Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2021/233 E. 2021/344 K. 11.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/233 Esas
KARAR NO: 2021/344
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ARA KARAR TARİHİ: 13/11/2020
NUMARASI: 2020/754 Esas
TALEP: İHTİYATİ HACİZ
KARAR TARİHİ: 11/03/2021
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, 28/10/2020 tarihli dava dilekçesinde; müvekkili sigorta şirketinin sigortalı iş yerinde meydana gelen hasarın davalı şirketten kaynaklı olarak sızan su neticesinde hasıl olduğunu, ticari risk sigortası ile sigortalı bulunan iş yerinin demirbaş ve emtialarının ve diğer konuların sigorta poliçesi ile güvence altına alındığını, ekspertiz raporuna göre lavabo altında bulunan su arıtma cihazından sızan su neticesinde hasar meydana geldiğini, ekspertiz sırasında cihazın iç kısmının açılarak bakılması sonucunda filtrelere giden iç ana su borusunun patlak olduğunun görüldüğünü, sigortalının söz konusu cihazı yaklaşık 5 yıldır kullandığını ve yaklaşık 6 ay önce filtre değişimi yaptırdığını beyan ettiğini, müvekkili şirketinin rücu imkanının bulunduğunu iddia ederek, öncelikle teminatsız olarak ihtiyati haciz taleplerinin kabulüne, aksi halde teminat karşılığında ihtiyati haciz talebinin kabulü ile rücu tutarı olan 243.326,53 TL’nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEME ARA KARARI: Mahkemece, davacı vekili tarafından alacağın semeresiz kalmaması için davalı adına kayıtlı gayrimenkul ve menkul mallar üzerine ihtiyati haciz konulmasını talep etmiş ise de alacağın ve sorumluluğun yargılamayı gerektirmesi, dava konusu taşınmaza ve emtialara ilişkin kayıtların dosyada yer almaması nedeniyle yaklaşık ispatın oluşmadığı belirtilerek, ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Ara karar, davacı vekili tarafından yasal süre içerisinde istinaf edilmiştir.
Davacı vekili, istinaf nedenleri olarak; müvekkili sigorta şirketine sigortalı … Ltd. Şti ile ticari risk sigortasının bulunduğunu, davalı şirketten kaynaklı olarak sızan su neticesinde 03/05/2020 tarihinde sigortalı iş yerinde hasar meydana geldiğini, mahkeme kararının emsal Yargıtay kararları neticesinde isabetli olmadığını, mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişmenin sulh olma, tazminatın ödenmesi vs gibi durumlar nedeniyle hakkın elde edilmesinin zorlaşması veya tamamen imkansız hale gelmesinin söz konusu olduğunu iddia ederek, ihtiyati haciz talebinin reddi kararının kaldırılmasını, ihtiyati haciz taleplerinin yaklaşık ispat kuralıda dikkate alınarak kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE: Dava, sigorta hasar bedelinin rücuen tahsili istemine ilişkindir. Davacı vekili tarafından, dava dilekçesi ile birlikte İİK hükmü uyarınca davalıya ait mal varlıkları hakkında ihtiyati haciz kararı verilmesi talebinde bulunulması üzere, ilk derece mahkemesi tarafından şartları oluşmadığı gerekçesiyle ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiştir. Davacı vekili tarafından, ihtiyati haciz talebinin ret ara kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İstinaf talebi, 6100 sayılı HMK’nın 341.madde kapsamı ve İİK 258/2.fıkrası gereğince uygun olduğundan inceleme gerçekleştirilmiştir. İhtiyati haciz, İİK 257 vd maddelerinde düzenlenmiştir. İhtiyati haciz, alacaklının bir para alacağının zamanında ödenmesini garanti altına almak için mahkeme kararı ile borçlunun mallarına önceden el konulmasıdır. İhtiyati haciz, yalnız para ve teminat alacaklarında uygulanan bir tedbirdir. Bu anlamda ihtiyati tedbir gibi geçici hukuki himaye tedbirlerinin bir çeşidi olarak kabul edilmektedir. İhtiyati hacizde ihtiyaten haczedilen mal ve haklar, alacaklının açtığı veya yaptığı veyahut açmayı ya da yapmayı düşündüğü dava veya icra takibinin konusu değildir. İhtiyati hacze konu edilen alacak, dava dışı sigortalının iş yerinde yangın sonucu oluşan hasara ilişkindir. İhtilaf, İİK 257 maddesinde düzenlenen, ihtiyati haciz şartlarının mevcut olup olmadığı ile mahkeme kararının isabetli olup olmadığıdır. İİK nun 257. maddesinde ihtiyati haciz şartları düzenlenmiştir. Maddede, rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısının, borçlunun yedinde veya üçüncü şahıstan olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacakları ile diğer haklarını ihtiyaten haczettirebileceği belirtilmiş, maddenin 2. fıkrasında ise, 2 bent halinde, vadesi gelmemiş borçlardan dolayı, borçlunun muayyen yerleşim yerinin olmaması, borçlunun taahhütlerinden kurtulmak maksadı ile mallarını gizlemeye, kaçırmaya veya kendisi kaçmaya hazırlanır ya da bu maksatla alacaklının haklarını ihlal eden hileli işlemlerde bulunursa ihtiyati haciz istenebileceği düzenlenmiştir. İİK nun 258. hükmüne göre, ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için mahkemenin alacağın varlığı hakkında kanaat edinmiş olması yeterlidir. Mahkemenin alacağın varlığına kanaat getirmesinden anlaşılması gerekenin, alacağın usul kurallarına göre kesin bir şekilde ispat edilmesi değildir. Bu hükme göre alacaklının, alacağının varlığını ve muaccel olduğunu tam ve kesin olarak ispat etmesi aranmamakta, bu konuda mahkemeye kanaat verecek delilleri göstermesi yeterli kabul edilmektedir. Öte yandan, ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için alacağın yargılamayı gerektirmemesi şeklinde bir koşulda kanunda öngörülmemiştir. Diğer hukuki himaye tedbirlerinde olduğu gibi ihtiyati hacizde de amaç, davaya ilişkin yargılamadan farklı olarak, maddi hukuka dayanan hak bakımından nihai bir karar verip uyuşmazlığı sona erdirmek değildir. İhtiyati hacizde amaç, ihtiyati tedbire benzer şekilde, Anayasa ‘ nın 2. maddesinde yer alan ” hukuk devleti” ilkesinin bir gereği olarak bireylere etkin hukuki himaye sağlamaktır. İhtiyati haciz kararı verilmesinin şartlarından olan, alacaklıya ilişkin şart, bir alacak için ihtiyati haciz isteyen kişinin olacağın alacaklısı sıfatına sahip olması gerekir. Alacağa ilişkin ise, alacağın vadesinin gelmiş veya vadesi gelmemiş olmamakla birlikte, yasada belirtilen şartların gerçekleşmesi gerekir. Muacceliyet ile temerrüdü karıştırmamak gerekir. Muacceliyet temerrüdün zamanla ilgili şartıdır. Hakim, hukuksal işlemlerden doğan alacaklar için yapılan ihtiyati haciz istemlerine karşı öncelikle alacağın muaccel olup olmadığını saptaması gerekir, alacağın muaccel olduğunu alacaklı ispat etmelidir. Alacağın vadesinin gelmiş olması, alacaklının alacağını dava veya takip edebilme yetkisini ifade eder. İhtiyati haciz kararı verilebilmesi için borçlunun temerrüde düşürülmesi veya alacaklının alacağına kavuşmasına engel olacak davranışlarda bulunması gerekmez. Yasal düzenlemeler ve açıklamalar doğrultusunda somut olayın değerlendirilmesi durumunda, davacının konu ettiği alacak iddiası ödenen hasar bedelidir. Davacı tarafça dosyaya ibraz edilen ekspertiz raporu, fatura örnekleri ve diğer ekli belgeler İİK 258/1.fıkrası anlamında haciz sebepleri hakkında kanaat getirmeye yeterli deliller olarak kabul edilmemiştir. Emsal olarak gösterilen yargı kararlarının içeriği ve niteliği itibariyle iş bu dava konusu uyuşmazlıkta uygulanma yerinin bulunmadığı kanaatine varılmıştır. Açıklanan nedenlerle ve özellikle İİK 258/1. fıkrasında belirtilen şekilde, haciz sebepleri hakkında, dosyaya ibraz edilen belgelerin kanaat getirilecek deliller olarak yeterli kabulü mümkün görülmediğinden ve mahkeme gerekçesi kısmen isabetli olmamakla beraber sonuç olarak ret kararı doğru kabul edildiğinden, davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine dair karar verilmesi gerekmekle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM; Gerekçesi Yukarıda açıklandığı üzere, 1-Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2020/754 Esas sayılı derdest dava dosyasında verilen 13/11/2020 tarihli ara kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b/1 bendi uyarınca REDDİNE, 2- Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 91,10 TL başvuru harcı ile istinaf kanun yolu başvuru harcı 162,10 TL olmak üzere toplam 253,20 TL harcın davacının peşin olarak yatırmış olduğu 292,60 TL harçtan mahsubu ile bakiye 39,40 TL’nin talep halinde davacı tarafa İADESİNE, 3-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 4-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 362/1-f maddeleri gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.11/03/2021