Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2021/314 E. 2021/619 K. 17.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2021/314 Esas
KARAR NO : 2021/619
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL 21. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 29/06/2020
NUMARASI: 2019/1065 Esas, 2020/242 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 17/05/2021
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkillinin maliki bulunduğu … plaka sayılı kamyonu şoförlü olarak davalıya kiraladığını, davalının 30.12.2018 tarihli 5.578,40 TL, 30.01.2019 tarihli 5.256,40 TL, 28.02.2019 tarihli 1.794,39 TL meblağlarındaki fatura bedellerini ödemediğini, davalı aleyhinde İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası üzerinden takip başlattıklarını, davalının konkordato kararı doğrultusunda verilmiş mühlet kararının gerekçe göstererek takibe itiraz ederek durdurduğunu belirterek itirazın iptaline, takibin devamına, icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından 2018/1550 Esas sayılı dosyadan verilen 25.12.2018 tarihli tedbir kararı gereğince Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanuna göre yapılan takipler de dahil olmak üzere müvekkili şirket hakkında hiçbir takip yapılmamasına karar verildiğini, 24.05.2019 tarihli celsede de verilen tedbir kararının 1 yıl süreyle uzatıldığını, sürenin uzatılmasına yapılan itirazın ise mahkeme tarafından 25.07.2019 tarihli celsede kesin olarak reddedildiğini, mevcut tedbir kararı gereğince müvekkili şirket hakkında icra takibi yapılmasının mümkün olmadığını, yapılan icra takibinin usulsüz ve geçersiz olduğunu, takipte borcun kaynağı olarak faturaların gösterildiğini, ancak faturanın tek başına borç kaynağı olmasının mümkün olmadığını, takibe konu faturalarda belirtilen işlerin ve hizmetlerin bir kısmının yapılmadığını, bu nedenle davacı tarafından yapıldığı iddia edilen işler ile alacağın varlığının ispatlanmasının gerektiğini, delil listesi ekinde yer alan dekont suretlerinden de görüleceği üzere müvekkili şirket tarafından davacıya 19/10/2018 tarihinde 1.500,00TL, 20.11.2018 tarihinde 1.259,00 TL, 05.12.2018 tarihinde 3.00,00 TL ve müvekkili şirket adına şirket yetkilisi … tarafından da 31.05.2019 tarihinde 3.000,00 TL, 01.02.2019 tarihinde 3.276,00 TL ve 18.01.2019 tarihinde ise 2.500,00 TL ödeme yapıldığını, yapılan ödemeler sonrasında müvekkili şirketin davacıya herhangi bir borcunun bulunmadığını, arabuluculuk dava şartı yerine getirilmediğini belirterek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEME KARARI: Mahkemece; davalı hakkında İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 2018/1550 E. sayılı dosyasında 25.12.2018 tarihinde 3 aylık geçici mühlet kararı verildiği ve bu kararın 25.03.2019 tarihinde 2 ay daha uzatıldığı, 25.05.2019 tarihine kadar mühlet ve dolayısıyla tedbir kararı devam etmesine karşın 22.05.2019 tarihinde davalı hakkında icra takibi başlatıldığı, davalı hakkında takip yapılamayacağı, davalının davet edilmesine rağmen arabuluculuk görüşmelerine katılmadığı gerekçesi ile davacının usulüne uygun şekilde başlatılmış icra takibi bulunmadığından davanın reddine, davacının icra inkar tazminatı talebinin reddine, İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası ile başlatılan icra takibinin iptaline, yargılama giderlerinin arabuluculuk görüşmelerine katılmayan davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Karar yasal süresi içerisinde davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.Davacı vekili istinaf dilekçesinde; davalı hakkında İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/1550 Esas sayılı dosyasında 25.12.2018 tarihinde 3 ay süre ile geçici mühlet kararı verildiğini, 25.03.2019 tarihli celsede geçici mühlet kararının 2 ay daha uzatıldığını, 24.05.2019 tarihli celsede de 25.05.2019 tarihinden itibaren 1 yıllık kesin süre verildiğini, 25.12.2018 tarihinde başlayan mühletin 25.05.2020 tarihine kadar devam ettiğini, müvekkilinin ise 25.12.2018 tarihli geçici mühlet kararından sonra doğan alacakları hakkında icra takibine giriştiğini, alacakların geçici mühlet süresi içerisinde doğduğunu, mühlet öncesi alacaklar için takip yasağının bulunduğunu, davalı şirkete 25.12.2018 tarihinde 3 adet konkordato komiseri atandığını, alacağın şirkete atanan komiserler nezaretinde doğduğunu, konkordato mühletinden sonra doğacak alacaklar için takip yapılabilmesinin mümkün olduğunu, bu konuda Yargıtay uygulamasının bulunduğunu belirterek ilk derece mahkeme kararının kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE:Dava, davacı tarafından davalı aleyhinde fatura alacağına dayalı olarak başlatılan icra takibine borçlu tarafından yapılan itirazın İİK. 67 ve devamı maddeleri uyarınca iptali istemine ilişkindir. İstanbul … İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davacının davalı aleyhinde 23.05.2019 tarihinde dayanak 30.12.2018 tarih 5.578,40 TL, 30.01.2019 tarih 5.256,40 TL, 28.02.2019 tarih 1.794,39 TL’lik faturalar gereğince 12.809,19 TL asıl alacak, 834,02 takip öncesi işlemiş faiz olmak üzere toplam 13.643,21 TL üzerinden takip başlattığı, davalının yasal süresi içerisinde, İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/1550 Esas sayılı dosyasında konkordato taleplerinin bulunduğu, gerek konkordato geçici mühleti içinde, gerekse de konkordato kesin mühleti içinde, müvekkili şirket aleyhine icra takibi yapılmasının mahkeme kararı ile önlendiği gerekçesi ile takibe itiraz ederek takibi durdurduğu, davanın 1 yıllık yasal süresi içerisinde açıldığı anlaşılmıştır. Davalı hakkında İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/1550 Esas sayılı dosyasında 25.12.2018 tarihinde 3 ay süre ile geçici mühlet kararı verildiği, 25.03.2019 tarihli celsede geçici mühlet kararının 2 ay daha uzatıldığı, 24.05.2019 tarihli celsede de 25.05.2019 tarihinden itibaren 1 yıllık kesin mühlet kararı verildiği yanlar arasında çekişmesizdir. Uyuşmazlık, davalı hakkında verilen konkordato geçici ve kesin mühlet kararlarının takibe etkisi ile davalı hakkında takip yapılmasının mümkün olup olmadığı noktasında toplanmıştır.Konkordatoya ilişkin hükümler İİK’nun 285. ve devamı maddelerinde düzenlenmiş olup, Geçici mühletin sonuçları, ilanı ve bildirimi başlıklı İİK’nun 288. Maddesine göre; (Değişik madde: 28.02.2018-7101 S.K./16. Md); “Geçici mühlet, kesin mühletin sonuçlarını doğurur.” Kesin mühletin alacaklılar bakımından sonuçları başlıklı İİK’nun 294. Maddesine göre (Değişik madde: 28.02.2018-7101 S.K./22. md); “Mühlet içinde borçlu aleyhine 21.07.1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanuna göre yapılan takipler de dahil olmak üzere hiçbir takip yapılamaz ve evvelce başlamış takipler durur, ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz kararları uygulanmaz, bir takip muamelesi ile kesilebilen zamanaşımı ve hak düşüren müddetler işlemez” hükmü getirilmiştir.Somut davada, borçlu şirket aleyhine başlatılan takip tarihinin 23.05.2019 olduğu, İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/1550 Esas sayılı dosyasında davalı şirket hakkında 25.12.2018 tarihinde 3 ay süre ile geçici mühlet kararı verildiği, 25.03.2019 tarihli celsede geçici mühlet kararının 2 ay daha uzatıldığı, 24.05.2019 tarihli celsede de 25.05.2019 tarihinden itibaren 1 yıllık kesin mühlet kararı verildiği bu haliyle takip tarihinin mahkeme mühlet kararından daha sonra olduğu, takibin konkordato geçici mühlet süresi içinde başlatıldığı anlaşılmaktadır. Bu durumda İİK 288. maddesi hükümleri uyarınca verilen geçici mühlet kararı sebebiyle uygulanması gereken İİK’nun 294. maddesine göre borçlu hakkında takip başlatılamayacağı ve alacaklı tarafından başlatılan takip alacağının İİK’nun 206. maddesinde belirtilen nitelikte alacaklardan da olmadığı anlaşılmaktadır. Tüm bu nedenlerle Mahkemece verilen ret kararı usul ve yasaya uygundur. Ancak, mahkemece HMK’nun 26. Maddesine aykırı olarak takibin iptaline karar verilmesi isabetli olmamıştır. Bu sebeple ilk derece mahkeme kararının kaldırılması ile hükmün düzeltilmesine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki hüküm tesis olunmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;1-Davacının istinaf başvurusunun KABULU İLE, HMK’nun 353/1b-2 maddesi uyarınca İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2019/1065 Esas, 2020/242 Karar 29/06/2020 tarihli kararının KALDIRILMASINA ve YENİDEN HÜKÜM TESİSİNE,2- İİK 294. maddesine göre mühlet içinde hiç bir takip işlemi yapılamayacağından HMK 114/2, 115/2 maddeleri gereğince davanın usulden REDDİNE; 3-Harçlar kanunuca karar tarihinde alınması gereken 59,30 TL harcın peşin alınan 164,78 TL harçtan mahsubu ile fazla yatırılan 105,48 TL harcın istem halinde davacıya İADESİNE,4-6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A maddesi 11.fıkrasında yer alan düzenleneme gereğince davalı taraf yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 5-Davacı tarafça yapılan 44,40 TL başvuru harcı, 59,30 TL peşin harç, 81,50 TL tebligat ve posta masrafından oluşan toplam 185,20 TL yargılama giderinin, 6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A maddesi 11. fıkrası gereğince davalıdan alınarak davacıya verilmesine,6-Taraflarca yatırılan ve artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine, İstinaf Giderleri Yönünden;1-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununu gereğince alınması gereken 59,30 TL istinaf maktu karar ve ilam harcının davacı tarafça peşin yatırıldığından harç alınmasına yer olmadığına, 2-İstinaf yargılama giderlerinin davacının kendi üzerinde bırakılmasına,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 353/1b-2 bendi ve aynı Kanunun 362/1.a maddesi gereğince kesin olmak üzere Başkan …’ın muhalefeti ile oyçokluğu ile karar verildi.17/05/2021
KARŞI OY Davacı tarafından konkordato talep eden davalı şirket aleyhine İstanbul … İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyası ile 23.05.2019 tarihinde, 30.12.2018, 30.01.2019 ve 28.02.2019 tarihli üç adet faturaya istinaden icra takibi başlattığı, davalı ise İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/1550 Esas sayılı dosyası üzerinden İcra İflas Kanunun 285 ve devamı maddeleri gereğince konkordato talebinde bulunduğu, 25.12.2018 tarihinde üç ay süre ile geçici mühlet kararı verildiği dosya içeriğinden anlaşılmaktadır. Davacının başlattığı takibe, konkordato talebinde bulunan davalının itirazı üzerine takibin durmasına karar verilmiş, davacı tarafından ise itirazın iptali talepli iş bu dava açılmıştır. İlk derece mahkemesi; geçici mühlet kararının kesin mühletin sonuçlarını doğuracağı, geçici mühlet içerisinde icra takibi yapılmasının olanaklı olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar vermiştir.İş bu karar davacı tarafından istinaf edilmiştir.Öncelikle, konkordato talep eden aleyhine, konkordato talep tarihinden sonra, geçici mühlet veya kesin mühlet içerisinde doğmuş borçları hakkında, alacaklılar tarafından icra takibi yapılıp yapılamayacağı hususunun tartışılması gerekir. Diğer bir ifade ile konkordato talebinden sonra, komiserin izni ile doğan borçlar hakkında, alacaklının icra takibi yapıp yapamayacağı, İcra İflas Kanunun 294/1. maddesinin bu borçları kapsayıp kapsamadığının tartışılması gerekir.İcra İflas Kanunun 285. maddesi gereğince; borçlarını vadesinde ödeyemeyen veya vadesinde ödeyememe tehlikesi altında bulunan borçlular, vade verilmek veya tenzilat yapılmak suretiyle borçlarını ödeyebilmek ve iflastan kurtulmak için konkordato talep edebilirler. Ödeme güçlüğü içerisinde bulunan borçluya İcra İflas Kanunun 285.maddesince bu hak tanınmıştır. İcra İflas Kanunun 286. maddesi gereğince, konkordato talep eden, borçlarını hangi oranda ve vadede ödeyeceğini, alacaklıların alacaklarından hangi oranda vazgeçmiş sayılacaklarını, borçlunun ödemeleri yapabilmesi için mevcut mallarını satıp satmayacağı, borçlunun faaliyetine devam edebilmesi ve borçlarını ödeyebilmesi için gerekli mali kaynağın ne şekilde temin edileceğini gösterir projesini dilekçesine eklemek zorundadır. Bu açıklamalardan anlaşılacağı üzere, konkordatoya tabi borçlar, yani tasdik kararı ile bağlayıcı hale gelen konkordato çerçevesinde ödenecek borçlar, konkordato talep tarihinden önceye ait borçlardır. İcra İflas Kanunun 294/1. maddesi gereğince; borçlu aleyhine 6183 sayılı yasada dahil olmak üzere hiçbir takip yapılamaz ve başlamış takiplerde durur. İhtiyati tedbir ve ihtiyati haciz kararları uygulanmaz. İcra İflas Kanunun 306.maddesi gereğince; konkordatonun tasdik kararında alacaklıların hangi ölçüde alacaklarından vazgeçtikleri ve borçların hangi takvim çerçevesinde ödeneceği belirtilir. İcra İflas Kanunun 308/c-1. maddesinde, konkordatonun bağlayıcı hale nasıl geleceği ve kesin mühletin, konkordatonun bağlayıcı hale gelene kadar etkilerinin devam edeceği düzenlenmiştir. İcra İflas Kanunun 308/ç/1.maddesinde, Konkordatonun bağlayıcı hale gelmesi ile geçici mühlet kararından önce başlatılmış takipler ve konulan hacizlerin hükümden düşürüleceği belirtilmiştir.İcra İflas Kanunun konkordato hükümleri başlıklı 308/c maddesinde; ” Konkordato, tasdik kararıyla bağlayıcı hâle gelir. Tasdik edilen konkordato projesinde konkordatonun, tasdik kararının kesinleşmesiyle bağlayıcı hâle geleceği de kararlaştırılabilir; bu takdirde mühletin etkileri, kanunda öngörülen istisnalar saklı kalmak kaydıyla konkordatonun bağlayıcı hâle geldiği tarihe kadar devam eder.Bağlayıcı hâle gelen konkordato, konkordato talebinden önce veya komiserin izni olmak-sızın mühlet içinde doğan bütün alacaklar için mecburidir.206 ncı maddenin birinci sırasında yazılı imtiyazlı alacaklar, rehinli alacaklıların rehnin kıymetini karşılayan miktardaki alacakları ve 6183 sayılı Kanun kapsamındaki amme alacakları hakkında bu maddenin ikinci fıkrası hükmü uygulanmaz.Kredi kurumları tarafından verilen krediler de dahil olmak üzere, mühlet içinde komiserin izniyle akdedilmiş borçlar, adi konkordatoda konkordato şartlarına tabi değildir; malvarlığının terki suretiyle konkordatoda yahut sonraki bir iflâsta masa borcu sayılır. Aynı kural karşı edimin ifasını komiserin izniyle kabul eden borçlunun taraf olduğu sürekli borç ilişkilerindeki karşı edim-ler için de geçerlidir.” şeklinde düzenlenmiştir.İcra İflas Kanunun 308/c maddesinin birinci cümlesine göre; konkordato tasdik kararı ile bağlayıcı hale gelir. Bağlayıcı hale gelen konkordato, İcra İflas Kanunun 285.maddesi gereğince konkordato talebinden önce doğmuş borçlar ile mahkemece atanan komiserin izni olmaksızın geçici veya kesin mühlet içerisinde doğan bütün borçlar için mecburi hale gelir. İcra İflas Kanunun 308/3 ve 4 fıkralarında; bunun istisnaları düzenlenmiştir. 4.fıkrada; kredi kurumları tarafından verilen kredilerde dahil olmak üzere, mühlet içerisinde komiserin izni ile akdedilmiş borçlar, adi konkordatoda konkordato şartlarına tabi değildir. Komiserin izni ile akdedilmiş borçlar, mal varlığı terki suretiyle konkordatoda yahut sonraki bir iflasta masa borcu sayılır. Aynı fıkrada; sürekli borç ilişkisinden kaynaklı ve komiserin izni ile kabul edilen borçlar içinde bu kural geçerlidir. Diğer bir ifade ile, bu borçlarda konkordato şartlarına tabi değildir. Komiserin izni ile mühlet içerisinde doğan borçlar, tasdik kararı ile bağlayıcı hale gelen konkordato şartlarına tabi olmadığına göre, bu borçların alacaklıları tarafından takip yapılmasına herhangi bir hukuka engel bulunmamaktadır. Somut olayda ise; davalı şirket hakkında 25.12.2018 tarihinde üç ay süre ile geçici mühlet kararı verilmiş, akabinde davacı tarafından davalı aleyhine geçici mühlet kararından sonra 23.05.2019 tarihinde icra takibi başlatılmıştır. Takibe dayanak faturaların düzenleme tarihleri geçici mühletin başladığı 25.12.2018 tarihinden sonradır. Bu açıklamalardan anlaşılacağı üzere, mühlet içinde komiserin izni ile doğan alacaklar konkordatoya tabi olmadığından İcra İflas Kanunun 294.maddesindeki takip yasağına dahil değillerdir. Mühlet içerisinde doğan alacağın alacaklısı, komiserin izni ile akdedilmiş olması şartıyla konkordato talep eden borçlu aleyhine icra takibi başlatabilir. İcra İflas Kanunun 308/ç-1.maddesinde; mühlet kararından önce başlatılmış takiplerin düşürüleceği açıkça belirtildiğinden, mühlet içerisinde komiserin izni ile doğan borçlar hakkında, mühlet içerisinde takip yapılabileceği ve konkordatonun bağlayıcı hale gelmesi ile birlikte bu takiplerin hükümden düşürülemeyeceği sonucuna ulaşmak mümkündür.İcra İflas Kanunun 285. maddesinde; borç ödeme güçlüğü içerisinde bulunan borçlunun konkordato talep edebileceği anlaşılmaktadır. Konkordato talep etmenin diğer bir şartı ise İcra İflas Kanunun 286/d fıkrasında düzenlenmiştir. Buna göre de, ön projede yer alan teklife göre alacaklıların eline geçmesi ön görülen miktar ile borçlunun iflası halinde alacakların eline geçebilecek muhtemel miktarın daha fazla olması gerekir. Aynı maddenin “a” fıkrasında da; konkordato talep edenin ödeme güçlüğünü ne şekilde aşacağını açıkça belirtmesi gerekir. Ödeme güçlüğü içerisinde bulunan konkordato talep edenin geçici ve kesin mühlet içerisinde hayatiyetini devam ettirmesi gerekir. Yani tüzel kişiliğe sahipse, ticari faaliyetine devam etmeli ve borçlarını projede belirtilen vade ve oranda ödeyebilmesi gerekir. Bunun için ticari faaliyetine ara vermeden devam zorunludur. Kaldı ki, malvarlığının terki suretiyle konkordato talep etmesin. Geçici veya kesin mühlet içerisinde doğan borçların İcra İflas Kanunun 294/1. maddesi kapsamına girdiğinin kabulü halinde, zaten zor durumda bulunan konkordato talep edenin ticari faaliyetini ve hayatiyetini devam ettiremeyeceği aşikardır. Zira ödeme garantisi olmayan üçüncü kişilerin, konkordato talep eden ile işlem yapmayacağı, borç ilişkisine girmeyeceği, bu durumda konkordato talep edenin ödeme güçlüğünden kurtulamayacağı açıktır. Bu durum konkordatonun temel işleyişine ve düzenlenmesine aykırılık teşkil eder. Bu sebeplerle; geçici veya kesin mühlet içerisinde komiserin izni ile doğmuş borçların alacaklıları, konkordato talep eden aleyhine icra takibi yapabileceği İcra İflas Kanunun 308/c maddesinin ikinci ve dördüncü bentlerinden açıkça anlaşılmaktadır. Bu sebeple çoğunluk görüşüne iştirak edilmemiştir.17/05/2021