Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2021/332 E. 2021/562 K. 22.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/332 Esas
KARAR NO : 2021/562
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 26/03/2018
NUMARASI : 2017/104 Esas, 2018/306 Karar
DAVANIN KONUSU: Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 22/04/2021
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin makine mühendisi olduğunu; davalının 2009 yılından 30 Ocak 2016 tarihine kadar ısıtma ve soğutma sistemleri konularında müvekkilinden danışmanlık ve vekillik hizmeti aldığını, davalının Beyoğlu 7. Noterliği’nin 28 Ekim 2015 tarih ve … yevmiye nolu ihtarnamesiyle, herhangi bir gerekçe göstermeksizin, davacı ile arasındaki danışmanlık ve vekalet ilişkisinin ihtarnamenin müvekkiline tebliğinden itibaren üç aylık süre sonunda sonlanacağını bildirdiğini, davalının, müvekkili ile arasındaki ilişkiyi tamamen keyfi olarak herhangi bir gerekçe göstermeksizin sona erdirdiğini, davalının, müvekkilinin bulduğu yeni müşteriler sayesinde, sözleşme ilişkisinin sona ermesinden sonra da önemli menfaatler elde etmeye devam ettiğini belirterek fazlaya ilişkin haklarının saklı kalması kaydıyla şimdilik 20.000,00 TL denkleştirme alacağının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının müvekkili firmaya verdiği hizmetin aslen bir teknik danışmanlık hizmetinden ibaret olduğunu, davacı ile müvekkili arasında yaşanılan başka bir uyuşmazlıkta davacı tarafından keşide edilen İzmir 27. Noterliği’nin 10 Şubat 2016 tarih ve … yevmiye nolu ihtarnamesinde davacının müvekkiline yalnızca danışmanlık yaptığını kabul ettiğini, bu teknik danışmanlık hizmeti kapsamında davacının zaman zaman müvekkili adına müvekkilinin müşterilerini de ziyaret ettiğini ve onlarla özellikle ürünlerin mekanikleri konusunda sorularını cevaplandırmaya yönelik teknik toplantılar gerçekleştirdiğini ve ayrıca ihtiyaçlarını tespit ettiğini, davacının, müvekkili firmadan bağımsız olarak bir müşteri portföyü geliştirmesinin söz konusu olmadığını, müşteri portföyü kazandırmaya yönelik hiçbir ürün tanıtım, promosyon müşteri semineri, reklam ve benzeri markayı ve bilinirliğini arttırmaya yönelik pazarlama faaliyeti yapmadığını, davacının danışmanlık ilişkisi boyunca farklı firmalarla da serbest şekilde çalıştığını, davacı tarafından müvekkili firmaya verilen ve davacının denkleştirme tazminatı talebine hukuki bir temel oluşturacak herhangi bir acentelik, tek satıcılık vb. hizmet ilişkisinin bulunmadığını, bir an için davacının iddia ettiği 2010- 2015 yılları arasında alınan ve tamamlanan projelerin davacı tarafından davalıya kazandırılan işler olduğu ve hatta yukarıdaki açıklamaların hilafına davacının davalı firmanın acentesi sıfatıyla hareket ettiği varsayılsa bile, davacının denkleştirme tazminatına hak kazanabilmesinin söz konusu olmadığını, davacının danışmanlık ilişkisinin sona erdirildiği 30 Ocak 2016 tarihinden bu yana söz konusu proje ve proje mürtecilerinden müvekkiline gelen hiçbir yeni iş veya projenin bulunmadığını, denkleştirme tazminatına hak kazanabilme koşullarının oluşmadığını belirterek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEME KARARI:
Mahkemece bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre; davacı tarafın 2009 ve 2016 yılları arasında makine mühendisi olarak ısıtma ve soğutma konusunda davalı tarafa danışmanlık ve vekillik yaptığı ve bu görevinin sebepsiz olarak sonlandırılması nedeni ile TTK 122 uyarınca denkleştirme alacağı talebinde bulunduğu, taraflar arasındaki sözleşmenin 30.01.2016 tarihinde sonlandırıldığı, davanın ise 02.02.2017 tarihinde TTK 122/4 maddesinde yer alan 1 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra açıldığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ:
Karar yasal süresi içerisinde davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde; davalının, 2009 yılından 30 Ocak 2016 tarihine kadar ısıtma ve soğutma sistemleri konularında müvekkilden danışmanlık ve vekillik hizmeti aldığını, davalı tarafından keşide edilen ihtarla taraflar arasındaki ilişkinin 30 Ocak 2016 tarihinde sona erdiğini, davanın TTK’nun 122/4. Maddesinde düzenlenen bir yıllık süre içerisinde 30 Ocak 2017 tarihinde açıldığını, müvekkili ile davalı arasında yaklaşık 7 yıl boyunca devam eden ticari ilişki süresince davalının öncelikle Ege Bölgesinde ve ihtiyaç duyulduğunda Türkiye çapında toplantılara katılarak yeni müşteriler edinmesini ve bu müşterilerle sözleşmeler imzalamasını sağladığını, davalının, müvekkili sayesinde edindiği müşterilere teklif ve gerektiğinde teknik raporlar hazırladığını ve karşılığında önemli menfaatler elde ettiğini, bu durumun bilirkişi raporu ile de belirlendiğini belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir.
Davalı vekili istinafa cevap dilekçesinde; davacı ile müvekkili arasındaki ilişkinin 30.01.2016 tarihinde sona erdiğini, davanın hak düşürücü süre içerisinde açılmadığını, tazminat şartlarının oluşmadığını belirterek istinaf talebinin reddini istemiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE:
Dava, sözleşmesinin feshi nedeniyle portföy (denkleştirme) tazminatı istemine ilişkindir.
Uyuşmazlık, davanın hak düşürücü süre içerisinde açılıp açılmadığı noktasında toplanmıştır.
Mahkemece, tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde inceleme yapılmasına karar verilmiş, uyuşmazlık konularında bilirkişi raporu alınmıştır.
12.02.2018 tarihli bilirkişi raporunda; tarafların incelenen ticari belge ve kayıtlarına göre, taraflar arasında 2009 yılından 2015 yılına kadar ticari ilişkinin mevcut olduğu, davalı yanın incelenen ticari defterlerine göre davacı yana cari hesap olarak 29.07.2016 tarihi itibariyle borç ve alacağının bulunmadığı, bakiyenin sıfır olduğu, davacı yanın davalı ile olan ilişkisinin sona erdiği 30 Ocak 2016 tarihinden sonra davalı yanın davacı sayesinde edindiği müşterilerden yukarıda detaylıca yazıldığı görüleceği üzere yeni bir iş almadığının tespit edildiği, davacının talebinin TTK md. 122 b ve e bentlerinde yer bulan esasları haiz olup olmadığının “hukuki bir konu” olmakla sayın mahkemenin takdirinde kalacağı; eğer, davacının TTK md. 122’de yer bulan ve portföy (denkleştirme) tazminatına hak kazanmak için yasaca aranan koşulları haiz olduğu benimsenecek olursa, rapor için de yer bulan sair hususlar da gözetilmek üzere, yukarıda yer bulan mali hesaplamalara göre, davacının davalı ile fatura ilişkisi yürüttüğü 5 yıllık evrenin TTK. md. 122/c./ 2 hükmüne göre yorumuna bağlı olarak, azami 192.577,80 TL denkleştirme tazminatı istemesinin mümkün olduğu, davacının TTK. md, 122 hükmünde yer alan koşullan haiz olmadığının benimsenmesi seçeneğinde ise huzurdaki davanın reddinin gündeme gelebileceği belirtilmiştir.
6102 sayılı TTK’nın 122. maddesinde yer alan portföy tazminatı 6762 sayılı TTK’da karşılığı bulunmayan yeni bir madde olarak yer almıştır. Sözleşmenin feshi tarihi itibari ile uygulanması gereken 6102 sayılı TTK’nun Denkleştirme istemi başlıklı 122/4. maddesi- (1) Sözleşme ilişkisinin sona ermesinden sonra;
a) Müvekkil, acentenin bulduğu yeni müşteriler sayesinde, sözleşme ilişkisinin sona ermesinden sonra da önemli menfaatler elde ediyorsa,
b) Acente, sözleşme ilişkisinin sona ermesinin sonucu olarak, onun tarafından işletmeye kazandırılmış müşterilerle yapılmış veya kısa bir süre içinde yapılacak olan işler dolayısıyla sözleşme ilişkisi devam etmiş olsaydı elde edeceği ücret isteme hakkını kaybediyorsa ve
c) Somut olayın özellik ve şartları değerlendirildiğinde, ödenmesi hakkaniyete uygun düşüyorsa, acente müvekkilden uygun bir tazminat isteyebilir.
(2) Tazminat, acentenin son beş yıllık faaliyeti sonucu aldığı yıllık komisyon veya diğer ödemelerin ortalamasını aşamaz. Sözleşme ilişkisi daha kısa bir süre devam etmişse, faaliyetin devamı sırasındaki ortalama esas alınır.
(3) Müvekkilin, feshi haklı gösterecek bir eylemi olmadan, acente sözleşmeyi feshetmişse veya acentenin kusuru sebebiyle sözleşme müvekkil tarafından haklı sebeplerle feshedilmişse, acente denkleştirme isteminde bulunamaz.
(4)Denkleştirme isteminden önceden vazgeçilemez. Denkleştirme istem hakkının sözleşme ilişkisinin sona ermesinden itibaren bir yıl içinde ileri sürülmesi gerekir.
(5) Bu hüküm, hakkaniyete aykırı düşmedikçe, tek satıcılık ile benzeri diğer tekel hakkı veren sürekli sözleşme ilişkilerinin sona ermesi hâlinde de uygulanır. Hükmünü düzenlemiştir.
Yanlar arasındaki ilişkinin 30.01.2016 tarihi itibari ile sona erdiği tarafların kabulündedir. Davacının davasını İzmir Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesi marifeti ile 30.01.2017 tarihinde açtığı, aynı tarihte de ilgili harçları yatırdığı UYAP kayıtları ile sabittir. O halde mahkemece işin esasına girerek bir karar vermesi gerekirken hatalı değerlendirme ile davanın hak düşürücü süre yönünden davanın reddi doğru olmamıştır. Bu sebeple ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar vermek gerekmiş, aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davacı tarafın istinaf başvurusunun esasa ilişkin sebepler incelenmeksizin KABULÜNE,
2-Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/104 Esas, 2018/306 Karar ve 26/03/2018 tarihli kararının HMK’nın 353/1a-4 maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
3-Dosyanın, Dairemiz kararına uygun şekilde yargılama yapılmak ve yeniden bir karar verilmek üzere mahal Mahkemesine İADESİNE,
4-İstinaf yargılaması aşamasında duruşma açılmadığından istinaf vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
5-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununu gereğince alınması gereken istinaf maktu karar ve ilam harcının 59,30 TL’ye ikmali ile bakiye 23,40 TL harcın davacıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA, peşin harcın mahsubuna,
6-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin İlk Derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1a-4 bendi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.22/04/2021