Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2021/343 E. 2021/564 K. 22.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/343 Esas
KARAR NO : 2021/564
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 23/12/2020
NUMARASI : 2020/169 Esas, 2020/903 Karar
DAVANIN KONUSU : İflas (İflasın Açılması)
KARAR TARİHİ : 22/04/2021
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı aleyhinde Büyükçekmece 2. İcra Müdürlüğü’nün… E. sayılı dosyası üzerinden iflas yoluyla takip başlattıkları, takibin kesinleştiğini belirterek davalı şirketin iflasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde; hem icra dosyasında hem de dava dosyasında ki tebligatların usulsüz olduğunu, taraf teşkili sağlanmadan mahkemece ön inceleme duruşmasının yapıldığını, iflas avansının kesin süre içerisinde yatırılmadığını, ilk duruşmaya davacı vekili olarak katılan Av. …’nın dosyada vekaletname ve yetki belgesinin bulunmadığını, davanın dayanağı olan takip dosyasındaki tebligatın usulsüzlüğü konusunda Büyükçekmece 2. İcra Hukuk Mahkemesinin 2018/316 E. sayılı dosyasında dava açtıklarını, müvekkilinin davacıya herhangi bir borcunun bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:
Mahkemece, 26.12.2018 tarih, 2017/433 E. 2018/1153 K. sayılı kararı ile depo emrinin yerine getirilmediğinden bahisle davanın kabulü ile iflas kararı verilmiş, karar davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
Dairemiz, 30.01.2020 tarih 2019/1283 E. 2020/285 K. sayılı kararı ile “…davalının delilleri arasında tarafların ticari defterlerinin bulunduğu görülmüştür. Yerel mahkemece davalının bu yöndeki delili değerlendirilmemiştir.
Bu sebeple mahkemece davalının bu yöndeki delillerinin HMK’nın 222. Maddesi uyarınca toplanması, ticari defterlerin tacirler arasındaki uyuşmazlıklarda delil vasfının değerlendirilerek sonucuna göre itirazın kaldırılmasına ve depo emri çıkartılmasına karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile hüküm tesisi yerinde görülmediğinden ilk derece mahkeme kararının kaldırılmasına…” karar verilmiştir.
Mahkemece bu defa, tarafların ticari defter ve belgeleri, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davacı ticari defterlerinde, icra takibine konu üç adet senedin davalı alacağına kaydedildiği, davalının ticari defterlerinde bonolar ile ilgili her hangi bir kaydın bulunmadığı, davalı tarafça senetlerin bedelsiz olduğu iddiasının ispat edilemediği gibi, ödendiği konusunda da delil bulunmadığı, itirazın kaldırılmasına karar verilerek depo emri düzenlendiği, davalı tasfiye memuru ile davalı şirket vekili adına yapılan usulüne uygun depo emri tebliğine rağmen gereğinin yerine getirilmediği gerekçesi ile davanın kabulü ile şirketin iflasına karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davalı vekili istinaf dilekçesinde; bilirkişi raporunun 10. sayfasında, dava konusu senetler de dahil olmak üzere, tüm yapılan değerlendirmeler ve incelemeler neticesinde, icra takip tarihinde davacının 57.070,84 TL borçlu ve davalının 57.070,84 TL alacaklı olduğunun tespit edildiğini bilirkişinin raporun 8. sayfasının son kısmında; 20.04.2012 tarihli 177492 nolu 11.000,00 TL tutarındaki faturayı yanlış değerlendirdiğini, davacının kayıtlarında yer alan bu fatura gereğince her hangi bir mal teslimi yapılmadığını, fatura bedelinin müvekkilinin belirlenen alacağına eklenmesi gerektiğini, bu durumda müvekkilinin davacıdan icra takip tarihi itibari ile 68.070,80 TL alacaklı olduğunu, mahkemenin bu durumu görmezden geldiğini, taraflar arasında yıllarca süren ticari ilişkinin peşin satış şeklinde değil cari hesap şeklinde süregeldiğini, müvekkili şirketin davacı şirketten yıllarca cam satın aldığını ve bunun karşılığında çek, senet ve gerektiğinde nakit olarak sayısız ödemeler yaptığını, dava konusu senetlerin de bu şekilde verilmiş senetler olduğunu, mahkemenin önceki kararının BAM tarafından ortadan kaldırılıp yeniden yargılama yapıldığını ancak yasa gereği yapılması gerekli ilanların yeniden yapılması gerektiği halde yapılmadığını belirterek ilk derece mahkeme kararını kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME:
Dava, İİK’nun 171- 176/b maddelerinde düzenlenen Kambiyo Senetlerine Özgü İflas Yoluyla Takip sonucu borçlunun borcu ödememesi nedeniyle İİK 174.maddesi gereğince itirazın kaldırılması ve iflas istemine ilişkindir. Büyükçekmece 2. İcra Müdürlüğü’nün …E. sayılı dosya incelendiğinde; davacının, davalı aleyhinde 06.03.2017 tarihinde, dayanak 30.06.2014, 31.10.2014, 30.10.2014 vade tarihli toplam 30.000,00 TL asıl alacak, 7.719,67 TL faiz olmak üzere toplam 37.719,67 TL üzerinden Kambiyo Senetlerine özgü iflas yolu ile takip başlattığı, davacı şirketin bir yıllık yasal süresi içinde, davalı şirketin muamele merkezinin bağlı bulunduğu Ticaret Mahkemesinde 06.05.2017 tarihinde eldeki iflas davasını açtığı anlaşılmaktadır. Davalı vekili; ödeme emrinin usulüne uygun tebliğ edilmediğini belirterek dava açmıştır. Büyükçekmece 2. İcra Hukuk Mahkemesi 2018/316-513 K. sayılı kararıyla davanın kabulüne karar vermiş, davalının icra dosyasında takibi öğrenme tarihini 31.03.2018 olarak kabul etmiştir. Büyükçekmece 2. İcra Müdürlüğü 14.05.2018 tarihinde takibin durmasına karar vermiştir.Davacı vekili bu defa 11.09.2018 tarihli dilekçesiyle davasını ıslah etmiş, itirazın iptali ile davalı hakkında iflas kararı verilmesini talep etmiştir.
İflas avansı yatırılmıştır.Takibe konu senetlerin taraflar arasındaki ticari ilişki gereğince davalı tarafından davacıya verildiği hususu yanlar arasında çekişmezdir. Uyuşmazlık Kambiyo senet bedellerinin ödenip ödenmediği noktasında toplanmıştır.Mahkemece, dairemiz kaldırma kararından sonra tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde inceleme yapılmasına karar verilmiş, bilirkişi raporu alınmıştır.
07.09.2020 tarihli bilirkişi raporunda; davacı kayıtlarında. 2012 yılından devreden davalıdan alacak tutarının 40.003,20 TL olduğu,2013 yılında, davacı tarafından davalıya toplam 80.000,02 TL bedelli fatura tanzim edilerek davalı borcuna işlendiği, 2013 yılında davalı tarafından davacıya 75.000,00 TL Çek ile ödeme yapıldığı ayrıca 450,55 TL Kredi Kartı ile tahsilat yapıldığı ve davalı alacağına kaydedildiği, 31.12.2013 tarihinde … Yapı Ltd.Şti hesabına 44.552,70 TL borç devrettiği, 2014 yılında davalıya 57.627,03 TL fatura tanzim edildiği ve davacı borcuna kaydedildiği, 2014 yılında davalının davacıya 80.026.96 TL ödeme yaptığı ve davalı alacağına kaydedildiği. 31.12.2014 tarihi itibarı ile davalı hesabının 22.152,77 TL borçlu olduğu ve başkaca işlem kaydedilmediği, 2015 yılından itibaren … işletmesinin ikinci sınıf tüccar sınıfına geçerek İşletme Defterine tabi olduğu, muhasebe kayıtlarının cari hesaplar şeklinde değil toplu olarak gider ve gelir kalemleri işlendiği bu sebeple, karşılıksız çıkan kambiyo senetlerinin davalı hesabına borç kaydedilmediği, davacı tarafından söz konusu dönemlerde düzenlenen faturaların ilgili dönem BS Formları ve KDV Beyannamelerinde süresinde beyan edildiği, dava konusu olan, 30.06.2014 vade tarihli 10.000,00 TL, 31.10,2014 vade tarihli 10.000,00 TL ve 31.11.2014 vade tarihli 10.000,00 TL bedelli olmak üzere toplam 30.000,00 TL’lik üç adet senedin, davacı kayıtlarında davalının alacağında kayıtlı olduğu, neticede; icra takip tarihinde davacının davalıdan 22.152,77 TL alacaklı gözüktüğü, davacının alacağının 2011-2014 yılları arasında gerçeklesen faturalardan kaynaklandığı, davalının ticari defter kayıtlarının incelenmesinde; 2013 yılında davacıdan 80,000,01 TL bedelli fatura girişi yapılarak, davacı alacağına kaydedildiği, 2013 yılında davacıya 122.600,00 TL çek ile ödeme yapıldığı, (-)30.000,00 TL bedelli çekin iade olarak işlendiği ve davacı borcuna 92.600,00 TL borç kaydedildiği, 2014 yılında davalıdan 58.026,06 TL bedelli fatura girişi yapılarak, davacı alacağına kaydedildiği, dava konusu, 30.06.2014 vade tarihli 10,000,00 TL, 31.10.2014 vade tarihli 10.000,00 TL ve 31.11.2014 vade tarihli 10.000,00 TL bedelli olmak üzere toplam 30.000,00 TL TL’lik senetlerin davalı kayıtlarında yer almadığı, neticede icra takip tarihinde davalının davacıdan 8.070.84 TL alacaklı gözüktüğü, yanlar arasında 22.152,77 +8.070,84 TL =30.223,61 TL’lik ihtilaf bulunduğu, davacı ticari defler kayıtlarında 07.01.2014 tarih 8 yevmiye sayı ile yer alan 6 adet 10.000,00 TL tutarında olmak üzere toplam 60.000,00 TL senet ile ödeme davacının alacağına kaydedilmesine rağmen, davalının kayıtlarında söz konusu senetlerin varlığı ve/veya çıkışının bulunmadığı, bu senetler içerisinde yer alan 30.06.2014 tarihli 10.000,00 TL, 31.10.2014 tarihli 10.000,00 TL ve 31,11.2014 tarihli 10,000.00 TL bedelli olmak üzere toplam 30.000,00 TL’lik üç adet senedin dava konusu senetler olduğu, bu senetlerin davalı tarafından ödendiğine dair bir belge yada kanıtın sunulmadığı belirtilmiştir.İspat yükünü düzenleyen 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 190.maddesine göre “ (1) İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir. Kambiyo senetleri temel hukuki ilişkiden bağımsız bir nitelik taşır ve soyut bir borç ikrarı içerir. Peşin satışta mal ve bedel aynı anda ödenir ve 818 sayılı BK’ nın 182. maddesine göre asıllan da peşin satıştır. Bir başka anlatımla, alıcı ve satıcının yüklendiği edimler aynı anda ifa edilmektedir. Bu durumda davalı 818 sayılı BK’nın 182. maddesinde düzenlenen peşin satışa dayanmış ve ödeme vasıtası olarak düzenlenen senetlerin avans olarak verilmesine rağmen malın teslim edilmediğini iddia etmiştir. Kambiyo senedi hukuken geçerli olduğundan eldeki davada davacının senetlerin teslimden önce avans verildiği, malın teslim edilmediği ve senedin bedelsizliğini yazılı delille kanıtlamak zorundadır.2004 sayılı İİK’nın 171.maddesinin üst başlığı iflas yolu ile takip olup, maddede ödeme emri düzenlenmiştir. 171/4.bentte; beş gün içinde borç ödenmediği, itiraz veya şikayet edilmediği takdirde alacaklının ticaret mahkemesinde borçlunun iflasını talep edebileceği ihtarının yazılacağı belirtilmiştir. 172. maddede ise; itiraz veya şikayet, 173. maddede, iflas davası düzenlenmiş, 173/1.fıkrada borçlunun beş gün içinde borcu ödemez, itiraz veya şikayette bulunmazsa alacaklının bu durumu teşvik eden ödeme emri nüshası ile ticaret mahkemesinden borçlunun iflasına karar verilmesini isteyebileceği, iflas takibinin kesinleşmesinde 166.maddenin ikinci fıkrasındaki usul ile ilan edileceği, iflas talebinin ilanından itibaren on beş gün içinde diğer alacaklıların davaya müdahale veya itiraz ederek iflası gerektiren bir hal bulunmadığını ileri sürerek mahkemeden talebin reddini isteyebilecekleri, mahkemenin yedi gün içinde faiz ve icra masrafları ile birlikte borcun ifa veya o miktar meblağın mahkeme veznesine depo edilmesini, 158.madde uyarınca emredeceği, bu emrin yerine getirilmemesi halinde, iflas kararı verileceği, 174. maddesinde ise, itiraz veya şikayet olunması halinde mahkemece 158. madde uyarınca iflas davasını karara bağlayacağına yer verilmiştir.Somut uyuşmazlıkta, davacının, davalının elinde bulunan senetleri ödediği konusunda ispat vasıtası getiremediği gibi bedelsiz kaldıkları konusunu da ispat edemediği, itirazın kaldırılması ile usulüne uygun depo emrinin gereğinin yerine getirilmediği, mahkemece tesis edilen kararda usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla istinaf başvurusunun reddine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Dosya kapsamı ve delil durumuna göre İlk Derece Mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun olduğundan HMK’nun 353/1.b.1 maddesi gereğince davalı tarafın istinaf başvurusunun esastan REDDİNE,
2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununu gereğince alınması gereken 59,30 TL istinaf maktu karar ve ilam harcından davalı tarafından peşin yatırıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, İİK’nun 164/2 maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren on günlük süre içerisinde Temyiz Kanun Yolu açık olmak üzere üye Hakim …’nın muhalefeti ile oy çokluğu ile karar verildi.22/04/2021

MUHALEFET ŞERHİ
Davacı vekili bilirkişi raporuna karşı 28.0.2020 tarihli beyan dilekçesinde; müvekkilinin kayıtlarında her ne kadar muhasebe tekniği olarak 6 adet 10 bin TL’lik senet davalıdan alınmış gibi gösterilmiş ise de bu senetlerin karşılığının tahsil edilmediğini, 2015 yılından sonra da defter tutma yükümlülüğü ortadan kalktığı için tahsil edilemeyen bu alacakların deftere, “şüpheli alacak kalemi” olarak işlenmediğini, bahsi geçen senetlerin 30.06.2014-31.07.2014-31.08.2014-30.09.2014-31.10.2014-30.11.2014 vade tarihli olduğunu, bu 6 senedin 3 tanesinin (30.06.2014-31.10.2014-30.11.2014 vade tarihli olanlar) huzurdaki davanın dayanağı olan Büyükçekmece 2. İcra Müdürlüğünün 2017/2976 E. sayılı dosyası üzerinden takibe konu edildiğini, tahsil edilemeyen diğer senetlerin ise Büyükçekmece 2. İcra Müdürlüğünü E. Sayılı dosyası üzerinden takibe konu edildiğini müvekkilinin alacağının aslında 60.000,00 TL (6 adet senet) + 22.152,77 TL olmak üzere 82.152,77 TL olduğunu bildirmiştir. Davacının ticari defterlerinde yer alan takibe konu bonoların şüpheli alacak kalemi olarak işlenmediği, tahsil edilmiş gibi davalı borcundan mahsup edildiği, davalı kayıtlarında bonolar ve bonolarla ilgili ödeme kaydı yer almasa da tarafları arasındaki uyuşmazlığın mal alım-satımından kaynaklı olduğu ve davacının bonoları bu alış-veriş nedeni ile aldığı hususunun yanlar arasında çekişmesiz olduğu, icra takip tarihinde, davacının 57.070,84 TL borçlu ve davalının 57.070.84 alacaklı gözüktüğünün bilirkişi raporu ile tespit edildiği, bu durumda davalının alacaklı olduğu miktarın davacının ticari defterlerinde kayıtlı 6 adet bonoya karşılık geldiği, takibe konu bonoların bedelsiz kaldığı, davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabul kararının isabetli olmadığı anlaşılmakla ilk derece mahkeme kararının kaldırılması ile davanın reddine karar verilmesi gerektiği kanaati ile sayın çoğunluğun görüşüne muhalifim.22/04/2021