Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2021/29 E. 2021/66 K. 21.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/29 Esas
KARAR NO : 2021/66
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 11/02/2020
NUMARASI : 2018/509 Esas, 2020/90 Karar
DAVA: SIRA CETVELİNE İTİRAZ (İflas Tasfiyesinde Düzenlenen Sıra Cetveline Yönelik Kayıt Kabul Ve Terkin Talebi (İİK 235))
KARAR TARİHİ: 21/01/2021
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili, 08.06.2018 tarihli dava dilekçesinde, müvekkili şirketin, İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/136 Esas sayılı dosyasında 10.03.2016 tarihinde İflasına karar verilen …Tic.Ltd.Ştinden alacaklı olduğunu, alacak kaydı istenilen alacağın, kredi risk sigortası kapsamında sigortalı olduğunu, kredi sigorta poliçesi kapsamında alacağın bir kısmına ilişkin hasar ödemesinin müvekkili sigorta şirketi tarafından ödendiğini, bu nedenle 6102 sayılı TTK 1472. maddesi gereğince müvekkili şirketin alacaklı şirketin alacak kaydı istemine konu alacağına halef olduğunu, 20.05.2014 tarihinde 26.904,00 USD hasar ödemesi yapıldığını, alacak taleplerinin sıra cetveli dahilinde reddedildiğini iddia ederek, İflas tarihi itibariyle toplam alacağın Türk Lirası karşılığı 91.956,91 TL ‘nin fiili ödeme tarihine kadar işleyecek faizi ile birlikte kaydına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı … Müdürlüğünün … İflas Dosyası adına masayı temsilen İstanbul …. İflas müdürü …, 10.03.2016 günü iflas kararı verildiğini, iflas kararının 05.08.2016 tarihinde kesinleştiğini, iflas masasının teşkil edilememesi nedeniyle işlemlerin iflas dairesi tarafından yürütüldüğünü, davacı alacaklının alacak kayıt talebinde bulunduğunu, 19 alacak kayıt numarasına kaydının yapıldığını, talebinin yargılamayı gerektirdiğinden reddine karar verildiğini, davacı alacaklının TTK ‘nın 1472. maddesi kapsamında kısmi halefiyet kabul edilse dahi taraf teşkilinin tam olarak sağlanmadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEME KARARI: Mahkemece, ticari ilişki kapsamında … tarafından davalı şirkete mal satıldığı, bu satış doğrultusunda fatura düzenlendiği, takip tarihi itibariyle 33.630 USD alacaklı olduğu, bu borç kapsamında müflis şirket tarafından dava dışı şirkete çek keşide edildiği, bu çekin konu edilerek dava dışı şirket ile davacı şirket arasında 17.02.2014 tarihinde Kredi Sigorta Poliçesi tanzim edildiği, sigorta sözleşmesi kapsamında 20.05.2014 tarihinde dava dışı şirkete hasar ödemesi yapıldığı, davacı … şirketinin halef olduğu, icra takibi başlattığı, iflas tarihi itibariyle toplam alacağının 91.460,57 TL olduğu gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne, 91.460,57 TL müflis şirketin iflas masasına kayıt ve kabulüne karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Karar, yasal süre içerisinde davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.Davacı vekili istinaf nedenleri olarak, gerekçeli kararın 6. maddesinde davalı vekili lehine 3.400,00 TL vekalet ücretine hükmedildiğini, davalı tarafın davayı takip eden vekili / avukatının hiç olmadığını, iş bu yazım hatasının düzeltilmesi için mahkemeye başvurulduğunu ancak taleplerinin reddedildiğini, müvekkili aleyhine hükmedilen vekalet ücretinin kanun ve yerleşmiş içtihatlara aykırı olduğunu, istinaf kanun yoluna başvurulması zarureti doğduğunu belirterek, kararın kaldırılmasını ve maddi hatanın düzeltilerek yeniden karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE:Dava, İcra ve İflas Kanunun 235. maddesi gereğince açılan sıra cetveline itiraz ( kayıt kabul ) davasıdır. Uyuşmazlık konusu, davalı müflis şirket yararına vekalet ücreti takdir edilmesinin usul ve yasaya uygun olup olmadığıdır.Taraflar arasında, müflis hakkında verilen iflas kararının kesinleşmiş olması, davacı … şirketinin dava dışı sigortalı şirkete hasar ödemesi sonrasında halefiyete istinaden alacağını masaya yazdırmak istediği, talebinin reddedildiği ve iş bu davanın açıldığı konusunda herhangi bir uyuşmazlık yoktur. Mahkemece alınan bilirkişi raporlarına göre hüküm tesis edilmiştir.Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun yedinci kısmında, yargılama giderleri ve adli yardım düzenlenmiştir. Birinci bölüm başlığı “ Yargılama Giderleri “ olup, 323. maddede, yargılama giderlerinin kapsamına yer verilmiştir. Maddede, yargılama giderlerinin nelerden ibaret olduğu sıralanarak, HMK 323/1-ğ bendinde, vekille takip edilen davalarda kanun gereğince takdir olunacak vekalet ücreti bunların içerisinde gösterilmiştir. Şu halde vekalet ücretine karar verilebilmesi için davanın vekille takip edilmesi gerekecektir. Davada haklı çıktığı için lehine yargılama gideri hükmedilen tarafın davasını vekil ( avukat ) vasıtası ile takip etmesi gerekir. Davanın başından sonuna kadar vekil ( avukat ) tarafından temsil edilmiş olması şart değildir. Somut davada ise davalı tarafın kendisini davanın hiçbir aşamasında vekille temsil ettirdiğine dair dosyada bir bilgi veya belge mevcut değildir. Karar başlığında da davalı tarafın vekili olduğuna dair bir bilgiye yer verilmemiştir. Buna rağmen hükmün “6”. bendinde reddedilen dava değeri üzerinden davalı vekili lehine 3.400,00 TL vekalet ücreti takdirine dair hüküm tesisi isabetli olmamıştır.Açıklanan nedenlerle ve özellikle 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun yargılama giderleri ile ilgili düzenlemesi ve ilgili yasal düzenlemeler kapsamında, kendisini vekille temsil etmeyen tarafa vekalet ücreti takdiri ve kabule görede vekil değil taraf yararına hükmedilmesi gereken vekalet ücretinin vekil lehine takdiri isabetli olmamıştır. Ancak, yargılamada eksiklik bulunmadığından ve kanunun olaya uygulanmasında hata edilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile hükmün düzeltilerek yeniden esas hakkında takdiren aşağıdaki gibi karar verilmesine dair karar verilmesi gerekmekle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere,1- Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE,2- İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/509 Esas, 2020/90 Karar ve 11.02.2020 tarihli kararının KALDIRILMASINA, 3- a) Davanın KISMEN KABULÜNE, Davacı …‘nin İstanbul … İcra Müdürlüğünün … iflas sayılı dosyasında ki alacak nedeni ile 91.460,57 TL ‘nin davalı ….Tic.Ltd.Şti’nin iflas masasına kayıt ve kabulüne, fazlaya ilişkin talebin reddine, b) Karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 54,40 TL harçtan peşin alınan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 18,50 TL karar ve ilam harcının davalıdan alınıp hazineye irat kaydına, c) Davacı tarafından yapılan 2.000,00 TL bilirkişi ücreti ve 795,00 TL sair masraf olmak üzere toplam 2.795,00 TL ‘den kabul ve red durumuna göre davalı hissesine düşen 2.375,75 TL ile ilk harç 71,80 TL olmak üzere toplam 2.447,55 TL ‘nin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına, d) Davalı tarafından yapılan yargılama gideri olmadığından bu hususta bir karar verilmesine yer olmadığına, e)Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince kabul edilen dava değeri yönünden davacı lehine takdir olunan 3.400,00 TL maktu vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, f) Davacı tarafından yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine, 4- Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 91,10 TL başvuru harcı ile 162,10 TL istinaf kanun yolu başvuru harcı olmak üzere toplam 253,20 TL harçtan davacının peşin olarak yatırmış olduğu 203,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 50,20 TL harcın davacıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA,5- Davacının yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin, hükmün kaldırılma nedenleri gereğince takdiren kendi üzerinde bırakılmasına,6- İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti hakkında karar verilmesine yer olmadığına,Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, İcra ve İflas Kanunun 164/2. fıkrası gereğince kararın tebliğ tarihinden itibaren 10 gün içerisinde Yargıtay nezdinde temyiz kanun yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.21/01/2021 …