Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2021/510 E. 2021/602 K. 29.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2021/510 Esas
KARAR NO : 2021/602
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : GEBZE ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 09/03/2017
NUMARASI: 2016/426 Esas, 2017/159 Karar
DAVA: KOOPERATİF ÜYELİĞİNİN TESBİTİ
KARAR TARİHİ: 29/04/2021
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili 08/03/2013 tarihli dava dilekçesinde; müvekkili kooperatifin karar defterinde, 02/12/2009 tarihli, 179 karar nolu sayfada, yönetici … ve … imzası ile alınan kararda E1 Blok arka cephe, üçüncü kat, doğu taraf, 9 nolu daire ve beşinci kat 17 nolu, arka taraf, doğu taraf dairelerin 3.000,00 TL senetler karşılığında 30 ay ve 5.000,00 TL iki adet senet olmak üzere üye yapılmasına, …’in adına bu daireler nedeniyle üye yapılmış olduğuna, tapu, çevre ve elektrik, su aboneliği haricinde hiçbir ödemesi bulunmadığına dair yönetim kurulunun oy birliği ile almış olduğu yazılı metin bulunduğunu, yine kooperatif karar defterinde 02/12/2009 tarihli 176 Karar nolu karar ile alınan kararda …’e noter kanalı ile devir alınmasınında oy birliği ile karar verildiğini, …’in hiçbir geriye dönük ödemesinin olmadığına yönelik metin olduğunu ve 17/02/2010 tarih, 188 Karar nolu sayfada 02/12/2009 tarihinde E1 Blok, arka cephe, üçüncü ve beşinci doğu tarafında bulunan kooperatife ait 30 ay ödemeli ve iki adet 5.000,00 TL senetler karşılığının toplam olarak ödendiği şeklinde yazılı metin bulunduğunu, noterliğin 02/12/2009 tarihli hisse devir sözleşmesi ile kötü niyetli yönetici … kooperatifteki E2 Blok, beşinci kat köşe daire 10 nolu üyelik haklarını aktif ve pasifi ile davalı …’e devrettiğini, bu devir sonrasında davalının adına üye giriş beyannamesinin düzenlendiğini, davalının kooperatife üyeliğini, bu yazılı kararlara dayandırdığını, alınan kararların usul ve yasa ile maddi gerçeklere aykırı olduğunu, 02/12/2009 tarihli karar ile davalıya iki daire satışına ilişkin yönetim kurulu kararının hükümsüz olduğunu, söz konusu tarihten önce yönetim kurulunda bulunan üç kişinin istifa etmesi nedeniyle yönetim kurulunun iki kişi kaldığını, bu kişilerin … ve … olduğunu, kooperatifi temsil ve ilzam yetkisinin olmadığını, bu kişiye kooperatif genel kurulu tarafından üyelik hakkı devri yada daire satışı konusunda yetkide verilmediğini, üyelik satışı kararından sonra satış bedelinin ödendiğine dair 17/02/2010 tarihli kararında gerçeği yansıtmadığını, davalının satış bedellerini ödemediği halde diğer kötü niyetli yönetim kurulu üyesi ile birlikte hareket ederek kendisininde imzası olduğu şekilde satış bedelinin ödendiğine dair karar alarak usulsüz bir işlem yaptığını ve haksız kazanç temin etmeye çalıştığını, davalı ve kooperatif eski yöneticisi hakkında yapılan denetmen inceleme raporunda ve bu konuda açılan soruşturma dosyasında usulsüzlüğün açık ve net olarak belirtilerek bilirkişi raporunda yer verildiğini, davalı ve bahsi geçen kararda imzası olanların zimmet ve görevi kötüye kullanma suçunu işlediklerinin belirtildiğini, diğer yöneticiler hakkında Gebze Cumhuriyet Başsavcılığının 2010/19849 Soruşturma nolu dosyasının mevcut olduğunu iddia ederek, davalının müvekkili kooperatifindeki üyeliklerinin geçersiz olduğunun tespiti ile pay defterinden isminin silinmesine karar verilmesini, davalının üyeliğinin geçersiz olduğunun tespitine karar verilmesi taleplerinin yerinde görülmemesi halinde davalının her iki üyelik açısından da üyelik bedeli ödenmediğinin belirlenerek pay defterine kayıt tarihi gözetilerek ödemesi gereken üyelik bedellerinin tespiti ile genel kurul kararları doğrultusunda ödemesi gereken üyelik aidatları borcunun tespit edilmesini talep ve dava etmiştir.Davacı vekili 09/03/2017 tarihli duruşma zaptına geçen ve imzası ile teyit ettiği beyanında; bilirkişi raporuna karşı beyanlarında belirtildiği üzere yönetim kurulunun 02/12/2009 tarih, 179 sayılı kararı ve bu karara dayanılarak yapılan 17/10/2010 tarih 180 nolu kararı ile tahsis edilen daireler için davalının üye olmadığının tespitini talep ettiklerini, dilekçelerini bu şekilde düzelttiklerini beyan etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili; hukuki şekil şartının oluşmadığını, kooperatif yöneticilerinin yaptığı işlemlerin usulsüzlüğü, eksikliği ve benzeri isnatlara dair kooperatif adına dava açılabilmesi için genel kurulda buna dair bir kararın alınması gerektiğini, dava her ne kadar tespit davası olarak açılmış ise de eda davası niteliğinde olduğunu, dava değerine yönelik harcın tamamlattırılması gerektiğini, Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinde 29/07/2008 tarihinde yayınlanan genel kurulda kooperatif genel kurulu tarafından iki yıllığına olmak üzere … asil yönetim kurulu üyesi, … ise yönetim kurulu yedek üyesi seçildiklerini, temsil ve ilzam yetkisinin ise … ile … müşterek atacak çift imza ile kişilere verildiğini, 19/08/2009 tarihinde Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinde yayınlanan 27/07/2009 tarihinde yönetim kurulu kararı ile görevinden istifa eden … yerine … ve … yönetim kuruluna seçildiğini, … müşterek atacakları imza ile temsil ve ilzam yetkisinin olduğunu, 175 sayılı kararın imza edildiği tarih olan 02/12/2009 tarihinde aynı kişilerin yönetim kurulundaki görevlerinin devam ettiğini, daha önceden yönetim kurulunun üç kişiden oluştuğunu, iddia edildiğinin aksine … ve … kooperatifi temsil ve ilzama yetkili olduğunu, iyi niyetli olarak müvekkilinin satın alarak üye kaydını yaptırdığını, yöneticilerin evrakları tasdik ettiğini, yasal şartları taşıyan müvekkilinin kooperatif üyesi olduğunu, müvekkilinin satın ve devir aldığı üyelik satış kararında belirtilen bedelin 17/02/2010 tarihinde ödendiğini, kararın gerçek dışı olduğunun beyan edildiğini, müvekkilinin satın aldığı üyeliğin karşılığında vadeli ödemesini 14/02/2010 tarihli kasa tahsilat fişinde belli olduğu üzere 110.000,00 TL olarak ödediğini, bu belgenin 1163 sayılı kanunun 60.maddesi gereğince kooperatifi bağladığını, müvekkilinin söz konusu üyelik hakkını 176 sayılı yönetim kurulu kararı ile 02/12/2009 tarihli karar ile satın aldığını, davacı tarafın bahsetmiş olduğu soruşturmanın 3 yıldır devam edip, kamu davasının açılmadığının ortada olduğunu, müvekkilinin yönetim kurulu muhasip üyesi olmadan çok önce satın aldığı dairelerden fiilen kooperatif adına işlem yapması mümkün olmadığından zimmet – görevi kötüye kullanma suçunun oluşmasının hukuken mümkün olmadığını savunarak, davanın usul ve esastan reddine karar verilmesini istemiştir.GEBZE 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNİN ( TİCARET MAHKEMESİ SIFATIYLA ) 2013/152 ESAS, 2015/536 KARAR VE 10/09/2015 TARİHLİ KARARI İLE; Mahkemenin görevli olmasıyla ilgili dava şartı yokluğu nedeniyle HMK’nın 114/1-c ve 115/2 maddesi gereğince davanın usulden reddine karar verilmiştir.Karar temyiz edilmeksizin kesinleşmiştir.
İLK DERECE MAHKEME KARARI: Mahkemece; netice olarak Yönetim Kurulunun 02/12/2009 tarih 175 sayılı kararı ile bu karara atfen alınan 17/10/2010 tarihli ve 188 nolu kararı ile davalıya E-1 Blok 3 Kat 9 nolu daire ile E-1 Blok 5. Kat 17 nolu daireler tahsis edilmiş ise de bu kararların yok hükmünde olduğundan davalıya yapılan daire satışları ile üye kayıt işleminin geçersiz olduğu, bu kararlar dışında davalı hakkında karara konu daireler için verilmiş geçerli bir üyelik kararı bulunmadığı, 09/03/2017 tarihli celsede davacı vekiline yönetim kurulunun 02/12/2009 tarih 175 aynı tarih 176 ve 17/10/2010 tarih 188 nolu kararları ile tahsis edilen 3 daire içinde davalının ortak olmadığının tespitinin talep edildiğinin açıklanmasının istenildiği, davacı vekili tarafından, yönetim kurulunun 02/12/2009 tarih 175 sayılı kararı ve bu karara dayanılarak yapılan 17/10/2010 tarih 188 nolu kararı ile tahsis edilen daireler için üye olmadığının tespitini talep ettiği ve dava dilekçesini bu şekilde düzelttiğini beyan ettiğinden yönetim kurulunun 02/12/2009 tarih 176 sayılı kararı hakkında ayrıca karar verilemeyeceği gerekçesiyle davanın kabulüne, yönetim kurulunun 02/12/2009 tarih, 175 sayılı kararı ve bu karara dayanılarak alınan 17/10/2010 tarih 188 nolu kararı ile tahsis edilen E-1 Blok 3 Kat 9 Nolu Daire ile E-1 Blok 5. Kat 17 Nolu Daireler için davalı …’in davacı kooperatife üye olmadığının tespitine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ:Karara karşı davalı vekili yasal süresi içerisinde istinaf kanun yoluna başvurmuştur.Davalı vekili istinaf nedenleri olarak; davacı vekilinin iddiası ile mahkemenin kabulü tekrar edildikten sonra, kararın hukuka aykırı olduğunu, kaldırılması gerektiğini, davanın genel anlamda kooperatif yöneticilerinin yaptığı işlemlerin usulsüzlüğü, eksikliği vb isnatları içerdiğini, bu tür davaların Koperatif adına dava açılabilmesi için kooperatif genel kurulunca buna ilişkin bir karar alınıp, davanın kooperatifin denetçileri tarafından açılması gerektiğini, dava dilekçesinde böyle bir genel kurul kararından bahsedilmediğinden ve davanın denetçiler tarafından açılmadığından usul yönünden eksik olduğunu iddia ederek, cevap dilekçesindeki beyanlarını tekrar ettikten sonra, M.K 2 maddesi gereğince iyiniyetli müvekkilinin satın alarak üye kaydını yaptırdığını ve imzaya yetkili kooperatif yöneticilerinin Gebze … Noterliğinin 02.12.2009 tarih ve … ve … yevmiye numaralı evrakları ile tasdik edildiğini, bu nedenle yasal tüm şartları taşıyan müvekkilinin kooperatif üyesi olduğunu, yöneticilerin imza ve ilzam yetkisinin olmaması halinde ise o tarihlerde yapılan tüm işlemlerin yok sayılması ve davacı tarafın tüm işlemler için dava açması gerektiğini, böyle bir durumun olmadığını, dava dilekçesinde müvekkilinin satın ve devir aldığı üyelik satış kararında belirtilen bedelin 17/02/2010 tarihinde ödendiğine dair kararın gerçek dışı olduğunu beyan ettiğini, müvekkilinin kooperatiften satın aldığı üyeliğin karşılığında vadeli ödemesini 14.02.2010 tarihli kasa tahsilat fişinden belli olduğu üzere 110.000,00 TL olarak ödediğini ve ödeme tahhüdünde bulunduğunu, aylık taksitler ve senetlerin iadesi ile kooperatife bu daireler için borcu kalmadığını, müvekkilinin borcu ödediğine dair Kooperatif yetkililerinin imzası ve kaşesini taşıyan kasa tahsilat fişi bulunduğunu ve bu belgenin 1163 S.K 60. Maddesi gereğince kooperatifi bağlayacağını, bilirkişi raporunun sonuç kısmında 1 nolu bendinde, ” davalı kooperatifin incelemeye ibraz edilen defterleri üzerinde yapılan usul ve incelemesinde, 2006-2007-2008-2009 yıllarına ait yevmiye ve envanter defterlerinin açılış tasdiklerinin süresi içerisinde yapıldığı, 2007-2008-2009-2010 yıllarına ait kebir defterlerinin ve 2009 yılına ait envanter defterinin ibraz edilmediği, 2010 yılına ait ibraz edilen defterlerinin açılış tasdiklerinin yasal süresi içerisinde yapılmadığı, TTK 70. ve 72. maddeleri çerçevesinde yukarıda belirtilen 2006-2007 ve 2010 yıllarına ait defterlerin kapanış tasdiklerinin yapılmadığı, 2008,2009 yıllarına ait defterlerin kapanış tasdiklerinin yasal süresinde yapıldığı, bu nedenle defterlerin delil kudretinin olup olmadığının takdirinin sayın mahkemeye ait olduğu,”’nun belirtildiğini, bu şekilde defterlerin usulsüz olduğu ve itibar edilmemesi gerektiğinin belirtildiğini, müvekkilinin yaptığı ödemelerin esasında defterlere işlenip işlenmediği noktasında bir sorun olduğunu, bu hususun müvekkilini bağlamayacağının açık olduğunu, zira dosya da mevcut 01.12.2009 tarihli … tarafından imzalanan satış sözleşmesinde, müvekkilden 90.000,00 TL paranın teslim alındığı, hiç bir borcunun kalmadığı, yine 02.02.2009 tarihli dosya da mevcut belge de 30 ay ödemeli 2 adet 5.000,00 TL senetlerin karşılığının toplam olarak ödendiğinin imza altına alındığını, yine 02.12.2009 tarihli üye aidatı tahsilatında müvekkilin tüm borcunun ödendiği herhangi bir borcu kalmadığı imza altına alındığını, yine 14.02.2010 tarihli kasa tahsil fişinde de 110.000,00 TL fiş tutarının ödendiği ve davacı kooperatifin kaşesi ve imzasının bulunduğunun açık olduğunu, yapılan tüm ödemelerin kooperatif kayıtlarına işlenip işlenmediğini takip etme yükümlülüğünün müvekkilinde bulunmadığını iddia ederek, kararın kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE: Dava; kooperatif yönetim kurulunca alınan kararların ve bu kararlar neticesinde tahsis edilen daireler nedeniyle davalının üye olmadığının tespiti istemine ilişkindir.Dosya kapsamından; davalı …’in dava dışı … Gebze …. Noterliğinde düzenlenen 02/12/2009 tarihli kooperatif hisse devir sözleşmesi ile dava dışı … davacı kooperatifteki E2 Blok, 5.kat, köşe daire, 10 nolu üyelik hak ve hissesini tamamen devir aldığı, davalı adına üye giriş beyannamesinin düzenlendiği, 02/12/2009 tarihli ve 175 sayılı kooperatif yönetim kurulunun davalının üye yapılması hakkındaki kararına göre yönetim kurulu üyeleri … ve … tarafından E1 Blok, arka cephe, 3.kat, 9 nolu daire ve 5.kat, 17 nolu, doğu taraf dairelerin 3.000,00 TL senetler karşılığında 30 ay ve 5.000,00 TL iki adet senet olmak üzere davalının üye yapılmasına, dairelerin davalı adına yapıldığına, tapu – çevre ve elektrik aboneliği haricinde hiç bir ödemesinin bulunmadığına dair oy birliği ile karar alındığı, 17/02/2010 tarihli ve 188 sayılı kooperatif yönetim kurulunun kararı ile; 02/12/2009 tarihli yönetim kurulunun kararına göre yeniden düzenlendiği, 02/12/2009 tarihinde E1 Blokta bulunan arka cephe, 3. ve 5. doğu tarafında bulunan dairelerin kooperatife 30 ay ödemeli ve iki adet 5.000,00 TL senetler karşılığının toplam olarak ödendiği, senetlerin tamamının iade edileceği makbuz dahilinde verildiğinin belirtildiği, söz konusu yönetim kurulunda karar alanlardan başkanın dava dışı …, başkan yardımcısının yine dava dışı gerçek kişi, muhasip üyenin ise davalı olduğu, kooperatife ait kasa tahsil fişi ile 14/02/2010 tarihinde E1 Blok ve 3. – 5. kat karşılığında daireler konusu altında 110.000,00 TL’nin davalıdan tahsil edildiğine dair tahsil fişinin düzenlendiği, davalı adına 02/12/2009 tarihli üye giriş beyannamesinin ve aynı tarihli üye giriş beyannamelerinin düzenlendiği, beyannamelerden birinin E1 Blok, 3.kat, 12 nolu daire, bir diğerinin E1. Blok, 5.kat, doğu tarafı, 14 nolu daireye ait olduğu, davacı kooperatif tarafından eski yöneticileri hakkında yapılan denetmen inceleme raporu neticesinde bahsi geçen kararda adı geçenler yönünden suç işlenmiş olduğunun iddia edildiği, buna ilişkin olarak dava dilekçesinde Gebze Cumhuriyet Başsavcılığının 2010/19849 Soruşturma dosyasında işlemlerin devam ettiği konularında herhangi bir uyuşmazlık yoktur.Uyuşmazlık; davacının üye olarak kaydı yapılan yönetim kurulu kararlarının yetkili yöneticiler tarafından alınıp alınmadığı, geçerli olup olmadığı ve kararın usul ve yasaya uygun bulunup bulunmadığına ilişkindir.Öncelikle davanın, kooperatif yöneticilerinin sorumluluğuna ilişkin olmaması nedeniyle davalı vekilinin iddia etmiş olduğu üzere buna ilişkin genel kurulda karar alınması ve davanın denetçiler tarafından açılmasına dair istinaf nedeninin yerinde olmadığı anlaşılmış olmakla işin esasının incelenmesi gerekmiştir. Mahkemece gerek talimat gerekse duruşmada tanıklar dinlenmiştir…., 05/06/2014 tarihli talimat yoluyla gerçekleştirilen beyanında; kendisinin mutfak dolabı ve çelik kapı gibi imalat ve satış işi ile uğraştığını, kooperatifte hatırladığı kadarıyla 2001-2002 yıllarında yazılı anlaşma yaptığını, 85.000,00 TL’lik mal gönderdiğini, buna rağmen kendisine 45.000,00 TL’lik bono verildiğini, üzerini ödemediklerini, sözleşmeyi feshettiğini, bu nedenle davalı …’i tanıdığını, kendisinin ya başkan yada başkan yardımcısı olduğunu veya yönetim kurulu üyesi olduğunu, kooperatif başkanı olan … ile muhatap olduğunu beyan etmiştir…., 03/06/2014 tarihli zapta geçen beyanında; kendisinin taşeron olarak inşaat işi yaptığını, kooperatife 2009 yılında mermer işi yaptığını, davalıyı iş nedeniyle yaklaşık bir ay sonra tanıdığını, üye olup olmadığını bilmediğini, kendisinin tanıdığında davalının başkan yardımcısı olduğunu belirtmiştir…., 23/09/2014 tarihli celseye geçen beyanında; kendisinin davalının kooperatifin üyesi olduğunu bildiğini, başka bir bilgisi olmadığını, sadece üye olduğunu bildiğini ifade etmiştir…., aynı celsedeki beyanında; kendisinin emlak işi ile uğraştığını, davacını ise ticaret ile uğraştığını, yaklaşık 17-18 yıldır tanıdığını, davalının kooperatifin üyesi olduğunu, hatta bir ara yönetiminde bulunduğunu bildiğini ifade etmiştir.20/03/2014 tarihinde yapılan keşif sonucu düzenlenen 27/06/2014 tarihli bilirkişi heyet raporunda; tarafların iddia ve beyanları tekrar edildikten sonra davacı kooperatife ait binaların bulunduğu Gebze ilçesinde bulunan 20 ve 10 parsel sayılı taşınmazların tapuda kayıtlı olduğu, davacı ve davalı arasında 02/12/2009 tarihinde davacı tarafından yapılan iş sözleşmesiyle E1 – E2 – G Bloklarının merdiven korkuluklarının malzeme + işçilik olarak yapımı konusunda anlaşma imzalandığı, işin bedeli olarak E2 Blok 11 nolu dairenin davalıya verilmesinin kararlaştırıldığı, hizmet bedeli olarak 14/02/2010 tarihli 120.000,00 TL karşılığı tahsilat makbuzunun düzenlendiği, aynı tarihte 187 nolu yönetim kurulu kararı ile E2 Blok 11 nolu daire için üye kaydedildiği, ayrıca tarafların 15/04/2010 tarihli hak ediş düzenledikleri, yapılan iş ve bedellerin ayrıntılı olarak detaylandırıldığı, 14/02/2010 tarihinde alınan yönetim kurulu kararında davalının yaptığı iş bedelinin 120.000,00 TL olarak kabulüne karar verildiği, bu yönetim kurulu kararında davalınında imzasının olduğu, yapılan teknik incelemede, işin yapıldığı tarih itibariyle değerinin 36.300,00 TL olduğu, bütün ödemelerini yapan bir üyenin yaptığı ödemelerin tespit edilemediğini, davada kendilerine göre yapılan sözleşmenin geçerli olduğunu, yüklenicinin işini yaptığını, daha sonrada anılan maddelere aykırı olarak davalıya yaptığı iş karşılığı 120.000,00 TL üzerinden üye kaydettiğini, bu durumda üyeliğin geçersiz olduğunun kabul edilemeyeceğini, iş nedeniyle davacının zararına sebebiyet verilmiş ise buna dair ilgililere tazminat dahil her türlü talepte bulunma haklarının bulunduğunu, sonuç olarak, davacı tarafından davalı aleyhine açılan davada yapılan işlemlerin geçersiz olduğuna dair genel kurul kararının alınmadığı ve bulunmadığı, üyeliğin geçersiz olduğu yönündeki talebinin haklı olmadığı, yapılan işin rayiç bedelinin 36,300,00 TL olduğu ifade edilmiştir.14/02/2017 tarihli mali bilirkişi raporunda; davacı kooperatif defterleri ile dosyadaki bilgi ve belgeler incelendikten sonra davalının ibraz edilen defterleri üzerinde yapılan incelemede 2006 – 2007 – 2008 – 2009 yıllarına ait yevmiye ve envanter defterlerinin açılış tasdiklerinin süresi içerisinde yapıldığı, söz konusu yıllara ait kebir defterlerinin ve 2009 yılına ait envanter defterinin ibraz edilmediği, 2010 yılına ait ibraz edilen defterlerin yasal süresi içerisinde açılış tasdiklerinin yapılmadığı, 2006 – 2007 ve 2010 yıllarına ait defterlerin kapanış tasdiklerinin yapılmadığı, 2008, 2009 yıllarına ait defterlerin kapanış tasdiklerinin yasal süresi içerisinde yapıldığı, davacı kooperatif yönetim kurulunun 02/12/2009 tarihli ve 17/02/2010 tarihli kararlarının alındığı, dosya kapsamında bulunan senetlerin tarih ve tutarları toplamının 28.000,00 TL olduğu, senet tarihinin 20/09/2009 – 15/03/2010 tarihleri arasında olduğu, davacı kooperatif kaşesi ve imzası bulunan 25/06/2013 tarihli iki adet yazıda E1 Blok bina no 116, kat: 3, no:10’un … adına tahsis edildiği, kat irtifakının kurulmadığı, ilgili yazıda yine kat 5, daire no 18’in … adına tahsis edildiği, kat irtifakının kurulmadığının belirtildiği, davacı kooperatif tarafından düzenlenen üye giriş beyannamesi ve üye kayıt defterleri incelendiğinde, düzenlenen beyannamede … adının olduğu, not olarak E1 Blok, 3.kat, 12 nolu bedelinin tamamen ödenmiş olduğunun yazıldığı, diğer beyannamede E1 Blok, 5.kat, 14 nolu bedelinin tamamen ödenmiş olduğunun yazılı olduğunun görüldüğü, üye kayıt defter fotokopisine göre davalının 02/12/2009 tarihinde üye olduğunun anlaşıldığı, kasa tahsil fişinin davalı adına düzenlendiği, fişin izahat bölümünde E1 Blok 3 ve 5.kat karşılığında daireler olduğu ve fiş tutarının 110.000,00 TL olduğu ve tahsil edildiğinin yazılı yere davacı kooperatif kaşesi ve imzalarının bulunduğunun görüldüğü, 1996 – 2010 yılları arasındaki yönetim kurulu karar defterleri incelendiğinde 02/12/2009 tarihli 175 sayılı kararı uyarınca 9 nolu daire 5.kat, 17 nolu daireler için davalının üye yapılmış olduğu, 17/02/2010 tarihli yönetim kurulu kararında ise daire bedel ödemelerinin belirtildiği, yönetim kurulunun 17/02/2010 tarihli ve 188 sayılı kararında 02/12/2009 tarih ve 175 sayılı karara ek olarak imzası bulunan ve kooperatif yönetim kurulu muhasip üyesi bulunan davalı …’in 10/01/2010 tarihli genel kurulunda yönetim kurulu asıl üyeliğine seçildiği, 1996 – 2011 yılları genel kurul toplantı tutanakları incelendiğinde, sonuç olarak, davacının üye kayıt defter fotokopisine göre davalının davacı kooperatife 02/12/2009 tarihinde üye olduğunun anlaşıldığı, kooperatif yönetim kurulunun 02/12/2009 tarih ve 175 sayılı kararında E blok, arka cephe, 3.kat, doğu taraf, 9 nolu daire ve 5.kat, 17 nolu arka taraf, doğu taraf dairelerin 3.000,00 TL senetler karşılığında 30 ay ve 5.000,00 TL iki adet senet alınarak …’in üye yapılmış olduğu, bu kararı üç kişilik yönetim kurulundan sadece kooperatif başkanı … ve muhasip üye …’ın imzaladığı, ancak davalının kooperatif üyesi yapılması yönünde kooperatif genel kurul kararına rastlanılmadığı, davalı tarafından peşin olarak yatırılan dava konusu bedelin davacı kooperatif muhasebe yevmiye defter ve kayıtlarında rastlanılmadığı için davacı kooperatif kasasına – hesabına geçip geçmediğinin tespit edilemediği, davacı kooperatifin dava konusu döneme ait defter kayıtlarında davalının aidat ödentisine ve ismine rastlanılmadığı belirtilmiştir.Davacı vekili bilirkişi raporuna karşı yazılı beyanında; yönetim kurulu kararlarının hükümsüz olduğunu, 02/12/2009 tarihinden önce yönetim kurulunda bulunan üç kişinin istifa ettiğini, yönetimin iki kişi kaldığını, iki kişinin kooperatifi temsil ve ilzam yetkisinin olmadığını, bu nedenle kooperatif genel kurulu tarafından üyelik hakkı devri yada daire satışı konusunda yetkide verilmediğini, üyelik satışının hukuken geçersiz olduğunu, satış bedelini ödediğine dair iddianın gerçeği yansıtmadığını belirterek, rapor doğrultusunda karar verilmesini talep etmiştir.Davacı vekilinin talebini yukarıda belirtildiği üzere 09/03/2017 tarihli zapta geçen beyanı ile açıklık getirmiştir.Davalı vekili bilirkişi raporuna karşı yazılı beyanında; istinaf nedenlerine benzer şekilde itirazlarda bulunarak, defterlerin usulüne uygun tutulmadığını, dosyaya ibraz edilen makbuz ve tahsilat fişlerinin incelenmediğini, yalnızca usulsüz tutulan defter ve kayıtların baz alındığını iddia ederek, rapordaki aleyhe hususları kabul etmediklerini, ticari defterlerin esas alınmayarak müvekkilinin ödemeleri gösterir tahsilat fişlerine göre borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini istemiştir.1163 sayılı Kooperatifler Kanunun 8.maddesinde; ortak olmak isteyen gerçek ve tüzel kişilerin kooperatif ana sözleşmesi hükümlerini bütün hak ve ödevleri ile birlikte kabul ettiklerini belirten bir yazı ile kooperatif yönetim kuruluna başvurabilecekleri, yönetim kurulunun ortaklar ile ortak olmak için müracaat edenlerin ana sözleşmede gösterilen ortaklık şartlarını taşıyıp taşımadıklarını araştırmak zorunda oldukları belirtilmiştir. Konut yapı kooperatifi tip ana sözleşmesinin 11. maddesinde ise gerekli şartları taşıyıp ta kooperatife ortak olmak isteyenlerin yazılı olarak yönetim kurulana başvuracakları, ortaklığa kabulün yönetim kurulunun kararı ile gerçekleşeceği, KK’nın 55.maddesinde, yönetim kurulunun ödev ve üye sayısına yer verilerek madde de, yönetim kurulunun kanun ve ana sözleşme hükümleri içinde kooperatifin faaliyetini yöneten ve onu temsil eden icra organı olduğu, yönetim kurulunun en az 3 üye ile kurulacağı, bunların ve yedeklerinin kooperatif ortağı olmalarının şart olduğu, 57.maddede, yönetim kurulu üyelerinin en çok 4 yıl için seçilebilecekleri, ana sözleşmede aksine hüküm olmadığı taktirde tekrar seçilmelerinin caiz olduğu, 58.maddede, ana sözleşmede genel kurula veya kooperatifin yönetimini ve temsilini kısmen veya tamamen kooperatif ortağı bulunmaları şart olmayan bir veya bir kaç müdüre veya yönetim kurulu üyesine tevdi etmek yetkisinin verilebileceği, 60.maddesinde kooperatifi yetkili kılınan kimselerin ancak kooperatifin unvanı altına imzalarını koymak suretiyle kooperatifi bağlayacağı, konut yapı kooperatifi tip ana sözleşmesinin 42.maddesinde, yönetim kurulunun genel kurulca en az 1, en çok 4 yıl için seçileceği, en az 3 üyeden oluşacağı, yönetim kurulunun asil ve yedek üyelerinin genel kurulda en çok oy alanlar arasından sıra ile belirleneceği, oylarda eşitlik halinde kuraya başvurulacağı, 44.maddesinde, yönetim kurulunun kanun ve ana sözleşme hükümleri içinde kooperatifin faaliyetini yöneten ve onu temsil eden icra organı olduğu, 46.maddesinde, kooperatif adına düzenlenecek evrakın muteber olması veya kooperatifi ilzamı için kooperatif unvanı altında temsile yetkili olanlardan ikisinin imzasının gerekli olduğu belirtilmiştir.KK’nın 51.maddesinde; kanun veya ana sözleşmede aykırı hüküm bulunmadıkça genel kurul kararlarında ve seçimlerde oyların yarıdan bir fazlasına itibar olunacağı belirtilmiştir.Davacı kooperatifin ana sözleşmesinin 11.maddesinde; ortaklığa kabulün yönetim kurulu kararı ile gerçekleşeceği, 42.maddesinde, yönetim kurulunun genel kurulca en az 1, en çok 4 yıl için seçileceği ve en az 3 üyede oluşacağı, genel kurulca böyle bir süre tespiti yapılmaması halinde 1 yıl için seçilmiş sayılacakları, 44.maddesinde, yönetim kurulunun kanun ve ana sözleşme hükümleri içinde kooperatifin faaliyetini yöneten ve onu temsil eden icra organı olduğu, 46.maddesinde, kooperatif adına düzenlenecek evrakın muteber olması veya kooperatifi ilzamı için kooperatif unvanı altında yetkili olanlardan ikisinin imzasının gerektiği, yönetim kurulunun kooperatifi temsil ve kooperatif adına imza atmaya yetkili şahısları kararla tespit edeceği ve bu kararın noterlikçe onaylanmış bir suretinin imzalarla birlikte ticaret sicil memurluğuna verileceği belirtilmiştir.Dava konusu 02/12/2009 ve 17/02/2010 tarihli yönetim kurulu karar tarihinde yürürlükte bulunan 6768 sayılı TTK’nın 330.maddesinde; yönetim kurulu toplantıları düzenlenmiştir. Maddede; esas mukavelede aksine hüküm olmadıkça idare meclisinin bir karar verebilmesi için azaların en az yarısından bir fazlasının hazır olmasının şart olduğu, kararların mevcut azaların ekseriyeti ile verileceği belirtilmiştir.Davacı kooperatifin dava konusu 02/12/2009 tarihli kararı, yönetim kurulunda bulunması gereken 3 üye değil, 2 yönetim kurulu üyesi hazır bulunarak karar alınmıştır. Bu durumda, davacı kooperatifin yukarıda yer verilen yasal düzenlemeler kapsamında söz konusu yönetim kurulu kararının yasa, ana sözleşme hükümleri gereğince toplantı nisabı sağlanmaksızın gerçekleştirilmiş bulunması nedeniyle geçerli olduğunun kabulü mümkün olmayacaktır. Sonuç olarak, davalının üyeliği ile ilgili alınan yönetim kurulu kararının yok hükmünde olduğunun ve geçersiz bulunduğunun kabulü gerekmiştir. Ödemeye dair yönetim kurulu kararı ise yönetim kurulunda yer alan davalı kendisi lehine karar alınan kişi olup, ana sözleşmenin 45/3.fıkrası gereğince, kendi lehine alınan kararda oy kullanamayacağından bu şekilde alınan yönetim kurulu kararı da geçersiz sayılmıştır. Diğer taraftan, geçersiz yönetim kurulu kararları doğrultusunda üyeliğinin gerçekleşmediği kabul edilen davalının ödeme iddialarının, davacı kooperatifin davasını terditli açmış olması da dikkate alınarak iş bu davada değerlendirilmesinde hukuki yarar görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle ve özellikle 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu, konut yapı kooperatifi tip sözleşmesi, davacı kooperatif ana sözleşmesi ve KK’nın 98.maddesindeki atıf nedeniyle Türk Ticaret Kanunun ilgili hükümleri gereğince davalı hakkında davacı kooperatif yönetim kurulunca alınmış geçerli bir üyelik kararının bulunmadığı, bu nedenlerle davalı vekilinin istinaf nedenlerinin yerinde olmadığı kanaatine varılarak, davalı vekilinin istinaf başvurusunun reddine dair karar verilmesi gerekmekle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda İzah Edildiği Üzere:1- Gebze Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/426 Esas, 2017/159 Karar ve 09/03/2017 tarihli kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1-b/1 bendi gereğince REDDİNE, 2- Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununu gereğince alınması gereken 59,30 TL istinaf maktu karar ve ilam harcının davalının peşin olarak yatırmış olduğu 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 23,40 TL harcın davalıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA,3-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından davacı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,4-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 361/1. fıkrası gereğince kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay nezdinde temyiz kanun yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.29/04/2021