Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2021/340 E. 2021/574 K. 22.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2021/340 Esas
KARAR NO : 2021/574
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 17/12/2020
NUMARASI : 2019/7 Esas, 2020/803 Karar
DAVANIN KONUSU: Konkordato (Adi Konkordatodan Kaynaklanan (İİK 285 İla 308/h))
KARAR TARİHİ: 22/04/2021
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkili şirketin yapı ve inşaat işi ile iştigal ettiğini, 31/12/2018 tarihinde sermayesinin 3.500.000,00 TL olup tamamının ödendiğini, döviz kurlarının aşırı yükselmesi, artan faiz oranları, ekonominin genel düzeyinde yaşanan zorluklar nedeniyle nakit sıkıntısına girdiğini ve borçlarını ödeyememe tehlikesi altında olduğunu, konkordato teklifleri ile konkordatoya tabi borçların mühlet öncesi işlemiş faizleri ile birlikte konkordatonun tasdiki tarihinden itibaren dörder aylık taksitlerle 5 yılda ödeneceğini belirterek müvekkili lehine geçici mühlet ve sonrasında 1 yıllık kesin mühlet verilmesini, akabinde konkordatonun tasdikini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk derece mahkemesi; şirketin projesine dayanak kaynakların mühlet öncesi ve sonrasında doğan borçlarını ödemeye yetmeyeceği, şirketin geçmiş dönem performansı ve mevcut durumu nazara alındığında borçlarını ödeyebilecek kaynak sağlamasının mümkün görülmediği, revize projenin gerçekçi olmadığı, projede belirtilen kaynakların net kardan, sermaye artışından ve alacak tahsilinden sağlanmasının mümkün olmadığı, bu nedenle teklif edilen tutarın borçlunun kaynakları ile orantılı olmadığı gerekçesiyle borçlu şirketin konkordato tasdiki talebinin reddine, şirketin borca batık bulunmaması nedeniyle iflas kararı verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ Davacı vekili istinaf talebinde; projenin alacaklılar tarafından kabul edildiğini, konkordatonun amacının borçlunun iyileşmesini sağlamak ve alacaklıları korumak olup mahkemece tasdik talebinin reddine karar verilmesinin bu amaca aykırı olduğunu, ekonomik durgunluğa rağmen 24 dairenin satıldığını ve müvekkilinin satılacak 12 dairesi daha olduğunu, tasdik kararı ile başlayacak Sarıgazi projesi ile müvekkilinin aktiflerinin artacağını, müvekkilinin gerçekleştirdiği ve tamamlayacağı projeleri ile borçlarını ödeyebileceğini, alacaklıların da bu yönde iradesi mevcut olduğunu, ancak mahkemece hükme esas alınan soyut raporun müvekkilinin ticari faaliyetini bitirme noktasına getirdiğini belirterek kararın kaldırılmasını ve projenin tasdikine karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE Talep, konkordatonun tasdikine ilişkindir.Mahkemece borçlu şirketin teklif ettiği tutarın borçlunun kaynakları ile orantılı olmadığı gerekçesiyle tasdik talebinin reddine karar verilmiş, borçlu şirket tasdik şartlarının oluştuğu gerekçesiyle karara karşı istinaf yoluna başvurmuştur.Konkordato talepleri ile ilgili 2004 sayılı İİK’nın 285. maddesinde, yetkili ve görevli mahkeme düzenlenmiş, yasada iflasa tabi olan borçlu için, İİK’nın 154. maddesine atıf yapılarak ilgili maddenin birinci veya üçüncü fıkradaki yazılı yerlerdeki asliye ticaret mahkemesinin yetkili ve görevli olduğu, iflasa tabi olmayan borçlu için ise yerleşim yeri mahkemesinin yetkili olduğu vurgulanmıştır. Somut olayda, davanın, davacı şirketin muamele merkezi asliye ticaret mahkemesinde açıldığı ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 74. maddesinde belirtilen şekilde davacı vekilinin vekaletnamesinde konkordato ile ilgili özel yetkinin mevcut olduğu anlaşılmıştır.Dosya kapsamından, mahkemece İİK’nın 286. maddesinde sayılan belgelerin eksiksiz olarak sunulduğu belirtilerek davacı şirket lehine 23/01/2019 tarihinden geçerli olmak üzere 3 aylık geçici mühlet kararı verildiği ve geçici komiser atandığı, bilahare geçici mühletin 2 ay daha uzatıldığı, 24/06/2019 tarihli duruşmada borçlu şirket lehine 1 yıllık kesin mühlet verildiği, İİK’nın 297, 299, 300, 301 ve 302. maddeleri kapsamında komiser heyetince borçlu şirketin mevcudunun kıymeti takdir edilip, alacakların bildirilmesi ve tahkiki tamamlandıktan sonra alacaklılar toplantısının yapıldığı, iltihak süresinin bitiminden sonra komiser heyetinin İİK’nın 302/son fıkrası kapsamında konkordato projesinin kabul edilip edilmediğine ve tasdikinin uygun olup olmadığına dair 14/10/2020 ve 09/12/2020 tarihli gerekçeli raporunu mahkemeye sunduğu, mahkemece İİK’nın 304. maddesi uyarınca tasdik yargılaması için duruşma gününün ilan edildiği görülmektedir. Komiser heyeti 09/12/2020 tarihli raporunda; Borçlu şirketin 31/08/2020 tarihi itibariyle hazırlamış oldukları rayiç değerler bilançosuna göre öz kaynaklarının 515.117,42 TL. olduğu ve şirketin borca balık olmadığı, adi alacaklılar ve rehinli alacaklar yönünden teklifin kanunda öngörülen çoğunlukla kabul edildiği; konkordato projesine göre teklif edilen tutarın, borçlu şirketin iflası halinde alacaklıların eline geçebilecek muhtemel miktardan daha fazla olacağı; teklif edilen tutarın borçlunun kaynakları île orantılı olması şartı bakımından raporda belirtilen konkordatoya tâbi olmayan ve kaynaklardan indirilen pasifler sonucunda, konkordato talep eden şirketin projesine dayanak olan mali kaynaklar ile şirketin nakit akışına etki eden proje içerisinde gösterilen kaynakların, borçlunun önceden doğmuş ve gelecekte doğacak diğer borçlarım ödeyebilecek duruma gelmesine neden olamayacağı, beklenen haklar bakımından rapor içerisinde açıklanan mali değerlemeler çerçevesinde şirketin geçmiş dönem performansı, mevcut durumu ve şirketin geçmiş dönem performansının Türkiye sektör ortalamalarıyla karşılaştırılması sonucunda proforma gelir tablolarında yer alan dönem net karı tutarlarına ulaşmasının imkan dahilinde olmadığı, komiser heyetinin bu kanaatinin aksinin ispatının ancak proforma gelir tablolarının dayandığı her bir proje bazında ciddî, inandırıcı ve detaylı satış ve maliyet hesaplarının sunulmasıyla mümkün olabileceği, ancak bu hususla dosya içerisinde bir belgenin çalışmanın yer almadığı, dolayısıyla 24.08.2020 tarihli revize projenin gerçekçi ihtimali kapsamında değerlendirilemeyeceği ve ulaşılabilir hedefleri içermediği, revize projede dönem net karından, sermaye artışından ve geçmiş dönem alacaklarının tahsilatından sağlanması beklenen konkordalo kaynaklarının projede ifade edilen tutarlarda sağlanmasının mümkün olmadığı ve bu nedenle, konkordalo projesinin başarıya ulaşma ihtimalinin bulunmadığı, buna göre konkordatonun teklif edilen tutarın konkordato talep eden borçlunun kaynakları ile orantılı olması şartının gerçekleşmediği belirtilmiştir.İİK’nın 305. maddesinde konkordatonun tasdiki için öngörülen şartlar kümülatif olup, belirtilen şartların bir arada olması gerekir. Konkordatonun mahkeme tarafından tasdik edilmesi için İİK’nın 305/b maddesi uyarınca belirtilen şartlardan biri de; proje ile teklif edilen tutarın borçlunun kaynaklarıyla orantılı olmasıdır. Bu kapsamda mahkeme borçlunun miras hakkı gibi beklenen haklarının dikkate alınıp alınmayacağını ve alınacaksa ne oranda dikkate alınacağını da takdir eder. Böylece mahkeme somut olayın özelliğine göre beklenen hakları hiç dikkate almayabileceği gibi, tamamen ve kısmen de dikkate alabilir.Borçlunun beklenen haklarının faraziyeye dayanmaması ve bu hakların gerçekleşmesinin mutlak ya da büyük ihtimal olması gerekir. Borçlunun kat karşılığı inşaat yapan bir yüklenici olduğu varsayıldığında, borçlunun ekonomik sıkıntı sebebiyle yarım kalan inşaatlarını bitirip hakkına düşen bağımsız bölümleri piyasa rayicinden satması hali bu duruma örnek olarak gösterilebilir (Uygulamada Konkordato, Orhan Eroğlu, 3. Baskı, sh 212).Dosya kapsamından, borçlu şirketin adi alacaklıların alacak tutarının 8.018.543,66 TL, rehinli alacaklıların alacak tutarının 4.434.100,11 TL olduğu görülmektedir. İnşaat yapımı ile iştigal eden şirketin teklif ettiği projede borç ödeme kaynakları olarak toplam 12.815.270,00 TL öngörüldüğü, bu kaynaklardan 10.637.862,09 TL gibi büyük bir kısmının şirketin 2024 yılı sonuna kadar elde edeceği net karlardan karşılanacağının ifade edildiği anlaşılmaktadır. Ancak dosya kapsamı ve komiser heyeti raporlarından borçlu şirketin geçmiş ve mevcut durumu itibarıyla, projede belirtilen dönem net karından, sermaye artışından ve geçmiş dönem alacaklarının tahsilatından sağlanması beklenen konkordalo kaynaklarının projede ifade edilen tutarlarda sağlanmasının mümkün olmadığı, buna göre konkordatonun teklif edilen tutarın konkordato talep eden borçlunun kaynakları ile orantılı olması şartının gerçekleşmediği anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca mahkemece tasdik talebinin reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır.Açıklanan nedenler ile ilk derece mahkeme kararında hukuka aykırılık görülmediğinden, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1.b.1 bendi gereğince esastan reddine karar verilmesine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;1-Dosya kapsamı ve delil durumuna göre İlk Derece Mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun olduğundan HMK’ nın 353/1.b.1 Maddesi gereğince davacı tarafın istinaf başvurusunun esastan REDDİNE,2-İstinaf harçları peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına, 3-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına,4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma yapılmadığından istinaf vekalet ücreti taktirine yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 2004 sayılı İİK’nun 308/a maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 10 günlük süre içinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi.22/04/2021