamaların yapıldığını, alacaklılar listesinin verildiğini mahkemece bu hususların araştırılmadığını, davacı şirketin tüm banka hesapları üzerinde haciz olduğu bildirilmiş olmasına rağmen mahkemece banka hesaplarının tamamının incelenmediğini, davacının yalnızca … Bankası’ndaki hesap hareketlerinin incelendiğini, … Bankası hesap hareketlerinde görünen havalelerin, şirket ortağının şirket adına yaptığı ödemeler olduğunu, kesinlikle şirketin malvarlığını azaltmaya yönelik olmadığını, 2017 yılında iflas talebi ile dava ikame eden şirketin, sadece tek bir yıla (2019) ait ticari defterleri -maddi imkansızlıklar nedeniyle- sunamadığını, mahkemenin daha detaylı ve eksiksiz bir inceleme yapması halinde borca batıklık durumunu tespit edilebilecek konumda olduğunu, şirketin imkanı dahilinde sunabildiği tüm belgeleri sunduğunu, iflas durumunun tespiti için gerekli inceleme ve araştırmanın mahkemece re’sen yapılması gerektiğini belirterek ilk derece mahkeme kararının kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME:Dava, İİK’nın 178. maddesine dayalı doğrudan iflas istemine ilişkindir.İİK’nun 154/son maddesi uyarınca, iflas davası mutlaka borçlunun muamele merkezinin bulunduğu yer Ticaret Mahkemesi’nde açılır. Avukatın vekaletnamesinde bu konuda özel yetkininde bulunması gerekir. Davacı şirketin muamele merkezinin Ataşehir/İstanbul adresi olduğu, davacı vekilinin vekaletnamesinde özel yetkinin bulunduğu anlaşılmıştır. Mahkemece, davacının adli yardım talebi kabul edilmiştir.Mahkemece alınan18.02.2020 tarihli bilirkişi heyet raporunda; dosya kapsamında davacı şirkete doğrudan ve dolaylı olarak açılan 6 adet icra takibinin bulunduğu, icra takip dosyalarına göre davacı aleyhine asıl alacak yönünden I43.520,99 TL’lik takip başlatıldığı, şirketin 2019 yılına ait defter tasdikinin mevcut olmadığı, bu yönde davacı şirket yetkilisinin e-posta yolu ile beyanının mevrut olduğu, 2018 yılına ait defter ibrazında da bulunulmadığından, davacı şirketin 2018 yılı Kurumlar Vergisi Beyannamesi kapsamında tespitler yapıldığı, şirketin kaydi değerlere göre 31.12.2018 tarihi itibariyle (-) 4.481.776,51 TL borcu batık olduğu, Şirketin TTK’nun 376. md. uyarınca borca batık olup olmadığının saptanabilmesi için, şirket aktiflerin muhtemel satış değerleri üzerinden oluşturulacak bilançonun değerlendirmeye alınması gerektiği, şirket bilançosunun incelenmesinde aktif değerler içinde muhtemel satış değerlerine göre yeniden değerlenmesi gereken kaydi değer stok, tesis, makine cihaz, demirbaş gibi kalemlerin mevcut olduğu, ancak davacı şirket yetkilisi …’nün ilettiği e-posta yazışmalarında şirketin aktifinde görülen tesis makine, cihazlar, stoklar ve demirbaşların nakil güçlüğü sebebi ile satıldığı ve aktifinde duran varlığının bulunmadığı yönünde bilgi verildiği, her ne kadar 2018 yılı Kurumlar Vergisi Beyannamesine göre davacı şirketin (-) 4.481.776,51TL borca batık olduğu ve dosya muhteviyatındaki iera dosyalarından dolayı I43.520,99 TL borçlu olduğu anlaşılsada, 2018 ve 2019 ticari defterlerinin incelemeye sunulmamış olması nedeniyle davacı şirketin son durumunun tespit, edilmesinin mümkün olmadığı, doğrudan iflas şartlarının oluşup oluşmadığına ilişkin ispat yükünün davacı tarafından yerine getirilmemiş olduğu belirtilmiştir.Ticaret Sicel kayıtlarına göre, … şirketteki payının %61, … %34, … %5 olduğu anlaşılmıştır. Müdahil … Ltd. Şti vekili 19.12.2017 tarihli dilekçesinde davacı şirketin hakedişleri tahsil ettiği halde müvekkiline ait taşeron sözleşmesinden kaynaklı ödemeleri yapmadığını, davacının kötüniyetli açıldığını belirtmiştir. Yine şirket ortağı … müdahale dilekçesinde, şirketin inşaat faaliyetlerinin devam ettiğini davanın kötüniyetle açıldığını iddia etmiştir.Davacı vekili 13.02.2019 tarihili beyan dilekçesinde, davacı şirketin aktiflerinin ve pasiflerinin kaydının bulunduğu defterlerin davaya müdahil olan şirket ortağı Kemal Deniz’de bulunduğunu, ortağın Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığınin 2018/22476 Soruşturma dosyasında bu yönde beyanının bulunduğunu belirtmiştir.Borçlu, kendi iflasını (ticaret mahkemesinden) bir dilekçe ile ister. Borçlu, iflas talebi dilekçesine, bütün aktif ve pasifi ile alacaklılarının isim ve adreslerini gösteren mal beyanını eklemek zorundadır (m.178/I c.2). Bu belge (mal beyanı) ticaret mahkemesine ibraz edilmedikçe, iflasa karar verilemez (m.178,I c.3).Borçlunun (kendi) iflas talebini alan ticaret mahkemesi, hemen (ilk önce), borçlunun iflas talebinin (yani, borçlunun kendi iflasını istediğini) ilan eder (m.178,II c,m1, m.166,II). Borçlunun alacaklıları, iflas talebinin ilanından itibaren onbeş gün içinde, ticaret mahkemesindeki iflas dosyasına (asli) müdahale ve itiraz ederek, borçlunun iflas talebini, hakkındaki takipleri ertelemek ve borçlarını ödemeyi geciktirmek için yaptığını ileri sürerek, ticaret mahkemesinden borçlunun iflas talebinin reddini isteyebilirler (m. 178,II c.2). Alacaklılardan biri veya bir kaçı, onbeş gün içinde iflas dosyasına müdahale ile iflas talebine itiraz ederse, ticaret mahkemesinin, duruşma açarak, itiraz eden alacaklıları duruşmaya davet etmesi ve gelen alacaklıları duruşmada dinlemesi gerekir.Borçlunun kendi iflasını istemesi (İİK m.178), başlangıçta bir çekişmesiz yargı işidir (HMK m.382/2-f/2). Ancak, borçlunun iflas talebinin ilanından (İİK m.178, II) itibaren 15 gün içinde, bir (veya birden fazla) alacaklı borçlunun iflas talebine itiraz ederse, borçlunun kendi iflasını istemesi, çekişmesiz yargıdan çıkıp, çekişmeli yargıya girer.Ticaret mahkemesi, iflas talebinin ilanından itibaren onbeş gün içinde iflas doyasına müdahale ile iflas talebine itiraz eden alacaklıları duruşmada dinledikten sonra, borçlunun, iflas talebini, hakkındaki takipleri ertelemek ve borçlarını ödemeyi geciktirmek için yaptığı kanısına varırsa, borçlunun (kendi) iflas talebinin reddine karar verir. Ticaret mahkemesi, onbeş gün içinde iflas dosyasına müdahale ile iflas talebine itiraz eden alacaklıların itirazlarını reddeder veya onbeş gün içinde hiçbir alacaklı iflas dosyasına müdahale ve itiraz etmemiş ise ve borçlu aciz halinde bulunduğunu (b.178,I) ispat ederse, borçlunun iflasına karar verir. (Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 2013/5632 E. 2013/7281 K. Sayılı ilamı)Somut olayda, davacı vekilinin iflas talebi dilekçesine, şirketin bütün aktif ve pasifi ile alacaklılarının isim ve adreslerini gösteren mal beyanını eklemediği, yargılama sırasında da davacı vekiline bu belgeleri ibraz konusunda kesin sürenin verilmediği anlaşılmıştır. Yine iflas ilanlarına ilişkin gazetelerin dosya kapsamında bulunamadığı gibi ilanların yapılıp yapılmadığı anlaşılamamıştır. Bu sebeple mahkemece davacı vekiline şirketin bütün aktif ve pasifi ile alacaklılarının isim ve adreslerini gösteren mal beyanını ibraz konsun da kesin süre verilmesi, ibrazı halinde borçlunun iflas talebinin yasada öngörüldü şekilde ilanı ile iflas dosyasına müdahale ile iflas talebine itiraz eden alacaklıların itirazlarının değerlendirilmesi ve aciz halinin ispat edilip edilmediğinin belirlenmesi suretiyle sonuca gidilmesi gerekirken eksik inceleme ile karar verilmesi doğru olmadığından ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Davacı tarafın istinaf başvurusunun esasa ilişkin sebepler incelenmeksizin KABULÜNE,2-İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/980 Esas, 2020/496 Karar, 16/07/2020 tarihli kararının HMK 353/1a-6 maddesi gereğince KALDIRILMASINA,3-Dosyanın, Dairemiz kararına uygun şekilde yargılama yapılmak ve yeniden bir karar verilmek üzere mahal Mahkemesine İADESİNE,4-İstinaf yargılaması aşamasında duruşma açılmadığından istinaf vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,5-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununu gereğince alınması gereken 59,30 TL istinaf maktu karar ve ilam harcı davacı tarafından peşin yatırıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, 6-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin İlk Derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1a-6 bendi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.10/06/2021