Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/360 Esas
KARAR NO: 2021/539
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KOCAELİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 11/12/2020
NUMARASI: 2018/398 Esas, 2020/539 Karar
DAVANIN KONUSU: Tapu İptali Ve Tescil
KARAR TARİHİ: 15/04/2021
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkilinin kocası … ve kız kardeşi …’nun davalı kooperatife üye oldukları ve … Blok … Kat … nolu daireyi almayı kabul ettiklerini, daha sonra müvekkilinin kocası … ile kız kardeşinin iki ayrı olan üyeliklerinin birleştirilmek suretiyle bir üyeliğe dönüştürüldüğünü ve üyeliğin müvekkili …’a devredildiğini, müvekkilinin davalı kooperatifte … blok … kat … nolu daireyi beğenerek seçtiğini, ancak daha sonra taşınmazdaki daire numaralarının değiştiğini ve müvekkiline … katta olan … nolu daire verilmesi gerekirken, … katta … nolu dairenin verilmek istendiğini, müvekkiline verilmesi gereken dairenin davalı …’a tahsis ettiklerini, yapılan bu değişiklilerin kötü niyetli olduğunu belirterek dava konusu … blok … nolu meskeninin müvekkili adına tapuya tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacının, tapu kaydının iptalini talep ettiği, …’ın maliki olduğu, … Blok …Kat … nolu bağımsız bölüm, Karamürsel Tapu Sicil Müdürlüğünün 29/06/2009 tarih ve … yevmiyeli işlemi ile 3. Kişi …’a devredildiğinden dolayı, davacı vekili, 06/03/2012 tarihli dilekçesi ile, tapu iptal ve tescil davasını ıslah ederek, 115.000,00 TLnin tahsilini talep etmiş, ıslah harcını da yatırmıştır.
SAVUNMA Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; görev itirazında bulunduktan sonra eksik harcın tamamlanması gerektiğini, dava dilekçesindeki ilk 3 bendindeki açıklamalara bir diyeceği olmadığını, ancak diğer beyanlarının maddi olaylara ve resmi belgelere aykırı olduğunu, davacının üyelik aidatı ve ara ödemelerden dolayı borcu olduğunu, borcunu ödemediğinden tahsisli taşınmazın adına tescil edilemediğini, 31/10/1996 tarih … yevmiye numaralı taahhütnamede belirlendiği şekilde … Blok … Kat … numaralı dairenin kendisine tahsis edildiğini, daha sonra bu yerde tapu tek bir parsel haline getirilip, blok halinde inşaatların yapımına başlandığını, yeni oluşan imar durumuna göre … ve … blokların projelerinde tadilatına gidildiğini, bu iki blokun su basman seviyesinin üstünden zemin kat olarak adlandırılan kısmın, bodrum kat olarak değiştirilerek, inşa edilen bağımsız bölümlere yine aynı şekilde arsa payı ve bağımsız bölüm numaraları verilerek kat irtifakı kurulduğunu, davacı adına tahsis yapıldığı ve o tarihteki projeye göre davacıya tahsisi yapılan bağımsız bölümün 1. 5 numaralı olduğunu, su basman seviyesinden itibaren 2. Kat olduğunu, kat artışından sonra da yine su basman seviyesinden itibaren 2. Kat bağımsız bölüm sıra numaralarının zemin kattan değil de bodrum kattan verilmiş olmasından kaynaklandığını, arsa paylarında da bir eksilme olmadığını, bu nedenlerle davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece; davacıya … blok 1. katta yer alan 5 nolu dairenin tahsis edildiği, bu projede bodrum katta konut yer almadığı, proje değişikliği ile bodrum katta da konut yapıldığı, ancak değişiklik sonrası davacıya tahsis edilen daire 1. katta yer alan 8 nolu daire olması gerekirken, bir alt kat olan zemin katta 5 nolu dairenin davacıya verilmek istendiği, davacının proje değişikliği nedeniyle hak kaybına uğradığı, davacının seçtiği 1. kattaki dairelerin tümünün sahiplenilmiş olduğu, davacıya seçtiği dairenin eşdeğerde bir dairenin tahsisinin mümkün olmadığı, davacının kendisine verilmesini talep ettiği dairenin dava tarihindeki değerinin 115.000,00 TL olarak hesaplandığı, 12/08/2020 tarihli ek rapor raporda Yargıtay uygulamasına göre yapılan hesaplamada davacının kooperatif ortaklığı sebebiyle yaptığı ödemelerin karşılığında dava tarihi itibariyle 74.83434 TL alacağının bulunduğu gerekçesiyle bu miktarın dava tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı kooperatiften tahsiline, fazla talebin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Davalı vekili istinaf talebinde; davacının tahsisli üye olup, kooperatife olan borcunu ödememesi nedeniyle davacıya tahsisli 5 nolu bağımsız bölümün adına tescil edilmediğini, proje değişikliğinin tüm üyelere eşitlik ilkesine uygun olarak gerçekleştirildiğini, davacının proje değişikliği nedeniyle hak kaybına uğramadığını, arsa payında değişiklik olmadığını, davacıya tazminat ödenebilmesi için borcunun olmaması ve adına tahsis edilebilecek bağımsız bölüm bulunmaması gerektiğini, halen davacıya tahsisli 5 nolu bağımsız bölümün boş olup davacıya verilebilecek iken tazminat talep edilemeyeceğini belirterek kararın kaldırılmasını ve davanın reddini talep ve istinaf etmiştir. Davacı vekili istinaf talebinin reddini istemiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE: Dava, 1163 sayılı Kooperatifler Kanununa göre, kooperatif üyesi tarafından kooperatife ve dava tarihindeki 8 nolu bağımsız bölüm malikine karşı açılan, tapu iptal ve tescil talebine ilişkin iken, ıslah ile tazminat talebine dönüştürülmüştür. İlk derece mahkemesi 25/11/2016 tarihli karar ile davanın reddine karar vermiş, kararın istinaf edilmesi üzerine Dairemizin 2017/1756 Esas, 2018/1112 Karar sayılı kararı ile; proje değişikliğinin tüm üyelere hak ve vecibelerde eşitlik ilkesine uygun olarak gerçekleştirilip gerçekleştirilmediği, davacının değişiklik sonrası hak kaybına uğrayıp uğramadığı, davacıya eşit şartlarda eşdeğer bir daire tahsisinin mümkün olup olmadığı, kooperatife yaptığı ödeme miktarı ve kalan borcu, bunların sonucunda Yargıtay uygulamasına göre talep edebileceği tazminat miktarının saptanması ve buna göre karar verilmesi gerektiğine değinilerek karar kaldırılmıştır. Kaldırma kararından sonra mahkemece bilirkişilerden rapor ve ek rapor alınmıştır. Bilirkişi heyeti 29/07/2019 tarihli raporda; proje değişikliğinin tüm üyelere eşitlik ilkesine uygun olarak gerçekleştirilmediği, davacının proje değişikliği nedeniyle hak kaybına uğradığı, davacının seçtiği kat olan 1. kattaki dairelerin sahiplenilmiş olması nedeniyle davacıya seçtiği dairenin eşdeğerinde bir daire tahsisinin mümkün olmadığı, dava tarihi itibariyle davacının kendisine verilmesini talep ettiği 8 numaralı daire değerinin 115.000,00 TL olduğu, davacının kooperatif ortaklığı sebebiyle yaptığı ödemelerin genel kurul kararlarına göre yapılması gereken ödemelerle orantısal karşılaştırılması suretiyle yapılan hesaplama sonucunda davacının davalı kooperatiften dava tarihi itibariyle talep edebileceği tutarın 55.881,11 TL olduğu kanaati bildirilmiştir. 12/08/2020 tarihli ek raporda ise; davacının kooperatif ortaklığı sebebiyle yaptığı ödemelerin karşılığında davacının dava tarihi itibariyle talep edebileceği alacak tutarının 74.834,34 TL olduğu belirtilmiştir. Somut uyuşmazlıkta, davacıya tahsisli dairenin 1. kat 5 nolu bağımsız bölüm olduğu, yapılan proje değişikliği ile bodrum katta da konut oluşturulduğu ve daire numaralarının değiştirildiği, bu durumda davacıya 1 kat 8 nolu bağımsız bölümün tahsisi gerekirken, alt zemin katta yer alan 5 nolu bağımsız bölümün verilmek istendiği, davalı kooperatifin proje değişikliği sonrası bazı üyelere seçtiği katta yer verirken, davacı gibi bir kısım üyelere seçtiği kat yerine alt kattan dairenin tapususun verildiği, bu nedenle davalı kooperatifin üyeler arasında hak ve vecibelerde eşitlik ilkesine uygun davranmadığı, 1 kattaki dairelerin üyelere verilmesi nedeniyle, davacıya seçtiği dairenin eş değerinde bir daire tahsisinin de mümkün olmadığı, davacının kooperatif ortaklığı sebebiyle yaptığı ödemelerin genel kurul kararlarına göre yapılması gereken ödemelerle orantısal karşılaştırılması suretiyle yapılan hesaplama sonucunda davacının davalı kooperatiften dava tarihi itibariyle talep edebileceği tutarın 74.834,34 TL olduğu anlaşıldığından mahkemece bu miktar yönünden davanın kabulüne karar verilmesi yerindedir. Açıklanan nedenler ile ilk derece mahkeme kararında hukuka aykırılık görülmediğinden, davalı vekilinin istinaf talebinin HMK’nın 353/1.b.1 bendi gereğince esastan reddine karar verilmesine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Dosya kapsamı ve delil durumuna göre İlk Derece Mahkemesi kararı usul ve hukuka uygun olduğundan HMK’nın 353/1.b.1 Maddesi gereğince davalı tarafın istinaf başvurusunun esastan REDDİNE, 2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 5.111,93-TL nispi karar ve ilam harcının, davalı tarafından peşin olarak yatırılan toplam 1.277,99-TL harçtan mahsubu ile bakiye 3.833,94-TL harcın davalıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA, 3-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma yapılmadığından istinaf vekalet ücreti taktirine yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 353/1-b/1 bendi ile aynı kanunun 362/1a Maddesi gereğince kesin olarak oybirliği ile karar verildi. 15/04/2021