Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2021/366 E. 2021/565 K. 22.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/366 Esas
KARAR NO : 2021/565
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 28/09/2020
NUMARASI : 2018/287 Esas, 2020/412 Karar
DAVANIN KONUSU : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 22/04/2021
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında akdedilen 24.01.2017 tarihli sözleşme ile müvekkili işletmenin, davalı için, Elazığ Keban Eski Flotasyon Tesisi Atıklarından Kurşun Ve Çinkonun Flotasyon Yöntemi İle Kazanılması Projesi için çalışma yaptığını, müvekkilinin edimini yerine getirdiğini, iş bedeli olan 118.000,00 TL’den, 70.800,00 TL’nin ödenmediğini belirterek 70.800,00 TL’nin raporun tanzim ve davalıya teslim tarihi olan 17.07.2017 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının yükümlülüklerini zamanında yerine getirmediğini, sözleşmenin 7. maddesinde belirlenen 2 aylık sürede raporu hazırlayıp 24 Mart 2017 tarihine kadar sunmadığını, formülasyon raporunun müvekkiline 17.07.2017 tarihinde teslim edildiğini, Kiraladıkları fabrikanın gecikmeli olarak 16.04.2017 tarihinde üretime başladığını, formülasyon teslim edilmediği için başlayan üretim sürecinin verimsiz ve randımansız olarak başladığını ve bittiğini, müvekkilinin 14.06.2017 tarihinde faaliyetlerini tamamladığını, davacının sözleşmenin 11. maddesini ihlal ettiğini, sözleşme gereğince davacının öncelikle hakem heyetine daha sonra ise yargı mekanizmasına müracaat etmesi gerektiğini, davalının edimini süresinde yerine getirmemesi nedeni ile müvekkilinin maddi ve manevi zararlara uğradığını belirterek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEME KARARI:
Mahkemece, sözleşmenin 11. Maddesinde kararlaştırılan hakem şartı gereğince hakeme müracaat edilmesi gerektiğinden bahisle davanın usulden reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ:
Karar yasal süresi içerisinde davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde; tahkim sözleşmesinin geçerliliği için tarafların tahkim iradesinin, karşılıklı olarak açık ve kesin bir şekilde ifade edilmesi gerektiğini, sözleşmedeki tahkim şartının bu kriterleri taşımadığını, geçersiz olduğunu, kaldı ki, tahkim itirazının yasal cevap verme süresi içerisinde yapılmadığını, tahkim itirazının, açık ve dürüstlük kurallarına uygun olması ve çelişkili davranışları içermemesi gerektiğini, Yargıtay’ın, tahkim ilk itirazında bulunmakla birlikte şartlı olarak karşı dava açmış ve tahkim sözleşmesi kapsamında başka bir alacağını bu davada takas yoluyla ileri sürmüşse, artık tahkim ilk itirazından vazgeçmiş sayılacağının kabul edileceğine işaret ettiğini, kabul manasına gelmemek kaydıyla ilk itirazın süresinde yapıldığı varsayılsa bile davalı tarafın cevap dilekçesin sonuç bölümünde karşı dava minvalinden (harç yatırmadığından usulen karşı dava sayılmasa da) birtakım talepler ileri sürmesi, maddi ve manevi zararının bilirkişi marifetiyle tespiti ile kendilerine bedel iadesi yapılmasını talep etmesinin aslında itirazın kötü niyetle ve dürüstlük kuralına aykırı surette salt itiraz etme saikiyle yapıldığını ve çelişki barındırdığını ortaya koyduğunu, müvekkilinin sözleşmede yüklendiği edimini de yerine getirdiğini, bu durumun bilirkişi raporu ile de tespit edildiğini belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE:
Dava, sözleşmeden kaynaklı alacak istemine ilişkindir.
Sözleşme ilişkisi yanlar arasında çekişmesiz olup uyuşmazlık, davalının cevap dilekçesini süresinde ibraz edip etmediği, süresinde ibraz edilmiş olması durumunda, geçerli bir tahkim itirazının bulunup bulunmadığı, sözleşmede kararlaştırılan tahkim şartının geçerli olup olmadığı noktasında toplanmıştır.Tahkim yoluna gidilebilmesi için tarafların tahkim sözleşmesi yapmaları ya da düzenledikleri sözleşmede tahkim şartına yer vermeleri gerekir. Tahkim anlaşması veya tahkim şartındaki uyuşmazlığın hakem veya hakemler kurulunca çözümlenmesine ilişkin irade beyan ve açıklaması tahkim şartı sözleşmesinin temel unsurudur. (HMK m. 412). Tahkim şartı veya anlaşmasının geçerli olabilmesi için tarafların tahkim iradesini açıkladıkları tahkim şartı ya da sözleşmede tartışma ve karışıklığa neden olmayacak biçimde açık ve kesin olarak belirtmiş olmaları zorunludur. Dairemiz ve yerleşik Yargıtay içtihatlarında geçerli bir tahkim şartı varlığı veya tahkim anlaşmasının geçerli sayılabilmesi için uyuşmazlığın kesin olarak hakemde çözüleceğinin kararlaştırmış olması gerektiği, kesin iradeyi ortadan kaldıran ya da zayıflatan kayıtların tahkim sözleşmesi veya şartını geçersiz-hükümsüz kılacağı kabul edilmektedir. Taraflar sözleşmeden kaynaklanan uyuşmazlıkların tümünün tahkim yoluyla çözülebileceğini kararlaştırabilecekleri gibi sadece bir bölümünün tahkim yoluyla çözülebileceğini de kararlaştırabilirler. Geçerli bir tahkim sözleşmesinin konusunu oluşturan uyuşmazlığın çözümü için mahkemede dava açılmışsa, karşı taraf tahkim ilk itirazında bulunabilir. Bu durumda tahkim sözleşmesi hükümsüz, tesirsiz veya uygulanması imkânsız değil ise mahkeme tahkim itirazını kabul eder ve davayı usulden reddeder. (HMK m. 413/I) Uyuşmazlığın tahkim yoluyla çözümlenmesinin kararlaştırıldığı hallerde aleyhine dava ikame olunan davalı tarafça ileri sürülecek tahkim itirazı, HMK’nın 116. maddesi gereğince ilk itiraz olarak sayılmış olup aynı Kanun’un 117. maddesinde, ilk itirazların hepsinin cevap dilekçesinde ileri sürülmek zorunda olduğu, aksi hâlde dinlenemeyeceği ve yine aynı Kanun’un 131. maddesinde ise, cevap dilekçesinin verilmesinden sonra, cevap süresi dolmamış olsa bile ilk itirazların ileri sürülemeyeceği hüküm altına alınmıştır. (Yargıtay 15. Hukuk Dairesinin 2019/1234 E. 2019/3335 K. Sayılı kararı)Somut davada, dava dilekçesinin davalı vekiline 07.04.2018 tarihinde tebliğ edildiği, davalı vekilinin süresi içerisinde 19.04.2018 tarihinde Beykoz Asliye Hukuk Mahkemesi aracılığıyla cevap süresinin uzatılması talebinde bulunduğu, mahkemece 27.04.2018 tarihinde “… Talep süresinde ise HMK 127. maddesi gereğince davalı vekilinin cevap verme süresinin bitim tarihinden itibaren 2 hafta uzatılmasına, Karar örneğinin taraflara gönderilmesine..” yönünde ara karar oluşturduğu, ara kararın davalı vekiline 05.05.2018 tarihinde tebliğ edildiği, davalı vekilinin cevap dilekçesini 14.05.2018 tarihinde ibraz ettiği, mahkemece tesis edilen ara karara göre 4 haftalık cevap verme süresinin son gününün 07.05.2018 tarihi olduğu, dolayısı ile cevap dilekçesinin süresinde verilmediği anlaşılmıştır.
Yukarıda yapılan açıklamalar göz önüne alındığında; davalı tarafça yasal cevap süresi içerisinde ileri sürülmüş tahkim ilk itirazının bulunmadığı anlaşıldığından, mahkemece, davalı tarafından ileri sürülen tahkim itirazı reddedilip işin esası incelenerek sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken davanın usulden reddine karar vermesi doğru olmadığından ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davacı tarafın istinaf başvurusunun esasa ilişkin sebepler incelenmeksizin KABULÜNE,
2-İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/287 Esas, 2020/412 Karar, 28/09/2020 tarihli kararının HMK’nın 353/1a-4 maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
3-Dosyanın, Dairemiz kararına uygun şekilde yargılama yapılmak ve yeniden bir karar verilmek üzere mahal Mahkemesine İADESİNE,
4-İstinaf yargılaması aşamasında duruşma açılmadığından istinaf vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
5-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununu gereğince alınması gereken istinaf maktu karar ve ilam harcının 59,30 TL’ye ikmali ile bakiye 4,90 TL harcın davacıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA, peşin harcın mahsubuna,
6-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin İlk Derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1a-4 bendi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.
22/04/2021