Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2021/603 E. 2021/561 K. 22.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/603 Esas
KARAR NO : 2021/561
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi
ARA KARAR TARİHİ : 05/03/2021
NUMARASI: 2020/542 Esas
DAVA : İTİRAZIN İPTALİ (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 22/04/2021
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, 06.11.2020 tarihli dava dilekçesinde, müvekkili şirket ile davalı şirket arasında ticari ilişkilerin olduğunu, ihtarnameye rağmen cari hesaptan kaynaklanan borcun ödenmemesi nedeniyle 488.597.67 TL tutarında asıl alacağın tahsili için İcra takibi başlatıldığını, davalının takibe karşı haksız ve yersiz itiraz ettiğini, arabulucu kanun yoluna başvurunun anlaşamama ile sona erdiğini, davalının ticari ilişki gereğince borcunun bakiyesini bilmesine rağmen müvekkilinin alacağına biran önce kavuşmasını engellemek amacıyla kötüniyetli itiraz ettiğini, İcra takibinin, borçluya kesilen faturalar ve cari hesaba dayandığını, borçlu tarafından icra takibine itiraz edilirken hiçbir belge sunamaması ve taraflar arasındaki hizmet sözleşmesinden kaynaklı alacak borç ilişikisini inkar etmemesi ve borçlunun gerçekte borcu olması ve yargılama aşamasında mal kaçırma ihtimali, davalı şirketin Fenerbahçe’nin taşeron olarak kullandığı bir şirket olması, Fenerbahçe istediğinde şirketi değiştirip yeni bir şirket ünvanı ile işlerine devam edebileceği iddiası ile davalı şirketin üzerine kayıtlı, menkul, gayrimenkul ve araçları İle 3. kişilerdeki hak ve alacakları ve banka hesapları üzerine İİK 257. maddesi uyarınca öncelikle teminatsız olarak mahkemenin aksi kanaatte olması halinde teminat ile İhtiyati haciz kararı verilmesini, icra takibine karşı yapılan İtirazın iptali ile takibin devamına, %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEME KARARI;
Mahkemece, İhtiyati haciz talep eden tarafın, delil olarak cari hesap ekstresine dayandığı, delillerin toplanmadığı, tarafların ticari defterlerinin incelenmediği, tahkikata geçilmediği, mevcut durum itibarıyla muaccel alacağın var olup olmadığı, var ise talep edilen tutar kadar olup olmadığı hususunda yeterli kanaat hasıl olmadığı gerekçesiyle İhtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ;
Ara karar, davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
Davacı vekili istinaf nedenleri olarak, kararın hukuka uygun olmadığını, müvekkili şirketin açmış olduğu İtirazın iptali davasında İhtiyati haciz talep ettiğini, İİK 257. Maddedeki şartların gerçekleştiğini, cari hesap ekstresinden alacağın muaccel olduğunun aşikar olduğunu, İhtiyati haczin geçici hukuki koruma olduğunu, İİK 258. madde gereğince tam ispat değil yaklaşık ispatla yetinildiğini, söz konusu davada, dava dilekçesi ekindeki cari hesap ekstreleri ve ihtarnamenin yazılı delil başlangıcı kabul edileceğinden yaklaşık ispat koşulunun fazlasıyla yerine getirildiğini, red kararının hukuka aykırı olduğunu iddia ederek, kararın kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE;
Dava, hizmet sözleşmesinden kaynaklanan cari hesap alacağının tahsili amacı ile başlatılan icra takibine karşı itirazın iptali ile birlikte ihtiyati haciz talebine ilişkindir .
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 341. maddesinde, istinaf yoluna başvurulabilen kararlar üst başlığı ile ilk derece mahkemelerinin kararlarına karşı istinaf yoluna başvurulabileceği, nihai kararlar, ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz taleplerinin reddi kararları, karşı tarafın yüzüne karşı verilen ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz kararları, karşı tarafın yokluğunda verilen ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz kararlarına karşı yapılan itiraz üzerine verilen kararlara karşı istinaf yoluna başvurulabileceği düzenlenmiştir. 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunun dokuzuncu babında ise, 257 vd maddelerde ihtiyati hacze yer verilmiştir. İİK 258/2. fıkrasında, ihtiyati haciz talebinin reddi halinde alacaklının istinaf yoluna başvurabileceği belirtilmiştir. Yasal düzenlemeler kapsamında, davacı vekilinin istinaf talebinin, istinaf yoluna başvurulabilen kararlardan olduğu anlaşılmakla incelenmiştir.İhtiyati hacze konu edilen alacağın hizmet akdine dayanan ticari ilişkiden kaynaklandığı, taraflar arasında özel güvenlik ve maç güvenliği hizmet sözleşmeleri imzalandığı anlaşılmaktadır .Davacı vekili, İhtiyati hacze esas olmak üzere dava dilekçesi ekinde, davacı şirketin cari hesap ekstre örneğini, davacı şirket tarafından davalı şirkete gönderilen ve hizmet sözleşmesine dair cari hesap bakiyesinin ödenmesinin talep edildiği noter ihtarname örneğini ve SGK’dan, ihale konusu işyerleri için E- Borç Sorgulama örneğini ibraz etmiştir.Uyuşmazlık, İİK 257 maddesinde düzenlenen, ihtiyati haciz şartlarının mevcut olup olmadığı ile mahkeme kararının isabetli olup olmadığıdır.İİK nun 257. maddesinde ihtiyati haciz şartları düzenlenmiştir. Maddede, rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısının, borçlunun yedinde veya üçüncü şahıstan olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacakları ile diğer haklarını ihtiyaten haczettirebileceği belirtilmiş, maddenin 2. fıkrasında ise, 2 bent halinde, vadesi gelmemiş borçlardan dolayı, borçlunun muayyen yerleşim yerinin olmaması, borçlunun taahhütlerinden kurtulmak maksadı ile mallarını gizlemeye, kaçırmaya veya kendisi kaçmaya hazırlanır ya da bu maksatla alacaklının haklarını ihlal eden hileli işlemlerde bulunursa ihtiyati haciz istenebileceği düzenlenmiştir.İİK nun 258. hükmüne göre, ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için mahkemenin alacağın varlığı hakkında kanaat edinmiş olması yeterlidir. Mahkemenin alacağın varlığına kanaat getirmesinden anlaşılması gerekenin, alacağın usul kurallarına göre kesin bir şekilde ispat edilmesi değildir. Bu hükme göre alacaklının, alacağının varlığını ve muaccel olduğunu tam ve kesin olarak ispat etmesi aranmamakta, bu konuda mahkemeye kanaat verecek delilleri göstermesi yeterli kabul edilmektedir. Öte yandan, ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için alacağın yargılamayı gerektirmemesi şeklinde bir koşulda kanunda öngörülmemiştir. Diğer hukuki himaye tedbirlerinde olduğu gibi ihtiyati hacizde de amaç, davaya ilişkin yargılamadan farklı olarak, maddi hukuka dayanan hak bakımından nihai bir karar verip uyuşmazlığı sona erdirmek değildir. İhtiyati hacizde amaç, ihtiyati tedbire benzer şekilde, Anayasa’nın 2. maddesinde yer alan ” hukuk devleti ” ilkesinin bir gereği olarak bireylere etkin hukuki himaye sağlamaktır.İhtiyati haciz kararı verilmesinin şartlarından olan, alacaklıya ilişkin şart, bir alacak için ihtiyati haciz isteyen kişinin alacağın alacaklısı sıfatına sahip olması gerekir. Alacağa ilişkin ise, alacağın vadesinin gelmiş veya vadesi gelmemiş olmamakla birlikte, yasada belirtilen şartların gerçekleşmesi gerekir. Muacceliyet ile temerrüdü karıştırmamak gerekir. Muacceliyet temerrüdün zamanla ilgili şartıdır. Hakim, hukuksal işlemlerden doğan alacaklar için yapılan ihtiyati haciz istemlerine karşı öncelikle alacağın muaccel olup olmadığını saptaması gerekir, alacağın muaccel olduğunu alacaklı ispat etmelidir. Alacağın vadesinin gelmiş olması, alacaklının alacağını dava veya takip edebilme yetkisini ifade eder. İhtiyati haciz kararı verilebilmesi için borçlunun temerrüde düşürülmesi veya alacaklının alacağına kavuşmasına engel olacak davranışlarda bulunması gerekmez.Yasal düzenlemeler ve açıklamalar doğrultusunda somut talebin değerlendirilmesi durumunda, davacının konu ettiği alacak iddiası ödenmeyen hizmetlere dair bedellerdir. Davacı tarafça dosyaya ibraz edilen ve yukarıda yer verilen deliller ile diğer ekli belgelerin alacağın varlığı hakkında kanaat edinmeye yeterli belgeler olarak kabulü mümkün görülmemiştir. Bu nedenlerle mahkemenin red kararının sonuç olarak yerinde olduğunun kabulü gerekmiştir.Açıklanan nedenlerle, İİK 258/1. fıkrasında belirtilen şekilde, haciz sebepleri hakkında, dosyaya ibraz edilen belgelerin kanaat getirilecek yeterli delil olarak kabulü mümkün olmadığından ve ayrıca 6100 sayılı HMK’nın 357.maddesi gereğince ilk derece mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunmalar dinlenemeyeceğinden davacı vekilinin aksine iddiaları ve ihtiyati haciz talep nedenlerinin yerinde olmadığı kanaatine ulaşılmıştır. Diğer yandan, mahkeme kararı sonuç olarak doğru olmakla birlikte, gerekçede yer verilen, tarafların ticari defterlerinin incelenmediği, tahkikata geçilmediğine dair kabulü hatalıdır. Ancak söz konusu hata, yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmesi amacı ile davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne dair karar verilmesi gerekmekle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE,
2-İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2020/542 Esas sayılı derdest dosyada verilen 19.11.2020 tarihli ve gerekçeli şekilde yeniden yazılan 05.03.2021 tarihli ara kararların KALDIRILMASINA,
a)Talep edenin ihtiyati haciz talebinin, İİK 258/1. fıkrası gereğince kanaat getirecek deliller ibraz edilmediğinden REDDİNE,
3-Harçlar peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti hakkında karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin, hükmün kaldırılma nedeni de göz önünde bulundurularak kendi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 362/1/f bendi ve ayrıca İİK 258/2 .fıkrası gereğince kesin olmak üzere düzeltilerek oybirliği ile karar verildi.22/04/2021